ESKİ KÖYE YENİ ADET / Cemile Aksak Karaca

Genel & Güncel Konular

ESKİ KÖYE YENİ ADET / Cemile Aksak Karaca

İletigönderen Erkan Güçiz » Pzt Ara 01, 2014 0:35

Köy deyince; sessiz sakin bir hayat, doğal ürünler, huzurlu bir yaşam, tertemiz havası ile tablo gibi bir görüntü canlanır zihnimizde... Köyde yaşam insanın ömrüne ömür katar. Birçoğumuzun unutamadığı çocukluk anıları vardır köyüyle ilgili. Köyler de akrabası olanlar ya da yolu köye düşenler şimdilerde görecekler ki bu güzel köy yaşantısı artık değişime uğradı. Elbette ki çağın getirdiği yeniliklere karşılık değişim kaçınılmazdır, ama kendi özümüzü kaybetmeden bu değişime ayak uydurabilirsek eğer, her şey çok daha güzel olabilirdi. Artık yaşam köylerde çok farklı, gelenek görenekleri, beslenme alışkanlıkları, geniş aile yapısı, binaları, iş olanakları bu değişimden nasibini aldı. Oysa köy demek, köylü demek; iyi niyet, saflık, sağlıklı ve güçlü bir yaşam demekti birçoğumuza göre. Son zamanlarda köyümde gözlemlediğim değişikliklerden bahsetmek istiyorum. Çok değil bundan birkaç yıl öncesinde bayram kutlamak için köyümüze giderdik. Oradaki bayram havasını, coşkusunu şu anda anlatacak kelime bulamıyorum. Çocuklar en güzel elbiseleriyle ellerinde torbalar, ev ev gezip bayram şekeri toplardı ve günün sonunda torbalar dolmuş çocuklar mutlu... Şimdiler de ise bu manzaraya rastlamak köyde bile ne mümkün...

Aileler geniş aile, dede, nene, anne baba ve çocuklardan oluşur ve aynı evde yaşarlardı. Evler nohut oda bakla sofa misali ufak ama huzur ve güven doluydu. Şimdiler de bakınca ise evler büyümüş, aileler küçülmüş çekirdek aileye dönmüş, nene dede ayrı evlerde yaşıyor ve çocuklar masalları kreşlerde öğrenir olmuş.

Eskiden üç beş komşu hanım birleşip, imece usulü odun ateşinde boy boy yufkalar yaparak evin ekmek ihtiyacı karşılanırken, bu ihtiyaç fırınlardan hazır ekmek alınarak gideriliyor. Köylü buğdayını kendi üretir, değirmende ununu öğütürdü… Artık çok az bunları yapabilen. Evdeki inek satılmış, yoğurt, süt marketlerden alınır olmuş. Yemyeşil köy merası, köyün hayvanlarına ev sahipliği yapardı. Köyün çobanı her sabah hayvanları toplar, otlatır akşama da getirirdi… Ne mera kalmış ne çoban nede hayvan... Kuş gribi demişler tavuklar telef edilmiş, hazır tavuğa alıştırılmışlar... Sebzenin en güzeli yetişirdi en sağlıklısı benim köyümde... Ya şimdi, her yer sera ile kaplanmış, sağlıklı yerel tohumlarımız, kaybolmaya yüz tutmuş, yerini ticari kaygı ile dış ülkelerden alınan sağlıksız ve genetiğiyle oynanmış hibrit tohumlara bırakmış.

Çiftçi yılda bir kez ürün alıp, kazandığı para ile o yılı rahatça geçirirken, şimdi aynı köyde insanlar bankalara borçlu, tarlaları ipotek altında. Önceden uzun ömrün sırrı köyde yaşamaktı… Artık köyümde neredeyse her evde bir kanser hastası var. Sebebi seracılık, kullanılan zirai ilaçlar, iki yıl içinde, iki dayımı bu hastalıktan kaybettim ne yazık ki… Köylü birçok şeye daha kolay ulaşmaya başlamış, buda onları tembelliğe itmiş, tarlayı ekmeden dönüm başına alınan paralara alışılmış, ya da toprağını icarlamış. Yaşamımızı elimizden alır olmuşlar, bizi biz yapan değerlerimiz kaybolmuş… Zaten artık köyde yok... Büyük şehir yasası ile devasa mahalleler var, sorunlarla boğuşan... Orada bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür… diyemiyorum artık… O köy yok... Kısacası; eski köye yeni adetler gelmiş. Gelmiş ama iyi mi olmuş kötü mü karar sizin !!!!
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x