Güncel Meydan || Erdal SARIZEYBEK Röportajı

Mühim kimselerle yapılan Güncel Meydan mülâkatları

yaniyorum

İletigönderen soydan » Pzr Haz 22, 2008 19:51

selamlar büttün T.C arkadaslarima vede Sayin Sarizeybek Pasamiza.
Benim burda cok yazicak sözlerim vede düsüncelerim var, amma sayfa yetmez.
Sayin Sarızeybek, sizin Medya üzerinden cok T.C halkimiza destek veriyorsunuz, amma
bizim milletimiz ayaklasmiyor, yani kalkismiyor bu olan pislikere karsi.
Helle bu AKP denilen zihniyetler bizim vatanimizi hic bir parca temsil etmiyorlar, daha
dogrusu ne multu türküm diyene diyen bir AKP zihniyeti görmedim, her ikinic sözleri dini usulü.
En cok icin su an ki TSK miz, onlarin aslinda görevi AKP yikmakdir, amma hic bir sey yapmiyorlar
hemde hic, bu icimi yakiyor. AKP resmen doguanadulumuz vermeye hazirlar, cünkü 100de yüz yeni devlet kurmak istiyorlar, onlarin ammaci
bu, serefsiz bunlar yahu seriyatcilar. AKP zihniyetleri, resmen AB yi kulanip anayasimzi kökden kendi cikarlarina deyistirdiler, simdide
TRT'de birde yeni kanal cikariyor ikinci dil diye kürtceyi koyuyorlar, serefsizlik, vatan hayinligi bu,
ve TSK Generalerimiz seyrediyor, bu nedemek yahu, ben bir Orgeneral olsam onlari falakaya yatiridim, vede T.C'likden def ederim.
en serefsizilik, terroristler icin yaptiklari, adamlar silahi birakip gelsin, ellerini birde uzatip mahkemeden hür cikiyorlar, bu serefsizler
gidip bir ise'mi giricek, bir terroris herzamn terroris kalir, onun amaci var, ve bunu her firsatda yine yapar.
ayni bir kumarci gibi, biraktim dese yine nezaman para eline gecerse, yine kumar oynar.
En utandigim seyde, bir Terroris yakalandiktan sonra hapise giriyor, vede türk olarak yine cikiyor, aslindan türklükden def
etmek lagzim. helle türkiye daha kurulmadan bir zihniyet milletimizin arasinda kendisine devlet kurmak icin ermenilerlen anlasmak
istedi osmanli imparatorlugunu yikmak icin, ermeniler amma kabul etmemisti ve bu zihniyetleri öldürmeye baslayinca,
pasaya gelip aglandilar yardim et diye. bu zihniyetler hic birzaman türklüyü kabul etmemistir amma devletimiz hic bir sey yapmiyor.
ara sira filim ceviriyorlar, milletimize yutturmak icin. ABD Iraka girdiyinden beri TSK sustu kaldi, yanlis anlamayin pasam,
amma bu bir gecekdir, musul ve kerküt bizim topraklarimiz, TSK neyden korkuyor orayi almak icin, serefsiz ABD, terror
ve Saddam deyip girdiler ve yerde bir etdiler orayi vede, afganistani, amma T.C ses yok, size soruyorum, vede öbür
generallerime, niye ayaga kalkipda TSK ya söyleyip, orayi almiyorlar, milletimiz hazir hemde seve seve gireriz oraya yerleri kanlan
dodlururuz, hemde seve seve. T.C sirf 1923den 1938 kada politika yapmistir, oda sirf bizim yüce atamiz Mustafa Kemal pasamiz,
pasamizin ici yaniyor bunu hepimiz hisediyoruz, amma sirf yazisip konusmakdan baska birsey olmuyor, hele aslinda TSK gür seslen konusmasi gerek.
vede iraka girildimi o serefsiz pkk yerlerine türk bayragini yere cakip bu bizim topragimiz deyip cikilmiyacak.
ABD teknik bakimindan bizim üstümüzde, amma savasda sifirlar, bize karsi birsey yapamazlar, cünkü biz para icin canimiz vermeyiz halkimiz ve topragimiz icin,
halkimizda yüzde yüz desteyi var, amma ABD de hic yok, hepsi korkak.
Ne mutlu türküm ve türküm diyene.
aaaah delirecegim.
Heppinize yine Slm'lar
Kullanıcı küçük betizi
soydan
Üye
Üye
 
İletiler: 75
Kayıt: Cum Şub 15, 2008 18:05
Konum: her yerde

Re: Güncel Meydan || Erdal SARIZEYBEK Röportajı

İletigönderen dertsiz » Pzr Haz 22, 2008 20:42

Degerli Asker, resmen emekli ama ruhen seferber ve teyakkuz durumunda olan sayin Erdal Sarizeybek;

Internet alaninda ülke meselelerine kafa yoran, yorumlar yazan arkadaslarimiza fikirlerinizi ulastirmak istemenize cok sevindim.

Tesekkür ediyorum.

***

Fikirlerinizi ve sorulan sorulara verdiginiz samimi cevaplarinizi ilgi ile okudum. Gerek yazilarinizda ve gerekse görüntülü medya alaninda sizi izlemekten memnunuz.

Ben, müsaadenizle bazi konulari belirtmek istiyorum.




Türkiye üç büyük emperyalist projenin hedefi durumundadır:

Birincisi; enerji havzalarını ve geçiş koridorlarını ele geçirmek isteyen ABD’nin bu emeline ulaşabilmek için bölge ülkelerini parçalamak ve zayıf yönetimleri iş başına getirmek amacını güden Büyük Orta Doğu Projesi,

İkincisi; Büyük Kürdistan, Büyük Ermenistan, Pontus ve Eski Bizans’ı yaşama geçirmek suretiyle Anadolu’daki Türk kimliği ve varlığını yok etmeyi isteyen Haçlı ya da Bizans Projesi,

Üçüncüsü ise; işgal ettiği topraklarda güvenle yaşamak için bölge ülkelerini “etnik köken ve dini mezhep” temelinde ayrıştırıp bölmek isteyen İsrail Projesi’dir.


Sayin Erdal Sarizeybek

Bu hedefleri tespit edip söyleyenlere, "bunlar komplo teorisidir" diyerek tepki gösterildi daima. Ama gördük ki, komplo teorisi kelimesi baslibasina bir "maskeleme" cümlesidir. Komplo teorisi laflari ile maskelenmek istenilen "durum" gercektir ve bu gercek ABD nin Rand Corparation raporlarinda acikca yazilmakta ve Avrupada da bazi vakiflarin sempozyumlarinda alenen konusulmaktadir. Stuttgartta Delotte toplantilarinda ve Bad Homburgta Herbert-Quandt Stiftung tarafindan tertiplenen toplantilarda kendi kulagimla duydugum anlatimlar var. Bu anlatimlarda, ABD nin "transatlantik" calisma guruplari, Avrupadaki her cesit siyasi partiyi kullanarak, Amerikan menfaatlerinin propagandasini yapmaktadirlar. Cikardiklari dergiler ile batinin entel kadrolarini yetistirmektedirler. Bizim zaman zaman duydugumuz, okudugumuz haber ve harita yayinlari aysbergin sadece tepesi. esas bölüm suyun altinda.

Neyse uzatmiyayim. Adamlar hedeflerini tespit etmis ve calismalarini devam ettiriyorlar.

Önemli soru, BIZ NE YAPACAGIZ sorusudur. Sacma sapan faydasiz hedefler yerine, topyekün Milli hedefler tespit etmek ve ortak paydalarda bulusmak gerekmektedir. Ülke elden giderken, teferuatla vakit geciren ve birbirlerini ezmek icin caba sarfeden Milli gücler, ülke elden gittiginde yaptiklari hatalarin hesabini zor verirler.

Düsmanin miktari, gücü, imkanlari bizi ilgilendirmez. Bahane de olamaz. Milli yapi, yurtsever insanlar acilen biraraya gelmelidir.

Bu iradeyi gösteremezsek, ilerde sonuclari tartismanin da bir faydasi olmaz.




Halkı PKK etkisinden kurtarmanın yolu bölgede öncelikli olarak güvenliği sağlamaktan geçmektedir. Ardında da dağa çıkış sürecini durdurmaktan geçmektedir. Güvenliği sağlayabilirsiniz ama dağa çıkış sürecini durdurmak tamamen siyasetin işi. Çünkü bu süreç içerisinde feodal yapı var, şeyh şıh baskısı var, cehalet, işsizlik, göçler, yoksulluk ve aşırı nüfus artışı var. Bugüne kadar hiçbir siyaset bu konuya el atmamıştır, el atamaz da.

Çünkü feodal yapıyı kırmak demek toprak reformu, aşiret düzenin yıkılması demektir ki buna ağalar karşı çıkar. Bizim siyasetçiler de ağalardan oy aldığı için bunu yapamaz. Şeyh şıh düzenini yıkmak lazım ama bizim siyasetçiler din üzerinden oy aldıkları için bunu da yapamaz. Cehaleti kaldırmak lazım, bu kimsenin işine gelmez. Aslında bu bir trajedidir. Halkımızın çaresizliği ve şehitlerimizin kanı üzerinden bu trajedi oynanır. Gün gelecek Atatürk’ün devrimlerini yurt sathına yayacak bir ulusal iktidar bu sorunları çözecektir.



Sayin Erdal Sarizeybek

Haddim olmayarak, bu konudada birseyler söylemek istiyorum.

Ben, 80 öncesi Dogu Anadolu bölgemizi sehir sehir, mezra mezra gezmis biriyim. Asiret cadirlarinda da yattim, aga evinde de misafir oldum/olduk.

Yöre insanimizi , son 40-50 senede , basiretsiz politikaci ve bürokratlarimizin beceriksizligi yüzünden kaybetmisiz. Bu beceriksizliklere bir de hainleri ekleyin. Aslinda biz Devlet olarak, icimizdeki hain ve satilmislarin ekmegine yag sürmüsüz.

Okul, yol, kültürel birlik konularinda basarisiz olmusuz. Birakin yöre halkina güzel Türkcemizi ögretmeyi, oraya yerlesen muhacirlerin bile Türkce yerine baska bir lehceyi ögrenmelerine yolacmisiz.

Is isten gectikten sonra da, herseyi askere havale etmisiz.

Dogu bölgelerimizde -tüm yurtta da gerektigi gibi- Hukuk hakimiyeti kurulmalidir. Basit bir örnek vermek istiyorum, müsaadenizle.

Kepenk kapatiyorlar. Kimi isteyerek, kimi zorla. Ticaret yapan herkes, isletme belgesi aliyor. Küsat Ruhsati aliyor. Esnaf ve Sanatkarlar kanununa göre, ruhsat alan sahis, halkin ihtiyaci olan bir konuda esnaflik yapmak icin aliyor bu ruhsati. Resmi tatil günleri disinda, dükkanini acik tutmak mecburiyetindedir. Mesela, gida maddeleri satan bir isyeri, halkin gida temini ihtiyacini engelleyemez. Kanunlarda ve yönetmenliklerde yapilabilecek ufak tefek rütuslarla, böyle durumlarda para cezasi verilmesi ve tekrarinda da Ruhsat iptali yapilabilir. Para cezasini ödemezse, haciz koyulur. Gene direnirse, ruhsati iptal edilir. Ruhsati iptal edilmis bir sahis, bankada ticari hesap actiramaz. Ticari hesap actiramiyan tüccar, kredi karti ile satis yapamaz. vs.vs. Görürüm o zaman kepenk kapatmayi.

Ama, biz hicbir tedbir almiyoruz. Sonra isi askere/polise havale ediyoruz ve asker/polis alana cikip, kapali kepenkleri kirarak actiriyor.

***

Sayin Sarizeybek; terörle mücadele konusunda hicbirsey yapilmiyor demiyorum elbette ama birseyler yapiliyor diyebilecegim kadar bile rahat da degilim/degiliz.


Bir konuda cok rahatim ve milletimize güveniyorum.
Ülkemizi bölmeye ve Devletimizi yikmaya kimsenin gücü yetmiyecektir.

Selam ve saygilarimla

Nazim Alemdar
Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

Re: Güncel Meydan || Erdal SARIZEYBEK Röportajı

İletigönderen dertsiz » Pzr Haz 22, 2008 21:25

19) Avrupa Birliği'mi, Avrasya Birliği mi¿? Neden¿?

Sorunu ulusal çıkarlar boyutunda ortaya koyduğumuz zaman sabit bir fikir ya da yönde hareket etmenin yanlış olacağını söylemek mümkündür. Türkiye’nin ulusal çıkarları vardır ve bu çıkarların gereği doğrultusunda ilişkiler hangisi ile sürdürülmeyi gerektiriyorsa o yönde adımlar atılmalıdır.


Sayin Sarizeybek.

Biz Avrupa Birligine a-l-i-n-m-i-y-a-c-a-g-i-z.

Niye bu kadar kesin konusuyorum, izah edeyim.

Ben AB konusunun yabancisi degilim ve konunun gazete haberleri kapsami disindaki yönlerini de biliyorum. ETU-Europien Türkish Union isimli kurulusun koordinatörlerinden biriyim. Bu kurulus, 2004 yilinin sonlarina dogru, Almanyada ki Türk cati örgütlerinin ve toplum önderlerinin biraraya gelerek kurdugu bir kurulustur. Kopanhag, Strassburg ve Brüksel de calismalarimiz oldu. Yayinlarimiz, toplantilarimiz ve kampanyalarimiz oldu. Ve ben aktif olarfak bu faaliyetlerin merkezinde yer aldim.

Aradan gecen zaman icerisinde -sahsen- geldigim nokta, bizi almiyacaklaridir.

Iki toplantidan bahsedeyim size.

1-Stuttgartta Delote toplantisi. Konusmaci Helmut Schmidt. Dinleyenler, banka genel müdürleri, alman diplomatlari ve degisik kurumlarin temsilcisi bürokratlar.

Schmidt Alman politikasini belki de en iyi takip edenlerden ve bilen biri. Halen Die Zeit gazetesinin yazi politikalarini kararlastiran ücbes kisiden biri. Sorulan bir soruya verdigi cevabi yaziyorum size(notlarimdan)

Schmidt- "Türkiyenin Avrupa Birligine Truva ati gibi girmesi projesi, Amerikan politikasinin 30 senedir uygulamak istedigi bir politikadir." ve Schmidt konusmasinin devaminda "Türkiye Avrupa Birligine alinamaz" diyerek, bu konuyu izah!!! etmis oldu.

2-Quant vakfinin tertipledigi toplanti. Konusmaci olarak, CSU lu bir milletvekili ve Yesiller Partisinden Cem Özdemir var. Dinleyicilerin listesine bakinca, katilanlarin eften püften insanlar degil, Alman politikasinin önemli insanalri oldugunu anlamis olduk. Merkez Bankasi , Dresdner Bank, Deutsche Bank üst düzey yöneticileri. Uluslararasi hukuk bürolarinin temsilcileri. Partilerin üst kademe yöneticileri vs. Cem Özdemir de, Amerikadaki " politik bilgisini gelistirme!!! " döneminden Almanyaya geri dönmüs.

Bu toplantida, konusma yapanlarin hemen hepsi ve soru soranlarin cogu, Türkiyenin Avrupa Birligine giremiyecegini anlattilar. Türkiyenin ekonomik olarak köprü vazifesi görmesi gerektigini ama AB ye alinmasinin mümkün olmadigini acik acik savundular. Hatta Cem Özdemir bile sasirdi yapilan konusmalara.

***

Sayin Sarizeybek,

Bizi Avrupa Birligine almiyacaklari kesin. Biz sadece kendi sosyal yasantimizi ve kanunlarimizi harap etmekle kalacagiz. Bir zamanlarin siyasi slogani olan "onlar ortak, biz pazar" cümlesi gerceklesiyor yavas yavas.

Benim katilma imkani bulabildigim toplantilar elbette daha az!!! seyin ve dikkatli!!! konusuldugu toplantilardir. Kimbilir bizim katilamadigimiz toplantilarda neler konusuluyordur.


Saygilarimla

Nazim Alemdar
Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

Erdal Sarizeybek Röportaji

İletigönderen dertsiz » Pzt Haz 23, 2008 21:37

Arkadaslar

Binlerce insanin okudugu ve yazilari ile katilimda bulundugu sitemize, degerli bir mücadele insani Röportaji ile katildi.

Bu bir imkandir ve her zaman karsiniza cikmaz.

Hepiniz yurtsever, ülkemizin gelecegi ile ilgili konularda tasa duyan arkadaslarsiniz. Kafanizde bircok soru , cevabini bilmek istediginiz konular vardir. Ögrenmeniz gereken meseleler ile ilgili, sagda solda anlatilan dedikodularin ve dezinformasyon kanallarinin yikici tesirinden kurtulmaniz icin karsiniza büyük bir imkan cikmis durumda.

Niye soru sormuyorsunuz? Niye yorum yapmiyorsunuz.

Sayin Erdal Sarizeybek biraz yorulacaktir ama bu yorgunluktan sikayetci olacagini zannetmiyorum.

Cagimizin bilgi edinme kaynaklarindan biri olan internet teknolojisini iyi degerlendirelim derim.

Selam ve sevgilerimle

Nazim Alemdar
Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

İletigönderen Erdal Sarızeybek » Prş Haz 26, 2008 14:36

Türk-Kan yazdı:Hiyanet-i Vataniye Kanunu'nu kaldirmak Naksibendi Özal'in "görevlerindendi" sanirim.

Mesaj gövdesinde yayınladığınız kanun maddesi 1926 yılında yani Şeyh Sait isyanından Atatürk zamanında çıkarılan 2 numaralı Hıyaneti Vataniyye Kanununda yapılan değişikliğe ait. Bu kanun metni ve değişiklikleri internetten bulamıyoruz(önceden vardı şimdi nasılsa kaldırılmış). Bu metni kanun maddesiyle yayınlarsanız seviniriz, en azından değişikliğe kaynak gösterirseniz. Bu günlerde bu konuyu sıkça dile getirmekte fayda var.
Kullanıcı küçük betizi
Erdal Sarızeybek
Onursal Üye
Onursal Üye
 
İletiler: 12
Kayıt: Prş Haz 19, 2008 12:49

Re: Güncel Meydan || Erdal SARIZEYBEK Röportajı

İletigönderen Erdal Sarızeybek » Prş Haz 26, 2008 19:29

dertsiz yazdı:
19) Avrupa Birliğimi, Avrasya Birliği mi¿? Neden¿?

Sorunu ulusal çıkarlar boyutunda ortaya koyduğumuz zaman sabit bir fikir ya da yönde hareket etmenin yanlış olacağını söylemek mümkündür. Türkiye’nin ulusal çıkarları vardır ve bu çıkarların gereği doğrultusunda ilişkiler hangisi ile sürdürülmeyi gerektiriyorsa o yönde adımlar atılmalıdır.

Sayin Sarizeybek.
Biz Avrupa Birligine a-l-i-n-m-i-y-a-c-a-g-i-z.


AB ülkeleri kendilerini Bizansın torunları ve Haçlı zihniyetinin devamı olarak görmektedir. Bizim yaşadığımız sorun ABnin bizi üye alıp almaması değildir, düşünüyorum. Bizim sorunumuz; ülkemizin kaynaklarını ve dinamik güçlerini ulusal çıkar ve hedefler doğrultusunda kullanıp insanlarımızı bağımsız karar alabilen ve uygulayan huzurlu ve güvenli bir ülkede insanca yaşatabilmek sorunudur. Bunu başarıp da çağdaş medeniyeti kendi değerlerimize bağlı kalarak yakalayabilirsek, AB bizi almış almamış hiç önemli değil, Türkiye ittifak yapacak ve ilişkilerini geliştirecek çok fırsatlara sahip bir ülkedir.
Kullanıcı küçük betizi
Erdal Sarızeybek
Onursal Üye
Onursal Üye
 
İletiler: 12
Kayıt: Prş Haz 19, 2008 12:49

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Haz 28, 2008 11:33

Erdal Sarızeybek yazdı:
Türk-Kan yazdı:Hiyanet-i Vataniye Kanunu'nu kaldirmak Naksibendi Özal'in "görevlerindendi" sanirim.

Mesaj gövdesinde yayınladığınız kanun maddesi 1926 yılında yani Şeyh Sait isyanından Atatürk zamanında çıkarılan 2 numaralı Hıyaneti Vataniyye Kanununda yapılan değişikliğe ait. Bu kanun metni ve değişiklikleri internetten bulamıyoruz(önceden vardı şimdi nasılsa kaldırılmış). Bu metni kanun maddesiyle yayınlarsanız seviniriz, en azından değişikliğe kaynak gösterirseniz. Bu günlerde bu konuyu sıkça dile getirmekte fayda var.


HIYANET-İ VATANİYE KANUNU

Kanun Numarası : 2

Kabul Tarihi : 29 Nisan 1336 (1920)




Madde 1.

Makamı Muallayı Hilafet ve Saltanatı ve Memaliki Mahruseyi Şahaneyi yedi ecanipten tahlis ve taarruzatı defi maksadına matuf olarak teşekkül eden Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazammım kavlen veya fiilen veya tahriren muhalefet ve ifsadatta bulunan, haini vatan addolunur.

(Yüce hilafet ve saltanat makamını ve Osmanlı ülkesini yabancı güçlerden kurtarmak ve saldırıları defetmek amacına yönelerek kurulmuş olan Büyük Millet Meclisi’nin meşruluğuna başkaldırma niyetinde olarak, söz, eylem ve yazı ile karşı koyanlar ve karışıklık çıkarmak isteyen kişiler vatan haini sayılırlar.)


Madde 2.

Bilfiil hıyaneti vataniyede bulunanlar selben idam olunur. Ferden zimethal olanlar ile müteşebbisleri kanunu cezanın kırk beşinci ve kırk altıncı maddesi mucibince tecziye edilirler.

(Bilfiil vatan hainliği yapanlar asılarak idam edilir. Şahsen olaylara karışanlar ve teşebbüs edenler ceza kanununun kırk beşinci ve kırk altıncı maddesine göre cezalandırılırlar.)


Madde 3.

Vaiz ve hitabet suretiyle alenen ve ezminei muhtelifede eşhası muhtelifeyi sirren ve kavlen hıyaneti vataniye cürmüne tahrik ve teşvik edenlerle işbu tahrik ve teşviki suver ve vesaiti muhtelife ile tahriren ve tersimen irtikap eyleyenler muvakkat küreğe konulurlar.Tahrikat ve teşvikat sebebile maddei fesat meydana çıkarsa muharrik ve müşevvikler idam olunurlar.

(Konuşmalarıyla halkı alenen vatan hainliği suçunu işlemeye tahrik ve teşvik edenler veya bu teşvik ve tahriki yazılarıyla ve çok değişik araçlarla yayanlar geçici kürek cezasına çarptırılırlar.Yapılan bu tahrik ve teşvik sonucunda bozgunculuk olayları çıkarsa teşvik ve tahrik edenler idam olunurlar.)


Madde 4.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının mercii muhakemesi ikar cürüm edilen mahaldeki bidayet ceza mahkemesidir. Ahvali müstacele ve fevkalade maznunun derdest edildiği mahal mahkemesi de icrayı muhakeme ve itayı karara salahiyettardır.

(Vatana ihanet zanlılarının yetkili mahkemesi suçun işlendiği yerdeki Ceza mahkemesidir. Olağanüstü ve aceleyi gerektiren durumlarda zanlının yakalandığı yerdeki ceza mahkemesi de yargılama yapmaya ve karar vermeye yetkilidir.)


Madde 5.

Hıyaneti Vataniye maznunlarının muhakemesi bidayet ceza mahkemelerinden verilecek gayrı muvakkat tevkif müzekkeresi üzerine her halde mevkufen icra edilir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi, ceza mahkemelerinden verilecek kesin tutuklama belgesi üzerine her yerde tutuklu olarak yapılır.)


Madde 6.

Zabıtayı adliye memurlarının tanzim edecekleri tahkikatı iptidaiye evrakı dairei istinkade tevdi olunmaksızın mahallin en büyük mülkiye memuruna ita olunur ve onun tarafından dahi müddei umumiler vasıtasıyla yirmi dört saat zarfında mahkemeye verilir.

(Adli zabıta memurlarının düzenleyeceği ilk tahkikat belgeleri o bölgenin en yüksek rütbeli mülki memuruna verilir ve onun tarafından savcılar aracılığıyla mahkemeye iletilir.)


Madde 7.

Hıyaneti vataniye maznunlarına ait muhakemat, bir sebebi mücbir olmadıkça azami yirmi dört günde bir hükme raptolunacaktır.Bu müddeti bila sebebi mücbir tecavüz ettiren mahalli zabıtası ile mahkeme heyeti kanunu cezanın yüz ikinci maddesi zeyli mucibince cürmünün derecesine göre tecziye edilmek üzere mafevki mahkemesince muhakemesi bilicra azami yirmi gün zarfında hükme raptedilecektir.

(Vatana ihanet zanlılarının muhakemesi zorunlu bir sebep olmadıkça yirmi dört günde sonuçlanacaktır. Zorunlu bir sebep olmaksızın bu süreyi aşan görevliler ve mahkeme heyeti Ceza kanununun yüz ikinci maddesi eki gereğince suçunun derecesine göre cezalandırılmak üzere ilgili mahkeme tarafından yirmi gün içinde yargılanarak bir karara varılacaktır.)


Madde 8.

İşbu kanuna tevfikan mahakimden sadır olacak muhakamet kat’i olup Büyük Millet Meclisinden badettastik mahallerinde infaz olunur.Tastik edilmediği taktirde Meclisçe ittihaz edilecek karara tevfiki muamele olunur.

(Bu kanuna uygun olarak mahkemece verilecek olan karar kesin olup Büyük Millet Meclisinin onayını müteakip bölgesinde infaz olunur. Onaylanmadığı durumlarda, meclisin vereceği karara uygun olarak hareket edilir.)


Madde 9.

İşbu ceraimin emri muhakemesi için mahkemelerce istenecek şahsa, celp ve davete hacet kalmaksızın bila hüküm ihzar müzekkeresi tasfir kılınır.

(Bu suçların yargılanabilmesi için mahkemelerce istenen kişi mahkemenin davet yazısına gerek kalmaksızın mahkeme karşısına çıkarılır.)


Madde 10.

İsyana iştirak etmeyen eşhas hakkında ligarazin isnadatta bulunanlar isnad ettikleri cürmün cezası ile mücazaat olunurlar.

(İsyanlara katılmayanlar hakkında kasten suçlamalarda bulunanlar, iddia ettikleri suçun cezası ile cezalandırılırlar.)


Madde 11.

Haklarında gıyaben hüküm sadır olan eşhas, derdestlerinde işbu kanuna tevfikan ve vicahen muhakemeleri icra olunur.

(Haklarında gıyaben hüküm verilenler, yakalandıkları anda yeniden yargılanırlar.)


Madde 12.

İşbu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza , liva ve vilayet merkezlerine ve köy heyeti ihtiyariyeleri müctemian celpedilerek işham ve sureti tebliği mutazammım hey’eti mezkure azalarının imzalarını havi zabıt varakaları tutularak idare meclislerince hıfzedilmekle beraber kavaninin neşir ve ilanı hakkındaki kanuna tevfikan ayrıca neşredilecektir.

(Bu kanun her mahallin idare amiri tarafından nahiye ve kaza ve vilayet merkezlerine ve köy ihtiyar heyetleri çağrılarak ve toplanarak yüzlerine karşı okunarak tebliğ edilir ve tebliğ edildiğine dair imzalı zabıt tutularak saklanır.)


Madde 13.

İşbu kanunun icrayı ahkamına Büyük Millet Meclisi memurdur.


Madde 14.

İşbu kanun her mahalde tarihi tebliğ ve ilanından kırk sekiz saat sonra meri olacaktır.





Kanun hakkinda ATATÜRK diyor ki:

Efendiler, Meclis, 29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nu (127) ve sonraki aylarda İstiklâl Mahkemeleri Kanunları'nı da çıkarmakla, inkılâbın tabiî gereklerini yerine getirmiş oldu.

Efendiler, İstanbul'un işgalinden sonra başlayan birtakım yıkıcı akımlara, olaylara, isyanlara dokunmuştuk. Bunlar hızla memleketin her tarafından biribiri ardınca ortaya çıktı ve sürüp gitti.

İstanbul'da Damat Ferit Paşa, derhal yeniden iktidar mevkiine getirildi. Damat Ferit Paşa Kabinesi, İstanbul'daki bütün yıkıcı ve hain kuruluşların meydana getirdiği blok, bu blokun Anadolu içindeki bütün isyan teşkilâtı, bütün düşmanlar ve Yunan ordusu elbirliği ile aleyhimizde faaliyete geçtiler.

Bu ortak saldırı politikasının talimatı da, Padişah ve Halife'nin, düşman uçakları da dahil olduğu halde, her türlü vasıtayla memlekete yağdırdığı «Padişah'a karşı ayaklanma» (128) fetvasıydı.

Bu genel, çeşitli ve haince saldırılara karşı, biz de, daha Meclis açılmadan önce, Afyonkarahisarı'nda, Eskişehir'de ve bütün demiryolu boyunda bulunan düşman birliklerini Anadolu'dan çıkarmak, Geyve, Lefke (129), Carablus (130) köprülerini yıkmak ve Meclis toplanır toplanmaz Anadolu ulemâsının fetvasını almak suretiyle karşı tedbirlere giriştik.




127) Vatan Hainliği Kanunu'nu.
128) Hurûc ale's-sultan.
129) Bugünkü Bilecik'e bağlı Osmaneli ilçesi.
130) Bugünkü Urfa ilinin Birecik ilçesine bağlı Barak bucağı.






Saltanatı geri getirmek isteyen gericilerin çalışmaları karşısında arkadaşlarının kendisini yalnız bıraktığını gören Mustafa Kemal, 20 Mart 1923'te Konya'da yaptığı bir konuşmada Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına çekmek isteyen gericilere karşı tutumunu açıkça şu sözleriyle belirtti: "Eğer onlara karşı benim şahsımda bir şey anlamak isterseniz, derim ki, ben şahsen onların düşmanıyım. Onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim şahsi imanıma değil, yalnız benim amacıma değil, o adım benim ulusumun hayatıyla ilgili, o adım benim ulusumun hayatına karşı bir kasıt, o adım ulusumun kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde olan arkadaşlarımın yapacağı şey mutlaka o adımları atanları tepelemektir... Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. Örneğin eğer bunu sağlıyacak kanunlar olmasa, bunu sağlayacak meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam; yine tepeler ve yine öldürürüm."

Cumhuriyet'e doğru gidiş bu kararlı sözlerle açıkça görülüyordu.

Savaş zamanının T.B.M.M.'nin görevi son bulmuştu. Bu sebeple Meclis kendini dağıtıp, seçime gitme kararı aldı. Mustafa Kemal, dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan'da, Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile "Hıyanet-i Vataniye Kanunu"na, ileride gerekirse yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi.

14 maddeden ibaret bulunan Hıyaneti Vataniye Kanunu'nun haini vatan sayılanları tarif eden l inci maddesi, 15 Nisan 1923 günlü ve 334 .sayılı Kanunla değiştirildi:

Saltanatın ilgasına ve hukuku hâkimiyet ve hükmüranîsinin gayri kabili terk ve tecezzi ve ferağ olmak üzere Türkiye halkının mümessili hakikisi olan Büyük Millet Meclisinin şahsiyeti maneviyesinde mündemiç bulunduğuna dair 1 Teşrinisani 1338 tarihli karar hilâfına veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine isyanı mutazammın kavlen veya tahriren veya fiilen ankastin muhalefet veya ifsadat veya neşriyatta bulunan kesan haini vatan addolunur.

Şeyh Sait ayaklanmasıyla 25 Şubat 1925 Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nda “Dinin politikaya alet edilemeyeceği ve bu suçun da vatan hıyaneti sayılacağı”na ilişkin değişiklik (556 sayılı Kanun) yapıldı.

Dini veya mukaddesatı diniyeyi siyasi gayelere esas olan veya alet ittihaz maksadiyle cemiyetler teşkili memnudur. Bu kabil cemiyetleri teşkil edenler veya bu cemiyetlere dahil olanlar haini vatan addolunur. Dini veya mukaddesatı diniyeyi alet ittihaz ederek şekli devleti tebdil ve tağyir veya cemiyeti devleti ihlâl veya dini veya mukaddesatı diniyeyi alet ittihaz ederek her ne suretle olursa olsun ahali arasına fesat ve nifak ilkası için gerek münferiden ve gerek müçtemian kavli veya tahriri veyahut fiili bir şekilde veya nutuk iradı veyahut neşriyat icrası suretiyle harekette bulunanlar kezâlik haini vatan addolunur.


(Kanunlar Dergisi C.3, S.67 - Ayrıca 29 Nisan 1920 tarih, 2 sayılı kanun)

Kanunlar Dergisi (Kavanin Mecmuası):
Dergi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, kendi üyeleri için yayınlanmıştır. İlk olarak 1923 yılında “Kavanin Mecmuası” adı ile basılmıştır. T.B.M.M.’de kabul edilmiş yasaları ve kararları açıklamalarıyla birlikte içeren dergi günümüzde yayınlanmamaktadır.
Dergiyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, yayınlanan yasaların ve yasaya ilişkin görüşmelerin Tutanak Dergisi’ndeki yerlerini göstermesidir. Bu da aranan kanun ve karalarla ilgili Meclis Genel Kurul görüşmelerine kolaylıkla bulmamızı sağlamaktadır.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Cmt Haz 28, 2008 13:36

Bu kanunun son halini ben de bir türlü bulamadım. Karıştırmadığım yer kalmadı.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Haz 28, 2008 19:41

Ram, 1923 ve 1925'deki kanun degisikliklerini bulabildigim tek "resmi" kaynak, Anayasa Mahkemesi'nin 1964'deki bir karari :roll:

http://www.anayasa.gov.tr/eskisite/KARA ... 964-74.htm
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Güncel Meydan || Erdal SARIZEYBEK Röportajı

İletigönderen dertsiz » Sal Tem 01, 2008 2:03

Erdal Sarızeybek yazdı:
dertsiz yazdı:
19) Avrupa Birliğimi, Avrasya Birliği mi¿? Neden¿?

Sorunu ulusal çıkarlar boyutunda ortaya koyduğumuz zaman sabit bir fikir ya da yönde hareket etmenin yanlış olacağını söylemek mümkündür. Türkiye’nin ulusal çıkarları vardır ve bu çıkarların gereği doğrultusunda ilişkiler hangisi ile sürdürülmeyi gerektiriyorsa o yönde adımlar atılmalıdır.

Sayin Sarizeybek.
Biz Avrupa Birligine a-l-i-n-m-i-y-a-c-a-g-i-z.


AB ülkeleri kendilerini Bizansın torunları ve Haçlı zihniyetinin devamı olarak görmektedir. Bizim yaşadığımız sorun ABnin bizi üye alıp almaması değildir, düşünüyorum. Bizim sorunumuz; ülkemizin kaynaklarını ve dinamik güçlerini ulusal çıkar ve hedefler doğrultusunda kullanıp insanlarımızı bağımsız karar alabilen ve uygulayan huzurlu ve güvenli bir ülkede insanca yaşatabilmek sorunudur. Bunu başarıp da çağdaş medeniyeti kendi değerlerimize bağlı kalarak yakalayabilirsek, AB bizi almış almamış hiç önemli değil, Türkiye ittifak yapacak ve ilişkilerini geliştirecek çok fırsatlara sahip bir ülkedir.



Sayin Erdal Sarizeybek

Gayet öz ve özet halinde izah etmissiniz. Tesekkür ederim.

***

Yalniz, beni ve yurtsever herkesi endiselendiren bir tehlike ile karsi karsiyayiz. Son yillarda is basina gelen hükümetler, ülkemizin maddi ve manevi zenginliklerini tarumar etmislerdir. Kimisi beceriksizlikten ama bir kismi da Ihanet olarak yapmislardir bunu. Hangi parti oldugfu önemli degil. Ihanetin partisi olmaz. Her partide, her kurumda kendine yer bulanilir. Zaten ona göre programlanmis insanlardir ihanet edenler.

Beni ziyadesiyle üzen ise, bazi iyi niyetli insanlarimizin da bu ihaneti görmemesi, tespit edememesidir.

Avrupada genc nüfus 2012 yili ile 2050 yillari arasinda demografik olarak %3,5 - %6 arasinda azalacaktir. (bu duruma kendi ülkelerinde care aramaktadirlar ve uygulamaya koyduklari nüfus politikalari baska bir konu basligi ile incelenebilir. konuyu dagitmak istemiyorum)

Avrupada nesillerin ya$lanmasi hizla sürerken, Türkiyemizde genc nüfusun orani artmaktadir.

Avrupada ve genel anlamiyla batida, cevre, yeralti zenginlikleri ve tarim ürünleri azalmaktadir.

Fakat, Türkiye, son 20-30 senede uyguladigi yanlis politikalar ile, hem genc nüfusun dinamik gücünü yavaslatmakta hemde tarim, madenler vs. gibi konularda, cok degerli imkanlarimizi bosa harcamaktadir.

Egitim sistemimiz, sistemsiz hale getirilmistir. 20- 30 sene önce egitime ve ögrenime baslayanlarin uygradigi yikimin sonuclarini simdilerde aliyoruz. gazetelerin ücüncü sayfa haberlerinde örneklerini görüyoruz. ayrica, ortaya cikan eyyamci, hedefsiz genclik kesiminin durumu daha da acidir. Acilen tedbir alinmazsa, 10-20 sene sonra nasil bir toplum haline gelecegimizden endise etmekteyim.

Tarim ve hayvancilik alaninda yapilan yanlis uygulamalar, kendi kendine yetebilen ve hatta bu ürünleri ihrac edebilen Türkiyeyi, simdi tahil ve hayvancilik ürünlerini ithal eder duruma getirmistir.

Cok aktüel bir örnegini vermek isterim. Bu sene, Türkiyede yetistirilen karpuzlar -maalesef- kalitesiz ve tadsiz olarak hasat edildi/ediliyor. Cünkü, tohum olarak kullanilan karpuz cekirdegi yerine, a$ilanmis kabak cekirdegi tohumu kullanildi. Bu da kaliteyi düsürdü. Ve daha da kötüsü, ürettigimiz -genetik yapisi ile oynanmis -karpuzlarin cekirdegi, tohumluk olmaya müsait degil. Yani, önümüzdeki yil, gene kalitesiz karpuz yetistirecegiz.

Hemen hemen bütün tahil ve meyve üretiminde, disardan tohum ithal ediyoruz. Ve lisansini ödüyoruz. Bize sadece kendi istedikleri tohumu veriyorlar.

Milli tohum lisansimiz yok veya olani da güclü degil. Globallesen dünyada, istedigimiz tohumu kullanma imkanina sahip degiliz artik. Lisanssiz kullandigimiz tohumla elde edilen hasat, ihrac edilemiyor. (ayni durum, hayvancilikta da basimizda)

Yani, insan olarak bagimsizligimizi kaybettigimiz gibi, tarim ve hayvancilik alanlarinda olan bagimsizligimizi da kaybettik ve daha da kaybetmeye devam ediyoruz.

Organik tarim diyerek ülkemize gelen yabanci sermaye, bizim ülkemizde ürettigi ürünü, pesinen baglantiyi yaparak, kendi ülkelerine (batili ülkelere) götürüyorlar.

yani, kendi topraklarini degil, bizim topraklarimizi, bizim suyumuzu ve bizim insanimizi kullanarak, kendi ülkelerinin ihtiyacini temin ediyorlar.

Bize kalan ise, rekoltesi düsük ve gelir orani az olan ürünler.

***

sayin sarizeybek

Durumun vahameti beni endiselendiriyor.

ilerde, Doktorlarin kullandigi deyimle; "Ameliyat basarili gecti ama hasta sizlere ömür" diye söylemek durumunda mi kalacagiz.

saygilarimla

Nazim Alemdar
Kullanıcı küçük betizi
dertsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 248
Kayıt: Çrş May 16, 2007 1:10
Konum: uzaydan

röportaj

İletigönderen eyüpsultan » Çrş Tem 09, 2008 10:20

Vatan sana, senin gibi yiğitlere minnettardır...iyiki varsın.
Kullanıcı küçük betizi
eyüpsultan
Üye
Üye
 
İletiler: 9
Kayıt: Pzt Oca 14, 2008 23:36

İletigönderen Mustafa Recep » Çrş Tem 09, 2008 14:50

Sarızeybek Albayım sizinle daha önce başka bir forum sitesinde daha karşılaşmıştım,
sizleri emekli olduktan sonra da aktif görmek bizleri sevindiriyor,
vatan size minnettardır.

Ve bir soru;

İP,CHP,MHP,HYP,ATP,SHP,DSP gibi cumhuriyetimi ve kemalizmin ilkelerini korumaya ve yaşatmaya kararlı olan bu partilerimiz sizce yakın bir zamanda ortak bir zeminde güç birliği yapabilirler mi?

Akp den kurtulmak çözüm değildir, sistem yeni bir akp yi yeniden önümüze getirecektir, bizlerin asıl gayesi bir MİLLİ HÜKUMET kurmak olmalıdır.
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Tem 26, 2008 12:13

Komutanım.
İlginçtir siteye sık girmeme rağmen sizinle yapılan röportajı henğz okuyabildim.
Samimiyetle verdiğiniz cevaplardan dolayı size çok teşekkür ederim.

Komutanım.Ben röportajda konuşulanlardan farklı ama aslında bence tamamen aynı bazı konularda fikirlerinizi öğrenmek istiyorum.
Biliyorum,dava henüz kabul edildi ve yargı sürecindeki bir konu ile ilgili ileri-geri konuşmak iddianame mahkemeye sunulup,mahkeme tarafından kabul edildiği andan itibaren doğru değil.Bizler de sitemizde,dün mahkemenin davayı kabul etmesinden itibaren ERGENEKON DAVASI ile ilgili daha dikkatli yorumlar yapmalıyız.Ve tabi ki bu bizim kişisel düşüncelerimizi açıklamamıza bir engel değil.
ERGENEKON ismi verilen soruşturmanın iddianamesi de sonunda açıklandı.İddianamenin basına yansıyan bölümlerini okuduğunuzda ne düşünüyorsunuz.Vatandaş olarak düşünceleriniz nelerdir?TSK'nin onurlu bir emekli subayı olarak iddianamenin temelinde yer alan DARBE YAPACAKLARDI iddiaları hakkında ne ya da neler düşünüyorsunuz?Siz ERDAL SARIZEYBEK olarak İlhan Selçuk'un kendi gazetesine bomba attırabileceğine,Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un darbe tezgahlayıcısı olabileceklerine,Doğu Perinçek ve Veli Küşük'ün böyle bir örgütün yöneticisi olabileceklerine,buraya daha yazmadığım nice suçlamayı gerçekleştirebileceklerine ve tüm suçlanan bu isimlerin bir arada hareket edebileceklerine inanıyor musunuz?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen ottomans38 » Çrş Ağu 13, 2008 3:40

2 milyonluk gürcistanın başbakanı bile bizim tayo dan daha cesaretli daha akıllı insan ahmedi nejad gibi liderleri görunce imreniyor bizimkisi anca arabulucuk yapsa ortalık o.......su gibi. Bide utanmadan halka mesir macunu dagıtıyor mitiglerinde bir halk daha nasıl bu kadar aşşalanabilir daha bu adama nasıl bir zihniyetle oy verilebilir şehit askerler istanbuldakı patlama hastnede ölen bebeklere kadar sanki bu ülkeye bir soykırım war su anda bizim 1 ayda verdıgımız kayıbı savaşa giren rusya vermedi bu nasıl iştir cıldırmamak elde degıl bi an önce bu adamdan kurtulmak sart oldu
Kullanıcı küçük betizi
ottomans38
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Ağu 11, 2008 9:26

İletigönderen hakman44 » Prş Ağu 21, 2008 18:12

Komutanım.
Katkılarınızdan dolayı önce size ve sonra soru soran arkadaşlara teşekkür ederim. Size ulaşmak
çok güzel bir duygu, bizi mutlu ettiniz. Vatandaşlarımız gibi benim de bu sıralar bayağı kafam karışık
inşallah zihnimiz zamanla daha da açılacak.
Kullanıcı küçük betizi
hakman44
Üye
Üye
 
İletiler: 3
Kayıt: Pzr May 04, 2008 12:16

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Röportajlarımız

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x