Dilimiz tehlikede! Türk Milleti’nin varlığı tehlikede!

Dilimiz tehlikede! Türk Milleti’nin varlığı tehlikede!

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Şub 15, 2011 22:26


Dilimiz tehlikede! Türk Milleti’nin varlığı tehlikede!

Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara bakarken gelin bu en önemli oyunu gözardı etmeyelim!

Sözüm Türkçe üzerine:

Dilimiz büyük bir tehlike altında!
Türkçemiz yabancı bir dilin boyunduruğunda!
Bir yandan dil birliğimizi bozmak istiyorlar, bir yandan da dilimize saldırıyorlar.


Aslında bize düşman gerekmiyor. Kendi elimizle kendi ipimizi çekiyoruz. Köy kasaba adlarını bölücü hainler değiştirmeye kalkıyor da, hayır, buna kimsenin gücü yetmez, burası aşiret devleti değil, diyemiyoruz.
Her akşam ama her akşam başka bir yerel dilden şarkılar, türküler dinlemeye mahkûm ediliyoruz da, devlet televizyonu eliyle hem de, sormuyoruz:
”Devletimin burada, bu bölücülük kokan harekette işi ne? Ne oluyor orada?” Bizi neden ayrıştırıyorsunuz? demiyoruz! Yalayıp yutuyoruz…
Ögretmenler, yazarlar, okumuşlar, bu ülkenin okullarında okumuş, adam olmuş insanlar, ekmeğine ihanet edercesine susuyor…
Hem biz, etrafı Türkiye Cumhuriyeti’nin iflâh olmaz düşmanlarıyla sarılmış bizler, anlaşılmaz bir boş vermişlik içinde değil miyiz?
Türkçemize sahip çıkmadık ki yıllardır şimdi dil bayrağımızın böyle hoyratça yırtılmasına karşı çıkalım?
Baskı ve düzenle elimizden kimliğimiz, vatan- millet birliğimiz alınıyor da bilmezden geliyoruz…

Ey aziz milletim, üç yıldır dil bayrağın göklerinde dalgalanmıyor!
Göklerin senin değil! Elinden aldılar! Kırkçeşit dilcikten biri yaptılar senin dilini!

Senin müziğini elinden aldılar! Hrıstiyan ayin müzikleri, taklit caz müzikleri, yerel ağızların müzikleri, arabesk müzik , Türkçe pop, yabancı pop denilen başka kültürün müziği aldı senin öz müziğinin yerini.
Magazin dünyasının ünlü kahramanları „Okul yaptırma“ işinin elebaşları olmuş. Okullarının adları ne hâle geldi baksana? Geçen sen, birine, yalakalık uğruna, bir Kürt şeyhinin adını , şeriatçı birinin adını verdiler de devletinin bir lisesine, tıkın çıkmadı. Parayı bastıran okul yaptırdım diye adını okuluna veriyor! Okullarının adı artık kahramanlarının, Türk büyüklerinin adını taşımıyor. Belki hiç saygı duymayacağın biri okula para bağışladı diye adını verebiliyor oraya... Yeni spor stadının adı bile yabancı dilden:”Arena.” Hem de Türk Telekom Arena’ymış. Ne alâkası varsa? Buna tek kişi bile itiraz etmedi. Sadece , Ali Sami Yen’in adı olabilirdi dedi bir muhalif siyasetçimiz. “Arena” sözü kimseyi üzmedi. Benim dilim yok mu? demedi...Daha başka söze gerek var mı?
“Türkçe özürlüler “( Türkçeyi doğru düzgün konuşamayanlar, harflerini, hecelerini yutanlar, argo sözlerle kaba, fakir bir dille konuşanlar)kadın programları ile sabahları insanını eğitiyor! Türkçenin başını gözünü yarıyorlar! Eskişehir’de patlama olmuş. Demin ekrana yazdılar:
“Duble patlama!” diye. Bir çift ayakkabı, denir, bir çift söz söyledim, denir ama “çift patlama!” Hem de “duble yazımıyla?
Türkçeyi bilmeyenler, ekranlarda, gazetelerinde…Masal kitapları bile yazmışlar bu Türkçe bilmeyenler senin çocuklarına. Keloğlan’ı »katil etmişler bir masallarında da okuyunca şaşırdım buna kimsenin seslenmediğine…

Bunlar yetmedi İngilizce her eve girdi televizyonlarınla.
İngilizce yayın yapan altına Türkçe yazıyla açıklama geçen kaç kanalın var artık farkında değil misin? Bu iş hangi bağımsız ülkede olur? Olabilir mi?
Hani nerede Türkçemiz?
Harflerimizi bile yabancı bir dille yani Amerikanca okuyoruz. Böyle giderse yakında alfabemizi bize unutturacaklar!

Teknik terimler, reklâmlar, tabelâlar hep yabancı dil! Yani İngilizce. Yani tam doğruyu söylersek Amerikanca! Gazetelerde bazı başlıklar, açıklamalar yine öyle…
Hele hele devletin radyosundan da böyle bir okunuşta duyuru duyunca bir gün, “Bu kadarına da pes doğrusu!” dedim.
Başlıyorlar: “Dabılyu, dabılyu, dabılyu…”
Ben de hemen içimden :”Dilinizi eşek arısı soksun, e mi!”diyorum, elimde olmadan…
Harf bir sesin adıdır. Sözlükte şöyle tanımlanıyor:
“Bir alfabeyi meydana getiren ve okuyup yazmayı sağlayan işaretlerin her biri.”
Şimdi soralım taklitçilere, dilini sevmezlere:
Türkçede “yu” diye bir harf, bir ses var mı?”
“Dabıl “(double) onlarda çift demekmiş, tek olmayan. Dabıl yu, “ Çift “v” harfi demek yani.
Türkçede sessiz harfler sonlarına “e” seslisi eklenerek okunduğuna göre bu “W” harfini “Çift ve” olarak, bilgisayar yazımında da adresleri, üç kez, “Çift v, Çift v”, Çift v”, diye okuyabiliriz…
Hem daha altmışlı yılların sonlarında bunu öğrenmiştik. Okullarımızda, sanat okullarında, “Yazı Dersi” görürken yabancı dillerdeki harfleri de yazardık örnek olarak. W harfine “V “harfiyle aynı okunuşu yüzünden ondan ayırmak için, “Çift v “derdik.
Sizi bilmem ama ben böyle okuyanı şimdiye dek duymadım, görmedim…
Almancada,(W) bu harfi “V” (ve)sesiyle okuyorlar.
“W,W,W” Almanca okunduğunda “V,V, V” (ve,ve,ve) diye okunur. Türkçede olduğu gibi. Taklit edeceksek dilimize uyan bu okumayı niye taklit etmiyoruz?
Yazarken yabancı dillerde kullanılan, alfabemizde olmayan bu harfi olduğu gibi yazarız. Okurken Türkçedeki gibi okuruz. Ne olur o zaman? Anlamaz mısınız?
“Dabıl yu” derken hiç düşünüyor muyuz, ne kadar gülünç oluyoruz?
Hem gülünç, hem acınası bir durum…
Bir aşiret, bir çadır devleti gibi, bir sömürge gibi, bir zavallı dilin, bir fakir dilin konuşanları gibi…

Türkçemize bunu yapmaya hakkımız var mı?

Dilimizi hep güzelleştirerek bizlere ulaştıran atalarımıza borcumuzu yeni yetişen çocuklarımıza dilimizi doğru dürüst öğreterek ödememiz gerekmiyor mu?

Çocuklar bu teknoloji çağında artık televizyon seyrederken harfleri tanımaya başlıyor, daha okula başlamadan da kendi kendilerine okumayı öğreniyorlar.
Biz televizyonlarda harfleri Amerikanca okursak çocuk da öyle öğrenecek. Mesaj gönderen ”SMS’yi nasıl okuyor?”Es,em, es”.
„Se,me,se, deseler sanki mesajları yerine ulaşmayacak!
Diyelim ki bir televizyon kanalının adı „NTV“. Ne diyor sunucuları?“En Ti Vi”
“Show Tv”, işte birinin adı, ne diyorlar kendilerine?”Şov tivi”
”FOX” , nasıl mı okunuyor? Bu X harfini dayatmak için milletin başına, bir matahmış da kullanılmasa olmazmış gibi hemen her yerde kullanıyorlar! Neden? Anayasamızda dilimizi, alfabemizi değiştirtmek için…Bir hain plân için. Web Tv yazıyor Hürriyet en çok izlenen bölümüne internette. Ne bileyim, Web değil de, Veb dese, Reklâm Tv dese, Tanıtım Tv dese olmaz mı? Bizim dilimiz Türkçe değil mi? Anlamaz mı gençler?
Maksat dilimizi bozmak, bu dilimizde olmayan harfleri dayatmak…Önce alıştırarak şartlandırmak, zamanı geldiğinde de tepeden inme bir pis darbeyle dilimizin yapısını değiştirmek! Bozup yok etmek! Millî varlığımızı, Türk Milleti kavramını silmek…
Eski kültür bakanı, bu iktidarın eski bakanı, dillendirmedi mi bunu ta 2009 yılında. “Dilimize dört harf daha ilâve edilebilir, daha iyi olur!” diye. Arap harflerinden de alınabilirmiş...Çok da iyi olurmuş…”

Sahipsiz kalan öksüze mahallede nasıl saldırırlar bilirsiniz.
Dilimize de öyle saldırıyorlar dört koldan!
Köpeksiz köy buldular deyneksiz geziyorlar anlayacağınız…Hem ordumuz neden hedeflerinde belli değil mi? Bu Cumhuriyetin kurucularını bir hatırlayın! Hepsi asker değil miydiler?

Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara bakarken gelin bu en önemli oyunu da gözardı etmeyelim!
Dilimiz için bir şeyler yapalım, çok geç olmadan...En azından sahip çıktığımızı gösterelim Türkçemize.
Bir küçük belediyemiz karar almış:” Bundan böyle hiç bir işyeri kendine yabancı bir ad takamayacakmış.” Belediye yasaklamış.
Biz de kendi kendimize yasaklar koyalım.
Basın yayını idare edenleri uyaralım, dayatmalarına karşı çıkalım, tavır koyalım. Biz istemesek „Web“ diyebilirler mi magazin haberlerine? Hep bir yuhlasak?
Türkçe okuyalım yazıları, Türkçe yazalım!
Yabancı dili, yabancı dil gibi öğrenelim. Dilimizi öldürmesine izin vermeyelim!
Hele dilimizi bölmek isteyen hainlere hiç fırsat vermeyelim!
En büyük hazinemiz Türkçemiz!
Dilimiz Türkçemiz kimliğimiz, dilimiz kültürümüz, dilimiz biz...
Dilimiz Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinin teminatı...
Dilimiz geçmişimiz ve geleceğimiz...


Bu yurdu, bu Cumhuriyeti bize armağan eden büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ta 1930 yılında şöyle demiştir:

„Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.“
Bunun için de Türk Milletine gideceği yolu göstermiştir:

„Şahsınız için değil, mensup olduğunuz millet için elbirliği ile çalışın. Çalışmaların en yükseği budur.“
O yıllarda milletimiz Ata’sına, « Vazifemiz…Çalışacağız !.. » diye söz vermiştir.

Sözümüzde duralım.
O halde, iş işten geçmeden harekete geçelim…

Şairimiz Edip Cansever ne güzel demiş :

„Sen o karafile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu? Bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele...



Feza Tiryaki, 15 Şubat 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 986
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x