Gönlü Yüce Türk


Bu adla eski zamanda bir bale yazmış Batılı, kitap yazmış.
Bizi böyle adlandırırmış gözü gören, tarih bilen yabancı,
Türk’ü dünya tarihinden tanıyan, bilen Türk’ün geçmiş gününü.

*
Bizi kendi elimizle vurdurmak isteyene,
Kanarsak, bize, bizi unutturmak isteyene,
Bizi sıradan bir kökene indirmeye kalkışana,
Anayasa’dan adımızı silmeye kalkanın bakarsak ağzına,
Aslımızı neslimizi unutur gibi olursak, gençlik Atatürk’ün gençliği olmazsa,
Atalarımız ayağa kalkacaktır mezarda,
Şehidimiz, can veren yiğidimiz, kadınımız kızımız vatan millet uğruna.
Alkanlı kefeniyle dikilecektir ayağa,
Sesleneceklerdir uyuyanlara: “Hakkımı helâl etmem, ha,
“Böyle gidersen, batarsın karasuya!”

*
Gönlü yüce Türk boşuna mı denirmiş bize?
Gönlümüz, sevecen yanımız, insanı ayırmayan huyumuz.
Saf yanımız, bağışlayan dinimiz, acıyan, yufka yüreğimiz…
Böyle olmasaydı nasıl tarihimiz boyunca Türk kalırdık?
Onlarca kültüre karışır, kaynaşır, onlarla bir arada yaşar,
Yine de Türk kalır, Türk devletleri kurar mıydık sayısız?

*
Acılar çekildi, mezalim görüldü, kırıldık, kırıma uğradık.
Bir sürü ırk, soy sop, hatta din kardeşlerimiz, hepsi
Aldattılar, kandırdılar, sırtımızdan hançerlediler bizi.
Tarihten silmek istediler, bozkırlara sürmek Türk’ü.
Yurdumuzdan kovup atmak , onlar için Türkler sanki bir sürü.

*
Batı’nın dişiyle dişlendik, Arab’ın kamasıyla kamalandık çölde,
Yayılmacıların maşası Yunan’la vurulduk, işgale uğradık…
İngiliz, Fransız, İtalyan vatanımıza yayıldılar, köşe bucağı tuttular.
Avusturalya’dan İngiliz’in paralı askerleri çevirdi Çanakkale’yi.
Zırhlı gemilerle sardılar Boğazımızı, çizmeleriyle çiğnediler kutsal vatanı.
Ruslar tarihimiz boyunca bizle uğraştılar,
Kılıçtan geçirdiler, sürdüler, eziyet ettiler atalarımıza,
Yüzlerce yıl, Doğu’da bastılar köyümüzü, kentimizi…

*
Asya’da Çinliler rahat vermediler, Anadolu’da , doğu’da Ruslar, öbür komşular.
Bizi, bizim elimizle vuruşturdu, Atlantiğin ötesindeki Amerika.
İngiliz isyan çıkarttı, işbirlikçi, dinci kürtçüye, belki on defa…
Fransız , askeriyle çiğnedi, aldattığı Ermeniy’le saldırdı vatan toprağımıza,
Kırdı Bulgarlar çoluk çocuğumuzu Balkan’da…

*
Bu gidişi, Mustafa Kemal Atatürk’ü değiştirdi Türk’ün,
Yeniden devlet kurduk, Türk milleti olduk, kirli emelleri tarihe gömdük.
Yine de boş durmadı Batı, yeni devletimizi hiç rahat koymadı.
Kırdırdı insanımızı, içimizden çıkardılar tetikçileri,
Gözü dönmüşleri, Kubilay’a saldıran Derviş Mehmetleri,

*
Yüce Atatürk , Bozkurtu Türk’ün, bu vatanı bize bağışlayan,
Türkiye Cumhuriyetini kuran, onu çağdaş bir ülke yapan,
Ümmeti millete döndüren, bilim yol göstericidir diyen.
Altı ilkeyi miras bırakan ulusuna, Gençliğe Cumhuriyeti emanet eden.
Gönlü yüce Türk’ü yeniden dünyada sahneye koyan,
Bağımsız, başı dik, alnı temiz, aydınlık ufuklarda Türk milletini yaşatan…

*
Bize gönlü yüce Türk boşuna demedi Batılı, bize boşuna saygı duymadı.
Sevmesini bilen, geçmişi deşmeyen, kini nefreti yaşatmayan bu ırkı,
Hep çekinerek, çoğu kez önünde eğilerek, sayarak andı.

*
Bizim düşmanlarımız ise hiç eksilmedi, hiç değişmedi, hiç vazgeçmedi.
Dışımızdakiler daha da gelişti, kini nefreti çocuklarına işledi.
İçimizdekiler bir an boş durmadı, karınca gibi çalıştı, genç beyinleri zehirledi.
Yer altından yer üstüne çıktılar, bir yel esti, ülkenin tepesine yerleştiler.

*
Gönlü yüce Türk hep aynı kaldı, işinde gücünde, tarlasında, bağında.
Kötü yöneticiler, yıllarca kök söktürdü, başka ülkelerin dümenine soktu ülkeyi.
Atatürk’ün yolundan sapıldı, denize dökülen düşman bacamızdan girdi, üst kurdu, içimize karıştı.
Düşmanın emellerine Büyük Ortadoğu dediler, Eşbaşkanıyla daldılar kapıdan içeri.
Generalllerimiz esir alındı, ordumuz neredeyse dağıtıldı.
Batı’da , Doğu’da yetiştirilmiş özel kişiler geldi, başına geçti memleketin.
Nerde, Atatürk’e kini, Türkten alınacak öcü olan varsa, ortaya çıktı.
Teker teker söylediler, söylettiler içlerindeki birikenleri.

*
Şimdi sanıyorlar ki biz kandırıldık, inandık, bunlara biat eyledik.
Zincire vurulduk, zindana atılmakla sustuk, susturulduk…

*
Yıllarca sustuğumuz doğru.
Köylerimizden öğretmenimiz alındı, imam, öğretmen oldu,
Yabancı şirketler memleketin sahibi, şirketler vatana el koydu.
Dilimizi budadılar, eğitimden kopardılar.
Gelecek kuşakları kimliksiz bıraktılar, bayrağımız dalgalanmıyor artık köylerimizde.
Radyomuzda okunmuyor istiklâl marşı,
Göklerimizden ses bayrağımız Türkçemiz çoktan indi .
Kulaklarımız bir kahramanlık Marşı duymayalı yıl oluyor,
Şarkı türkü çıkarıldı kafamızdan, ulusal bayramlar kalktı, kalkıyor.
Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’na kadar diller uzadı.
Dinle imanla, sözde dindarlıkla kandıracaklar şaşkını,
Parayla , sadakayla, cemaatle satın aldığını,
Kendine kul köl ettiğini, göbeğinden, boğazından bağladığını…

*
Unuttukları, dünyanın önünde saygıyla eğildiği Türk,
Gönlü yüce Türk!
Öğretmen, asteğmen Kubilây, Derviş Mehmet’e silahsız karşı koyan.
İlkkurşun’u Yunan’a atan Hasan Tahsin…
Çocuğunu evde bırakıp düşmana karşı koyan Nene Hatun!
Öz oğlunu Yunan’a yol gösterdi diye vuran Domaniçli Habibe,
Fırınlarda yanan, düşmana engel oldu diye karnı deşilen, kesilen binlerce ana,
Yüz binlerce yiğit erkek, yiğit baba…
Milyonlarca Atatürk’ün öğretmeni, askeri, mühendisi, doktoru, köylüsü, çiftçisi…
Seyit Onbaşı, Çakırcalı Efe… vatanın koynunda yatan binlerce isimsiz kahramanı.
Atatürk’ün silah arkadaşları, ordu komutanları, subayları…
Kahraman Türk Ordusunun askerleri, yurdumuzun bekçileri,
Terör örgütüyle vuruşurken ölenler, PKK’nın sinsi mayınına, bombasına kurban gidenler…
Atatürk’ün karatahtasında yetişen, diz çökmeyi öğrenmeyenler…

*
Gönlü yüce Türk önceden de vardı, yedi bin yıldan başlar tarihi.
Sonsuza kadar da var olacaktır,
Kimse yenemeyecektir gönlünün yüceliğini!..

*
Atatürk’ün dediği gibi, ünlü sözündeki gibi,
Türk milleti, “Ne mutlu Türküm diyene!” ülküsünü dilinden düşürmeyecek,
Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar da ayakta kalacaktır!


Feza Tiryaki 4 Şubat 2012