İKİNCİ KOZMİK ODA VAKASI ?

İKİNCİ KOZMİK ODA VAKASI ?

İletigönderen İlteriş Kağan » Çrş Nis 29, 2020 13:01

Ensar Vakfı yöneticisi Ahmet Yaramış, Resmi Gazete’de yayınlanan (24 Nisan) Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Tarih Kurumu Başkanı oldu.

Ahmet Yaramış Atatürk düşmanları ile el ele olan bir isimdir. Mustafa Armağan gibi Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanlığı ile bilinen bir isimle konferanslar veren isimdir.

İskilipli Atıf gibi bir haini öven isimdir. İskilipli Atıf;
Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ü kafir ilan eden, öldürülmesi için fetva veren, Kuvai Milliye ve destekleyenlerini kafir ilan eden, İngiliz Muhipleri Cemiyeti mensubu bir isimdir.

Böyle bir ismin TTK’nun başına atanması çok eleştirildi ama asıl konu gözden kaçtı.
Türk Tarih Kurumu Türk Milleti’nin DNA sırlarını elinde bulunduran bir kurumdur. Bir anlamda kozmik odadır. T.C. Devleti, Kurtuluş Savaşı sürecinde ve T.C. Devletinin kurulmasından sonra ihanet eden aileleri (Yunan, İngiliz, İtalyan, Fransız, ABD ile işbirliği yapan) kayıt altına almıştır. Türk Tarih Kurumu’nda bu bilgi ve belgeler vardır. Aslında bu atama üzerine konuşması gereken kişi, eski TTK Başkanı Sayın Halaçoğlu’dur. Hatırlayalım;

Halaçoğlu TTK’munun başından alındığında Ermeniler kutlama yapmıştır. Zaten alınmasını da Ermeniler istemiştir.

TTK’nu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
Türk Milleti kendi gerçek tarihini araştırıp belgeleştirsin diye, kendi şahsi parası ile kurdu. Türkler Avrupa’nın Türkler hakkında yazdığı uydurma tarih bilgisine mahkum olmasın diye kurdu. Ne yazıktır ki, 1946 yılından sonra Müesses Nizam (kurulu düzen, derin devlet) Türklerin elinden alındı. O tarihten başlayarak Osmanlı’nın Yavuz sonrasında olduğu gibi, Türklere yönetimden ve paradan el çektirildi. Türkler vergi versin, askere gitsin yeter dediler. Ordu içinde belli kademeden sonra önleri kesildi. Yani, karar verici bütün mekanizmalardan el çektirildi.

MECLİS: Cumhuriyet tarihinde seçilen 22 000 küsur milletvekili 800 aileden geliyor, bunların büyük bir kısmı da birbirleriyle akrabalık ilişkileri içinde… (Yusuf Halaçoğlu)

2006 Yılında ülkemizde yaşanan hızlı dönüşümü görünce;
‘Devlet politikası mı, Parti Politikası mı’ başlıklı bir yazı yazıp, yaşadığımız dönüşümü sorgulamıştım. Bir parti seçimle gelip ülkenin bütün kolon direklerini yıkabilir mi?

AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde, ‘ilk defa iç ve dış dinamikler Erdoğan konusunda birleşti’ demişlerdi. İç ve dış dinamiklerin Erdoğan konusunda birleşmesi için ortak bir hedefte birleşmesi gerekir değil mi? Ortak hedef bu günün Türkiye manzarası mıdır? Mesela rejim değişikliği ortak karar mıdır?

Son günlerde artarak yaşanan ve sinir uçlarımızı hedef alan söylem ve uygulamalar bizlere;
‘BUNLARA BU CESARETİ VEREN MEKNİZMA NEDİR? Kimler delirten sudan içti veya kimlere içirildi?’ Sorusunu sorduran sistem ve bu sistemi ayakta tutan güç nedir? Sorgulamalıyız!

ABD’yi yöneten, sömüren, dünyanın ederlerine el koymak adına Amerikalı çocukları savaştıran küresel şirketler… O şirketlerin Türkiye ayağı ile Müesses Nizam’ın bağlantısı var mıdır? Varsa hangi boyuttadır?… Türkiye hükümetlerine hükmeden paranın yöneticileri, onlar da müesses nizamın içinde midir? AKP ile neleri paylaştılar? Türk Ordusu’na yapılan operasyonlar, ülkenin bağımsızlığı için hayati önemde olan bütün ederlerimizin elden çıkartılması… Hayvancılık ve tarımın bitirilişi… İç ve dış dinamiklerin ortak paydası mıdır? Ortak payda Türk Devleti’ne son vermek midir? Atatürk adını yok etmek midir? Nedir bu ortak payda?

Atatürk düşmanı bir isim üzerinde de anlaşmış olabilirler mi? Anlaştılarsa neden? Kimler Türk Tarih Kurumu’nun kozmik odasına girmek istiyor? Ya da kimler hangi belgeyi ele geçirmek veya yok etmek istiyor?

Hangi devlet için yeni bir tarih yazılacak? Ve o tarihte kimlerin aileleri aklanarak yeni süreçte rol alacak?

TTK’na yapılan atama aslında;
İKİNCİ KOZMİK ODA VAKASIDIR. SEYREDEN HERKES BU SİSTEMİN BİR PARÇASIDIR. İÇİNDE TÜRKLERİN OLMADIĞI GÖRÜLEN BİR ARKA YÜZ DEVLETİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ.

“Korumakla görevli olanların yıkmaya karar verdikleri bir devleti kimse kurtaramaz." (Platon / Devlet)

Türkler devletini geri almak istiyorsa;
Çözümler bu gerçekler üzerinden yürütülmelidir.

Zahide UÇAR (29.04.2020) Alanya
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x