Dizi'ni Dövmeyen Kızını Döver - 2

Dizi'ni Dövmeyen Kızını Döver - 2

İletigönderen omer_yildiz » Cmt Ara 24, 2011 11:51

Resim
Şimdilerde bayan izleyici kitleleri için geliştirilen programlar revaçta… “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen bir dinin mensubu olan, “misafir umduğunu değil bulduğunu yer” diyen bir kültüre sahip olan toplumumuzda dini ve kültürel yapımıza tamamen zıt programlar dönüp durmakta ekranlarımızda. Sırasıyla birbirlerinin evine ziyarete giden, çoğumuzun hayatında tadamayacağı yemeklere hakaret yağdıran, acımasızca eleştirdiği rakibinin, ertesi gün yüzüne gülebilen riyakar soytarılar beğenilerek izleniyor.

Büyük çoğunluğu hala çöplerden ekmek toplayan, akşamları pazar pazar dolaşıp, “az” çürümüş sebzelerle çocuklarının karnını doyurmaya çalışan annelerin bulunduğu bir toplumda, bahsettiğimiz seviyesizliklerin, bu denli izleniyor olması medyanın gücünü gözler önüne seriyor.

Seviyesizliğin, şaklabanlığın bu kadar ilgi görmesi, kitleleri kendisine bağlaması şaşırtıcı bir durum ama her yazımızda belirttiğimiz gibi bu bir arz talep meselesi, istiyoruz ki yayınlanıyor. Kısaca “alan memnun, veren memnun” usulünde bir görünmez akit yapmışız… Çoğunluğunun ilgi ve merakla izlediği bir toplum için bulunmaz bir yozlaştırma aracı bu programlar.

Sorunlardan bahsederken, karşımıza bu programların amacına ulaşıp ulaşmadığı sorusu çıkıyor; bu yazıyı okuyanların tamamının da buna “evet” cevabı verdiğinden şüphem yok. On yıl öncesinde böylesi programlar, dizi ve reklamlar yayınlansa büyük bir tepkiyle karşılaşacakken, günümüzde sıradanlaşması da üzerimizde oynanan oyunun, her kademede başarılı olduğuna işarettir.

Bilinçaltına attığımız bastırılmış duyguların bir tezahürü olarak sürekli izlenme oranları artan bu diziler ve programların artarak devam etmesi, nefsanî duygularımızın bu şekilde açığa çıkmasıdır. Yaşayamadığımız ve yaşayamayacağımız hayatlara, imrenerek bakıyoruz, buna bir sonraki bölüm merakı da eklenince, sonuç kaçınılmaz bir hal alıyor.

Türkiye’nin en büyük kanallarında, aralıksız bir şekilde maruz kaldığımız bu programlardan “etkilenmeyiz”, “çocuklarım neyin ne olduğunu biliyor” savunması size göre ne kadar doğru bilmiyorum ama çocuk yetiştirmenin, ağaç yetiştirmekten farklı olduğunu savunan benim gibiler için bu büyük bir sorun. Günümüzde boşanma oranları, ilişki dışı çocuk ve kürtaj rakamları, uyuşturucu ve alkol bağımlılığının küçük yaşlara kadar inmesi, aile içi şiddet ve eğitimde ki başarısızlıkları ayrı ayrı düşünmek imkânsız. Hepsi birbirine sıkı sıkıya bağlı olan bu durumların temelinde de bu dizilerin yattığını söyleyebiliriz.

Aile ve çocuklar arasında ki sevgi ve saygının, eşler arası iletişim kopukluklarının temelinde de yine bu tarz bağımlılık yaratan programlar vardır. İnsanlar arasında ki muhabbet, kişiler arası ilişkiler, bu programlarla ters orantılı bir biçimde azalmaktadır…

Çözüm noktasında, devletin bu duruma el atmasını beklemek saflık olur sanırım… Akşam haberlerinden hemen sonra yayınlanan bir dizi de iki erkeğin aynı yatakta uyanıp, eşcinsel ilişki yaşamasına sansür koymayan, liseli kızların kürtaj için sıraya girdiği dizilere tepki göstermeyen RTÜK, Adile Naşit’in “Tosun Paşa” filminde ki hamam sahnesini sansürleyerek, zihniyetini zaten ortaya koymuştur.

Kendi nefsimizin önüne geçerek, o çok değer verdiğimiz çocuklarımızı düşünerek, izlemeyerek, o programlara prim yaptırmayarak değiştirebiliriz aslında bir şeyleri… Sonuçta bizi örnek alan çocuklarımız için, daha seçici davranıp ahlakımıza ve kültürümüze ters düşmeyen programlara yönelebiliriz.

Ve bunu yalnızca geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız için yapmalıyız… Çünkü hepimizin bildiği gibi bizim değişmemiz artık imkânsız, bari onları harcamayalım…


Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x