Değerli Dostlar,

Bugün gündemde yer alan bir haberi ve haber içindeki dezenformasyonu/saptırmayı sizlerle paylaşmak ve gizli görüşmenin gerçek gündemi hakkındaki analizimi paylaşmak istiyorum.

GİZLİ GÖRÜŞMENİN PERDE ARKASI
KAPATMA DAVASI DEĞİL
REKTÖR SEÇİMLERİDİR.........

1.HABER;

Gül ve Erdoğan ne konuştu?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , AKP hakkında açılan kapatma davasının görüşülmeye başlanmasına saatler kala AKP `li bir milletvekilinin evinde toplantı yaptı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, önceki akşam sivil plakalı araçlarla ayrı ayrı Ankara `nın Çukurambar semtindeki bir apartmana gittiler; saat 02.00`de yine sivil plakalı araçla ayrıldılar.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan `ın Çukurambar semtindeki Kar Apartmanı`nda gizli buluşmaları merak konusu oldu. Güngören `deki bombalı saldırının yaşandığı gece yapılan buluşmanın bu saldırıyla ilgili ya da ertesi gün başlayacak AK Parti kapatma davasıyla ilgili olabileceği konuşuluyor.
Erdoğan, önceki akşam İstanbul `da katılacağını duyurduğu programını iptal ederek Ankara `ya döndü. Erdoğan`ın Ankara `ya döndüğü saatlerde, Gül de Kayseri ziyaretini tamamlayarak helikopterle Ankara `ya geldi.
Erdoğan`ın Subayevleri `ndeki konutuna gelmesinin ardından Başbakanlık korumaları konuttan ayrıldı. Saat 21.30 sıralarında `34 F 8548` plakalı makam arabası ile Subayevleri `ndeki konutundan ayrılan Erdoğan`a sadece bir koruma aracının eşlik ettiği görüldü. Erdoğan, daha sonra AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu `nun Çukurambar `daki Kar Apartmanı`nda bulunan dairesine geldi. Erdoğan`ı getiren sivil plakalı Mercedes marka makam aracı AK Parti Genel Merkezi `ne döndü.
Gül `ün yakın koruması Osman Cangal ile Erdoğan`ın yakın koruması Zeki Bulut da Çukurambar `da bir pastanede zirvenin bitmesini bekledi.
Farklı araçlarla Tekelioğlu `nun evine gelen Gül ve Erdoğan, saat 02.00`de `34 F 8548` plakalı Mercedes marka makam arabası yerine, aynı plakanın takıldığı koyu renk camlı siyah Volkswagen Passat otomobille evden ayrıldılar.
Gül ve Erdoğan`ın bulunduğu aracın çok süratli bir şekilde apartmanın otoparkından çıktığı görüldü.
Gül `ün kızkardeşi Türkan Tekelioğlu ile evli olan Mehmet Tekelioğlu , ziyaretle ilgili gazetecilerin sorularına `Sayın Cumhurbaşkanımız bildiğiniz üzere eşimin ağabeyi. Bu nedenle her zaman görüşüyoruz. Bu görüşmelerde hiçbir olağanüstü durum yok. Sayın Başbakan da parti genel başkanım. Dolayısıyla evimizi ziyaret etmeleri normal karşılanmalı`

*****************************************************************************************
2.HABER... (20.TEMMUZ.2008 HÜRRİYET)

Rektör elemeleri kimlerden geçiyor

Yalçın BAYER

AKP’nin üniversiteleri çembere alıp tepelerini ele geçirme planı kulislerde dalga dalga yayılıyor.

Rektör adayları üzerinde ’titiz’ bir çalışma yürütülüyor. Yeni kurulacak bir üniversiteye atanacak rektörlerin seçiminde bazı yerlerde il başkanlarının ’müdahil’ olmak istemesinin sıkıntı yarattığı belirtiliyor.

YÖK hafta başında, görev süreleri dolan 21 üniversitedeki rektör seçimlerinde ortaya çıkan isimleri 3’e indirerek Cumhurbaşkanı’na gönderecek. Yeni kurulan 23 üniversitede rektör olmak için başvuran 523 adayın elemesindeki tercihler de ayrı bir gündem oluşturuyor. AKP’lilerin söz verdikleri bazı öğretim üyeleri ’rektörlük’ yarışındalar... Üniversite demek, yatırım demek, yatırım da para...

YÖK’ün çalışması sonunda Gül’ün rektör isimlerini 6 Ağustos’a kadar açıklayacağı konuşuluyor.

Peki, rektör adaylarını kim belirliyor?

Kulislere göre, YÖK ile Cumhurbaşkanlığı arasında ’köprü’ görevini yürüten ilginç isimler var:

İstanbul Milletvekili Prof. Ömer Dinçer, Konya Milletvekili Mehmet Sayım Tekelioğlu ve Konya Milletvekili Prof. Sami Güçlü... Dinçer, geçen dönem Başbakan’ın müsteşarlığında bulundu. Yine geçen dönem Tarım Bakanlığı’nda bulunan Prof. Sami Güçlü, Sakarya Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaparken aynı üniversitede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yakınlığı biliniyor. Gül’ün, halasının oğlu ve eniştesi olan İzmir Milletvekili Tekelioğlu da, ’süzgecin’ bir başka etkin ismi sayılıyor.

TÜRK-İSLAM SENTEZİ

İstanbul Üniversitesi’nden bir öğretim üyesi, rektörlük seçimleri ile ilgili bize şöyle bir değerlendirme yapıyor:

"Yeni YÖK Başkanı Y. Ziya Özcan geldikten sonra YÖK’e muhalefet kırıldı. Prof. Erdoğan Teziç Bey gittikten sonra Tayyip Bey artık YÖK’ü ağzına almıyor. Çünkü, her şey AKP kontrolüne geçti... Üniversitelerde rektörler hep ’tanrı’ gibi oldu bu sistemde... Yeni dönem başlayınca ne yazık ki, öğretim üyeleri suskunluğa büründü; bir tek eleştiri yapamıyorlar. Türk-İslamcı bir rektör karşısında yenilgiyi şimdiden kabul etmiş gibiler...

Çünkü atamalardan görevlendirmelere kadar bütün hayatları rektörün imzasına bakacak.

Üniversitelerde kimse sesini çıkartamayacak, ’ılımlı İslam’ anlayışının yolu açılmış olacaktır. Genç nesil beyinleri de bu fikirlerle doldurulacaktır. Çünkü genç beyinler hem ders geçmek gibi gerekçelerle hem de model almak düşüncesiyle hocalarının görüşlerini benimseyeceklerdir."

Bir başka vurgu daha yapıyor öğretim üyesi:

ÇATIŞMA DOĞAR MI

"Türk-İslam sentezcilerinin rektör atanması demek, şu an sükûnet içinde olan üniversitelerde iç çatışmanın başlaması demektir. Bunun hem eğitime yansıması hem de gündelik siyasetteki çatışmanın derinleşmesine yol açacağı açıktır. Bu bakımdan Cumhurbaşkanı Gül’ün, görev tanımı gereği dengeleri koruma ve gözetmesi, bu siyasi çatışmayı körüklememesi için atamalarda çok dikkatli davranması gerekecektir.

Ayrıca Anayasa gereği siyasi tarafsızlığını gösterme fırsatını da bu vesileyle ortaya koymalıdır Gül... Bir hususu daha vurgulamak isterim. Cumhurbaşkanı, bu hassas dönemde, üniversite seçimlerdeki oy oranlarını gözeterek atamalar yaparsa üniversite özerkliğine ve demokratik teamüllere uygun davranmış, hem de gelebilecek eleştirileri azaltarak makamın saygınlığını da korumak olacaktır. Atanan rektörler de huzurlu ve kavgasız biçimde görevlerini yapabileceklerdir. Aksi halde üniversitelerde çatışmalı günler beklenebilir


********************************


2 nci haberden kısa bir alıntı yapalım.

"Peki, rektör adaylarını kim belirliyor?

Kulislere göre, YÖK ile Cumhurbaşkanlığı arasında ’köprü’ görevini yürüten ilginç isimler var:

İstanbul Milletvekili Prof. Ömer Dinçer, Konya Milletvekili Mehmet Sayım Tekelioğlu ve Konya Milletvekili Prof. Sami Güçlü... "

Peki şu anda köşkte atama bekleyen ne var?
REKTÖR SEÇİMLERİ....

REKTÖRLERİ KİM SEÇECEK?
SAYIN CUMHURBAŞKANI..

GAYRİRESMİ SEÇİM KOMİTESİNDE KİM VAR?
SAYIN MEHMET TEKELİOĞLU....

Milletvekilleri kime bağlı?
Genel Başkan ve Başbakan Sn.R.Tayyip ERDOĞAN...

Yukarıda isimleri sayılı 3 kişi bir araya getiren ORTAK PAYDA ne?
REKTÖR SEÇİMLERİ.....

SON SÖZ...

Gizli Toplantıda Parti Kapatma değil ? (Sn.Tekelioğlu Hukukçu değil)

REKTÖR SEÇİM LİSTESİNİN SON ŞEKLİ KONUŞULDU...

AKSİNİ İDDİA EDEN VARSA
İNANDIRICI GEREKÇELERİ İLE KAMUOYUNU AYDINLATSINLAR...

Olağan bir tanış ziyareti idi...
Zamanlama tesadüfi oldu demeyin...
Kör kemancıya milyonerin kızının çarpıp gözlerinin açılmasına dayalı
Türk Filmlerindeki tesadüflerin gerçekleşme olasılığı neyse
Bu tesadüfün de doğru olması olasılığı eşdeğerdir.....

Hani nerede Fetos medyasi?

Kamuoyunun gözü önünde, kokteyllerde bir araya gelen insanlar hakkinda söyle bir baslik atmislardi:



Akape'nin Gül'ü ile AKP'nin BOP-Esbaskani gece yarisi bir apartmanin 5. katinda gizlice bulusuyorlar. Bilal'in gemicigi ile Emre'nin misirlarini konusmadilar herhalde

ÜÇ SANDIK, ERKEN SEÇİM , GÜLEN’E YENİ DAVA

Ankara’da siyaset AKP kapatma davasına sabitlendi. AKP içinde çatlama olacak mı?

Abdullatif Şener’in yeni parti sloganı ne kadar inkar ederse etsin TOBB Başkanı Rifat Hisrcaklıoğlu’nun yolunu açacaktır. Şener, Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, ‘elmas ucudur.’ O da Abdullah Gül’ün. Siyasi Parti Fabrikatörü Abdulkadir Aksu da ‘kanas’tır. AKP içinde kime doğrulursa, şansı yok.. Bu aralar Erdoğan’a doğrulmuş görünüyor.

AKP kapanma davasının AKP içindeki sorumlularının başında ‘sesi soluğu çıkmayan’ Bülent Arınç'tır. Fethullah Gülen grubu ‘tek ve büyük parça siyaset’ döneminin kapandığını anladı. Beraat kararı verilen dava her an yenilenebilir. Başka bir açıdan…

Gün, ‘parçalı’ siyasettir. Başka bir değiş ile parçaları birleştiren siyaset.

Erdoğan ile yolların ayrılması. Koalisyon formülü.

Buna karşılık Erdoğan’ın kozu da, ‘üç sandıktır.’

Halkın omzundan ateşe devam. Hataları sorgulamadan.

Hedef, geride sivil alternatif bırakmamaktır. Ya da 2009 yılında Halkın seçeceği cumhurbaşkanı, mahalli seçim ve erken genel seçim formülü. Erdoğan’ın stratejisi budur.

ERDOĞAN’IN YENİ ŞARKISI: İKİMİZ BİR FİDANIN GÜLLER AÇAN DALIYIZ

Tayip Erdoğan’ın AKP’nin kapatılması halinde, başbakan atayacak olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘diri kalışından’ rahatsız olduğu gerçek. 5 saat süren Çukurambar zirvesine bu cepheden bakalım.

Bu görüşmenin deşifre olması ile Erdoğan ve Gül yeniden, ‘aynileşmiştir.’

Gül isteyerek gitse de, gündem farklı olsa da kamuoyunda Erdoğan büyük bir inisiyatif almıştır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını ayağına getirerek, protokol ve devlet geleneğini alt üst etmiştir.

GÜVENSİZLİK POLİTİKASI

Görüşmenin, Çukurambar’daki akraba evinde olması gerek Erdoğan’ın, gerekse Gül’ün konutlarındaki yakın çevresine güvenmediğini göstermektedir. Devlet’in Başbakanı ve Cumhurbaşkanına tahsis edilen saray yavrusu konutlara ne oldu? Devletin emekçisine bu güvensizlik niye? Hani ikinci ve gizli gündeminiz yoktu?

Haftalık görüşmelerde niye konuşmadınız?

Yoksa akraba milletvekili Mehmet Tekelioğlu’nun kızını oğlunuza, ya da oğlunu kızınıza mı istediniz? Öyleyse niye sivil plaka? Davet mi vardı? Muhterem eşleriniz niye yok? 5 saat ne konuştunuz? Hangi kararları aldınız?

Açıklayın. Özellikle Sayın Gül açıklasın. Yoksa AKP’lilik kimliğinden asla sıyrılamaz. AKP’nin cumhurbaşkanı olmadığı yönündeki zaten cılız kalan çabaları boşa gider.

Kumpasçı olursunuz..

Sayın Gül, Erdoğan’ın kendisinden ne istediğini açıklamalıdır.

Özellikle cumhurbaşkanlığı görevinden istifa etmesini isteyip istemediğini..

‘İstifa et, cumhurbaşkanını halk seçsin’ baskısı var mı?

Bu güzel haberden dolayı Enis Berberoğlu yönetimindeki Hürriyet’i kutlamak gerekiyor. Yazıişlerinin haberi manşete çekme iradesini de.

Kişisel merakım, haber nasıl patladı. İstihbarat nereden? Raslantı ise İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu Kar apartmanındaki görüşmenin katılımcılarını isim isim niye saydı? Görüşmenin baş başa olduğu bilgisini birinci elden verdi..

Dolmabahçe mutabakatından sonraki en önemli görüşme açığa çıktı.

İçeriği daha çok tartışılacak…


Kaynak

artik perde arkasi yok isagal edildik biraz daha gec kalinirsa ulke mulke yok....bu yaziyi yazmadan once mahkeme karar vermemisti babayasa mahkemesi acikladi dememkki beraber hanim gobegi tatlisi yemisler....

Değerli dostlar,

Tüm görüş ve analizlerinize saygı duyuyorum..
Ama kendi analizimde ısrarcıyım...
Gizli görüşmenin ana gündemi Rektör seçimleriydi...
Ama Anayasa Mahkemesinin HAVET kararı bence varılan mutabakatı bozdu.
Hesap şaştı.
Şimdi en azından Anayasa Mahkemesi Başkanının alışılagelmişin dışında yaptığı "siyasal analizi" ve 10/1 ihtarı çerçevesinde REKTÖR LİSTESİNİ bir kez daha gözden geçirip kamuoyunda çok fazla sansasyon yaratmayacak tepki çekmeyecek şekilde revize etmek zorunda mı kalacaklar?
yoksa dereyi geçtik sıvanmış paçaları indirelim yolumuza en radikal şekilde devam edelim mi ?diyecekler...
Bekleyip göreceğiz...

borabey, tespitiniz önemli ve yerinde. Yalnız beş saatlik husûsi bir görüşmede, bu konu çok da yer kaplamaz diye düşünüyorum. Bence kapatma davasından çıkan kararı biliyorlardı ve bunun sonuçlarını konuşuyorlardı. Ecnebi sermayesi para akıttı, dolar düştü, borsa değerlendi. Zira aksi takdirde, bu memlekette en önemli dayanağı ve yegâne güvencesi akape olan bu para cambazlarının, bu partinin kapatılması söz konusuyken Türkiye'yi krize sokmaları icap ederdi. Bu cambazlar bu kararı biliyor da, bizim edi ile büdü mü bilmeyecek¿?

Bir defa "oy konusunu" ve dış desteğini/isteğini konuşmuşlardır. Belirttiğiniz rektör konusu ve YAŞ'a da değinmişlerdir.

Demem o ki, o koklaşmada daha kim bilir ne hainlikler konuşuldu...

Değerli RAM;

ABD ve küresel sermaye , R.Tayyip ERDOĞAN'IN psikolojik analinizi 1990 'lı yıllarda yaptı ve çıkan sonuca göre kendi yol haritaları ile ilgili (kamuoyunda bilinen adı ile BOP/Büyük Ortadoğu Planı) rolünü biçti ve oynatmaya başladı.
Sn.Erdoğan'ın en büyük zaafı "kendi emeği ve liderlik becerisi ile elde edemediği gücü ve konumunu" koruma ve devam ettirme noktasında veremeyeceği tavizin olmamasıdır.
Bunu geçmişte birçok kez kullanan dış güçler...
Önümüzdeki süreç ile ilgili olarak "tam teslimiyeti" sağlama bakımından bu son operasyon tezgahlanmıştır.
Son köşeye sıkıştırma operasyonundan istenilen kesin neticenin alınabilmesi için kişisel kanaatim SON DAKİKAYA kadar korkutma ve köşeye sıkıştırma psikolojisi devam ettirilmiştir.
Nitekim ; haber ajanslarına çarşamba günü karar açıklanabileceği haberi düştüğünde öğlen saat 14..00 civarında apar topar Maliye Bakanı ile bir araya gelmesinin siyasal anlamı "olası bir kapatma ile ortaya çıkacak ekonomik krizi" görüşmektir.
Ben son dakikaya kadar kesin ve net haberinin olmadığı inancındayım.
Bu bağlamda;
Kararın açıklanmasını takiben 2 saati aşkın bir süre sonrasında "değerlendirme konuşmasının" yapılması bir göstergedir.
Daha önceden haberi olsa idi...yapacağı taslak konuşma hazır olurdu.
Bence daha önemlisi;
Konuşmayı bir psikolog uzman kişi ile birlikte izledik.
Uzman Doktorun kanaati;
Olağanüstü psikolojik baskı ve korku altında kalan bir insanın aniden rahatlaması ile ilgili bir haleti ruhiye ile konuşma yaptığı, Beden dilinin verdiği sinyallerin buna dönük olduğunu,
Kapatmama kararı ile siyasal konumunu devam ettirme noktasında olmasına karşın psikolojik travmayı 2 saat içinde atamadığını ve kesin olmamakla beraber yoğun bir ilaç yüklemesi ile yorgun ve bitkin bir görüntüde mekanik ve motomot bir açıklama yaparak, süratle toplantıyı terk etmesinin bunun bir karinesi olduğunu fade etmesidir.
Cüneyt Zapsu'nun ifadesi ile;
Sayın Erdoğan, deliğe kadar getirilmişse de SÜPÜRÜLMEMİŞTİR.
Ama gardı ,bir kez daha yükseltilemeyecek şekilde düşürülmüştür.
Her an nakavt edilmeye, yere indirilmeye hazır hale getirilmiştir.
Ermenistan ve Kıbrıs 'la başlayan geri dönüşümsüz taviz vermelere daha üst düzeyde devam edilmesi bu saaten sonra süpriz olmamalıdır.
Herkesin hesabı ve oyunu var ama..
Unutulmamaldır ki
Allahın da son hesabı ve oyunu vardır.
Mutlak olan, onun hesabı ve oyunudur.
(B)üyük (O)rtadoğu (P)rojesi (BOP)
Her an;
(B)üyük (O)rtadoğu (K)aosuna (BO?) dönüşebilir.
Anlayana....
En içten sevgi ve saygılarımla.

Değerli dostlar,
Yukarıdaki son analizimin teyidi ABDden geldi.

******************************************

ABD: Türk hükümetiyle çalışmayı sürdüreceğiz

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack , Türk Hükümetiyle bundan önce iyi çalıştıklarını, bundan sonra da iyi şekilde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.


McCormack, Anayasa Mahkemesi kararının açıklanmasından sonra düzenlediği brifingde, konuya ilişkin bir soru üzerine, `Türk demokrasisine, Türk halkına güveniyoruz. Bu hükümetle iyi şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Onlarla daha önce de iyi çalıştık` dedi.


Sözcü McCormack , `Türkiye `yi, anayasal ve laik demokrasisi temelinde siyasi ve ekonomik reformları ileriye götürerek, AB çabalarını canlandırmak için bu fırsatı kullanmaya teşvik ediyoruz` diye konuştu.


McCormack, AB `yi de Türkiye `ye ilişkin çabaları canlandırmaya davet ettiklerini belirtti.

*************************************


Haberin başlığı ve içeriği farklı...
....
******************************************

Başlığında "TÜRK HÜKÜMETİ" ile çalışmayı sürdüreceğiz.. ne demek?
AKP kapatılsa idi...
Ülke Hükümetsiz ve Başbakansız kalamayacağına göre
Anayasaya göre kurulacak yeni hükümet TÜRK HÜKÜMETİ olmayacak mıydı?...

Esas şifre açıklamanın ortasında..

Haberin içinden aynen ...
"Bu hükümetle iyi şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Onlarla daha önce de iyi çalıştık` dedi."

Demek ki ABD Türk Hükümeti deyince ..
Daha önce de iyi çalıştık dediği BU HÜKÜMETİ KASTEDİYOR...

Bu nedenledir ki
ABD boşuna söylemiyor...

DURMAK YOK
TAYYİP'LE YOLA DEVAM....

Karagöz oyunu izliyoruz borabey, Hacivat birisi,Karagöz ötekisi.Seslendireni,yukarıdaki satırlarınızda belirtmişsiniz zaten.

Metehan,
Hoşgeldin.
Mesajını için son söz;
P E R D EEEEEE!...

borabey, ben piyasada at koşturan ecnebi cambazların bu kararı evvelden öğrendikleri kanaatindeyim. Düşünüyorum ve yine düşünüyorum, bu cambazların bildiğini Tayyip efendinin bilmemesinin kesin mantığını bulamıyorum.

Diyelim ki Tayyip bilmiyor:

Piyasalardaki olağan dışı "olumlu" gelişmeler sayesinde bunu algılamıştır zaten. Peki bu para cambazları, bu bilgiyi Tayyip'e neden vermez¿?

Korkutmak, güç-kudret gösterisinde bulunmak için mi¿? İyi de Tayyip bunların gücünü bilip de hizmetli olmamış mıydı zaten¿? BOP'u da aksatmadı, Türkiye'yi her defasında germeyi de ihmâl etmedi, ihanet yasalarını da çıkardı. Bir göz dağı nedeni açıkça gözükmemektedir.

Birbiriyle çelişen farazi sorulardır bunlar. 22 Temmuz 07'de bu açıktı. Tayyip önce birinci olduğuna, sonra da bu kadar çok oy almasına açıkça şaşırmıştı. Amiyane tabirle; aval aval bakıyordu sağa-sola... Bugün bu, bu kadar net değildir.

Tayyip, yeni dönemde "parti kapatmayı zorlaştıracak" yenilikler getirmeye kalkışacaktır. Desteğini de aldı İBDA kökenli Anayasa Mahkemesi Başkanı'ndan. Kimileri diyor ki, Akape aynı şekilde devam ederse "6 ay sonra" bir dava daha açılabilir. Bu bağlamda, bunu da pek mümkün görmüyorum.

artik bir daha akp kapatilamaz tren kacti.bunu konusmamiz anlamsizlasti.birkez daha anlasilmistirki turkiyeyi istanbuldaki borsa yonetmektedir.paranin gucu adaleti bile satin aldi ulkemizde artik insanlik adalet demokrasi aramayin.en ust mahkeme bile satildi.bu karardan sonra artik hukuh guguktur.bize istediklerini yaparlar yaptirirlar.

Ram Abinin dediği gibi sonucu biliyorlardı.

Ama...

Sonucu bildikleri için,kamuoyu yanıltmak adına,kriz toplantısı görüntüsünde bir görüşmedir,benim düşünceme göre.Yani bu toplantıyla,sonucu bilmiyoruz veyahutta sonucun tam zıttını biliyoruz eteklerimiz tutuştu mesajı vermek niyetinde de olabilirler.Ama sonucun basbas bağırıldığı ortamda da böyle birşey düşünmeleri,saçma gelmiyor da değil...Toplantı bayağı uzun sürdü,belki Pennsylvaniadan misafirleri vardır.Kim bilir?

Not:Korumalarının dahi o kadar rahat resimleri çekilebiliyorsa,içerisi gayet güvenli imiş.Yani,güvenlik elemanları pastanede futbol tartışıyor,içeridekiler de pişti oynuyorlar

Değerli dostlar,

Bu kadar karamsar tablo içinde umut verici bir öngörümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

10/1 karardan sonraki (Sn.Sacit ADALI'DA BU RAKAMA DAHİLDİR DİKKATİNİZİ ÇEKERİM) süreçte AKP nin kapatılma riski daha da artmıştır.

Bu vatan sokakta bulunmadı.

Somut bilgilere dayanarak iddia ediyorum ki ..
Yeni kapatma davasının ana çerçevesi hazırdır.
Anayasamızın değişikliği dahi teklif edilemez madde içeriği ve gerekçesinde yasal dayanak vardır.
Bunun dışında hangi değişikliği yaparlarsa yapsınlar bu süreç engellenemez.
BU davayı hukukçuların anladığı tabirle BİR TESPİT DAVASI OLARAK KABUL EDERSEK,
ARKASINDAN GELECEK DAVA ASIL DAVADIR
ASIL DAVADA, Anayasa Mahkemesinin AKPnin laikliğe aykırılığın odağı olması tespitine dayanarak son söz söyleneceği için şimdi iş daha da kolaylaşmıştır.
İnanıyorum ki
Başsavcılık yeni dava dilekçesinin şablonunu ve ana çerçevesini hazırlamış,
Bugünden itibaren içi doldurulmaya başlanmıştır.
Yapılacak ilk hata da bu süreç geri dönüşümsüz çalışacaktır.
Bazı ham fikirliler,
Hukuki ahkam keserek,
Yeni davada eski davada ileri sürülen eski olaylar ve iddialar kullanılamaz diyorlar..
Gerçek tam tersidir....
Anayasa Mahkemesi açısından eski dava dosyası yeni dosyanın asıl ve ana delili olacaktır.
Yaşayacağız ve göreceğiz...Son gülen biz olacağız

Değerli dostlar,

Dünki taviz öngörüm ile ilgili başka bir forum konusuna verdiğim yanıtı bu konu ile de ilgili olması nedeni ile paylaşmak istiyorum.
**************************************************************************
alıntı;
"Ermenistan ve Kıbrıs 'la başlayan geri dönüşümsüz taviz vermelere daha üst düzeyde devam edilmesi bu saaten sonra süpriz olmamalıdır. "
**************************************************************************

Değerli Kardeşim Kadir,

Başınız sağolsun.
Allah'tan rahmet diliyorum.

Evet, Kerkük olayları bir yere bağlı ama kesinlikle ergenekon değil..
AKP kapatılması daha doğrusu kapatılmaması davası ile ilgili ve ilintili...

Dünkü"GÜL-ERDOĞAN GİZLİ GÖRÜŞMESİNİN PERDE ARKASI" konu başlıklı forumda da açıkladığımız üzere;

Bu davayı takiben,

Ermenistan başta olmak üzere Kıbrıs ve Kerkük'te geri dönüşümsüz tavizlerin verileceği ve bedelin bu şekilde ödeneceği öngörüsünde bulunmuştum.

Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum...
Keşke yanılsaydım.

Dün kerkük yerel meclisi sözde kürdistanla birleşme kararı aldı..

AKP TEPKİSİ
Yaralı Kürtlere insani yardım olarak uçak göndermeyi teklif etmesine karşın RED YANITI ALDI...
Yaralı Türkmenler için TIK YOK..
TELAFER'DE SEYRELTİLMİŞ URANYUM BOMBALARI İLE YAPILAN SALDIRILARA TEPKİ YOK.İNSANİ YARDIM YOK..

Gene dün ABD yetkilileri ERMENİ SOYKIRIMININ TANINMASI YÖNÜNDE BAĞLAYICI kararlar aldı..

Kıbrıs zaten dava öncesinde TEK DEVLET adı altında Bağımsız KKTCde kanımız pahasına elde edilen kazanımlar geri verilerek eşit asli kurucu unsurluktan azınlığa düşmenin önünü açtı..

Korkumuz bu ve buna benzer tavizlerle ciddi anlamda bir açmaza düşürülmemizdir.

İnancım o dur ki!
Gçmişte olduğu gibi bugün de

Yüce Türk Milletinin ,
KENDİ İRADESİ ve AZMİ
Bunları aşacaktır.

Yeter ki bir olalım birlik olalım.

En içten sevgi ve saygılarımla

Borabey