Ermeni Mezalimi -13- / Selcan TAŞÇI

Ermeni Mezalimi -13- / Selcan TAŞÇI

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Nis 23, 2012 0:10

Ermeni Mezalimi -13-

Hamile kadınların karınlarını deştiler...

Canilik, sapıklık, sapkınlık ne ararsan onlarda; Ermeni çeteciler “dünya psikopatlık tarihi” ne adlarını altın harflerle yazdırdılar...

Mezalim Külliyatı!

Canilik, sapıklık, sapkınlık ne ararsan onlarda; Ermeni çeteciler “dünya psikopatlık tarihi”ne adlarını altın harflerle yazdırdılar.

Balkan Savaşları’nda aldığı ağır yenilginin ardından değil bir “dünya savaşı”na girmek kendi “tebaa”sıyla dahi başa çıkabilecek durumda değil Osmanlı...

Hem madden, hem manen kanadı kolu kırık bir halde sürüyor askerlerini cepheye...

Evlat, baba, kardeş, ağabey, eş, sevdalı yolu beklerken “harap ve bitap” halde Anadolu...

Tutunacak bir dal ararken, evi, barkı, tarlası, tezeği de çekiliyor altından; can sökülüyor canından... Hem de bakın nasıl ve kimler tarafından:

HAMİLE KADINLARIN KARINLARINI DEŞTİLER

Taşnak Komitası üyeleri Türk evlerini kundaklıyor...

Su kanallarına hayvan leşleri tıkanıyor, çeşme ve kuyulara leş atılıyor, ezan vakitlerinde kilise çanları çalınıyor, kandiller kurşunlanıyor, camiye gidenler öldürülüyor...

Rusların sınırı geçmesinden sonra Eski Erzurum Mebusu Karakin Pastırmacıyan’ın 1200 kişilik Ermeni çetesi, köyleri dolaşarak, güzel kadınların ırzına geçiyor, beğenmediklerini işkenceyle öldürüyor, hamile kadınların karınlarını deşerek bebeklerini çıkarıyor...

Kavak Köyü’nde Keleş Ağa’nın gelinini öldürüp, oğullarını kazığa oturtuyorlar...

AĞZINA KAZIK ÇAKILAN YAŞLI ADAM

70 yaşındaki Gevaş müftüsünün ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakıyorlar, dilini koparıp bu kazığın üstüne çiviliyorlar. Dirisine yaptıkları yetmiyor ölüsüne de işkence ediyorlar. Ayaklarını kesip kucağına koyuyor, sakalını ve ellerini yakıyorlar...

Mülazımı evvel Şükrü Efendi’nin 80 yaşındaki amcası Tayyar’ı ellerinden kapıya çiviledikten sonra, burnu, kulakları ve çenesini keserek katlediyorlar.

Van’da, muhasebe memurluğundan emekli Beşiroğlu Derviş Efendi’nin Hayriye ve Şadiye adındaki kızlarına, babalarının, annelerinin ve enişteleri Hayri Efendi’nin gözleri önünde tecavüz ediyorlar.

Muş’a bağlı Ağcaviran Köyü’nden Musa ve Sadullah Bey’lerle 10 arkadaşlarını gözlerini oyarak öldürüyorlar...

Emin Paşa Mahallesi’nden gardiyan Ali’yi, eşini, gelinini, 2 yeğenini, inzibat memuru Bayram’ın 7 yaşındaki oğlunu, Mustafa’nın eşini, 2 çocuğunu, Hacı Kaya oğlu İbrahim Çavuş’un eşini koyun gibi boğazlıyorlar...

Cami-i Kebir Mahallesindeki Kasım’ın 2 çocuğunu ise anneleri Ayşe’nin gözü önünde boğazlıyor, sonra da kadını öldürüyorlar...

Mahmudin’e bağlı Mirgehi Köyü’nde 27’si erkek 12’si kadın ve 18’i çocuk toplam 57 kişiyi boğazlayıp, kız ve gelinlere tecavüz ediyorlar...

Tebriz Kapısı Mahallesinde savaşta olan Salih’in eşini, 5 ile 15 yaşları arasındaki 4 kızını, kız kardeşini ve ailesinden 17 kişiyi parçalıyorlar...

90 yaşındaki mahalle imamı İsa Efendi, 70’lik emekli öğretmen Rasif Efendi, Hayretiye Camii imamı Hacı Derviş Efendi’yi birer eşeğe bindirip, günlerce sokak sokak gezdiriyorlar. Sakalları ve bıyıkları kesilip yüzlerine insan pisliği sürülen bu yaşlıları parçalara ayırarak, işkenceyle öldürüyorlar. Rasif Efendi’nin 60 yaşındaki karısına tecavüz ediyor sonra da cinsel organına odun sokup acı içinde can verişini izliyorlar.

Ordudan geri kalan yaralı askerler, Pastırmacıyan’ın çetesi tarafından kılıçtan geçiriliyor...

Malazgirt’in Beksam köyünde berber İlyas oğlu Şevket ve iki eşinin gözleri önünde kızlarına tecavüz ediyorlar.. Şevket yavrularını bırakmalarını isteyince onu ve ailesinin geri kalanını da işkenceyle öldürüyorlar...

Mehmet Bey Mahallesinde Sadullah’ın kızı ve Seher’in 5 ile 7 yaşındaki çocuklarını annelerinin elinden alarak kama ile parçalıyorlar. Abbas’ın karısı ve 3 kız çocuğunu doğruyorlar...

DİRİ DİRİ YAKTILAR

Halil Çavuş’un eşi Ayşe ve kız kardeşi ile 80 yaşlarındaki Hacı Abdullah Efendi ve eşini önce dövüyor ardından da kafaları taşla eziyorlar...

Molla Kasım Köyü’nde 70 yaşındaki Fevzi Ağa’nın kafasını kesip karısının kucağına veriyorlar. Gelini Hayriye’yi öldürüyorlar. Zahide ve Fatma isminde ki gelin zorla götürülmeye çalışılırken kendilerini köprüden Mermit Çayı’na atıyorlar...

Van Hastanesi’nde 80 kadar hastayı diri diri yakıyorlar...

Katırcı mahallesinden peynirci Recep oğlu Mahmut’un 4 çocuğu ve eşine, mülazım Hüsnü Efendi’nin de 12 yaşındaki kurşun yarası olan kızına defalarca tecavüz ediyorlar...

KATLİAMLARIYLA ÖVÜNÜYORLAR

Bırakın sayfalar doldurmayı, gazetede tefrikayı; böyle sadece isimleri ve katlediliş biçimlerini sıralasak alt alta bu bile yeter Ermeni mezaliminin “külliyat” olmasına...

Üstelik rivayet de değil hiçbiri; kulaktan kulağa, ağızdan ağza aktarıla aktarıla haberdar edildiğimiz acı hatıralar değil hani şu çok yüzleşmek istedikleri tarihimizden “belgeli” sayfalar.

Bakın Ermeniler, kendileri Amerika’da yayınladıkları Goçnak gazetesinde ne yazıyorlar:

“Van’da 1500 kadar çoluk çocuk ve kadından başka Türk kalmadı!”

Sadece bu bölgeden 1 milyon 200 bin Türk’ün göç ettiğini ve bunların 700 bininin yolda hayatını kaybettiğini bildiren Ergünöz Akçora, İngiliz Yüksek Komiserliği’ne sunulan raporları kaynak gösteriyor yazdıklarına...

Tanıklar Anlatıyor

1900 doğumlu Muhammed Reşid Güler 15-16 yaşlarındayken şahit olduğu dehşetengiz cinayetleri dün gibi hatırlıyor:

“Tımar’ın, Başkale’nin, Özalp’ın köylerinde Müslüman halkın evlerine ot tıkayıp ateşe veriyor, dışarı kaçmak isteyenleri de kurşunla, süngüyle öldürüyorlardı. Zulüm ve işkencenin haddi hesabı yoktu. Erkeklerin derilerini yüzüyor, uzuvlarını kesiyor; kadınların da namuslarını kirletiyor, kazığa oturtuyorlardı...”

Mezalimin bir başka tanığı 1883 doğumlu Salih Taşçı da yıllar sonra şöyle anlatıyor en acı yıllarını:

“Van gölünde eskiden yelkenli gemiler vardı. O kadar çok zulmettiler ki, gemilere doldurdukları insanları, öldürmekten bıktıkları insanları, diri diri suya attılar. Ermeniler o ihtiyar insanlarımızı alınlarından, ellerinden duvarlara çivilediler...”

Bekir Yörük ve ailesi göç ederken “çok yaşlı” olan amcaları Teren Ağa’yı bırakmışlar Van’da. Ve sonra;

“Van’dan ayrılırken onu götürememiştik. Karısı, kızı, iki torunu da kaldı. Ermeni tığaları amcamı, o çocukları baltayla parçalayıp öldürmüş. Kızı, burada Amerikan okulu vardı oraya sığınmış. Ermeniler onu da binanın ikinci katından atıp şehit etmişler... Van’ın boşaltılmasından üç gün sonra şehitleri toplamaya gittik. Yüzlerce yaşlı kadını, kazığa oturtmuşlar...”

Selcan TAŞÇI - 21 Nisan 2012, YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Ermeni Mezalimi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x