Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

Genel & Güncel Konular

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Başkomutan » Cmt Nis 14, 2012 3:46

FIFA Kürt futbol takımını resmen tanıdı!

FIFA Kürt futbol takımını resmen tanıdı! ULUSLARARASI Futbol Federasyonları Birliği’nin (FİFA) Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin ulusal futbol takımını resmi olarak kabul ettiği ileri sürüldü. Kürt Futbol Federasyonu Sekreteri Selam Hüseyin, FİFA’nın kendilerini resmi olarak kabul ettiğini ve Mayıs ayında Filistin’de yapılacak olan uluslararası futbol şampiyonasına katılacaklarını söyledi.

Irak’ın Erbil kenti merkezli yayın yapan Aknews Haber Ajansı, FİFA’nın bölgesel Kürt yönetiminin ulusal futbol takımını resmi olarak kabul ederek, Mayıs ayında Filistin’de yapılacak olan uluslararası şampiyonaya katılmasına izin verdiğini yazdı. Kürt yönetiminin Futbol Federasyonu Sekreteri Selam Hüseyin, Kürt tarihinde ilk kez futbol takımının FİFA tarafından resmi olarak kabul edildiğini belirterek, "FİFA, futbol takımımızı resmi olarak kabul etti. 13- 22 Mayıs tarihleri arasında Filistin’de yapılacak olan uluslararası şampiyonaya Özbekistan, Tunus, Moritanya, Pakistan, Srilanka ve Endonezya ile birlikte aynı grupta yer alacağız" dedi.Hüseyin, Kürdistan futbol takımının ilk kez ulusalararası bir şampiyonaya katılacağını da belirterek, bunun kendileri için çok önemli ve tarihi bir olay olduğunu söyledi.

BAĞIMSIZLIK ILANI TARTIŞILIYOR

Merkezi Bağdat hükümeti ile tartışmalı bölgeler, petrol ve Kerkük’ün statüsü konusunda bir türlü anlaşamayan ve son olarak hakkında tutuklama kararı çıkartılan Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi’yi Erbil’de barındırdıkları için ilişkilerin kopma noktasına geldiği Erbil-Bağdat hattında, Kürtlerin bağımsızlık ilan etmeleri tartışılıyor. Irak Başbakanı Nuri El Maliki’yi diktatörlük kurmakla suçlayan Bölgesel Kürt Yönetimin Başkanı Mesut Barzani, "Sorunlar çözülmez ise herkes kendi yoluna gidecektir" diyerek bağımsızlıklarını ilan edebileceklerini söylemişti.

VATAN, 13 Nisan 2012
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Nis 14, 2012 22:21

Suriye’yi bırak Barzani’ye bak

Kimin sıktığı belirsiz kurşunları “savaş ilanı” sayan Erdoğan’ın Mehmetçiği hedef alan teröristleri himaye eden peşmergeye sessiz kalması, muhalefeti kızdırdı.

Suriye tarafından bir konteynere gelen serseri kurşuna sert tepki gösteren Başbakan’a seslenen MHP’li Tuğrul Türkeş, “Kurşun Kuzey Irak’tan gelince sınır ihlali olmuyor mu!” dedi. Reşat Doğru, Kandil’in Suriye’den çok daha öncelikli bir mesele olduğunun altını çizerken, CHP’li Gökhan Günaydın ise “ABD’nin izin verdiği yerlerde at oynatıyorlar. Diğer yerler yasak!” dedi.

“Suriye’ye karışana kadar Kandil’i çöz!”

Suriye’nin iki serseri kurşununu savaş ilanı sayan Erdoğan, muhalefeti kızdırdı: Mehmetçiğe sıkılan kurşun K. Irak’tan gelince sınır ihlali olmuyor mu?

Haber: Fatih Erboz
Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin himayesinde Kandil’de yuvalanan terör örgütü PKK, Türkiye sınırlarını delik deşik etti. Son olarak Şırnak’ın Uludere ilçesi Irak sınırında bulunan Geymuşule bölgesinde uzman çavuşlar Bayram Tekin ve Caner Kesimal’ın şehit düştüğü saldırıyı PKK’lı teröristlerin sisli havada sınırdan sızıp uzun namlulu suikast silahı Kanas’la gerçekleştirdikleri ortaya çıktı. Suriye tarafından konteynere gelen serseri kurşunu savaş nedeni sayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise sınırı geçerek güvenlik güçlerini şehit eden teröristlerle ilgili suskunluğa büründü. MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, ” Kuzey Irak’tan her gün terörist geliyor. Buradan sıkılan kurşunlar sınır ihlali saymıyor “ dedi. AKP’nin Suriye politikasını eleştiren Türkeş, şöyle konuştu: ” İktidar büyük hata yapıyor. Suriye’den kaçanlara ateş edildiği sırada bizden iki kişi yaralanmış. Oradan iki mermi gelince sınır ihlali sayıyor, NATO’nun 5’inci maddesinin işletilmesini istiyor. Peki, Irak’ın Kuzeyinden yıllardır mermiler geliyor, bu sınır ihlali sayılmıyor mu.

Hainlere hesap sorulsun

İktidarın Türkiye’yi tuzağa düşürdüğünü söyleyen MHP’li Reşat Doğru da, “PKK yine yoğun bir şekilde saldırıya geçti. Her gün birer ikişer şehit verir duruma geldik. Teröristler şimdi de Suriye’de yuvalanmaya başladı. Onlara neden müdahale etmiyorlar” dedi. “Suriye ile neredeyse savaş ilan eder konuma geldik” diyen Doğru şunları söyledi: “Barzani ve Talabani Irak’ta PKK’nın hamisi. Örgütü savunup kolluyorlar. Biz gücümüzü neden Barzani’yi ve terör örgütünü o bölgeden atmakta kullanmıyoruz. PKK ülkemize saldırıyor. PKK militanları TBMM’ye gelmiş mi, gelmiş. TBMM’de her türlü değerimize saldırıyor mu, saldırıyor. Dağlarda aradığımız militanlar Meclis’e girmiş. O halde Barzani ve Talabani başta olmak üzere ülkemize karşı kim hainlik yapıyorsa hesabı sorulmalı. Hükümet Suriye’nin içişlerine karıştığı kadar Kandil’i ortadan kaldırsın.”

ABD izin vermiyor

Erdoğan’ın Suriye’ye müdahaleye kılıf aradığını ileri süren CHP’li Gökhan Günaydın ise “ABD’nin izin verdiği yerler ve izin vermediği yerler var. İzin verdiği alanlarda at oynatabilirsiniz. Hatta sizi sürer oralara atını git orada oynat diye. Diğer tarafları size yasak bölge ilan eder. Kendi iç güvenliğiniz konu olsa bile” dedi.

Irak Kürtçesi ile adım adım Kürdistan’a yolculuk

AKP, terör örgütü PKK ve BDP’ye teslim oldu. Anadilde eğitimde Mardin’deki Artuklu Üniversitesi’nde Kürtçe Kürsüsü kurularak ilk adım atılırken, ikinci adım da buradan geldi. Üniversite, Kürtçe’yi seçmeli ders olarak okutulması kararı aldı. MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Hangi Kürtçeyi ana dil olarak belirleyeceksiniz. Irak ile bağlantılı olanı mı, yoksa başka bir lehçeyi mi. Muhtemelen Irakla bağlantılı olanı ön plana koyacaklar ki Kürdistan adı altında bir devlet ortaya koyabilsinler. Bu ABD’nin politikası. Dolayısıyla böyle yapmakla Türkiye’de bunlar bu plana çanak tutuyorlar” dedi. MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de, “Teröristler ’Biz vuruyoruz alıyoruz, Karşı koyuyoruz alıyoruz. O halde karşı koymaya devam, vurmaya devam’diyecekler. Umarım bu attıkları ateş Erdoğan’ın ve yakınlarının yanına düşer, onlar da bunun farkına varırlar. Vatandaşın canı yandığı için Erdoğan ve arkadaşları bu konuda duyarsız davranıyorlar” dedi.

Üniter yapı esastır

Hükümetin, ABD ve AB’nin telkinleri ile hareket ettiğini vurgulayan Yeniçeri, yeni anayasa içeriğinin de aynı doğrultuda hazırlandığını söyledi. Yeniçeri, sözlerine şöyle devam etti: “Anayasa ’devletin dili Türkçedir’diyor. O zaman Türkçe dışında bir dille eğitim yapılamaz. Üniter yapı esastır, ülkenin birliği ve bütünlüğü söz konusudur. Cumhurbaşkanı da, ’Eğer siz yapmazsanız başkaları gelir yapar’demişti. Bunun tek bir anlamı var. Demek ki diğer taraflara geldi birileri yaptı.”

YENİÇAĞ, 14 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Nis 17, 2012 21:43

Çapulcu ile "terörist" Türkiye’de buluşuyor

İktidarın düne kadar “postal öpücü” diye aşağıladığı peşmerge reisi Mesud Barzani ile terörist faaliyetlere katıldığı için hakkında tutuklama kararı çıkan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi, yarın İstanbul’da buluşacak.

AKP’den Erbil’e destek

Barzani, AKP’nin korumaya aldığı Haşimi’nin yanı sıra Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile de görüşecek. AKP, Haşimi’nin durumu nedeniyle Barzani’nin “Ulusal konferans Erbil’de yapılsın” çağrısını da destekliyor.

“Irak’ın bölücüleri” İstanbul’da buluşuyor

AKP, Kürdistan hayaliyle yanıp tutuşan Barzani ile Irak’ın bölünmesi için çabalayan Haşimi’yi bir araya getirmek için kolları sıvadı.

AKP iktidarı, Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması için çalışma başlatan peşmerge reisi Mesud Barzani ile mezhep çatışması çıkartarak Irak’ın 3 parçaya bölünmesi için yıllardır mücadele veren Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi’yi İstanbul’da buluşturacak. Barzani, Haşimi ile görüşmek için yarın İstanbul’a geliyor. Barzani, aynı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile biraraya gelecek. Haşimi, AA’ya verdiği röportajda, İskanbul’da Barzani’ye görüşeceğini belirtti. Haşimi şunları söyledi: “Barzani Kürtlerin meselelerini konuşmak için geliyor. Ben de onunla görüşeceğim. Barzani önceden Kürtlerin meselelerini konuşmak için Amerika’ya gitmişti. Bu sefer Irak’ın meselelerini konuşmak için gitti. Barzani’yle gelecekteki ortak hedeflerimiz üzerine konuşacağız. Barzani Erbil’de bir toplantı düzenlemeyi planlıyor. Maliki bu toplantıya katılmayabilir. Bu ve benzeri meseleleri konuşacağız.”

Üst düzey koruma

Tarık el Haşimi hakkında, başta Başbakan Nuri el Maliki olmak üzere, Şii liderlere suikast düzenlediği iddiası ile tutuklama kararı alınmış, Haşimi bu karar üzerine Erbil’e kaçarak Barzani’ye sığınmıştı. Haşimi, Katar ve Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesinin ardından geçen hafta İstanbul’a gelmişti. Haşimi’ye Bahçeşiher’de lüks bir ev kiralandı. Haşimi’nin kullanması için biri Başbakanlık’a ait zırhlı S600 Mercedes olmak üzere 5 araç tahsis edildi. Tarık el Haşimi, Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığı’na bağlı 1’i başkomiser 17 polis tarafından korunurken, eşi ve iki kızına da ayrı ayrı koruma polisleri tahsis edildi.

Talabani: Kürdistan yakın zamanda kurulmaz

Peşmerge reisleri şimdi de “iyi polis kötü polis” rolüne soyundu. Kötü polisi oynayan Mesud Barzani, Irak’ın kuzeyinde bağımsız devlet ilan etmek içing gün saydıklarını söylerken, iyi polisi oynayan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, bunun aksini söyledi. Talabani, “Dünyada hiçbir şey olmaz değil, tabii ki en doğal hakkımızdır. Fakat ben Kürt devletinin yakın zamanda kurulmasını uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Bağımsızlığı istememek değil fakat birleşik bir Irak içerisinde kalmamız daha iyi. Federe ve demokratik bir Irak’ta olmak herkesin karşı tarafa saygı gösterdiği, haklarını koruduğu Irak’ta yaşamak daha doğrudur” dedi.

YENİÇAĞ, 17 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Nis 18, 2012 23:46

Devlet başkanı havasına girdi!

AKP, düne kadar “postal öpücü” diye aşağıladığı Barzani’ye kucak açtı. Peşmerge reisi, Gül ve Erdoğan’la görüşecek.

Peşmerge reisi devlet başkanı gibi ağırlanacak

Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile bir araya gelecek peşmerge reisi Mesud Barzani, Irak’ın terörist olarak aradığı Tarık el Haşimi ile de görüşecek.

Haber: Ceyhun Bozkurt
Irak’ın kuzeyindeki sözde Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Türkiye’ye iki günlük bir ziyarette bulunacak. Devlet başkanı gibi ağırlanacağı belirtilen Barzani, bugün İstanbul’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile buluşacak. Bu arada, Barzani’nin, İstanbul’da bulunan, kaçak Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi ile de görüşmesi bekleniyor. Hakkındaki “terör eylemi” suçlamaları üzerine Bağdat’tan kaçan Haşimi, bir süre Irak’ın kuzeyinde kalmıştı. İstanbul’daki temaslarının ardından Barzani yarın da Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilecek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelecek olan Barzani ile yapılacak görüşmelerde PKK ile mücadele ağırlıklı bir konu oluşturacak. Irak ve Suriye’deki durumun da ele alınacağı ziyaretin, Türkiye ile peşmergeler arasındaki bağların gelişmesinin açık bir yansıması olarak yorumlanıyor.

Gündemdeki konular

YENİÇAĞ’a ulaşan bilgilere göre, Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin Türkiye ziyaretinde şu konuları gündeme getirecek:

- Irak merkezi yönetimi ile Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim arasındaki siyasi kriz,
- Suriye’deki iç karışıklık ve Suriye’deki Kürtlerin Barzani destekli özerk bölge talebi,
- Kürt açılımının yeni stratejisine Barzani’nin vereceği destek,
- Türkiye’nin bazı istekleri kabul etmesi durumunda terör örgütü PKK’nın bazı elebaşlarının Türkiye’ye ölü ya da diri olarak teslim edilmesi.

Barzani’nin, Başbakan Erdoğan ve Davutoğlu ile yapacağı görüşmelerde Suriye konusuna ağırlık vereceği öğrenildi. Barzani Suriye’de Kamışlı merkezli bir Kürt özerk bölgesi kurulması için bir süredir kulis faaliyeti yürütüyor. Bu çerçevede, Erdoğan ve Davutoğlu’na “Suriye’deki Kürtlerin özerklik talebine destek verin” talebini ileteceği bildirildi. Barzani’nin ayrıca Türkiye’nin Suriye Kürt özerk bölgesi kurulmasına ve Irak merkezi hükümetine karşı destek vermesi konularında destek vermesi durumunda bazı terör örgütü elebaşlarının Türkiye’ye teslim edilmesini önerecek. Mesud Barzani’nin Haziran ayından önce bu konuda bir adım atabileceği belirtiliyor.

Amaçları “Kürdistan”ın tanınması

Irak Milli Türkmen Partisi Kurucu Genel Başkanı Muzaffer Arslan, Türkiye ile Irak’ın kuzeyindeki yönetim arasında siyasi ve ekonomik bir birlikteliğin altyapısının oluşturulduğunu söyledi. Kürtçülerin Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ı parçalayarak bir Büyük Kürdistan hayalleri olduğunu vurgulayan Arslan, Batı dünyasının Türkiye’ye Kürt meselesinde misyon yüklediğini belirtti. Türkiye’ye “Bu misyon bir şekilde kendi Kürt meselenizi halledin, bunun için size yardımcı oluruz, siz de Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerle iyi ilişkilere girin, Kürt meselesini Kuzey Irak’la sınırlayalım” denildiğini ifade eden Arslan, Ankara’nın da bunu kabul ettiğini ifade etti. Barzani’nin, Kürtçülerin hedefi doğrultusunda Suriye’nin kuzeyindeki bölgeye gözünü diktiğini belirten Muzaffer Arslan şunları söyledi: “Barzani’nin hedefi Telafer’i ele geçirmektir. Çünkü Zaho-Duhok-Kamışlı arasında Telafer bir tampon bölge gibidir. O bağı kesen bir yerdir. Üstelik oradan Türkiye’ye geçiş noktası var. Telafer bizim için çok önemli bir bölge. Ama ciddi bir yatırım yapılmadı şimdiye kadar.”

YENİÇAĞ, 18 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Başkomutan » Çrş Nis 25, 2012 23:22

Barzani Kerkük'ü resmen istedi

Barzani, Irak iç sorunu çözülmezse bağımsız ‘Kürdistan’ı ilan etmeyi planlıyor.Kürt lider, Kerkük’ü ‘Kürdistan’a dâhil etmek Türkiye ile birlikte yönetmek istiyor.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Türkiye ziyaretinde Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmelerin ana teması, Irak’ın siyasi durumu, Suriye konusu ve PKK’nın etkisizleştirilmesiydi. Ancak asıl görüşme Barzani ile Erdoğan arasında İstanbul’da yapıldı ve burada bir dizi konuda karşılıklı mutabakat zemini oluşturuldu.

Ziyaretin, Barzani’nin Amerika seyahati sonrasında olması da manidar. Görüşmeler sonrasında haziran ayında Erbil’de düzenlenmesi planlanan Kürt Konferansı’nda Barzani’nin Kürt temsilciler önünde PKK’ya silah bırakma çağrısı yapacağı ve siyaset yolunu tercih etmelerini önereceği görüşü ağırlık kazandı.

Başbakan Erdoğan ise hem Suriye konusunda ortak hareket etme hem de PKK’nın minimize edilmesi hususunda Barzani ile aynı görüşte olduğunu açıkladı.

Barzani’nin Türkiye seyahatinin perde arkasını yazmadan önce Irak’taki son duruma bakmakta fayda var. Irak’ın Şii kökenli Başbakanı Nuri el Maliki’nin benmerkezci ve Irak’ı Şii şart ve isteklerine göre dizayn etme arzusu ülkedeki siyasi gruplar üzerinde rahatsızlık uyandırmış durumda.

Barzani’nin Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi ile bir araya gelmesi ise onun bölgede inisiyatif almaya başladığının göstergesi. Birçok kesim artık Irak’taki dengenin Barzani olmadan sağlanamayacağını ifade ediyor.

Irak iç çatışmaya yakın bir kerteye gelmiş durumda. Bunun sebebi Maliki’nin dayatmacı yönetim politikası. İşin ilginç yanı Maliki’nin bu tutumundan Şiiler de rahatsız. Mesela Mukteda El Sadr grubu Maliki’yi istemediğini zaman zaman açık bir şekilde dile getiriyor.

Şii lider Ammar El Hâkim pek dile getirmese de Maliki’nin politikasını beğenmediğini belli ediyor. Tarık Haşimi, Salih El Mutlak zaten Maliki’yi başından beri kabul etmeyen Sünni liderler.

Kürtlerin Maliki’ye karşı tutumları biraz farklı, bu konuda ikiye bölünmüş durumdalar. Barzani net bir şekilde Maliki’ye karşı çıkarken, Süleymaniye yönetimi İran ile etkileşiminden dolayı Maliki’den yana gözüküyor. Bu, İran ile komşuluğundan dolayı Celal Talabani bölgesinin artık ciddi bir hayat kaynağına dönüşmüş olmasından kaynaklanıyor.

Lakin Talabani de İran ile arasını bozmamak adına Irak konusunda Kürtlerin duruşuyla ilgili tüm yetki ve kararı Barzani’ye bırakıyor. Resmî olmayan rakamlara göre Irak nüfusu 32 milyona ulaşmış durumda. Bunun yüzde 60’ı Şii olmasına rağmen Maliki’nin iktidarı tartışılıyor. Çünkü Şiiler Maliki iktidarını Saddam yönetimine benzetiyor ve aynı travmayı tekrar yaşamak istemiyor.

Barzani Kerkük'ü resmen istedi ve ortak yönetme teklifinde bulundu


Mesud Barzani ile Tayyip Erdoğan görüşmesinin perde arkasında ilginç bilgiler var. Alınan bilgilere göre, Barzani Erdoğan’a Irak’ın durumunun böyle devam etmesi hâlinde bağımsız ‘Kürdistan’ı ilan edeceğini belirtti.


Bunun yanında PKK’nın bitirilmesi için Türkiye’ye her şartta destek vereceğini ve Türkiye ile ortak hareket edeceğini aktardı. Bu talep Barzani’nin ağzından ilk kez ifade ediliyor. Barzani ‘Kürdistan’ın ilan edilmesi durumunda Kerkük’ü Kürdistan sınırları içine almayı planlıyor.

Türkiye ile Kerkük’ü ortak yönetebileceklerini ve Kerkük’te Türkiye’nin menfaatine olacak bütün şartları kabul edeceğini Başbakan Erdoğan’a bildirdi. Türkiye ile Kürt lider arasındaki bu talepler kabul gördü; ancak Irak’ın düzelmesi hâlinde bütün isteklerin rafa kaldırılması, PKK konusu hariç bütün meselelerin yeniden müzakere edilmesi öngörülüyor.

Barzani’nin söz konusu talepleri Amerika’daki görüşmelerinde de dillendirdiği, ABD yönetiminin de bu isteklere olumlu yaklaştığı kaydediliyor.

Irak’ta ortalama 6 milyon Kürt nüfus yaşıyor. Mesud Barzani Irak Kürt Yönetimi Başkanı. Kürt lider babasından devraldığı liderlik tecrübesini hem siyaseten hem de askerî bakımdan iyi yönetiyor.

Amerika ile diplomatik ilişikler, Türkiye ile artan sıkı münasebetleri, onu sürekli psikolojik ve sosyolojik olarak güçlü hâle getiriyor. Suriye, Türkiye ve İran Kürtleri nezdinde de Barzani’nin sembolik bir Kürt lider olması onun karizmasını artırıyor. Ama Barzani bunlardan çok askerî gücüne güveniyor.

Irak millî ordusunun lokomotifi konumundaki taburlar Peşmergelerden kurulu ve bunlar Irak ordusunun ana unsurlarını oluşturuyor. Millî orduda 4 Peşmerge taburu var. Irak Genelkurmay Başkanı ise bir Kürt, Babakir Zebari. Aynı şekilde Kürt bölgesindeki Peşmerge sayısı 400 bin civarında. Bu Peşmergeler artık uçak kullanabiliyor, her türlü savaş teknolojisi ve imkânlarına sahip durumda.

Peşmerge Bakanlığı’nı ise Peşmerge geleneğinden gelen ve önemli sayılan Şeyh Cafer Berzenci yapıyor. Bunun yanında Parastin isimli gizli servis Barzani’nin işini kolaylaştıran bir birim. CIA’den eğitim alan bu istihbarat örgütünün elaman sayısı tam olarak bilinmiyor.

Mesrur Barzani, Parastin’i her geçen gün daha iyi bir konuma getirmek için çaba gösteriyor. İddiaya göre, Parastin’in elemanları Irak’ın bütün kentlerinde faaliyet yürütüyor. Bununla birlikte her zaman Barzani ve ekibinin yanında yer almak zorunda kalan (aksi hâlde kendi gelecekleri tehlikeye girer) Talabani’ye bağlı Peşmergeler var.

Talabani’nin istihbarat örgütü Zenyari ise Parastin gibi çalışan bir başka yapı. Doktor Hasro Gûl, Zenyari’yi her zaman Parastin ile ortak çalıştırıyor. Zenyari’ye bağlı bir de antiterör grubu bulunuyor. Bu gruba, yine Peşmeregelikten gelen Fazıl Talabani liderlik ediyor.

Gözden kaçan hareket: Goran

Neçirvan Barzani, Kürt Bölgesi Başbakanı seçilmesinden hemen sonra Goran Hareketini iktidara ortak olmaya davet etti. Goran, 2009 seçiminde Kürdistan Parlamentosu’na 25 milletvekili, 2010 genel seçiminde ise Irak Parlamentosu’na 8 milletvekili göndermişti. Ancak Goran Hareketi lideri Neşirvan Mustafa, iktidara ortak olmak yerine muhalefette kalacağını açıkladı. Bu, Kürt bölgesinde ilk ciddi muhalefetin ortaya çıkmasının beyanı oldu.

Goran muhalefeti toplumun bütün sorunlarını, yolsuzlukları ve yanlışları parlamentoya getirip gündem oluşturuyor. Ciddi muhalefet çizgisi, harekete her geçen gün güç katıyor. Özellikle gençler bu hareketi destekliyor. Ancak Türkiye bu gelişmeyi görmezden geliyor. Bu Türkiye’nin gelecekte Irak’ta denge rolü üstelenmesini güçleştirebilir.

Goran lideri Mustafa, Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Türkiye ise Mustafa ile bir iki kere temasa geçti; ancak Türkiye’nin durumu ağırdan almasından dolayı siyasi temaslar akim kalmış durumda. Goran Hareketi, Barzani’nin dış politikasını ve Irak yönetimine karşı olan duruşunu destekliyor.

Neşirvan Mustafa, Celal Talabani’nin eski yardımcısı, Peşmerge geleneğinden geliyor. Avrupa ve Amerika’da uzun süre kalmış, gelişmelere açık birisi. Tarih konusunda çok sayıda eseri bulunan Mustafa yazarlık yönüyle de dünyada tanınan bir isim.

Kaynak: Aksiyon

Milliyet - 25 Nisan 2012


BDP Heyeti Washington'da Kürt Sorununu Anlattı

Washington’da temaslarda bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yetkilileri Türkiye’de Kürt sorununa çözüm için etnik grupların haklarının genişletilmesi ve bölgesel özerklik ilan edilmesi çağrısında bulundu. Brookings Enstitüsü’nde düzenlenen bir toplantıda konuşan BDP eş başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eş başkanı Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk Türkiye’de Kürt sorunu konusundaki görüşlerini anlattı.

BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununu “bir halkın kendi kültürüyle, diliyle, kendi anavatanında, coğrafyasında kendini yönetme hakkıyla birlikte ele alınması gereken bir sorun olarak gördüklerini” söyledi.


Demokratik, sivil bir anayasa hazırlanması çağrısında bulunan Demirtaş taleplerini şöyle sıraladı:

Etnik azınlıkların başta eğitim olmak üzere anadillerini kamusal alanlarda sınırsız, özgürce kullanabilmesi; bütün farklılıkların anayasal güvence altına alınması; Kürt kimliğini, Kürdistan ismini de özgürce kullanarak evrensel standartlarda örgütlenme hakkı ve bölgesel özerklik.

Demirtaş, merkezi idareyi demokrasiye aykırı olarak niteledi ve merkezi hükümetin yetkilerinin azaltılması, bazı yetkililerin devredilebileceği yerel meclislerin kurulması gerektiğini savundu. Ulusal güvenlik, adalet veya mali konuların merkezi hükümet tarafından idare edilebileceğini söyleyen Demirtaş, diğer önemli yetkilerin yerel meclislere devredilmesi çağrısında bulundu. Demirtaş, bu meclislerin ihtiyaç duyduğu takdirde Türkçe’ye ek olarak ikinci resmi dilleri de kullanabilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasında Demirtaş, yerel yönetimler bağlamında Amerika’yı örnek gösterdi.

‘Şiddet Dışı Çözüm; Mevcut Sınırlar İçinde’

BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununa çözüm önerilerinin iki temele dayandığını söyledi. Demirtaş, “şiddet dışı, demokratik, barışçı, müzakerelere dayalı,” yöntemler kullanmak istediklerini ve “mevcut devletlerin, ülkelerin sınırları tartışmaya açılmadan, sınırların bütünlüğü, birliği içinde” bir çözüm arayışında olduklarını kaydetti.

Oturum sırasında kısa bir konuşma yapan ve katılımcıların sorularını yanıtlayan bağımsız Mardin milletvekili Ahmet Türk de hem Türklerin, hem Kürtlerin bu meselenin şiddet dışı yöntemlerle çözülmesi gerektiğini, diyalog arayışında olduğunu söyledi. Ancak Türk, buna rağmen bu süreçte “mesafe alınamadığını” kaydetti.

‘PKK, Silahlı Halk Hareketi’

Oturumu yöneten Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer Taşpınar, katılımcıların bazıları Kürt siyasetçilere uluslararası toplum tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK ile ilişkileri konusunda sorular yöneltti.

BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, “PKK’nın 30 yıldır Kürt halkının hakları için silahlı mücadele yönetimini seçmiş bir örgüt olduğunu,” kendilerinin PKK’yı “silahlı halk hareketi” olarak gördüklerini söyledi. Ahmet Türk bu bağlamda bir zamanlar Filistin Kurtuluş Örgütü’nün de, Hamas’ın da terör örgütü olarak görüldüğünü hatırlattı ve bu nitelemeyi kabul etmedi.

Demirtaş BDP olarak şiddeti, silahlı mücadeleyi çözüm olarak görmediklerini söyledi. PKK ile organik bağları olmadığını anlatan Demirtaş, yine de partilerini destekleyenlerin önemli bir kısmının PKK’ya sempati duyduğunu kaydetti. PKK’nın bir “realite olduğunu, dikkate alınması gerektiğini” savunan Demirtaş, PKK’yı bir sorun olarak görmediklerini, Kürt sorununun bir sonucu olarak gördüklerini anlattı.

'Kürt Halkı Tehdit Olarak Görülmemeli'

Washington’daki konuşmasında Kürt sorununa çözüm için hükümetle görüşmeye hazır olduklarını söyleyen BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt halkının tehdit olarak görülmemesi gerektiğini kaydetti. DTK eş başkanı Ahmet Türk de Kürtlerin kimliği, dili ve kültürü tanınırsa Türklerle Kürtlerin birlikte yaşayabileceğini söyledi.

voanews.com - 25 Nisan 2012

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.voanews.com/turkish/news/BDP-Heyeti-Washingtonda-Kurt-Sorununu-Anlatt-148800605.html
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Nis 27, 2012 22:58

Sinsi planı adım adım uyguluyor!

Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin ABD ziyareti netleşmeye başladı. Çıkardığı sun’i krizi bahane eden Barzani, Irak merkezi yönetimine ültimatom verip “Eylüle kadar” süre tanıdı. AKP’nin ABD gezisi sonrası en üst düzeyde ağırladığı Barzani’nin tehlikeli adımlarına dikkat çeken muhalefetin temsilcileri, iktidara sert eleştiri ve uyarılarda bulundu.

Irak’ı bölmek için düğmeye bastı

Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin ABD ziyaretinin altından sinsi bir plan çıktı. Arkasına ABD’nin desteğini alan Barzani, çıkardığı suni siyasi krizi bahane ederek Irak’ı bölmek için harekete geçti. Irak merkezi yönetimine isyan bayrağı açan çapulcubaşı, Eylül’e kadar süre tanıdığını açıkladı. Barzani’nin açıklamalarına muhalefetten sert tepki geldi.

MHP İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “Bu coğrafyada uzun zamandır önce bölünüp sonra parçaları birleştirerek yeni bir coğrafya oluşturmaya yönelik çabalar var. Bu çalışmaların birkaç lokomotifi var. Bunlardan bir tanesi Barzani gözüküyor” dedi. Tanrıkulu, şunları söyledi: “Barzani zaten öteden beri ABD’nin nezdinde itibar görüyor. Şimdi değişik bir şeyle de karşılaştık, Türkiye’de de müthiş bir itibar gördü. En üst seviyede karşılandı ve artık ne konuşuldu bilemiyoruz ama Başbakan, Cumhurbaşkanı seviyesinde bir karşımayla muhatap oldu. Devlet başkanı muamelesi gördü. Bence şimdi yakın gelecekte dikkat etmememiz gereken husus Barzani’nin bundan sonra atacağı adımlardır. Bence orada siyasi kriz derken Türkiye’deki siyasi çözüm tabirlerini de çağrıştıran bir şey. İşte dağdakini bırakın gelsin, siyasi çözüm arayalım söylemleri vardı ya Barzani’nin bunu boşuna söylediğini düşünmüyorum. Bir halk oylamasına doğru Türkiye eğer sürüklenirse en azından bir parçası bu bizim başımızı ağrıtır. ‘Bağımsızlığımızı istiyoruz’ seslerinin arkasında zaten bunlar yatıyor. Türkiye’yi de kapsayan sürecin ifadesi. Irak’ta başladı, Suriye’de devam edecek, yakın bir gelecekte İran’ı kapsar, bundan sonrası ne olacak diye kime sorsanız artık söyleyecektir. Türkiye’ye sıra gelecek demektir. Türkiye’deki Kürt sorununu çözelim diye vaveyla yapanların, bağırıp çağıranların aklının arka planındaki düşünce budur. İyi niyetli bir çözüm önerisi değil.”

“Pazarlık mı yapıldı?”

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de, “10 yılda AKP’nin dış politikasının hangi noktaya geldiğini hep birlikte görüyoruz” diyerek şunları söyledi: “Komşularla sıfır sorun politikasıydı sıfır komşu politikasına dönüştü bu. Barzani’nin bu açıklaması bir pazarlığın sonucu mu orasını bilemiyorum tabii ki. Bunun içinde Türkiye’nin rolü nedir onu da bilmiyoruz. CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ise, Barzani’nin açıklamalarından ziyade Tarık Haşimi’nin üzerinde durulması gerektiğini belirtti.

YENİÇAĞ, 27 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Nis 29, 2012 21:49

Barzani’yle tehlikeli oyunlar

Mevcut gelişmeler, bölgedeki Kürt hareketlerinde tehlikeler olduğunu göstermektedir. Bunların başında Irak’taki siyasi gerginlik, PKK’nın durumu, Suriye’de devam eden olaylar, Barzani’nin ABD ve Türkiye ziyaretleri ve görüşmeleriyle yetkililerin bu konulardaki açıklamaları gelmektedir.

Olayların tümünde Barzani’nin, bağımsız bir Kürt devleti kurma düşüncesini ve bölgedeki Kürt hareketinin lideri olma beklentisini ön planda tutuğunu, bu kapsamda ortaya çıkan ve çıkabilecek olan tüm fırsatları kullanmaya çalıştığını görmek mümkündür.

***
Irak’ta Başbakanı’nın Şiileri ön planda tutması, mezhepsel gerginlik yaratmış, bölgesel Kürt yönetimiyle olan anlaşmazlığı, sorunu daha da derinleştirmiştir. Maliki yönetimi İran tarafından desteklenmektedir. Bölgede Irak-İran ittifakı yeni bir gelişme olarak filizlenmektedir. Maliki, Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi için tutuklama kararı çıkartmıştır. Haşimi K.Irak’a sığınmış olup, bir süredir de Türkiye’dedir. Irak’taki durum, çatışma ve bölünme tehlikesi yaratabilir. Maliki’nin Türkiye’yle olan ilişkileri de bozulmuş, Türkiye’yi içişlerine karışmakla itham etmiş, durum karşılıklı diplomatik gerginlik yaratmıştır. İki ülke, Suriye politikasında da anlaşmazlık içindedir.

Barzani, bir taraftan Maliki’den korunmak için Türkiye’yle yakınlaşmaya, diğer taraftan da gerginlikten istifadeyle konumunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda ABD’de başkan seviyesinde kabul görmüş ve destek almıştır. Türkiye’deki durumu da farklı değildir. Ancak ABD ve Türkiye, Irak’ın bütünlüğünden yanadır. Bu nedenle şimdilik bağımsızlık konusunda adım atamamaktadır. Ancak Irak’taki gerginliği bağımsızlık için istismar etmektedir. Her fırsatta bağımsızlıktan söz etmekte, zamanı geldiğinde bunu müjdeleyeceğini söylemektedir. Son açıklamasındaki “Irak krizi çözülmezse o zaman biz de halkımıza sorarız, onun kararını uygularız” ifadesi dikkat çekicidir. ABD’den bu konuda alacağı yeşil ışığı beklediği aşikârdır.

Barzani’nin, bu açıklamayla, bölgesel yönetimin geleceğini halk oylamasıyla belirlemeyi ana politika olarak benimsediği anlaşılmaktadır. Kerkük’teki durumu örnek olarak göstermekte, Kerkük’ün geleceğini Kerkük halkının vereceğini ve Türkiye’nin bu konuda daha anlayışlı olduğunu belirtmektedir. Tabii bunda Kerkük’ün demografik yapısının değiştirilmiş olması etken olmuştur. Böylece Kerkük’ü de kendi yönetimine bağlama niyetinde olduğu da açığa çıkmıştır.

***
Türkiye’nin Barzani’yle ilişkilerinde enerji, ticaret ve yatırımlar önemlidir. Ancak bölgedeki PKK varlığı, ilişkilerde en ön plandadır. Yakın zamana kadar PKK’yı barındıran ve himaye eden Barzani’nin, artık silahlı çözümden yana olmadığını söylemesi dikkat çekicidir. Bu yaklaşımı; Irak içindeki bir çatışmada kendini korumak için Türkiye’nin himayesine ihtiyaç duymasından, Türkiye tarafından kabul görmek için artık PKK’ya ihtiyacının kalmamasından, bu konuda ABD’den talimat ve güvence almasından, Türkiye’nin PKK’yla mücadelede sınır ötesi harekâta devam etmesinin kendi egemenliğini zayıflattığı düşüncesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Ayrıca gerek Türkiye’deki, gerek ABD’deki, gerekse bölgedeki siyasi atmosferin ve gelişen olayların kendisine yeni fırsatlar yarattığının da farkındadır.

Bu anlayışa, PKK’nın silah bırakması halinde Türkiye’nin operasyonları durduracağına ilişkin açıklaması eklendiğinde, Barzani’nin bu gelişmelerle bölgesindeki kontrolün tamamen kendisine geçeceğini ve böylece egemenliğini sağlamlaştıracağını hesapladığı sonucuna varmak mümkündür.

***
Suriye’ye müdahalede veya oluşabilecek bir karışıklıkta, otonom idareler ve bölünmeler olması, Kürt’lerin de bu ortamda yeni bir statü kazanması mümkündür. Barzani etkisini bu bölgede de göstererek kontrolünü, Suriye’nin kuzey doğusuna da kaydırma amacındadır.

Barzani, ABD’nin ve Türkiye’nin desteğini aldığında, hem güvenlik içinde olacağını, hem de bölgedeki bütün Kürtlerin lideri olabileceğini düşünmektedir.

***
Türkiye’deki Kürt siyasetçiler de yeni anayasanın Türkiye’yi yeniden şekillendireceğini beklemektedirler. Bu beklentiyle demokratik özerklik, kimlik, anadilde eğitim gibi hususların anayasada yer almasına çalışmaktadırlar. ABD’de toplantılar düzenlemektedirler. Kürt birliğinin sağlanmasında Barzani’yi de ön plana çıkarmaktadırlar. PKK’yı terör örgütü olarak görmediklerini açıkça ifade etmektedirler. Kürt konusunun bölgesel olduğunu ileri sürmektedirler.

Türkiye’nin İran, Irak, Suriye, İsrail’le ilişkilerinin bozulmasından sonra bağımsızlık peşinde koşan Barzani’yi, bölgede tek ortak olarak görmeye başlaması endişe vermektedir. Ankara, politika, strateji, söylem, eylem ve davranışlarında tehlikeli oyunlar içine girmekten kaçınmalıdır. Haziran’da Erbil’de düzenlenecek Kürt Konferansı’na da dikkat edilmelidir.

Armağan KULOĞLU, 28 Nisan 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Türk-Kan » Pzt May 07, 2012 11:05

Zana, Barzani ev sahipliğinde Yeni Osmanlıcı oldu!

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, “Yeni Osmanlı” söylemlerine destek vererek, bu çerçevede federalizm talebinde bulundu. Zana, sözde devletin başkenti Erbil’de yayımlanan Rudaw gazetesi ile yaptığı söyleşide Kürtlerin kendi kaderini kararlaştırabilmesi ve en uygun federalizm tipini seçebilmesi gerektiğini öne sürdü. Zana, “Sorunun çözümü için Öcalan, PKK, BDP ve Kürdistan Bölgesi ile masaya oturulmalı” dedi.

Zana da “Yeni Osmanlıcı” oldu

Diyarbakır Bağımsız milletvekili Leyla Zana, “Yeni Osmanlı” söylemlerine destek vererek bu çerçevede federalizm talebinde bulundu. Leyla Zana, Erbil’de yayılanan Rudaw gazetesi ile yaptığı söyleşide Kürtlerin kendi kaderini kararlaştırabilmesi ve onlara en uygun olan federalizm tipini seçebilmesi gerektiğini öne sürdü. Kürt sorununun “TV’de Kürtçe programları” yayımlanarak çözümlenemeyeceğini söyleyen Zana, Yeni Osmanlı söylemlerine sahip çıktı ve “Osmanlı döneminde vilayet sistemi vardı ve bizim buna benzer bir federalizm türünü talep etmemiz gerekir gibi görünüyor” dedi. Halen Türkiye’deki cezaevlerinde 130 bin Kürt bulunduğunu, onbinlercesinin de siyasi nedenlerinin tutuklandığını öne süren Zana, tutuklu 6 BDP’li milletvekilinin tahliyesine ilişkin bir sorunun karşısında “Zaten tutuklanmamaları gerekirdi ancak altı milletvekinin tahliyesi, diğer 130 bin Kürt cezaevinde kaldıkça hiçbir şey değiştirmez” görüşünü dile getirdi. Leyla Zana, Kürt sorunu çözümlenmese Türkiye’nin “uluslararası bir sorun” haline geleceğini de öne sürdüğü söyleşi sırasında Türkiye ile PKK arasındaki “diyaloğun” sürdüğünü umduğunu belirtti.

Öcalan’a tahliye istedi

Leyla Zana “Türkiye’deki sorun çok taraflı ve Türkiye, Abdullah Öcalan, PKK, BDP ve Kürdistan Bölgesi dahil, tüm farklı taraflarla oturmalı. Tüm taraflar, görüşmelere katılırsa eğer, Kürt sorunu daha çabuk çözüme kavuşur” şeklinde konuştu. Bu arada Zana, teröristbaşı Öcalan’ın tahliyesi için ciddi çabaların olup olmadığı sorulması üzerine “Bu açıdan tüm Kürt gruplarını eleştiriyorum. Kuzey ve güneydeki Kürtler, onun tahliyesini istemeli ve bu amaçla gösteriler yapmalı” karşılığını verdi. Zana şöyle devam etti: “Iraklı Kürdistan liderleri, güçlü ülkelere ziyaretlerinde Öcalan’ın tahliyesini talep etmeli. Öcalan’dan en son dokuz ay önce haber aldık. Mesut Barzani, en az ondan medyada söz etmeli ve neden dokuz aydan beri haber alınmadığını sormalı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin böyle bir adım atıp Öcalan’ı serbest bırakma gücü var.”

YENİÇAĞ, 6 Mayıs 2012
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş May 09, 2012 23:47

ABD Ulusal Harp Koleji'nden bir heyet BDP'yi ziyaret etti!

ABD’nin siyaset ve güvenlik alanında yetişmiş kadrolarının eğitim gördüğü Ulusal Harp Koleji’nden bir heyet, sessiz sedasız Türkiye’ye geldi. “Aralarında kıdemli bürokratların da bulunduğu Ulusal Harp Koleji’nden 13 kişilik bir heyet” olarak açıklanan grup, TBMM’de BDP’li Altan Tan’ı ziyaret etti.

Ankara’ya gelen ABD heyeti BDP’lilerle görüştü

ABD’nin siyaset ve güvenlik alanında yetişmiş kadrolarının eğitim gördüğü Ulusal Harp Koleji’nden bir heyet, sessiz sedasız Türkiye’ye gelerek BDP’lilerle görüştü. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ı ziyaret eden Amerikalılar, “Kürt meselesinde BDP’nin çözüm önerisi ne, Güneydoğu’da son durum nasıl” sorularına yanıt aradı. YENİÇAĞ’a ulaşan bilgilere göre, Amerikalılar Tan ile görüşmek için büyükelçilik aracılığıyla iletişime geçti. ABD Büyükelçiliğinden “Aralarında kıdemli bürokratların da bulunduğu Ulusal Harp Koleji’nden 13 kişilik bir heyet” olarak yansıtılan bir grup, TBMM’deki odasında Altan Tan’ı ziyaret etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmede, Amerikalılar Güneydoğu Anadolu Bölgesi, PKK, Kürt meselesi, açılım gibi konularda sorular sordu. Görüşmeyi doğrulayan Altan Tan, “Ziyarette ağırlıklı olarak bölgedeki sorunlar konuşuldu. Amerikalılar, sorunun kaynağı ile ilgili sorular sordu. Sonuçta bölgede durum kritik. İnsanlar artık giderek ayrışıyor. Biz ne yapabiliriz sorusu gün geçtikçe önem kazanıyor. AKP giderek milliyetçileştikçe bu ayrılığın derinleşeceğini zannediyorum” dedi. Merkezi Washington’da bulunan kolej, Türkiye’deki Milli Güvenlik Akademisi’nin bir benzeri. Amerikan siyasetindeki önemli isimlerden bazıları bu kolejde bulunmuşlar. Bir dönemin güçlü isimlerinden Paul Wolfowitz bu kolejde öğretim üyeliği yaparken, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da bu kolejde eğitim gördü. Kolej, ABD’nin güvenlik ve siyaset politikalarında belirleyici rol oynamakta.

YENİÇAĞ, 9 Mayıs 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 13, 2012 23:57

AKP ve bölücünün anayasa pazarlığı!

Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemini tartışmaya açmasının ardından, bir anda yüksek perdeden dillendirilmeye başlanan bölücü istekleri CHP ve MHP’yi kızdırdı.

Diktatörlük hukuku!

Bülent Tezcan (CHP): Başkanlık sistemi tartışmalarının arka planında Erdoğan’ın fiilen yerleştirdiği diktatörlüğün hukuki temelini atma çabası var. BDP çevrelerinin beyanatları da bu konunun pazarlık edileceğini gösteriyor. Diktatörlük hevesiyle bölücülük heveslerini buluşturuyor bu tartışma...

Kırmızı çizgilerimiz var

Mehmet Şandır (MHP): Başkasının görüşüne, sözüne göre tavır belirlemeyiz. MHP’nin görüşleri, tavrı, kırmızı çizgileri bellidir. Yeni anayasa gayretleri; tırnak içerisinde söylüyorum, Kürt sorununu çözmek için ortaya konuluyorsa MHP böyle bir anayasaya katkı vermez.

Diktatörlük hevesiyle bölücülük yan yana!

Başkanlık tartışmaları ve bölücülerin hız kazanan talepleri muhalefeti kızdırdı. CHP’li Tezcan “Başbakan’ın diktatör olma isteği pazarlık meselesi yapılacak” dedi.

Haber: Fatih Erboz
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemini tartışmaya açması bölücüleri heveslendirdi. Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “Cin şişeden çıkmıştır” sözleriyle Kürt kimliğinin önünün açılmasını isterken, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Gündemimiz demokratik özerklik” diyerek bölücülerin düşüncesini bir kez daha açığa vurdu. Muhalefet partilerinin bu konudaki değerlendirmeleri şöyle:

Demokratik geleneğe aykırı

Başkanlık sisteminin Türkiye’nin demokratik geleneklerine uygun bir sistem olmadığını belirten CHP Milletvekili Bülent Tezcan, şunları söyledi: “Parlamenter sistemler padişahların, kralların yetkilerinin sınırlandığı sistemlerde ortaya çıkar. Bizde de demokrasi mücadelesi bugüne kadar bu şekilde gelmiştir. Bu yüzden parlamenter demokrasi tercih edilmiştir. Türkiye demokrasi tarihinde parlamenter demokrasi vardır. Padişahın yetkilerinin sınırlandığı ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da devlet başkanının, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırı dünyadaki örneklerine uygun olarak parlamentodan seçilen başbakanın yetkilerinin ona göre daha icracı olduğu bir sistemdir parlamenter sitem. 150 yıllık geleneğimizin sonucudur. Başkanlık sistemi tartışmalarının yeniden ayyuka çıkmasının arka planında, Erdoğan’ın fiilen yerleştirdiği diktatörlüğün hukuki temelinin atılması çalışmaları yatıyor.” Tezcan, şöyle devam etti:

Ciddi sonuçlar doğuracak

“BDP çevrelerinin de verdiği beyanatlar Başbakan’ın başkanlık rejimi ile ilgili arzusu ve isteğini göz önüne alan bir yaklaşımla pazarlık konusu olarak gündeme getirilecek. Görünen odur. Türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğü ile Başbakan Erdoğan’ın diktatör olma isteği, bir pazarlık meselesi yapılıp Türkiye’de ciddi sonuçlar doğuracak olumsuz bir sürece doğru gidecek. Türkiye’nin demokrasi geleneğine de uygun değil. Başkanlık sistemi, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ulusal bütünlüğüne de aykırı sonuçlar doğuracak. Bunu uygun bulmuyoruz. Erdoğan’ın diktatörlük hevesi, yetkileri elinde toplama hevesi ve belirli çevrelerin de Doğu’da ve Güneydoğu’da Türkiye’yi bölme heveslerini bir araya getiriyor bu tartışma. Erdoğan’ın diktatörlük hevesiyle Türkiye’yi bölmeye çalışan anlayışların bölücülük heveslerini bir araya getiren, buluşturan bir tartışmaya dönüşüyor, bundan sakınmak lazım.”

BDP’nin ekmeğine yağ sürüldü

MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen, “Türkiye’nin bu karışık ortamında başkanlık sistemini tavsiye etmek gaflettir” dedi. Belen, şöyle dedi: “Başbakan, 9 Işık kitabından alıntı yaparak Başkanlık sistemini Türkeş ortaya koydu diyor ama Türkiye’nin şartları o günkü şartlar değil. Başkanlık istemi o zaman yazıldığında Türkiye’den toprak talebi yoktu. Türkiye’nin bir bölgesinden özerklik, bağımsızlık talebi olanlar da yoktu. Şu anda bu talebi dile getiren siyasi bir grup var TBMM’de ve bunun silahlı ordusu da dağda PKK. BOP’un hayata geçmesi ve Orta Doğu’nun yeniden şekillenmesinin çalışmaları yapılırken Başkanlık sistemini tavsiye etmek gaflettir. Türkiye’nin bölünmesine yol açacak bir sistem istenmektedir. BDP ile bunlar rol arkadaşlığı ve rol paylaşımı yapıyorlar. TBMM’de de bunu yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında bir aya gelerek ABD’nin emrettiği planı okuyup, derslerini ezberleyip, rollerini paylaşıp rollerini yapıyorlar. BDP’yi heveslendirdiler. BDP’nin ekmeğine yağ sürdüler. Adamların zaten şu aşamada istedikleri özerklik. Daha sonra da ileriye doğru bağımsız Kürdistan’ı kurmak. En çok onların işine gelir. Erdoğan’ın da işine geliyor. Cumhurbaşkanlığını bu haliyle istemiyor, yetkilerini az görüyor.”

Kırmızı çizgilerimiz bellidir

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Yeni anayasa yapma gayretleri, Kürt sorununu çözmek için ortaya konuluyorsa MHP böyle bir sorunu kabul etmediği için yapılacak anayasaya da katkı vermez” dedi. “MHP olarak bir başkasının görüşüne ya da sözüne göre tavır belirlemeyiz” diyen Şandır, şöyle dedi: “MHP’nin görüşleri bellidir, tavrı bellidir, kırmızı çizgileri bellidir. Bir başkası gönlünden geçeni söyleyebilir, bir başka şeyleri ifade edebilir. Bu bizi çok ilgilendirmiyor. MHP Türk milleti için yeni bir toplumsal sözleşmeye hazırlanma çalışmalarına katkı veriyor. Yoksa Türk milletini parçalayacak bir çalışmanın içerisinde olmaz, karşısında oluruz. Demokratik özerklik, başkanlık sistemi gibi şeyler bizim konumuz değil.”

“Milli birlik ve beraberlik ortadan kalkar”

MHP Genel Başkan yardımcısı Reşat Doğru, “Türkiye’nin şu anda başkanlık istemine geçmesi doğru değil” dedi. Doğru, şunları söyledi: “Türkiye’de üniter yapının tartışılmaya çalışıldığı bölünmesiyle ilgili çok hain çalışmaların yapıldığı Kürt açılımı gibi milletin birbiriyle karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı bir ortamda bunu çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkmamız lazım, bu istenen sistemde federatif yapı vardı. Federasyon yapısı vardı. Şiddetle üzerine basarak söyledikleri dünyada 30 ülkede bu sistem var deniyor. ABD başta olmak üzere tüm bu ülkelerde federasyonların birleşmesiyle bu sistemin uygulanması vardır” MHP’li Doğru şöyle devam etti.

“Parçalanmaya gidilir”

Türkiye’de federasyona geçtiğiniz zaman milli birlik ve beraberliğimizi tamamen ortadan kaydırmış olursunuz. Anayasamızla da aykırı bir durumla karşı karşıya kalınmış olacaktır. Dolayısıyla başkanlık sistemine geçilmesi Türkiye’yi bölünme noktasına götürecektir. Başkanlık sisteminin gündeme gelmesinin sebeplerinden bir tanesi de önümüzdeki süreçte Kuzey Irak’ta bir oluşum gerçekleştirilmek isteniyor ki bence bağımsızlık elde edilmiş durumdadır. Bağımsızlığın hayata geçirilerek oranın Türkiye Cumhuriyeti’nden korunması amaçlanıyor. BDP bundan sonra PKK’nın dağlarda alamadığını AKP zamanında ovalarda aldığı için Türkiye’nin bölünmesi süreci içerine gidecek çalışmaları hızlandıracak şeklinde bir kaygımız da bulunmaktadır. BDP’nin Türkiye’de anayasanın değiştirilemez maddelerin kaldırılmasını istemesi bunun üzerinedir.”

“İktidarı kim denetleyecek”

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Şimdi bir başkanlık sistemiyle karşı karşıyayız. ’Başkanlık sisteminde denetim daha iyi yapılır’ diyor Bekir Bozdağ. Denetimi kim yapacak, iktidarı kim denetleyecek” dedi. İnce, partisinin Gaziantep’te gerçekleştirdiği il kongresinde, başkanlık sistemi ile ilgili tartışmalara değindi. Başkanlık sistemine ilişkin görüşlerini ifade eden İnce, şöyle konuştu: “Şimdi bir başkanlık sistemiyle karşı karşıyayız. ’Başkanlık sisteminde denetim daha iyi yapılır’ diyor Bekir Bozdağ. Denetimi kim yapacak, iktidarı kim denetleyecek. Bir, parlamentoda muhalefet, iki Çankaya’da Cumhurbaşkanı, üç Anayasa Mahkemesi. Bunların hepsi yok. Parlamentoda ezici bir çoğunlukları var. Çankaya’da damarlarında sıcak siyasetin kanı, AKP’nin kanı dolaşan bir Cumhurbaşkanı var. Yargı, yüksek yargı teslim olmuş durumda.”

YENİÇAĞ, 13 Mayıs 2012



BDP, özerklik için heveslendi

Yeni anayasanın yazım sürecine geçilmesiyle birlikte PKK’nın siyasi uzantıları da isteklerini açıkça dillendirmeye başladı. İmralı canavarı Öcalan’ın “önerileri” doğrultusunda değişiklik isteyen ve “Cin şişeden çıktı. Kürt sorununun çözümü, yeni anayasada yer almalı” çıkışı yapan DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’u dün de BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın talepleri izledi.

Şırnak’ta yaptığı konuşmada “pazarlığa açık” bir üslup kullanan Demirtaş, şunları söyledi: Başkanlık sistemi, gündemimizde yok. Biz demokratik özerkliği öneriyoruz. Tartışılacaksa önce demokratik özerkliği tartışalım. Eğer bu yazılacak anayasa Kürt halkını tanımayacaksa, dilini, kültürünü, kendini yönetme hakkını, siyasi statüsünü kabul etmeyecekse biz bu anayasaya yeni anayasa diyemeyiz.

Demirtaş: Yeni anayasaya demokratik özerklik eklensin

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündemlerinde başkanlık sisteminin olmadığını belirterek, “Biz demokratik özerkliği öneriyoruz” dedi. Şırnak’ın Cizre ilçesinde düzenlenen Kültür ve Sanat Günleri Festivali’nde konuşan Demirtaş, şunları söyledi: “Tartışılacaksa önce demokratik özerkliği tartışalım. Eğer bu yazılacak anayasa Kürt halkını tanımayacaksa, dilini, kültürünü, kendini yönetme hakkını, siyasi statüsünü kabul etmeyecekse biz bu anayasaya yeni anayasa diyemeyiz. Darbe anayasasından hiçbir farkı olamaz. Çünkü bugüne kadar ki darbeler ve cunta anayasaları, sadece bu ülkedeki kimlikleri ve kültürleri ezmek için yapıldı.”

“Cin şişeden çıkmıştır”

Diyarbakır’da önceki gün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen toplantıda konuşan DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk da, anayasa değişikliğindeki beklentilerini açıkladı. Tuğluk, anayasada terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın “Türkiye Cumhuriyeti devleti, yurttaşlarının farklı kültürel, inançsal, etnik kimliklerini tanır, zenginlik olarak görür ve kendilerini ifade edebilmelerini ve geliştirmelerini güvence altına alır” şeklindeki önerileri doğrultusunda değişiklik istedi. Tuğluk, “O halde artık cin şişeden çıkmıştır. Madem ki ’Kürt sorunu ülkenin en büyük sorunudur’diyorsun; o halde bu büyük sorunun çözümü de ülkenin yasal düzenini belirleyen bir metin olan anayasada yer almalıdır” dedi.

YENİÇAĞ, 13 Mayıs 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 20, 2012 22:01

Türkiye 'rüşvet'i kabul mü ediyor?

Erbil’de düzenlenen “1. Uluslararası Enerji Arenası”na katılan Enerji Bakanı Taner Yıldız, ilginç bir açıklama yaptı: Kolombiya ve Venezüela’da petrol arayan Türkiye’nin, yanı başında yer alan bir hinterlanda kayıtsız kalması düşünülemez.

Petraeus ne demişti?

TÜrk askerinin başına çuval geçirmesi sonrası CIA Başkanı olan David Petraeus, 12 Mart’taki Ankara ziyaretinde şu teklifi yapmıştı: Kürdistan’ı kabul edin, tanınmasına ses çıkarmayın, ağabeylik yapın; petrol ve doğal gazdan pay kapın!

Enerji arenasında “Kürdistan” açılımı

Erbil’de enerji toplantısında konuşan Bakan Taner, “Kolombiya’da petrol arayan Türkiye’nin yanı başındaki hinterlanda kayıtsız kalması düşünülemez” dedi.

Süleymaniye’de 2003 yılında Türk askerinin başına çuval geçirilmesi talimatını veren CIA Başkanı David Petraus’un 12 Mart 2012’de Ankara’ya yaptığı ziyarette Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Kürdistan’ı kabul edin, tanınmasına ses çıkarmayın, ağabeylik yapın, petrol ve doğal gazdan pay kapın” sözleri hayata geçiriliyor.

Barzani de katıldı

Stratejik, Teknik, Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından Irak’ın Erbil kentinde düzenlenen “1.Uluslararası Enerji Arenası”na katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Kürdistan” bayrağı önünde yaptığı konuşmada, bu yıl 50 milyar metreküp doğal gaz kullanımı beklendiğini, bu ihtiyacın karşılanmasında Irak’ın katkısı olacağını söyledi. Konferansa, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ve Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi Tabii Kaynaklar Bakanı Ashti Hawrami de katıldı. Türkiye için Irak’ın kuzeyinin bölgeye açılan önemli bir kapı olmasının yanında Irak için de Türkiye’nin batıyla buluşmasını sağlayan önemli ülke olduğuna dikkati çeken Yıldız, Türkiye’nin tavrının Irak’ın toprak bütünlüğünün korunarak, federal ve demokratik gelişimini sürdürmesi olduğunu dile getirdi. “Kolombiya ve Venezüela’da petrol arayan Türkiye’nin, yanı başında yer alan bir hinterlanda kayıtsız kalması düşünülemez” diyen Yıldız, şöyle konuştu:

Bölgesel işbirliği

“Irak’ın kuzeyine Türk firmaları tarafından önemli yatırımlar yapıldı. Büyümemize paralel gelecek gerek doğal gaz gerekse de petroldeki arz güvenliğini sağlamak istiyoruz. Son iki yıl için sadece doğal gaz tüketiminin yüzde 25 civarında artması bunun 10 milyara karşılık gelmesi dikkat çekici. Bu yıl 48 ila 50 milyar metreküp doğal gaz kullanımı bekleniyor. Bu ihtiyacın karşılanmasında yanı başımızdaki Irak’ın önümüzdeki süreçte katkısı çok fazla olacaktır.”

Petraus ne demişti?

12 Mart 2012’de Ankara’yı ziyaret eden David Petraus, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmede şu telkinlerde bulunmuştu: “Irak merkezi yönetimi, Erbil yönetimini sıkıştırıyor. Suriye ve İran da Irak’ın kuzeyinde bir devletin kurulmasına karşı çıkıyor. Bu devlete siz de karşı çıkarsanız yaşamaz. Ancak kabul ederseniz, bu devlette sizin de ağırlığınız olur. Bu devletin ağabeyi olursunuz. Bu sayede Musul ve Kerkük’teki petrolden ve bölgedeki doğal gaz kaynaklarından siz de faydalanırsınız.” CIA Başkanı’nın Türkiye’ye yaptığı bu tekliften sonra peşmerge reisi Mesud Barzani, arka arkaya “müjde” açıklamıştı.

YENİÇAĞ, 20 Mayıs 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Erhan Sandıkçı » Pzt May 21, 2012 13:31

Resim

'Sayın’ Demek İfade Özgürlüğü

Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nden sonra terör suçlarının temyiz incelemesi yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi de Bölücübaşı Abdullah Öcalan’a “Sayın” demeyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdi ve suç saymadı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Hatip Dicle ve Selim Sadak’a, bölücübaşı Öcalan’a “Sayın”, PKK’lılara “Gerilla” dedikleri röportaj nedeniyle suç ve suçluyu övmekten verilen 6’şar aylık hapis cezalarını bozdu. Bozma kararında AİHS, AİHM, uluslararası sözleşmeler ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde konunun ifade özgürlüğünün kullanılması kapsamında olduğu vurgulanarak, sanıkların beraati istendi. Ankara 11. Ağır Ceza karara direnirse dava Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşınacak, kurul kararı kesin olacak. Mahkeme bozmaya uyarsa dava beraatle sonuçlanacak

KAYNAK
İki Mustafa Kemâl vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemâl... İkinci Mustafa Kemâl, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemâl sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemâl odur!
Kullanıcı küçük betizi
Erhan Sandıkçı
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 142
Kayıt: Cmt Şub 19, 2011 21:34

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Haz 04, 2012 23:26

'Kürdistan' bayrağı da AB'ye girdi

AB’nin başkenti Brüksel’de temsilcilik açan “Kürdistan” aldığı özel izinle sadece kendi bayrağını dikti.

Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin başkanlığını yaptığı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, AB’nin başkenti Brüksel’e özel temsilcilik açtı. Ortasında güneş bulunan kırmızı, beyaz ve yeşil renklerden oluşan bayrak, Barzani’nin Irak’a “bağımsızlık mesajı” olarak yorumlandı.

AB’ye Kürt bayrağı diktiler!

Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin başkanlığını yaptığı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, AB’nin başkenti Brüksel’e özel temsilcilik açıp, Belçika’nın özel izniyle temsilcilik binasına ortasında güneş bulunan kırmızı, beyaz ve yeşil renklerden oluşan “Kürdistan Özerk Bölgesi” bayrağı çekti. Barzani yönetimine yakınlığı ile bilinen Peyamner sitesi, 31 Mayıs 2012 tarihinde Brüksel’de resmen “Kürdistan Temsilciliği” açılmasını, “Kürtler açısından büyük ve tarihi bir gün. Avrupa’nın başkenti Brüksel’de Kürdistan Parlamentosu’nun temsilcilerinin katılımı ile temsilcilik binasında göndere sadece Kürdistan bayrağı çekildi” diye duyurdu. Irak Kürdistan Bölgesel yönetiminin bayrağı, bölgedeki resmi kurumlarda Irak bayrağı ile birlikte
kullanılıyor.

Kararlılık göstergesi

Peyamner sitesi, Irak’taki Kürt yönetiminin Brüksel temsilciliğine sadece Kürdistan bayrağı çekilmesi istemesini, Barzani’nin, Irak’ın geleceği ile ilgili mevcut Nuri El Maliki hükümetinin konsensus arayışına girmemesi halinde, bağımsızlık ilan edeceği konusunda kararlılık göstergesi olarak değerlendirdi. Barzani, Kürt yönetiminin Irak’ta Şiileri veya Sünnileri dışarıda bırakan bir hükümetin parçası olmayacağını ifade ederek, Maliki hükümetinin bu sorunu çözememesi halinde, “Bağımsızlık dahil bütün seçenekleri değerlendireceklerini” söylemişti.

YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012



'Başbakan' Neçirvan Barzani yine Türkiye’de

Irak’ın kuzeyindeki kukla devletin başbakanlığına 2. kez getirilen Neçirvan Barzani, yeni görevindeki ilk ziyaretini başkente yaptı. Ankara’yı komşu kapısına çeviren Barzani, 2 gün sürecek ziyaretinde Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Bakan Davutoğlu ile görüşecek.

PKK hamisi Neçirvan Türkiye’yi kapı komşusu yaptı

Irak’ın kuzeyindeki Kandil’de yuvalanan PKK’lı teröristlerin hamisi Neçirvan Barzani, Türkiye’yi kapı komşusu yaptı. İkinci kez Irak’ın kuzeyindeki kukla devletin başbakanlığı görevine seçildikten sonra ilk yurt dışı gezisini 15 gün önce Türkiye’ye yapan Neçirvan Barzani, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından ayrı ayrı ağırlanmıştı. Dün bir kez daha Türkiye’ye gelen Barzani, İstanbul’da Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisindeki yaklaşık 1 saat süren görüşme basına kapalı yapıldı. Barzani bugün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilecek.

YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Cum Haz 08, 2012 15:58

Müzakerecilerin dayattığı proje

CHP’nin terörle ortak mücadele teklifi, Türkiye’ye PKK ile müzakereyi dayatan DPI, Ekopolitik ve Sorosçu TESEV’in yanı sıra tescilli bölücü Finlandiyalı Martin Ahtisaari’nin gündeme getirdiği fikirlerle örtüşüyor.

Teklifin fikir babalarıSoros, Ahtisaari, Volkan

Haber: Salim Yavaşoğlu

CHP’nin masaya getirdiği teklif, Türkiye’yi PKK ile müzakere masasına oturtanların projeleriyle birebir örtüşüyor. PKK’nın paravan kuruluşu Democratic Progres, Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği, Sorosçu TESEV ve başkanlığını Eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari’nin yaptığı Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun geliştirdiği Kürt sorununa çözüm yolları, PKK, BDP ve AKP’den sonra CHP tarafından da benimsendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce töröristbaşı Abdullah Öcalan tarafından dillendirilen “Akil adamlar Grubu” kurulması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi önerileri içeren çözüm paketini Başbakan Tayyip Erdoğan ile paylaştı. DPI’nın Galatasaray Üniversitesi’nde 28 Nisan 2012’de düzenlemeyi planladığı toplantı, PKK’nın paravan kuruluşu olduğu ortaya çıkınca iptal edilmişti. DPI’nın deşifre olması üzerine Galatasaray Üniversitesi’nin iptal ettiği bölücü toplantıyı bir başka adreste gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Volkan, Gül’e sunmuştu

CHP tarafından da benimsenen öneriler, 19 Aralık 2010’da Ekopolitik Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği adına Prof. Dr. Vamık Volkan tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulmuştu. Volkan’ın Köşk’e sunduğu 70 farklı görüşün yeraldığı dosyada, “ortak vatan vurgusunun” geliştirilmesi, Doğu ve Güneydoğu’da dağlara yazılan “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarının silinmesi, Andımız’ın kaldırılması ve özerklik sisteminin tartışmaya açılması, Kürtçenin seçmeli ders olması gibi radikal öneriler yer alıyordu.

Anadilde eğitim

Volkan’ın Gül’e sunduğu dosyada PKK’nın dönüşümü için siyasal ve sosyal koşulların hazırlanması vurgusu yapılıyor. İşte, dosyada yer alan çarpıcı görüşler: “Hükümet, açılım sürecinden geri adım atmamalı, cesur olmalı. Ana muhalefet partisi CHP, bu sürece katkı sunacak politikalar üretmeli. PKK’nın eylemsizlik kararı doğru okunmalı, kalıcı barış için askeri operasyonlar durdurulmalı. PKK’nın dağdan indirilmesi için sosyal-siyasal zemin hazırlanmalı. Türkiye koşullarına uygun gerçekçi çözümler üretilmeli. Anadilde eğitim konusu tartışmaya açılmalı. Kürtçe, Türkiye genelinde olmazsa bile bazı bölgelerde seçmeli ders olmalı. Demokratik açılım sürecinden geri adım atılmamalı. Toplumun tüm kesimlerinin süreci anlayabileceği adımlar atılmalı. Ortak vatan vurgusu geliştirilerek, atılan adımlar kamuoyuna doğru bir şekilde aktarılmalı.Yerel yönetimler güçlendirilmeli.”

Milliyetçi Hareket Partisi süreci baltalamasın!

CHP’ye adı anılarak görev verilirken MHP’nin ise adı anılmadan şu mesaj verildi: “Kuzey İrlanda, IRA sorununu çözerken muhafazakâr muhalefet süreci baltalamadı, istismar etmedi. Siyasi parti liderleri bu süreçte siyasi söylemlerinde dikkatli olmalı. İnsan hakları başta olmak üzere demokratik adımlar kesintiye uğramamalı.” CHP’nin önerisi uygulamaya konulursa, TBMM’de tüm partilerden üyelerin yer alacağı Uzlaşma Komisyonu kurulacak. Meclis dışında ise “Akil Adamlar” arabuluculuk yapacak. Akil Adamlar önerisini ortaya attığında teröristbaşı Abdullah Öcalan, Finlandiya’nın eski Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari’yi örnek vermişti. 1999 yılında, dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit’i, “Avrupa Birliği üyeliği için Kıbrıs şart olmayacak” diye aldatan Ahtisaari, akil adam sıfatıyla Kosova’nın Yugoslavya’dan ayrılmasında belirleyici rol oynadı. Ahtisaari’nin girişimleri Kosova’nın da parçalanma sürecini başlattı. Ahtisaari, Ayrılıkçı Özgür Açe Hareketi’yle Endenozya arasındaki görüşmelerde arabuluculuk yaptı.

YENİÇAĞ, 7 Haziran 2012
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Re: Hamdolsun! Kürdistan'ı da kurarız...

İletigönderen Başkomutan » Sal Haz 12, 2012 17:09

KKTC Sözde Kürdistanı Tanıdı

KKTC nereye koşuyor? Adından Türk’ü çıkartma alıştırmaları yapan KKTC (sözde) Kürdistan’ı tanıdı…

KKTC Futbol Federasyonu binasını yaktılar. Sebep Kürdistan maçı mı?

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun (KTFF) Lefkoşa’da bulunan binası sabah erken saatlerde kundaklandı. Federasyon binasının, KKTC Milli Takımı’nın Erbil’de düzenlenen bir futbol turnuvasına katıldığı için yakılmış olmasından şüpheleniliyor.

KKTC Polis Basın Subaylığı’ndan alınan ilk bilgilere göre, Futbol Federasyonu’nun toplantı salonundaki koltuklar, meçhul şahıslarca yanıcı madde dökülerek ateşe verildi.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülürken, toplantı salonundaki koltuklar tamamen yandı. Binanın camları da yüksek ısı nedeniyle patlayarak zarara uğradı.

Polisin kundaklama olayıyla ilgili soruşturması sürüyor.

SEBEP “KÜRDİSTAN” MAÇI MI?

Olayın ardından Kıbrıs Postası’na konuşan KTFF Başkanı Hasan Sertoğlu, hafta sonunda Erbil’de oynanan KKTC-Kürdistan maçına atıfta bulunarak, “Bu kundaklama olayının neden yapıldığı, son günlerde yaptığımız işlerden belli” diye konuştu.

“Bazı arkadaşlar rahatsız oldular. Bu arkadaşlar dünyada olup bitenlerden habersiz” diyen Sertoğlu, olayın fail ya da faillerinin kendi egolarını tatmin için böyle bir olaya sebebiyet verdiklerini ifade etti.

Sertoğlu, “Ülkenin nasıl, nerede tanıtıldığını, neler yaptığımızı onlar da iyi biliyorlar. Ülkemizi orada tanıttık. Arkamızda yüzlerce kişilik basın ordusu vardı. 20 bin kişinin önünde KKTC bayrağı bir hafta boyunca dalgalandı” dedi.

Uluslararası alanda resmen tanınmayan dokuz ülkenin katıldığı VIVA Dünya Kupası final maçında KKTC, Iraklı Kürtlerin “milli takımına” karşı mücadele etmişti. Erbil’deki karşılaşmayı “Kürdistan” 2-1 kazanmıştı.

İlk Kurşun, 11 Haziran 2012
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x