Hâriciye Nazırı, Derin Akademisyen!.. / Prof. Dr. Mehmet YUVA

Hâriciye Nazırı, Derin Akademisyen!.. / Prof. Dr. Mehmet YUVA

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Cmt Eki 06, 2012 21:52

Hâriciye Nazırı, Derin Akademisyen!..

Hariciye nazırı derin akademisyen Davutoğlu, Cumartesi sabahı dört cengâver gazeteci kimlikli şahısla Erdogan-Davutoglu rejiminin borazanı TRT’de Suriye muhabbeti yapıyor. Tavus kuşu edasıyla konuşuyor. Light gazeteciler light-çanak sorularıyla onlardan istenilen görevi ifa ediyorlar. Suriye’den kaçan eski Suriye başbakanı ve sülalece Suriye’yi soyup talan eden Tlass ailesinin asker kökenli oğulları Manaf Tlass ile özel olarak görüştüğünü onlardan Suriyedeki son durumla alakalı “özel” bilgi aldığını söylüyor. Suriye’de kurulmasını arzu ettiği geçici hükümette Suriye Cumhurbaşkanı yardımcısı Faruk el-Şara’nın yer alabileceğini, bu şahsın kan dökmediğini, hatta bu şahsın ülkeden kaçmaya çalıştığı lâkin bunu başaramadığını konu ile alâkalı daha fazla bilgi veremeyeceğini deklere ediyor.

Maşallah, Hariciye nazırı değil sanki Türkiye-Suriye İstihbarat konseyi başkanı. Sadece bilmiyor bizati işin içinde. Yabancı bir ülkenin eski yetkililerinden bilgi topluyor, halen görevi başında olan yabancı bir devletin yetkilisinin firar olayında tam teşekküllü malumata sahip. Mülâkat esnasında söylediği çok şeyin doğruyu yansıtmaması bir yana, freni patlamış kamyon gibi diplomatik adab ve sorumluluktan uzak demeçler veriyor.

Derin akademisyen Davutoğlu Akçakale’ye düşen güllenin ardından radarlarımızın bunların nereden geldiğini ve nevilerini anında tespit ettiğini, bunları fırlatan topun ve sorumluların anında tahrip edildiğini gururla arz ediyor. Can Dündar köşesinden haklı olarak soruyor:

“Türkiye-Suriye sınırında faaliyet gösteren radarlar, Akçakale’de 5 kişinin ölümüne neden olan Suriye topunun nereden ve kim tarafından ateşlendiğini tespit etmiş. O batarya tam isabetle vurularak imha edilmiş. Bravo! Şimdi sormaz mısınız: Akçakale’de 5 kişiyi “yanlışlıkla” bombalayan Suriye topçusunu iki saatte bulanların, Uludere’de 35 kişiyi “yanlışlıkla” bombalayan Türk jetinin sorumlusunu 10 ayda bulamaması anlaşılır şey mi? ”

Suriyede yaşanılan trajedinin ve dökülen kanın en büyük sorumlusu bizati Davutoğludur. Davutoğlu; Suriye savaşında başından itibaren taraftır. Türkiye’ye getirilen ve ülkemiz üzerinden Suriye’ye sokulan her yerli ve yabancı silahlı militandan bizati sorumludur. Sınırlarımızı yol geçen han misali kullanan, hastanelerimizde tedavi edilen, ve her türlü siyasi, askeri ve güvenlik desteği alan militanların döktüğü kandan şahsen sorumludur. Suriyede yakılıp yıkılan evlerden, alt yapının tahrip edilmesinden, hastane-okul ve resmi kurumların kullanılamaz hale getirilmesinden bizati sorumludur. Suriye’de her iki taraftan ölen canlardan da derin akademisyen Davutoğlu mesuldur. Suriye sınırına yakın bütün vilayetlerimizde şahit olduğumuz iktisadi kayıplardan, sosyal tahribata kadar yaşadığımız kaygı ve tedirginlikten şahsen sorumludur. AKP’ye oy verenlerin dahi ezici çoğunluğu Erdoğan-Davutoğlu rejiminin Suriye politikalarını onaylamamaktadır.

Milli iradeye saygı duymayan bizati Davutoğludur. Suriyede anti-emperyalist ve anti-Siyonist milli-devrimci muhalefeti katleden ve tekfirci muaviye-yezid tayfasını muhalefet olarak palazlayıp pazarlayan ve güçlenmesini sağlayan bizati kendisidir. Çünkü Esad iktidarı ile “ortak hükümet“ kurma noktasından bölgemizi ABD’nin projeleri uğruna kan gölüne dönüştüren politikaların mimarıdır. “Mesele bir halkın haklı talebi ile alakalıysa babamı bile tanımam“ diyen Erdoğan-Davutoğlu’nun ifadelerine itibar edilebilirmi? Ainesi iştir kişinin lafına bakılmaz. Bunların Irak, Afganistan, Libya, Bahreyn işgali esnasında ortaya koydukları söylem ve eylem tarih tarafından not edilmiştir. Bölgemizde cereyan eden hadiselerden ziyade Erdoğan-Davutoğlu rejiminin mezhepsel söylemleri ile gerici-bağnaz anti-demokratik uygulamaları işleri için iyi bir emsal teşkil etmektedir. Yandaşlarının yalanları, iftiraları, karalamaları çamur atmak için her türlü yolu mübah kabul etmeleri onlarca örnekle tescillidir.

Ha, bu esnada New York-Washington beybisi Egemen Bağış gaza gelerek patlatmış: “Suriye’yi bir kaç saat içinde yok edebiliriz”. Bakan olacak bu yeni yetme acemi politikacı ya sayı bilmiyor ya da hiç savaş yaşamamış. Acilen özel bir birlik oluşturulup Egemen Bağış başına getirilmeli ve Şam’daki Emevi Camii yi istilâ etme görevi verilmelidir. Onun imamlığında Emevi Camiinde namaz kılmak isteyenler var. Hadi Egemen bey destur deyip silahını kuşan. Bu işler ABD’ninkine itimad ettip erkeklik taslamaya benzemez Egemen bey!..

Ömer Hayyam söylerse ne güzel söyler:
“Ferman sende ama güzel yaşamak bizde
Senden ayığız biz sarhoş halimizle
Sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
İnsaf be sultanım kötülük hangimizde”


Prof. Dr. Mehmet YUVA, 6 Ekim 2012
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: Prof. Dr. Mehmet YUVA

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x