İdeolojik Fahişelik Nedir, Türkçülüğe ve Atatürk’e Karşı Nasıl Kullanılır? / Mithat AKAR

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

İdeolojik Fahişelik Nedir, Türkçülüğe ve Atatürk’e Karşı Nasıl Kullanılır? / Mithat AKAR

İletigönderen mithat akar 1923 » Pzr Şub 26, 2017 15:47

Turancılık Adına Amerikancılık, Atatürkçülük Adına Türk Düşmanlığı Yapmak

Omurgasızlık veya oportünizmin tanımı ile başlayalım. Oportünizm, "güç durumlar karşısında, davranışlarını ahlak ilkelerine ya da düzenli bir düşünceye göre değil, kişisel çıkarlarına en uygun düşecek biçimde ayarlayan tutum." olarak tanımlanıyor. Türkçe dilimizdeki karşılığı "GÜNOĞLULUK" olarak da söylenir.
Resim

Bir ideolojinin yükselen bir değer olarak öne çıkması, toplumun geniş kesimleri ve özellikle gençlik içerisinde ilgi duyulan bir akım olması; birçok yönüyle o ideolojiyi savunanlar için kazanım sağlar. Bir ideoloji, bir ülkü olarak benimsendiği gibi, kişilerin ve toplulukların davranışlarına da yön verir.

Bir akımın toplumun geniş kesimlerine ilgi görmesi bu yönüyle kazanım sağladığı gibi, o akımın esas yürütücüleri için kimi tehditleri de içinde barındırır. Çünkü başka bir düşünce akımı ile ortadan kaldırılamayan veya yok edilemeyen fikir hareketi, sistemin kendi örgütlediği odaklar tarafından içeriği boşaltılarak etkisiz hale getirilmeye çalışılır.


Bu hedef için, öncelikle dış etkiler tarafından görevlendirilen aktörler ön plana çıkarılır. Gerektiğinde medyanın belli bir kesimi tarafından beslenir. Öne çıkan isim ya da isimler savunduğunu iddia ettiği fikrin derinliğini kavramaktan yoksundur. Ancak o fikir hareketine ait söylemleri, sadece duygulara etki edecek bir biçimde sunarak kitlelere yatıştırıcı maiyetinde bir ajitasyon yapması sağlanır.

ABD'nin küreselleşmeyi savunan ideologlarından Brezinski'den konuya dair bir örnek verelim. Brezinski ABD için en büyük tehdidin üçüncü dünya ülkelerinde gelişen milliyetçilik ve halkçılık hareketleri olduğunu söylüyor. ABD'nin bu hareketleri zor yoluyla ortadan kaldırma planından önce bu akımları denetim altına alma yöntemini tercih etmesini öneriyor. Yani o hareketin doğrudan karşısında yer almak yerine, onu yönlendirmekten bahsediyor. Bu konuda bir de kendi aydınımıza kulak verelim. Bakalım Attila İlhan konu hakkında ne demiş?
Resim


“Yöresel bir müttefiki inanmadığı bir amaç uğrunda çalışmaya zorlamak bütün operasyonun etkisini azaltabilir. Hatta bütün operasyonu mahvedebilir. Öğrenci, işçi ve kültür topluluklarına yapılan yardımların amacı ONLARIN FAALİYETLERİNİ YÖNETMEK DEĞİL DE BELİRLİ BİR TARAFA DOĞRU YÖNELTMEK, ONLARI DAHA KUVVETLENDİRMEK VE DAHA ETKİLİ BİR HALE GETİRMEKTİR.” ( Attila İlhan – “Batı’nın Deli Gömleği”, sayfa 109 “Bissel Raporu “ başlıklı makale)

Batı'nın bu denetim mekanizmasına bilinçli ya da bilinçsiz destek olan başka bir odak da ideolojik fahişelik yapan ve sürekli dönen topaçlardır. Bu odaklar da döneme, bireysel çıkarlarına, sosyal nüfuz alanlarının genişlemesine bağlı olarak söylemlerini ve amaçlarını sürekli değiştiren tiplerdir. Dışarıdan güdümlü odaklar kimi güç merkezleri tarafından parlatılınca, dün söylediğini bu gün inkar ederek, "alttan" destek verilerek yükseltilen o hareketlerin kucağına oturuverir. Döneme, sürece ve güç merkezine göre sürekli söylem değiştiren kişilere sol jargonda "oportünist" denir. Oportünizm, "güç durumlar karşısında, davranışlarını ahlak ilkelerine ya da düzenli bir düşünceye göre değil, kişisel çıkarlarına en uygun düşecek biçimde ayarlayan tutum." olarak tanımlanıyor. Türkçe dilimizdeki karşılığı "GÜNOĞLULUK" olarak da söylenir. Fakat siz bu kelimeyi omurgasız olarak veya bulunduğu kabın şeklini alan cıva olarak da okuyabilirsiniz.

Bir örnekle konuyu daha anlaşılır hale getirelim. Türkçülük / Türk milliyetçiliği ideolojik, felsefi, kültürel olarak bu gün Türk ulusunun tek kuruluş yolu, içerideki ve dışarıdaki düşmanlarına karşı da en tehlikeli güç olmaya devam ediyor. Kuvvayı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk teşkilatları bu duruma en yakın örneği teşkil eder.

Emperyalizmin ülkemizi ekonomik, siyasi ve askeri açılardan tamamen denetim altına alması, siyasal İslamcılığın güçlenmesi, ABD denetimindeki terör örgütlerinin milli güvenliğimizi tehdit eder hale gelmesi, Ortadoğu'da süren savaşlar, 15 Temmuz'da emperyalizmin tezgahladığı iç savaş ve işgal girişimi Türkçülük ve Türk milliyetçiliğini yeniden bir kurtuluş ideolojisi olarak öne çıkarmıştır.

Bu durumun farkında olan küresel odaklar, kendi iktidarlarını belirledikleri gibi; bu iktidara alternatif olacak güçleri de tespit edip; ona uygun bir seçeneği de oluştururlar. Aynı, sermaye sınıfını temsil eden büyük şirketlerin ve holdinglerin, işçi sendikası kurması ve kendi işçilerini bu sendikaya yönlendirmesi gibi; Batılı devletler de kendisi için tehdit oluşturacak ideolojik akımları, farklı aktörleri devreye sokarak denetim altına almaya çalışır.

Dış merkezli odaklar bu görevlendirmeyi yaparken, tecrübeli kitle aktivistlerini kullandığı gibi, ideolojik derinlikten yoksun, toplumsal üretime katkıda bulunmayan, şahsi menfaatlerini ön plana çıkaran, milliyetçi / Türkçü fikir hareketinin yükselişini kendisi için "Sörf tahtası" gibi kullanma gayretinde olan denetimsiz grupları da kullanır.

Bu durumda planın dışında kalmak istemeyen ve savunduğunu iddia ettiği ideolojiyi bir pazarlama yöntemi olarak kullananlar da devreye girecektir. Dün küfür ederek saldırdığı Türkçülük ve Türk milliyetçiliğine, "aslında adamlar haklıymış" diyerek destek verdiğini iddia edecek, ancak bu kez de yukarıda tanımladığım görevlendirilmiş odakların kucağına oturacaktır. Gerçi kendisi için fark eden bir durum yok, çünkü o bir pazarlamacıdır. Az önce tanımladığımız oportünistin kendisidir. Onlar için ahlak, ilkesel tutum, doğruyu her zaman savunma gibi durumlar sürekli değişkenlik gösterir.


Belli bir kitlede güven sağlamış, inandırıcı açıklamalarıyla belli bir saygı gören, akademik unvanı olan kimi “aydın”ların da desteği sağlanarak “kadro” tamamlanmış oluyor. Toplumda öne çıkmış isimlerin desteği alınarak Batının denetim altına aldığı odaklar belli bir kitle üzerinden yönlendirici etkiye sahip olurlar. Emekli Büyükelçi ve MİT Eski Müsteşarı Sönmez Köksal “Yumuşak Güç” tanımında bu durumu şöyle ortaya koyuyor : “"Amaca ulaşmak için bazen zorlamadan ziyade, cazibeyi kullanıyor. İstenilen sonuca ulaşmak için, başkalarının da aynı sonucu istemesini sağlamaya çalışıyor ve bu yönde yeteneklerini geliştiriyor. Ve nihayet ikna yöntemi ile mücadeleyi kazanmaya çalışıyor."

Bu günlerde somut örnekleri ile yaşadığımız olaylar, yukarıda açıkladığım durumu ibretlik biçimde ortaya koyuyor.
Resim

12 Eylül sürecinde, Kenan Evren Atatürk’ün savunduğu Türk milliyetçiliği kavramını farklı bir tanımla ikame etmek için “Atatürk milliyetçiliği” söylemini devreye soktu. Amerikancı bir darbe ve Atatürk adı yan yana getirilerek Türk devletinin kurucu önderine dolaylı bir saldırı gerçekleştirildi böylece. Günümüzde de NATO ve ABD’yi savunan, çıkardıkları yayın organlarında Kürtçülüğü savunan kimi odaklar kendilerini “Turancı” olarak… Benzer şekilde 15 Temmuz işgal girişimi sürecinde sosyal medya hesabında önce “Harbiye Marşı” paylaşarak sevinç çığlıkları atanlar; durum tersine dönünce CIA güdümlü cemaat örgütüne karşıymış gibi yapan bölücüler kendilerini “Atatürkçü… Türkçü fikrin yükselen bir değer olmasını fırsat bilip, kendi çıkarları için bu akımı “Sörf tahtası” olarak kullananlar “teşkilatçı” olarak kendilerini yansıtıyorlar… Bu durum ideolojik miyop olmayla ifade edilecek kadar “masum” değil. Amerikancılar ve lümpenler kendilerini “Türkçü”, tatlı su solcusu görünümdeki CIA güdümlü cemaat destekçileri kendilerini “Atatürkçü” olarak yansıtarak en başta Türkçülüğe ve “Doğrudan doğruya Türk milliyetçisiyiz” diyen Gazi Kemal Atatürk’e saldırmaktadırlar.

Banu Avar “Gün, O Gündür” adlı kitabında “Operasyonun odağında Türkçüler, milli solcular ve samimi Müslümanlar var” derken tam da bu durumu kast ediyordu sanırım. Mevcut tabloyu görünce, bu tespite destek vermemek olası mı?

Toplumun temel hassasiyetini kullanarak, sahada başarı elde ettiğin sanan görevlendirilmiş aktörler, kısa vadede kazanım elde etseler de, uzun vadede tarihsel kazanımlar karşısında tasfiye olacaklardır. Çünkü gerçek geldiğinde sahte ve tutarsız olan gider.


Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x