Düşürülmek İstenen Son kale MHP!

Türkiye’yi ve Türk Milletini esarete düşürme operasyonu, son kale MHP’nin düşmesi ile ivme kazanır diyor ve 12 Haziran Genel Seçimi öncesinde Türk’lüğünün farkında olan tüm seçmeni uyarıyorum.

Fazla geriye gitmeden önemli sayılabilecek tuzaklarla dolu içinde olduğumuz dönemi kısaca hatırlayalım…

Şu an yaşamakta olduğumuz kaos dolu günlerin yaşanmasını sağlayan asıl darbe, AB dayatmaları sonucunda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin sivilleştirilmesi oldu. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinim sivilleştirilmesi ile birlikte kamuoyunun çokta farkında olamadığı çok önemli örtülü bir operasyon daha yapıldı: Kısa adı TİB olan, Toplumla İlişkiler Başkanlığı adı altında örgütlenen ve ülkemizde cirit atan yabancı gizli servis ajanlarının, ülkemiz güvenliğini tehdit eden operasyonlarını tespit ve takip ederek karşı operasyonlar düzenlemekle görevli olan bu kurum kapatıldı.

TİB’in kapatılması tabiri yerinde ise ülkemiz güvenliğinin bağışıklık sisteminin çökertilmesi ile eşdeğerdir!
Çünkü TİB, MGK bünyesinde faaliyet yürütüyor ve her türlü siyasi baskılardan uzak tutuluyordu. Başka bir değişle siyasi iktidara yani AKP yönetimine bağlı değildi. Bu nedenle de TİB takip edilemiyor ve ülkemizde cirit atan yabancı gizli servis ajanlarına karşı yürüttüğü faaliyetleri önlenemiyordu!

2004 yılında sivilleştirilen MGK ile birlikte TİB’in kapısına da kilit vuruldu !
Artık AKP iktidarının istediği olmuş ve AB ve ABD dayatmalarının gereği yerine getirilmişti!
İşte ne oldu ise her türlü melanet 2004 yılında TİB’in kapatılması ile hız kazanmaya başladı!

Küresel efendiler ve ülkemizdeki maşaları yerli(!) uşakları tarafından son derece seviyesiz ve her türlü çirkinliğin yeterince kullanıldığı bir mücadele önce TSK’ya karşı yapıldı. Bu saldırıların ülke dışından yapıldığına ve sözümona belge(!) oldukları iddia edilen yalan-dolan haberlerin ise 2007 yılında yayın faaliyetine başlayan TARAF gazetesi ile servis edildiğine dikkat edilmeli.

TSK’ya karşı yürütülen bu aşağılık saldırılar karşısında TSK’nın görüntüsü üzülerek ifade ediyorum, hazindir!
TSK sonrasında önemli ikinci saldırı ise YARGI ya karşı yapıldı ve hatırlayacağımız gibi referandum sonrasında yapılan yasal düzenlemelerle YARGI da da hedeflenenler aynen tatbik edildi.

Belden aşağı, adi ve son derece çirkin bir operasyonla CHP yönetimi tamamen değiştirildi.

Tüm bu operasyonlarda kullanılan en temel argümanın gizlice dinlenmiş telefon kayıtları ile yine adice röntgencilik yapılarak kayıt altına alınan video kasetleri olduğuna özellikle dikkat edelim. Yukarıda kapatıldığını ifade ettiği TİB(Toplumla İlişkiler Başkanlığı) yerine AKP iktidarı tarafından bir TİB daha kuruldu. Ancak bu TİB’in açılımı ise Telekominikasyon İletişim Başkanlığı ve yanılmıyorsam doğrudan sadece Başbakana bağlı. Bu bilgiye dayalı olarak soru şu: Taraf gazetesine servis edilen gizli dinlenmiş telefon kayıtları ile gizlice kayıt edilmiş kasetlerin bu yeni TİB ile bir ilişkisi olabilir mi ?

Yazımıza kaldığımız yerden devam edelim.

Şimdi sıra SON KALE MHP de !

Peki neden SON KALE MHP ?

Birlikte cevap arayalım !
Aslında bu sorunun cevabı son derece basit ve kısa : Ismarlama anketlerde % 40 lar bandında gezen AKP, anayasayı değiştirebilecek vekil sayısını ancak MHP nin baraj altında kalması ile elde edebiliyor !
İşte cevap bu kadar basit ve anlaşılır : MHP yi baraj altında bırak ve elde edeceğin vekil sayısı ile istediğini anayasal değişiklikleri yap.
Peki yapılmak istenen bu değişiklikler neler ?
Anayasanın ilk üç maddesi.

Onların kısaca özeti ise şu : T.C bir Türk devletidir, resmi dili TÜRKÇE’dir ve başkenti ANKARA’dır.
İşte bütün dertleri bu TÜRK ifadesini kaldırmak ve Türk Milleti kavramını tamamen anayasa dışı bırakmak !
Peki bu değişiklik ile yapılmak istenen asıl operasyon ne, onun da cevabını verelim.
Anadolu coğrafyasını TÜRK MİLLETİNE VATAN OLMAYACAK ŞEKİLDE BÖLMEK VE PARÇALAMAK!
İşte tüm bu açıklamalar nedeniyle Türk’lüğünün farkında olan her seçmen için MHP son kale olarak değerlendirilmeli ve TSK ile YARGI da olduğu gibi düşürülmesine izin verilmemelidir !

Son derece pasif olması ve proje üretememesi nedeniyle her fırsatta acımasızca eleştirdiğim MHP işte bu değerdedir ve bu değer nedeniyle de MHP ye sahip çıkılmalıdır !

MHP yönetimine de bir öneride bulunalım.
Mevcut Siyasi Liderler içinde sadece Sayın Devlet Bahçeli’nin “Erdoğan-Gülen ve Öcalan Eşkenar Üçgeni” şeklinde ifade ettikleri girdaptan Türk Milletini çıkarmak lazım.
Bu hedefin gerçekleşmesine başlangıç olması bakımından görkemli bir miting düzenlenmesi farz olmuştur:
12 Haziran Genel Seçimlerinden hemen önce Anadolu’nun yedi ayrı coğrafi bölgesinin en büyük şehirlerinde mesela; Güneydoğu’da Urfa, Doğu’da Erzurum, Akdeniz’de Antalya, Karadeniz’de Trabzon ya da Samsun, İç Anadolu’da Ankara, Ege’de İzmir, Marmara’da İstanbul, Trakya da Edirne illerimizde aynı gün, aynı saat ve aynı konuyu içeren manifestoya benzer bir konuşma metni ile “Erdoğan-Gülen ve Öcalan girdabından çıkış” başlıklı bir miting düzenlenmelidir. Bu mitinglerdeki konuşmacıların ise Türklüğünün farkında olan ve hitabet gücü yüksek şahsiyetlerden seçilmesine özen gösterilmelidir. Konuşmacının kürsü arkasında ise Ülkü Ocaklarından yetişmiş ve hala bağımsız ve tam egemen bir Türk Devleti varlığını savunan, Gazi’nin de hedeflediği Büyük Türk Birliği projesine gönül vermiş şahsiyetlerin olması MHP de görüş ayrılığı yaşanmadığının bir ispatı olacaktır !

Özetle aktarmaya çalıştığım bu tarz bir mitingin Türk Milleti üzerinde oluşturması muhtemel sinerjiyi ve bu sinerjinin 12 Haziran Genel Seçimlerine nasıl yansıyacağını düşünebiliyor musunuz ?

Ya Rab bize güç ver!

Rast gele ve hadi hayırlısı !