Hangi Dost?/ Burçak YAZICI

Hangi Dost?/ Burçak YAZICI

İletigönderen burcakyazici » Prş Tem 26, 2012 22:51

Siyasetçisi, aydını, gazetecisi, bürokratı, vekili, idarecisi tutturmuş bir dost masalı gidiyor.

Kimisi ABD dostluğunun derdinde kimisi Rusya kimisi İsrail biri çıkıp İngiltere diye geveliyor öbürü yok yok Arapları göz ardı etmeyelim derdinde bir diğeri ise Almanlar diyor.

Öyle ya illa bir dost olacak mecburuz bu dostluğa kurtuluş yok.

Peki kim istiyor bu dostları siyasetçiler sözde aydınlar kukla kalemler…

Birden aklıma 1919 yılı geliyor İstanbul’da oturup bizi daha iyi kim sömürür tartışmaları yapanlar. Kimin mandası olursak derimiz daha kalın olur hesabına gidildiği günler…

Ve…

Gülüyorum içim acıyarak…

Öyle ya!

Bizim siyasilerimiz kendi başlarına ayakta duramıyorlar illa dost diye bir kazık olacak ki yaslansınlar…

İçimden geçiriyorum şu küçük yeğenime yaptığımız gibi yapalım diye;
“ Hadi tay tay “ deyip ayakta durmalarını umut edelim.

Ve…

Yazık diyorum…

Bütün imkansızlığa rağmen Kurtuluş Savaşında Türk Milleti Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde bir dost ihtiyacı hissetmedi ve kendi ayakları üzerinde durmayı bildi.

Şimdi…

Ayaklarının üzerinde durmayı beceremeyen siyasetçiler ülkeyi yönetiyor ve yaslanacak bir kazık arıyor adına dost dedikleri…

Kimi Balkanlarda Bulgarları azınlıkları ayaklandırıp Osmanlıyı parçalamaya çalışan Rusya’ya dost diyor. Kimi İstanbul’a dünya donanması ile gelen İngilizlere…

Kimi bende sömüreceğim deyip savaşmadığımız halde birinci dünya savaşı sonrası ülkeye çöreklenen ABD’ne…

Kimisi yıllarca sömürdükten sonra bizi I. Dünya Savaşına sürükleyen
Almanlara…

Ahhhh.

Birde Araplar var dostumuz…

İngilizlerle birlikte olup Osmanlıyı sırtından vuran Müslüman kardeşlerimiz…

O gün biz Müslüman değil miydik şimdi mi Müslüman olduk başınız sıkışınca dostluğumuz din kardeşliğimiz aklınıza geldi demek lazım değil mi?

Yada…

En iyisi…

Ülkeye kendi ayakları üstünde duracak siyasetçiler gerekiyor galiba…
Baksanıza dost diye sarıldıklarına…

Hani denize düşen yılana sarılır hesabı…

Bizim siyasetçilerde iktidarda kalmak, yapıştıkları koltuklardan kalkmamak uğruna sarılmadık yılan bırakmıyor…

Böyle dostlar olduktan sonra düşmana ne gerek…

Dostmuş hangi dost?

Ve…

Kimin için dost?

Millet için mi siyasiler için mi?
Yoksa Veysel’in dediği gibi ;
“Dost Dost Diye Nicesine Sarıldım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır”
Sözlerindeki asıl dostumuz toprağımız, vatanımız olan dost mu?

HANGİ DOST?
Yoksa Bosna’da küçük bir çocuğun dudaklarından dökülen kelimelerde dediği gibi :
“ küçük çocukları küçük kurşunlarla mı öldürürler anne? “
İşte bu kelimeler aslında ülkeler arasındaki dostluğun ne anlama geldiğini çok net ifade etmektedir.

Ülkelerin dostluğu sadece ve sadece gittiği yere ölüm, kan ve gözyaşı götürmektedir.

Asıl olan kendi ayaklarının üzerinde durabilmektir.

Tıpkı 1919 sonrasında Mustafa Kemal gibi…

Yalın ayak cepheye cephane taşıyan analar bacılar gibi…

Burçak YAZICI
Kullanıcı küçük betizi
burcakyazici
Üye
Üye
 
İletiler: 29
Kayıt: Pzr Haz 24, 2012 1:15

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x