Gel vatandaş gel! Mühimmatın hası burada!

Din-İzlem (Teo-Strateji) Uzmanı

Gel vatandaş gel! Mühimmatın hası burada!

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Mar 26, 2010 21:04

Gel vatandaş gel! Mühimmatın hası burada!

Siyasi gündem giderek hassaslaşıyor. Muhalefet liderlerinin kullandığı ‘siyasi iktidar bölücülerin dilini benimsiyor’, ‘sivil darbede son aşama’ şeklindeki ifadeler tanımlayıcı ve ağır. Bu günlerde, ‘Uzun Savaş: Açılım mı, Vasallık mı’ adlı bir kitap çalışması yapıyorum. Bu esnada Yeni Zemin Aylık Kültür ve Politika Dergisi’nin (Temmuz 1993, Sayı: 7)bazı sayılarını gözden geçirdim. Siyasi iktidara karşı duyulan şüphenin ve güven bunalımının nedenini anlamak açısından bu dergiden çarpıcı iki alıntı yapacağım.

Birinci alıntı: RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Müslüman kadının siyasallaşmasını şöyle anlatıyor: “Bilgi ve eğitim düzeyinin yükselmesiyle doğru orantılı olarak Müslüman kadınların örtünmeleri bir yandan resmi ideolojinin ve Kemalist modernleşmenin iflasını ortaya koyarken diğer yandan daha çok merkezin dışında kalan çevre ve taşrada yaşanan geleneksel Halk İslam’ı ile ayrılan bir İslâm anlayışına damgasını vurmuştur... Müslüman kadınların en önemli silahları giyimleri ve üniversitelerdeki başarılarıdır.” Burada üzerinde durmak istediğim husus, kadının örtünme meselesi değil. Müslüman kadının siyasallaşması adı altında Müslüman kadının örtünmesi ile resmi ideolojinin iflası arasında kurulan bağdır. Müslüman kadının giyimini onun silahı olarak değerlendirmektir. Eğer siz bunu sistemin iflasının bir göstergesi ve ilan edilen savaşın silahı görürseniz bir başkasının size karşı savaş ilan etmesi meşruluk kazanır. Çok tartışma konusu olan bu meselenin dini değil, siyasi mesele olduğu açıklık kazanıyor. İlk okuduğumda hem İslam adına hem de inancı gereği örtünen ve sıkıntı çeken bayanlar adına üzüldüm. Kuşkusuz ki bu zihniyet, sağduyu sahibi her insanı ciddi anlamda kaygılandırır.

Şu an RTÜK Başkanı olan D. Dursun, acaba iktidarın elinde ve denetiminde olan TRT’yi nasıl değerlendirmektedir? Müslüman kadının giyimini onun silahı gören bir zihniyet eminim ki TRT’yi Müslümanların tankı olarak görüyordur. Belki bu nedenle daha önce özel televizyonlarda program yapan kişiler aynı kalıp ve üslupla TRT’de, affedersiniz tank üzerinde yaylım ateşi yapıyorlar. Resmi ideolojinin iflasını hızlandırmak için bazı kurumlarla ’paslaşıp’bazı haberleri önceden veriyorlar. İnsan kendini cephede hissedince her şeyi silah, muhalifini düşman görür.

İkinci alıntı: İslamcılıktan liberalliğe, belki de bilinmez bir düşünce iklimine terfi eden Mehmet Metiner’den. Aynı sayıda Kürt sorunu ve çözümü üzerine ’çözümleme’yapıyor: “Bu aşamada yapılacak şey, Kürt kimliğini tanımak ve bu tanımanın gereklerine uygun kültürel hakları anayasa ve yasalar çerçevesinde hukuki bir zemine oturtmaktır. Tabii daha ileri adımlar da atmak gerekir. O adımlar da Türkiye’nin idari ve siyasi sistemini tümden değiştirmekten geçiyor. Devletin resmi ideolojiden arındırılması, merkezde toplanan devasa yetkilerin önemli bir kısmının yerel yönetimler eliyle halka verilmesi, asker-rejim ilişkisinin Batılı demokratik ülkelerde olduğu biçimiyle yeniden düzenlenmesi, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önünde duran yasakların tümden kaldırılması ve benzeri köklü değişimlere gidilmeden tek başına ne Kürt sorununu, ne de başka bir sorunu kalıcı çözüme kavuşturmak mümkün değildir.” Demek ki meselenin çözümü için yapılması gereken neymiş? Devleti resmi ideolojiden arındırmak, Türkiye’nin siyasi ve idari yapısını tümden değiştirmek gerekiyormuş... Yani Kürt sorununun çözümü cumhuriyetin yıkılmasına bağlanmaktadır. Başından beri Kürt açılımı projesinin içinde bulunan Metiner’in ve kadının giyimini onun silahı gören RTÜK Başkanı Dursun’un zihniyetine güvenmek için ‘küresel ölçekte ahmak olmak’ gerekir. Siyasi iktidara ve önerilerine karşı tepkinin ve güven bunalımının nedeni işte bu cephe anlayışı ve mühimmattır!


Nadim MACİT, YENİÇAĞ, 26 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Gel vatandaş gel! Mühimmatın hası burada!

İletigönderen Ram » Cum Mar 26, 2010 23:20

    “Bu aşamada yapılacak şey, Kürt kimliğini tanımak ve bu tanımanın gereklerine uygun kültürel hakları anayasa ve yasalar çerçevesinde hukuki bir zemine oturtmaktır. Tabii daha ileri adımlar da atmak gerekir. O adımlar da Türkiye’nin idari ve siyasi sistemini tümden değiştirmekten geçiyor. Devletin resmi ideolojiden arındırılması, merkezde toplanan devasa yetkilerin önemli bir kısmının yerel yönetimler eliyle halka verilmesi, asker-rejim ilişkisinin Batılı demokratik ülkelerde olduğu biçimiyle yeniden düzenlenmesi, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önünde duran yasakların tümden kaldırılması ve benzeri köklü değişimlere gidilmeden tek başına ne Kürt sorununu, ne de başka bir sorunu kalıcı çözüme kavuşturmak mümkün değildir.”


Seçimlerde Kürtçe propaganda serbest

TBMM Anayasa Komisyonunda, Seçim kanunlarında değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifi kabul edildi.

TBMM Anayasa Komisyonunda, seçim kanunlarında değişiklik öngören yasa teklifi kabul edildi.

Devamı...
Komisyon, AK Parti Ankara Milletvekili Haluk İpek`in `Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun` ile `Milletvekili Seçimi Kanunu`nda değişiklik yapılmasını öngören teklifini bazı değişikliklerle benimsedi.

Teklifin gelecek hafta TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi bekleniyor.

Seçim kanunlarında değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifi, TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildi.

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanunu`nda değişiklik öngören teklif, bazı değişikliklerle benimsendi.

Teklife göre, seçime katılan siyasi partilerden, son yapılan genel seçimlerde en çok oyu almış 4 siyasi parti ve son dönemde TBMM`de grubu bulunan siyasi parti, o siyasi parti genel başkanları tarafından yazılı olarak yetki verilmiş olması şartıyla, YSK`da bir asil ve bir yedek temsilci bulundurabilecek.

Siyasi partiler ve bağımsız adaylar, kamuya ait bina ve tesisler dışında kalan yerlerde seçim büroları açabilecek. Bu bürolarda görüntülü ve sesli propaganda yapılabilecek. Seçim bürosu olarak kullanılamayacak yerler arasına banka ve üretici birliklerine ait tesisler de alındı. Diğer faaliyetler saklı kalmak koşuluyla, seçim bürolarında görüntülü ve sesli propaganda yapılabilecek, saat 23.00`e kadar halka açık faaliyette bulunulabilecek.

Açık yerlerde, güneşin batmasından sonra da propaganda yapılabilmesinin yolu açılıyor. Güneşin batmasını takiben 2 saat daha propaganda sürebilecek.

Seçimin başlangıç tarihinden itibaren oy verme gününden önceki 24 saate kadar olan sürede, siyasi partiler veya adaylar, radyo ve televizyonlarda birlikte veya ayrı ayrı açık oturum, röportaj, panel gibi programlara katılarak görüşlerini açıklayabilecek. Siyasi partiler veya adayların açık veya kapalı toplantıları, radyo ve televizyonlarda canlı olarak yayınlanabilecek.

Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar, seçim propaganda süresinin sona ermesine kadar yazılı basında ilan ve reklam yoluyla veya internet sitesi açarak sözlü, yazılı veya görüntülü propaganda yapabilecek.

Vatandaşların elektronik posta adreslerine gönderilecek mesajla taşınabilir veya sabit telefonlarına sesli, görüntülü, yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamayacak.

Oy verme gününden önceki 10 günlük sürede, yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçlarıyla, kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehine veya aleyhine veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı yasak olacak. Bu sürenin dışında yapılacak yayınların tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uyulması şartı aranacak. Kamuoyu araştırmaları ve anketlerinin kim tarafından, kaç denekle yapıldığı ve kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması da zorunlu olacak.

Seçim döneminde broşür, el ilanı, parti bayrağı, poster, afiş, CD, DVD dışında hediye ve eşantiyon dağıtımı da yasak olacak.


-SÖZLÜ PROPAGANDA-

Propaganda için kullanılan el ilanları ve diğer her türlü matbuatlar üzerinde, Türk bayrağı, dini ibareler bulundurulması yasak olacak. Radyo ve televizyonlarda yapılacak propaganda yayınlarıyla, diğer seçim propagandalarında Türkçe`nin kullanılması esas olacak. Ancak siyasi partiler ve adaylar seçim döneminde, Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olmamak şartıyla, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları yerel dil ve lehçelerde de sözlü propaganda yapabilecek.

Bilboardlarda propaganda süresi uzatılarak, 20 günden 30 güne çıkarılıyor.

Vatandaşlar, konutlarına, iş yerlerine veya taşıtlarına, partilere veya adaylara ait bayrak, afiş veya poster gibi tanıtıcı malzemeleri asabilecek. İlan ve reklamlar her türlü vergi ve harçtan muaf olacak.


-TAHTA SANDIK TARİHE KARIŞIYOR-

Teklifin yasalaşması halinde, tahta oy sandıkları tarihe karışacak. Buna göre oy sandıkları, eni 35, boyu 55, yüksekliği 450 cm, şeffaf, ısıya ve kırılmaya dayanıklı sert plastikten olacak.

Seçimlerde kullanılacak oy verme kabinleri, eni 120, boyu 150, yüksekliği 180 cm, portatif, hafif metal profil üzerinde, bir tarafı açılıp kapanabilir ve içini göstermeyen koyu renk dayanıklı sentetik kumaşla kaplı, kolay taşınabilir ve katlanabilir olacak şekilde yaptırılacak.

Sandıkların ve oy kabinlerinin üzerinde Yüksek Seçim Kurulu ibaresi ve logosu bulunacak.

Oy zarflarının boyu büyütülüyor. Zarflar, her seçim için ayrı renkte, eni 15 cm, boyu 21 cm olacak.

Teklifle, `sandık alanı` ve `sandık çevresi` ayrımı da tarif ediliyor. Sandık alanı, sandık kurulunun görev yaptığı yer merkez olmak üzere 100 metre yarıçaplı alandan oluşacak. Sandık çevresi ise sandık kurulunun görev yaptığı yer merkez olmak üzere 15 metre yarıçaplı alandan oluşacak.

Sandık seçmen listesinde kaydı olmayanların oy kullanmalarına izin verilmeyecek, ancak kesinleşen muhtarlık bölgesi askı listelerinde adı yazılı olduğu veya bu listelere yazılması için askı süresi içinde başvurduğu ve listeye kaydedilmesine karar verildiği halde, çoğaltılarak sandık kurullarına verilen sandık seçmen listelerinde ismi yer almayan seçmenlerin, muhtarlık bölgesi askı listelerinin kesinleşmesine bakılmaksızın, ilçe seçim kurulundaki liste ile oy verecekleri sandık seçmen listesine ilave edilmelerine, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından karar verilecek. Böylece, seçmenin oy kullanması sağlanacak.


-KİMLİK NUMARASIZ BELGEYLE DE OY KULLANILABİLECEK-

Üzerinde TC Kimlik Numarası bulunmayan belgeyle de oy kullanabilecek. TC Kimlik Numarası olmayan bir kimlikle oy kullanılabilmesi için seçmen bilgi kağıdını ve TC Kimlik Numarasını ispata elverişli, YSK tarafından ilan edilen belgenin gösterilmesi yeterli olacak.

Seçmenler, cep telefonu, fotoğraf veya film makinesi gibi görüntü kaydedici veya haberleşme sağlayıcı cihazlarla kapalı oy verme yerine giremeyecek. Bu tür cihazlar, kapalı oy verme yerine girmeden önce kapatılarak sandık kurulu başkanına teslim edilecek ve oy kullanma işlemi bittikten sonra seçmene iade edilecek.

Sandık kurulunda görev yapanlarla, güvenliğini sağlayan güvenlik görevlileri de oy kullanabilecek.

Milletvekilleri ile milletvekili adayları, seçmen bilgi kağıdını göstermek suretiyle kayıtlı oldukları seçim çevresi dışında da oylarını kullanabilecek.


-İKİ KEZ SAYIM-

Oylar, sandık kurulu başkanı tarafından yüksek sesle iki defa sayılacak. İki sayım arasında fark olması durumunda ise üçüncü sayım yapılarak sonucuna göre işlem yapılacak.

Sandık sonuçlarının ilçe seçim kurulunda birleştirilmesi sırasında siyasi parti temsilcilerine birer nüsha verilecek.

Sandık sonuçlarına oy verme gününden sonraki salı günü saat 15.00`e kadar itiraz edilebilecek. Mevcut düzenlemede bu süre aynı gün saat 14.00`e kadar geçerli olacak.


-CEZA-

Seçmenin oy kullanmasına engel olan kimse, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Bunun için tehdit, cebir veya şiddet kullanan kimseye ise 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu fiillerin birden fazla seçmene karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılacak.

Teklifle, birleşik oy pusulalarının şekli de yeniden düzenlendi. Birleşik oy pusulasında siyasi partilerin özel işaretleri, tüzüğüne uygun biçimde renkli olarak bastırılacak.

Siyasi partilerin adayları birleşik oy pusulasına yazılmayacak. Oy pusulalarında, partinin adı ve kısaltılmışıyla, genel başkanının adı yazılı olacak. Oy pusulularında, siyasi partilerin ardından bağımsız adayların adları yer alacak.

Sandık başı iş ve işlemlerine karşı, ilçe seçim kuruluna itiraz edilebilmesi için, önce sandık kuruluna şikayet veya itirazda bulunması şartı aranmayacak.

İlçe seçim kurulundan YSK`ya elektronik ortamda gönderilen sonuçlar, talepleri halinde siyasi parti genel merkezlerine iletilecek.

Adaylık için görevden çekilmesi gerekenlerin kapsamı genişletilirken,kamu kurum niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, kamu bankaları ve üst birliklerin yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar da adaylık için görevinden ayrılmak zorunda olacak.


-SEÇİM BARAJI-

Komisyonda, BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, seçim barajının yüzde 10`dan yüzde 3`e düşürülmesi için önerge verdi. Geylani, önergesi üzerinde yaptığı konuşmada, yüzde 10 barajına takılmayan parti bulunmadığını belirtti. Önerge reddedildi.

Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, Dünyada seçim barajının yüzde 10 olarak uygulandığı ülke bulunmadığını belirterek, barajın uygulandığı ülkelerde ise yüzde 2-5 arasında değiştiğini belirterek, Türkiye`de seçim barajının yüksek olduğu konusundaki başvuruların hem Anayasa Mahkemesi hem de AİHM`den döndüğünü söyledi. Kuzu`nun `İnşallah Türkiye bu barajları bir gün kaldırır` demesi, gülüşmelere neden oldu.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök`ün `Siyasi Partiler Yasasını da burada konuşacaksak, kadın kotası da konulmalı` sözlerine, AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan`kadınları savunduğunuz için sizi tebrik ediyorum` karşılığını verdi.

Görüşmelerin ardından teklif kabul edildi.

TBMM (A.A)

http://www.tumgazeteler.com/?a=6041273
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Nadim MACİT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x