Hasdal’ın Şanlı Sakarya Kartalları / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Hasdal’ın Şanlı Sakarya Kartalları / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Türk-Kan » Sal Şub 22, 2011 1:42

Hasdal’ın Şanlı Sakarya Kartalları

1921 Sakarya Savaşının haçlı ordularına karşı verdiğimiz bir savaş olduğunu, 1863’de Balkanlarda başlayan yenilgi sürecinin Sakarya’da son bulduğunu neredeyse unutmuştuk. Kurmay Albay Mustafa Önsel, ifadeye giderken kameralara yaptığı açıklama sırasında bize Sakarya kahramanlarını hatırlattı, sağ olsun. Başlattığı 3 günlük açlık grevi bugün bitiyor. Kararından ötürü kutlarım, onur duydum.

Değerli komutanımızın kendini Sakarya’nın şanlı kartallarıyla özdeşleştirmesinden çok etkilendim. Bakışlarında kararlılık, sesinde kendinden eminlik vardı. “Karşımızda dedelerimizin Sakarya’da yendikleri var” dedi. İşte bu söz, onları hapse atanların kim olduğunu anlatmaya yeter.

Sakarya Zaferi, yağmacı İskender’e yenik düştüğümüz Gordion’un (MÖ.334) rövanşıdır.

Bunu biraz açmak isterim. İskender’in arkasında Selanik limanında yaşayan Yahudi bankerler vardı. İskender önce Çanakkale’ye girdi, Biga çayına zehir döktü, parasında ay-yıldız bulunan Başoğuzlu (Bazileus) ordusunun atlarını zehirleyerek 1.Büyük Bedri’nin babasını yendi, sonra Gordion’a ilerledi. Çanakkale-Sakarya hattının eski tarihini bilenler bunu anlayacaktır.

Sakarya cephesinde 22 gün 22 gece süren o çetin savaşta, dağılmış Osmanlı ordusundan kaçmayıp Ankara’ya gelip burada direniş cephesi kuran subaylar ve yedek subaylar vardı. Bir de Rizeli İpsiz Recep Emice’nin korkusuz çetesi...

Onları düşündüm. Şimdi Hasdal’da demir parmaklıkların ardındaki kafese konulmuş Sakarya’nın kartalları onlar… Düşmanlarımız kendilerince Sakarya’nın rövanşını alıyor.

Esir subayların eşleri tarihi bir sorumluluk alarak bir hareket başlattı. “Vardiya bizde” dediler, kanat açtılar eşlerinin ardından… Kara Fatmalar, Satı Analar, Nene Hatunlar, Fikriye Hanımlar Ankara’ya geliyorlardı. Ben de onlarla yürümeliydim.

Cumartesi günü yağmur altında Anıt Kabir’e yürüdük. Resmi sayı 24 bin, cihaza takılmadan geçenleri de sayarsak 30 bin üzerinde vardık. Sel olduk aktık Ata’nın huzuruna.

Kocasını sefere gönderirken, “Rüzgârınız açık, pruvanız net olsun!” diyerek limandan el sallayan denizci eşi bacılarımızla yürüdüm.

Yürürken düşündüm; denizler, denizcilerimiz oradayken bizimdir. Balıkçılar, derin sularda denizaltılarımız onlara bekçi olurken güvendedir.

Onlar, Ege’nin altında 24 saat nöbet tutarken, Yunan denizaltılarıyla burun buruna gelirken, biz geceleri korkusuzca uyuyorduk. Onlar, Amerikan gemilerini Karadeniz’e geçirtmezken biz özgürce hamsi tutabiliyorduk. Onlar, Akdeniz’in serin sularında seyrederken, Kıbrıs Türkleri, bir gece Yunan çetelerinin gelip kendilerini kesmeyeceği huzuruyla uyuyabiliyordu. Onlar, İsrail denizaltılarıyla burun buruna gelirken, biz rahat uyuyorduk.

Balyoz tertibiyle tutuklanan kuvvet komutanlarımız, kuzey ve güney denizlerimizin rüzgâr kanatlı süvarileri…

“Birilerinin korkulu rüyası” olan kahraman subaylarımız; Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Turgay Erdağ, İskenderun Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar, Kocaeli Denizaltı Filosu Komutanı Tuğamiral Ahmet Türkmen, Harp Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Ahmet Yavuz, Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral M. Korkut Özarslan, Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan, 15. Kolordu (Adana) Komutanı Korgeneral Ayhan Taş, Harp Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Ahmet Yavuz, Gaziemir Ulaştırma Okul Komutanı Tümgeneral İhsan Balabanlı, 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Kasım Erdem, Tokat Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bulut Ömer Mimiroğlu, Marmaris’teki Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, Yalova’daki Karamürselbey Eğitim Merkez Komutanı Tuğamiral Levent Erkek, Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Aydın, bugün hapistedir!

Hopa’dan Bulgaristan sınırına kadar bütün Karadeniz sahilimizin bekçisi Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu bugün hapistedir!

İzmir Anfibi Deniz Üst Komutanlığı’nda görevli Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Mücahit Erakyol, İzmir Güney Deniz Saha Komutanlığı’nda görevli Deniz Kıdemli Albay Levent Gülmen, İzmir Güney Deniz Saha Komutanlığı’nda görevli Deniz Kurmay Yarbay Halil Özsaraç, İstanbul SAT Grup Komutanlığı’nda görev yapan Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe, Deniz Binbaşı Emre Onat ve Deniz Binbaşı Eren Günay ile emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Kafes tertibiyle bugün hapistedir.

Size diyorum Rizeli balıkçılar, Sinoplu balıkçılar, Giresun, Trabzon, Samsun, Zonguldak, Ereğli, Alaplı balıkçıları… Hopalı, Arhaveli, Akçaabatlı, Boyabatlı, Çarşambalı, Fatsalı, Perşembeli, Ordulu balıkçılar… Artık güvenliğiniz risk altındadır.

Size diyorum tüm Karadenizliler! Yediğiniz hamsi aşkına, tuttuğunuz palamut aşkına!

Sarıkamış taburuna giyecek getiren gemiyi Zonguldak’ta batıran İngiliz denizaltısını siz unuttunuz belki, hani o yüzden 90 binimiz donarak ölmüştü, ama Denizci subaylarımız unutmadı. Sakarya’da yendiğimiz Yunan askerlerini İzmir’e çıkartan Amerikan donanmasını siz unuttunuz belki, ama Kardak kahramanı Ege su altı komandolarımız unutmadı. Onlar, onun için Yunan denizaltılarını kıyılarımıza yanaştırmıyorlar, onun için Amerikan gemilerini Karadeniz’e geçirtmiyorlar, onun için Muavenet gemisinde Amerikan donanmasının hedefi oldular ve onun için bugün hapistedirler ve onun için halkımız onlara sahip çıkmasın diye darbe yapacakları yaftasıyla düzmece belgelerle tutuklandılar.

Son olarak, adı tarihten silinmiş Şanlı Sakarya Kartalı bir subayımızı analım:

Bandırma vapurunda Samsun’a çıkan ve Sakarya Zaferinin 2.komutanı ve Atatürk’ün dublörü ve Eskişehir sıhhiye birliklerini hazırlayan ve Büyük Taarruz öncesinde Eskişehir demiryolunun raylarını söküp Dumlupınar yönünde döşetip yaralıları Eskişehir’e taşıyan ve ayı oynatıcısı köylü kılığında Yunan karargâhlarına sızarak istihbarat toplayan ve harbin sonunda Tavas’ta esir takasının başında olan ve 1.Mecliste Eskişehir Milletvekili olan ve dahiyane taktik buluşlarıyla Askeri Okullarda anlatılan ve tüm bu özellikleriyle düşmanın gözünü en çok korkutan ve 1925’de gerici isyanlarla boğuşurken Atatürk’ün batı cephesinde kontrolünün zayıfladığı bir sırada bir tertiple apar topar mahkeme edilip İzmir’de öldürülen ve mezarı başında Atatürk’ün ünlü “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” nutkunu söylediği ve Sakarya Zaferini anlatan kitaplarda bile artık adı yazılmayan ve üstelik yazılı kaynaklarda gerçek unvanı yerine adına “ayıcı” eklenen ve Şanlı Sakarya Zaferini tarihe altın harflerle yazanlardan sadece bir örnek olan büyük Türk subayı Tabip Albay Mehmet Arif Finci… Aziz dedem, ulu dedem, yüce atam…

Bana Sakarya’nın şanlı kartallarını hatırlatan değerli komutanımız Kurmay Albay Mustafa Önsel’e ve bir tertiple esir alındıklarını düşündüğüm 163 subayımıza, aile ve yakınlarına, geçmiş olsun dileğiyle, sonsuz saygılarımla…




Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 21 Şubat 2011
mahiye@gmail.com
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x