Fener'in "Siyasi Ayinleri" 12 Eylül Darbecilerinin Aymazlığı

Tartışma Alanı

Fener'in "Siyasi Ayinleri" 12 Eylül Darbecilerinin Aymazlığı

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Ağu 19, 2010 22:58

Fener'in "Siyasi Ayinleri" 12 Eylül Darbecilerinin Aymazlığıdır!..

12 Eylül darbecilerin en büyük günahlarından birisi de Fener Rum Kilisesi’ne verilen siyasi ayin izinidir. Bugünlerde yeniden hortlatılan “inanç turizmi” veya “inanç özgürlüğü” gibi kavramlara 20 yıldır işin içinde olan, araştırma yapan, makale yazan, kitap yazan ve tarafları yakından tanıyan birisi olarak açıklık getirmek istiyorum.

Öncelikli olarak inançlarını yaşamak isteyen, ibadet eden her kim olursa olsun saygım olduğum gibi, her dinden, her inançtan arkadaşlarım var. Yaşantım boyunca da hiçbir ayrım yapmadım. Sorunum, laiklik anlayışında olduğu gibi inançların siyasi amaçlar ile istismar edilmesidir. Bu bağlamda bugünlerde tekrar gündemi ağırlaştıran ve ağırlaştırmaya da devam edecek tek sorunum Fener Rum Kilisesi’nin dini olmayan derin siyasi faaliyetlerdir.

Bugün PKK’nın yaptığı terör faaliyetleri nasıl “düşünce özgürlüğü” olarak kabul edilmiyorsa, Fener Rum Kilisesi’nin siyasi ayinlerini de “inanç özgürlüğü” veya “ibadet özgürlüğü” olarak kabul edilemez. Ama toplumu ayrıştırmak için nasıl PKK terör örgütü siyasallaştırılmak isteniyorsa, aynı taktiklerle Fener Rum Kilisesi de “inanç özgürlüğü” adı altında ekümenikleştirilmek isteniyor. En güçlü karşı durdukları ortak nokta ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığıdır. Kıyaslamamda onun içindir.

Fener Rum Kilisesi’nin bugünkü varlığını Türk Dışişleri’nin 2010 yılı görüşü ile tanımlamamız gerekirse, “Devletimizin laik niteliği uyarınca hiçbir dini kuruma tüzel kişilik verilmesi mümkün değildir. Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi de tüzel kişiliği haiz değildir.

Öte yandan, Rum Ortodoks azınlığa mensup vatandaşlarımız, başta Lozan Barış Anlaşması olmak üzere ikili ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hakları çerçevesinde İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’da yer alan ibadet yerlerinde dini vecibelerini serbestçe yerine getirmektedirler.”

Demek ki, Fener Rum Kilisesi’nin tüzel kişiliği yok!..


Neden tüzel kişiliği olmadığı ile bu sorunun yanıtı ve sorgusu çok önemlidir. Kısaca yanıtı ise İHANET, Anadolu’nun Yunanlılaştırılması ve Doğu Roma’nın yeniden inşasıdır. Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucuları da APTAL olmadıkları için adı geçen kilise ile ilgili doğal olarak tüzel bir kişilik vermemişlerdir. Vermek zorunda da değillerdi. Fener Rum Kilisesi savaşı kaybeden taraftaydı. Ülkemizde kalmaları da kendi kutsal meclislerinde aldıkları karar ile de doğrulanacağı gibi “siyasi faaliyette” bulunmayacaktılar.

Dışişleri Bakanlığının da ifade ettiği üzere “İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’da” yaşayan Rum azınlığın din vecibelerini yerine getirecektir. Zaten Fener Rum Kilisesi’ne bağlı olan Anadolu metropolitleri mübadele öncesi 21 Eylül 1922 tarihinde Kayseri Zincidere Manastırında Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi kurmuşlardır. Yani Anadolu ile hiçbir ilişkisi kalmamıştır.

İşte o ilişkiyi yeniden sağlamak için, “inanç turizmi” veya adına ne derseniz, o adla yeniden faaliyet göstermek istiyorlar. Başlangıcı 12 Eylül MGK’sının izini ile 1983 yılında Antalya Demre’de başlayan, Nevşehir, İzmir, Isparta, Denizli ve son olarak Trabzon’da devam eden “siyasi ayinlerin” amacı, “inanç özgürlüğü” değil, nüfus, tapu ve Doğu Roma’daki gücüne yeniden kavuşmak olmuştur. Bu isteği de ne yazık ki laik Türkiye Cumhuriyeti’ni bir türlü kabullenmeyen 12 Eylül’ün darbeci generalleri gibi hareket eden taraflarca hep destek görmüştür. Bugün Fener Rum Kilisesi’nin isteklerini Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile karşılamasının olanağı yoktur. Ancak rejimin, diğer bir ifade ile Anayasal düzeninin değiştirilmesi gerekir. Değiştirilmesi için de TESEV’in HATEMİLER ile çalışmaları olmuştur. Eğer sırası gelirse onları da göreceksiniz.

Fener Rum Kilisesi’nin siyasi ayinlerine tekrar dönecek olursak, aradan 88 yıl geçmesine rağmen adı geçen kilise Anadolu’yu hala kendi ruhani ve siyasi alanı olarak görüyor. Kurtuluş Savaşı öncesi kaybettiği metropolitliklerini uydurduğu “siyasi ayinler” ile yeniden kazanıyor. Konuya ilgisiz çevrelerin yalnızca “inanç özgürlüğü” kapsamında gördüğü ama duymadığı, “bu toprakların asıl sahibi biziz” inancı, inanç turizmi maskesi ile o tarihi kilisede yapılan siyasi ayinlere dönüşüyor. Ayinin aslında bir gövde gösterisi olduğu, yapıldığı yeri ve yöreyi sahiplendiği ise fazlaca bilinmiyor.

Neyi ifade ettiğime gelince, “siyasi ayinlerine” ilk kez 1983 yılında Antalya’da buluna Noel Baba Ören Yerin’de başlayan Fener Rum Kilisesi’nin ne kadar “din özgürlüğü” ve “inanç özgürlüğü” ile bağdaştığına karar vermeniz için aşağıdaki notlarımı paylaşmak istiyorum.

Turizm Bakanlığı 1982 yılında Vatikan ile birlikte Demre Noel Baba Ören Yerinde, Noel Baba’yı tanıtmak için iyi niyetli bir tanıtım toplantısı yapınca olan oluyor. Fener Rum Kilisesi hemen Vatikan’ı “orada ne işiniz var diyerek” uyarıyor. Ve bir daha Demre’ye adım atmayın, orası benim, orada bir gösteri olacaksa, onu da ben yaparım mesajı veriyorlar.

Ertesi yıl ise Türkiye’deki terör olaylarını bahane ederek darbe yapan, Cumhuriyet kazanımlarından bir haber, ATATÜRK’ün kurumlarını kapatan sözde ATATÜRKÇÜ 12 Eylül generalleri Fener Rum Kilisesi’ne tarihinde elde edemeyeceği bir fırsat vererek, ilk siyasi ayin için izin veriyorlar!..

Eğer bugün Fener Rum Kilisesi büyük bir aymazlıkla Sümela’da siyasi ayin yapıyorsa, bunda az bilinen 12 Eylül MGK’sının çok büyük payı ve belki de darbenin en büyük kötülüğü vardır.

Darbecilerin Fener Rum Kilisesi’ne 1983 yılında verilen o izin sonrası Demre’de ne olduğunu satır başlıkları ile hatırlatmam gerekirse;

    - Fener Rum Kilisesi tarihinde ilk kez Demre bölgesine dini anlamda “Myra Metropoliti” siyasi anlamda vali atadı. “Antalya Valisi de kim oluyormuş” dediler. Ama valileri, kaymakamları ve belediye başkanlarını ziyaret ederek hediyeler getirdiler. Bilim adamlarına para vererek konuşmacı yapıp sempozyumlar düzenlediler.

    - Diğer kiliseler için, “burası benim yetki alanım, benim izinim olmadan buraya kimse giremez, Ruslara da söyleyin buraya gelmeden önce İstanbul’a uğrasın, bizimle işbirliği yaparsanız Avrupa’daki kapılar açılır” dediler.

    - Sürekli dini hoşgörüden bahseden Fenerli papazların siyasi ayinini Noel Baba Müzesi’nde iki saat saygıyla dinleyen, sonra da dua eden eski Diyanet İşleri Başkanı ve Devlet Bakanı Lütfü DOĞAN’ın önünden duran örtüyü büyük bir hışımla çektiler.

    - Dini hoşgörü için verilen siyasi ayin sırasında, doğal afetler sonucu 900 yıldır toprak altında kalan bölge için, Rumca “bölgeden zorla atıldıklarından” bahsettiler. Kayıtlar TRT’den çıkınca, Bartholomeos bir din adamına yakışmayacak şekilde protesto ettiği barış etkinliklerini unuturcasına, “özür diledi, bir daha olmayacak” dedi.

    - Rus din adamlarının kilisede dua etmelerini, “kokutmuşlar” diye yorumladılar.

    - Hoşgörüden bahseden, barış için dua edenler, Rusya’dan Demre’ye gelen din adamlarının selamlarına karşılık vermedikleri gibi yüzlerine dahi bakmadılar!.. Bu nedenle göz yaşları döken Rus Kilisesine mensup olan metropolit teselli edildi.

    - Başpapazın yardımcısı, Demre’de Rus Heykeltıraş tarafından yapılan heykelin açılış günü yapılan siyasi ayin sonrası etrafındakilere, “bir gün buralara hakim olunca bu heykeli buradan kaldırırız vaazı” verdi.

    - Yunanistan Devleti ile Yunan vakıflarını yanına alarak fresk onarımını yaptırdı. Uyduruk açılış törenin Yunanistan Büyükelçisine yalnızca soru sormak isteyen Demre’li bir kişi daha ağzını açar açmaz polisler tarafından derdest edilerek gözaltına alındı!..

    -Yaptığı siyasi ayin sırasında ikonaları okuyarak, kutsanmış ikonalar diye RUS TURİSTLERE sattırdılar. Tezgahlarda pazarlanan ikonalar için de, sözde Myra Metropolitinin ikonaları kutsarken resimleri duvarlara, vitrinlere asıldı. Kutsal video seyrettirdiler. RUS turiste ikona satmak için, Myra Metropoliti tarafından kutsanmıştır yazılı ve imzalı sertifikalar belge olarak gösterildi. Yetmedi Myra Metropolitine dükkan kutsadı ve kutsarken çekilmiş resimleri duvarlara asıldı.

    - Dönemin Antalya Valisi Ankara’dan aldığı icazetle Fener Rum Kilisesi’nin Myra Metropolitine Demre’de tapu verdi.

Doğal olarak Sümela benzeri yurdun dört bir tarafında verilen siyasi ayin kararları tabii ki Yunanistan’da sevinçle karşılanacak, başpapaz ATATÜRK hariç herkesi şükranla anacak ama sonuç Paris Barış Konferansı’nda olduğu gibi İzmir’in işgali anlamına gelecektir.

18 Ağustos 2010

Saygılarımla

Muammer KARABULUT


İlk Kurşun, 18 Ağustos 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x