İki farklı tarihe inanan iki ayrı kitle

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

İki farklı tarihe inanan iki ayrı kitle

İletigönderen Otopsi » Prş May 28, 2009 9:21

Yıllar içinde Türkiye'de biri doğru, biri sahte, aynı zamana ait iki ayrı tarihe inanan iki kitle oluştu. Yakın tarihimizle ilgili hiçbir millî gün birlikte ve içtenlikle kutlanamıyor, millî değerle paylaşılmaıyor. Özellikle imam hatip okullarında ve Kur'an kurslarında sahte tarihe inandırılan ve olaylara o bilgiyle bakan yüzbinlerce gencin bir bölümü yaşça olgunlaşarak, idarede, siyasette, ticarette kültür hayatında söz sahibi oldular, yakın tarihimizden ve millî değerlerin öneminden bîhaber yetişen kişilerin zihinlerinde ATATÜRK, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in önemi gibi konular kendine yer bulamaz hale geldi. Beyinleri masallarla yıkanmış kişilerin ve bazı tarihi gerçekleri masallarla birleştirerek uyduran kimseler -bir kısmı- açıkca ifade etmeselerde ATATÜRK'e ve millî değerlere düşman hale geldiler. Durumun ciddiyetinin anlaşılması için şu sorular sorulmadılıdr:
  • Gittikçe keskinleşen bu ikiye bölünmüşlük, ülkeyi ve Cumhuriyet'i nereye götürür?
  • Aynı zaman kesitine ait iki farklı tarihe inanan bir millet, millet olma niteliğini koruyabilir mi?
  • Bu gidiş nelere mâl olur?
Millî Mücadele gençlerin sevip anlayabileceği bir üslupla doğru, yeterli ve güzel anlatılsaydı; sahte tarihler, masallar hemen bilimsel olarak yanıtlanıp, doğrular belgeleriyle açıklanmış olsaydı, öğretmenler nitelikli, okullar ve kurslar gerçekten denetlenmiş olsaydı, bu ürkütücü farklılık bu derece yaşanmazdı.

Bu gelişimin yol açacağı tehlikenin farkında olamayan ya da bu gidişten yarar uman ya kör ya gâfil iktidarlar, bugüne kadar devletin niteliğine yönelmiş bu yalan ve iftira sağanağına karşı kıllarını bile kıpırdatmadılar, ciddi hiç bir önlem almadılar.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın ilgili kurum ve birimleri, Türk Tarih Kurumu, YÖK, üniversitelerin inkılap tarihi bölümleri ve enstitüleri gibi kuruluş ve kamu kurumları, bu sahte tarihlere bu kısmen maksatlı yalanlara karşı ne yaptılar? Hiç!

Ne gerekçeli bilimsel bir yalanlama, ne bu yalanlar hakkında kamuoyunu aydınlatma, doğruları açıklama ne de ilgili makamları uyarma, hepsi bu tehlikeli durumu yok saydılar. Bugün ne yapıyorlar? Yine hiç!

Uyuyorlar ve uyutuyorlar... Oysa bu insanlara uncan aylık ödenek,makam arabası, lojman ve bu kurum ve kuruluşlara trilyonlarca lira, görevlerini millî bir uyanıklık, bilimsellik ve dürüstlükle yapmaları için verilmektedir.

Turgut ÖZAKMAN'ın "ATATÜRK Yeniden Samsun'da" adlı romanının 61. ve 62. sayfasından alınmıştır.
Kullanıcı küçük betizi
Otopsi
Üye
Üye
 
İletiler: 251
Kayıt: Sal Ağu 12, 2008 13:55

İletigönderen özgürtürk » Prş May 28, 2009 10:19

Ne yazık ki, Mendereslerle başlayan karşı devrim sürecinin doğal sonucudur bu!
Ancak AKP iktidarı ile birlikte bu toplumsal bölünmüşlük içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir. Artık "yandaş" hiçkimseye doğruları anlatmak mümkün değildir. Olayları "eğri" algılamak bu kitlenin iflah olmaz hastalığı haline gelmiştir.

Çok yakın bir örnek;
Sevgi Erenerol, TSK mensuplarına misyonerlik brifingi vermiş vakt-i zamanında.. Şahsen bir misyoner Hristiyan olsam bu işten gocunurdum.. Ama ne hikmetse bizim islamcı bildiklerimiz bu işten gocunuyor..
Başlıklar korkunç: Ergenekoncu'dan paşalara brifing
Oysa ki girişim iyi niyetli ve özünde İslami kesimin de yaralarına parmak basar nitelikte. Ama bir kez gözünüzü kan bürüdü mü gerçekleri böyle "eğri" görürsünüz işte!

Diğer bir yakın örnek;
Efendim, Ergenekon sanıkları neden korkuyorlar? Madem suçsuzlar elbet aklanacaklardır. Yargıya saygı gösterin..
İyi de bu adamlar iki senedir mahpus... Korktukları şey yargılanmak değil! Adamlar içeride...
Efendim, koskoca Cumhurbaşkanı yargılanır mı? Utanmaz mısınız? Yargı siyasallaşmıştır
Hani yargıya saygı? Madem aklanacak neden korkuyorsunuz? Üstelik kendisi tutuklu da değil! Yok, hüküm giyeceğinden korkuyorsanız, suç işlemiş birinin o makamda ne işi var?

Bugünü böyle algılayanların, tarihi nasıl algılayacağını düşünüyorsunuz?
Korkarım ki artık bir çok konuda geç kalınmıştır! Algılamalar, ön yargılara ve katı dogmalara dönüşmüştür. Artık Türklük, Cumhuriyetçilik utanılacak değerlerdir ve bu değerleri ön plana çıkaranlar yargısız infaz edilmelidir..

Son viraj 2002 seçimleridir ve ne yazık ki üzerine çoook yol katedilmiştir. Geri dönüş olası değildir!

Saygılarımla,
Kullanıcı küçük betizi
özgürtürk
Üye
Üye
 
İletiler: 84
Kayıt: Sal Mar 31, 2009 15:19


Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x