Halkın Gerçek Gündemi

Halkın Gerçek Gündemi

İletigönderen OzkanKurtulus » Pzt Nis 02, 2012 18:17

Pazartesi 06:00...
Yeni bir iş günü ve kalkıyorsun. İşçi maaşıyla ne kadar oluyorsa artık sofranda zeytin, peynir, dünden kalan yarım ekmek, ıhlamur...
Bir kilometre kadar çamur yoldan yürüdükten sonra fabrikaya ulaşıyorsun. Ustanın senin içine işleyen düdüğü çalıyor ve şöyle diyor:
- давай давай (hadi hadi)
Saat 12:30'a kadar insanlık dışı bir çalışma ve sonrasında yarım saat mola. Yemeği yesen dinlenemezsin, dinleneyim desen yemeğe vaktin kalmaz.
Ardından saat 13:00'ı gösterince insanın içini gıcıklatan düdük tekrar öter. Aynı insanlık dışı işlerden sonra saat 18:00'i gösterdiğinde iş bitimi.
Ay boyunca böyle devam eden iş yoğunluğu sonunda aldığın para sadece 40 Leva(Yaklaşık 35 TL)
Evet 70'li yıllarda Bulgaristan'da yaşayan Türklerin çalışma koşulları böyleydi. Daha önceki yılları hesaba dahi katmıyorum. Kendi toprağında zamanla yabancı durumuna düşmek, ağır hakaretler, bitmek bilmeyen asimilasyon politikası insanları daha da canından bezdirmekte idi. Yıl 80'lere dayandığında ise sabırlar taşmıştı. Köy kahvesinde Türkiye'ye geri dönüş konuşmaları iyiden iyiye artmıştı. Taşınamayacak büyüklükteki eşyalar bırakıldı. Herkesin ellerinde ikişer tane çanta ve geri dönüş yolu başladı.
Yıl 2012'ye gelene kadar 30 sene çalışma hayatı ve sonuçta 700 TL emekli maaşına boyun eğmek.
Bulgaristan'da 20 Türkiye'de ise 30 sene süren çalışma hayatının insanda bıraktığı etki kuşkusuz ki ağır olmuştur. Aile içi kavgalar... Kaçış yolunun içki ve sigarada aranması, ülkenin içinde olduğu durumun insanları ne hale getirdiğinin bir diğer göstergesiydi.
Çalışanın hali böyleydi. Peki ya çalışmayanlar, çalışamayanlar?
Ülkendeki işsiz nüfus %15 iken ki bu 4 milyon 500 bin kişiye yakın bir rakamdır.
Açlık sınırı 900 TL.
Yoksulluk 2800 TL.
Benzin 5 liraya dayanmış.
Ekmek fiyatları oyun oynar gibi değiştiriliyor.
Her yeni güne zam haberleriyle uyanıyorsun. Bunlar içinde birisi dahi "Emekliye zam, işçiye zam, memura zam" olmuyor.
Milletin gündemindekiler, umurunda olanlar bunlar. Kimse bana çıkıp da "Vay efendim ikinci çeyrekte bilmem ne kadar büyüdük de, kişi başına düşen gelir şu kadar arttı da gibi naralar atmasın."
Eğitimin sisteminin içi boşken sen hala 4+4+4 mü olsun, 8+6-2 mi olsun diye tartışıyorsun.
Borunu, petrolünü, köprülerini, iletişimini, elektriğini özelleştireceksin.
Sonra da milletten eyvallah bekleyeceksin. Yok arkadaş bu insanlar ne senin kölen ne de kulun.
Emirler okyanus ötesinden yağacak, ses çıkartanın koluna hemen kelepçe vurulacak. İnsanlar gece yataklarından alınıp ceza evi araçlarına tıkılacak, halktan da ses çıkarmaması beklenecek.
Bu halk elbet bir gün yeter artık diyecektir. Benim gündemim işsizlik, açlık, yoksulluk diyecektir. Eğer bu sorunları çözemiyorsan o koltuğu da hak etmiyorsun demektir. Yıllarca bu insanları daha iyi günler vaadiyle kandıranlar. Durmak yok, yola devam bağırışlarıyla yolmaya devam edenler. Eğitimi boşalt, kendi cebini donat politikasıyla ilerleyenler. Gün gelecek o koltukları size dar edecek bu halk. O zamana kadar iktidar sizde, muhalefet sizde doya doya sömürün. Ama bu halk yakanıza yapıştığı anda bilin ki kaçacak yeriniz yok.
Kullanıcı küçük betizi
OzkanKurtulus
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Prş Mar 15, 2012 11:59

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x