Herkes Safını Seçsin / Erhan SANDIKÇI

Herkes Safını Seçsin / Erhan SANDIKÇI

İletigönderen Erhan Sandıkçı » Sal Kas 19, 2013 16:01

Herkes Safını Seçsin
Resim

Şu dediğime bilinci yerinde olan veya doğru konuşamayacak bir konumda/plânda olmayan kimse karşı çıkmaz, PKK'lısı dâhil herkes kabûl eder: Bugünkü mesele, Türkiye'nin bölünüp bölünmemesi, Kürdistan'ın kurulup kurulmaması meselesidir.

AKP ile PKK arasında yürütülen, yöneticiliğini ABD'nin yaptığı pazarlık süreci bunun içindir.

Batılı uzmanların Amerika'nın Sesi (VOA) gibi mecralarda yayınlanan "Ortadoğu'da sınırlar yeniden şekillenebilir" değerlendirmeleri ile Hâriciye Nâzırı Ahmet Davutoğlu'nun "100 yıllık parantez kapanmalıdır. Yapay haritalar üzerinde ortaya çıkan, ulusçuluğa dayalı devlet anlayışlarıyla gelecek inşa edilemez. Ulusçulukla hesaplaşma vakti geldi" sözleri ile BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Bu sınırlar 100 yıl önce cetvelle çizildi" lâfları ve terör örgütü PKK'nın ortaya çıkış amacı olan “dört devletten ayrılmış Kürdistan” örtüşmektedir.

Zaten şimdiki MİT Müsteşarı, o dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan da Oslo'da PKK'lı teröristlerle yaptığı görüşmelerde "SAYIN Öcalan ile Sayın Başbakan'ın bölgeye yönelik vizyonu yüzde doksan doksan beş örtüşmektedir" diyordu.

ABD'nin Irak işgâlinde AKP hükûmeinin destek vermesi, Irak'ın kuzeyinde Amerikan işgâli ile özerk bir Kürt yönetimi oluşturulması, AKP'nin bu yönetimle çok sıkı ilişkiler kurması, bunlarla eşzamanlı olarak Türkiye'de ulusal kimliği ve ulusal birliği yıkacak düzenlemelerin AKP tarafından gerçekleştirilmesi birbiriyle örtüşen, aynı amacı gerçekleştirmeye yönelik eylemlerdir.

(Tayyip Erdoğan'ın daha Refah Partisi'ndeyken eyalet sistemine, hattâ Türkiye'nin parçalanmasına destek çıkan söylemlerini, 2000 yılında Avustralya'daki SBS radyosuna yaptığı konuşmada iki kez terörist başından "Sayın Öcalan" diye bahsetmesini bilenler zaten bunlara şaşırmamışlardır.)

"Çözüm süreci" denilen bölünme sürecinde PKK'lıların yaptığı konuşmalarda "Öcalan özgürlüğüne kavuşacak" demesi, 16 Kasım 2013'te gerçekleştirilen Kürdistan şovunda Tayyip Erdoğan'ın "İnşallah cezaevlerinin boşalacağını göreceğiz" demesi, Barzani'nin Diyarbakır Belediyesine yaptığı ziyarette "Öcalan'ı kapsayan bir af gelebilir" demesi, bölgede kukla bir devlet kurmaya çalışan Batılıların da konuyla ilgili tüm konuşmalarında bölücülerden, terörist başından yana tavır alması.... Bunlar da birbiriyle örtüşen, tutarlı açıklamalardır.

Başka "örtüşme" örnekleri mi istediniz? Basına bakın. AKP'nin tek sesli hâle getirdiği gazete ve televizyonlarda nasıl PKK propagandası yapıldığını, devlet televizyonunda dahi "Sayın Öcalan" sözlerinin edilebildiğini, "Artık şu 'bebek katili' lâfını da bırakalım" denildiğini, sermaye medyasının küstahça bir şekilde yayınladığı Cumhuriyet'in 90. yılına özel ekinde dahi eski BDP'li Akın Birdal'ın yazı yazıp Cumhuriyete küfrettiğini, "en baba muhalifler"in dahi iş PKK'yla pazarlığa gelince kafa salladığını göreceksiniz. Sadece Nagehan Alçı'nın "Değişen Türkiye'de PKK çizgisi gayrimeşru değildir" sözü vaziyeti açıklamakta yeterli.

Bizim söylediğimizle onların söylediği de bir yerde çakışıyor: Bir ülke içinde ayrı bir ulusun tanınması, ayrı bir devletin tanınmasını gerektirir. İki milletli bir Türkiye olamaz. Tabiî yalnız burada çakışan düşüncelerimiz hemen devamında ayrışıyor: Biz, "İki ulus, bir devlet olamayacağı için tek devlet, tek millet olarak (yani 90 yıldır olduğu gibi) devam edilmeli" diyoruz. Onlar "İki ulus bir devlet olamayacağı için iki devlet, iki millet olarak devam edilmeli" diyorlar.

Toparlarsak, dediğimiz gibi, mesele Türkiye'nin parçalanıp parçalanmaması meselesidir. Batı medyası, PKK, AKP, Barzani, yerli basın, tamamı bunun böyle olduğunun bilincinde. İsrail eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel dahi "Erdoğan Kürt eyaleti yaratmaya hazır" demişti.

(Zaten 1982'de Dünya Siyonist Örgütü Enformasyon Dairesi'nin dergisinde yayınlanan raporda da Kürt devleti fikri İsrail'in çıkarları için savunulmuştu. Siyonist İsrail'in bu konudaki tutumu gizli değil. Daha fazla kurcalarsak Sevr'e çıkarız. 1920 tarihli antlaşmanın 62.-64. maddelerinde "BM'ye başvurması durumunda bağımsızlığı tanınabilecek, özerk bir Kürdistan"dan söz ediliyordu. Nitekim ABD'nin kurup başına Barzani'yi koyduğu özerk devletin Anayasasında da Sevr antlaşmasına atıfta bulunulur.)

Saflar artık iyice keskinleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti (de) parçalanıp Batılı sermayenin tam denetiminde bir Kürt devleti kurulmalı mı, kurulmamalı mı? İşin gerçek yüzü ortaya çıktıkça herkes tarafını buna göre seçmek durumunda kalmıştır. Kemâlistlerin, milliyetçilerin safları belli. Liberallerin, Kürtçülerin, "muhafazakâr demokrat aydın"ların safları da belli. Artık örneğin sosyalist soldaki topluluklar da buna göre saflarını seçmelidir. "Millî" görüşe sahip olma iddiasındaki kişiler de burada tarafını belli etmelidir. Sosyal demokratlar da, 183 numaralı TESEV kurucusu ve onun kuyruğuna takılanlar da bu ayrışmada hangi taraftalar, kendilerini zorlayıp cesurca ve açıkça konuşmak zorundadır.

Kartlar açılmaya başlandı. Tek devletli, tek milletli Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğü mü, Türkiye'nin parçalanıp Kürdistan'ın kuruluşu mu? “Ama…”lı, “koşulları farklı olduğu takdirde…”li sözlerin geçerliliği yok. Herkesten safını seçmesini ve tuttuğu yolda tutarlı davranmasını istiyoruz. İkili oynamak, oraya buraya göz kırpmak yok! Bugün dostu düşmanı iyi temiz bellemenin zamanıdır. Şu da var ki, sessiz kalma hakkını tercih edenlerin bu sessizlikleri, bölmekten yana olan egemen güçlerin tarafında olduklarını gösterecektir!

Erhan SANDIKÇI, 19 Kasım 2013
sandikcierhan@gmail.com
Resim
http://www.milliiradebildirisi.org
İki Mustafa Kemâl vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemâl... İkinci Mustafa Kemâl, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemâl sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemâl odur!
Kullanıcı küçük betizi
Erhan Sandıkçı
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 142
Kayıt: Cmt Şub 19, 2011 21:34

Şu dizine dön: Erhan SANDIKÇI

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x