İKİNCİ PERDE!

Banu AVAR haftalık yazıları ile yaşanan gelişmelere, gündeme ışık tutuyor.

İKİNCİ PERDE!

İletigönderen Erkan Güçiz » Prş Tem 21, 2016 23:19

Bu gibi travmalardan 3 vakit sonra kaleme sarılanlar ekranları dolduranlar olabilir. Ben onlardan değilim! 61 yaşındayım ve 1960 darbesinde çok küçük yaş da olsam da hafızamda biriktirdiklerim var. 71’i ‘tam anlamıyla’ yaşadım! 1980’de hayatımız durdu! Sonrasında ordu ve millete yapılmış ‘Ergenekon’ darbesine kadar irili ufaklı darbeleri yüzyüze yaşayanlardan biriyim..

Bugün ‘komplo teorisi’ gibi ne olduğu meçhul bir suçlamanın ardına sığınıp, komploları perdeleyenlere inat, gazetecinin bilgi toplayarak durumu anlama/anlatma görevini 43 yıldır yapmaya çalışıyorum.

Öncelikle 15 Temmuzda ‘sahneye konanlar’, ‘başımızdakilerin’ sahneye koyacağı boyutta değildir! Bundan en iyi yararlananlar onlar olsa bile, daha büyük senaristlerin kalemi ayan beyan görülmektedir. ‘Komplocu! Sen herşeyi dış mihraklara bağla!!’ diyenleri duyar gibiyim.. Ama bıkmadan tekrarlayacağız: Bağımlı ülkelerde dış ve iç mihraklar bir bütündür. Karar ve uygulama ise dışarının yönlendiriciliğindedir.. Oyun kurucu onlardır. .Piyonlar verilen görevi yaparlar.. Bazen bu görevi bilmeden yaparlar. Görevleri bittiği zaman kendileri de biter! Bu oyunun sonunda kazandı zannedilenlere sıra 2. Perdede gelir.. Onlar da bir süre sonra kafalarına inen balyozun altında ezilir. 1960, 1971, 1980, 1997’de 2007’de yaşadıklarımızın sonuçları bunlara örnektir. Malum sosyal olayların sağlaması ‘TARİH LABORATUVARINDA’ yapılır..

Bilinen kadarıyla darbelerin tümü sabaha karşı ortalıkta kimse yokken gerçekleşmiş millet sabah kalktığında radyo ve televizyonlardan kahramanlık türküleri arasında muhtıra dinlemiştir. Bu öyle olmadı.. bir Cuma akşamı en kalabalık saatte Boğaz Köprüleri kapandı Ankara ve İstanbul semalarında F 16’lar korkutucu alçaklıkta uçmaya başladı..

Saat 22:30’dan itibaren ‘televize darbeyi’ izlemeye başladık..

Aynı anda dışardaki belli başlı ‘düşünce kuruluşları’nın (istihbari merkezler) yayınlarını takip ettik. Gelişmeleri Türkiye’deki medyalardan önce veriyorlardı.

Türk Silahlı Kuvvetleri içinden birileri, öncüleri belli olmayan bir grup bu senaryonun piyonlarıydı.. Ve bu açılış sekansından hemen sonra AKP ipleri ele almış gibi görünüyordu.. Tüm özel televizyonlar gece boyu halkı galeyana getiren meydanlara çağıran seslere yer verildi . Spikerlerin parmakları arasında duran ceb telefonları ekranlarında cumhurbaşkanının yüzü vardı…

Efendilerinin emrinde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ diye TRT spikerine,
“BM, NATO ve tüm kurumlara anlaşmalara sadığız” cümleli bildiri okutuldu. Sonra TRT stüdyolarını ‘halk’ bastı, spikeri kurtardı… CNN ikinci mağdur ekran oldu. ‘Darbeciler’ oraya sadece birkaç er yollamışlardı.. Birkaç saat sonra bir kısmı ‘tatbikatta olduğunu sanan’ Mehmetçiği sokakta IŞİD profili çizen birileriyle başbaşa bırakıp Yunanistan’a uçacaklardı!

Polisle Asker karşı karşıya gelmiş sonuçta 161 vatan evladı birkaç saat içinde toprağa düşmüştü. Meydanlar insan doluydu.. Ekranlarda ‘Vurun kahpeye’ görüntüleri vardı.. Yerde yatan üstü çıplak Mehmetçikler vardı. Karakollarda dayak yiyen Mehmetçik videoları vardı… Daha kötülerden söz etmek istemiyorum.. Bu da başka birilerinin ekmeğine yağ sürüyor!

Ekranlardaki görüntülere ilk baktığımda aklıma Saddam’ın heykelini indiren Iraklılar senaryosu geldi.. Ünlü reklam şirketi Hill and Knowlton Irak - Kuveyt senaryosunu 10 milyon dolara yazdığını ve ABD Kongresinden Irak meydanlarına, Saddamcı askerlerin linç görüntülerinden , Amerikan askerlerini Amerikan bayraklarıyla karşılayan Iraklılara, Libya’da Kaddafi’nin tozlar içinde cansız bedeninin sürüklenmesine kadar tüm figürasyonu ayarladığını belgeleriyle açıklamıştı!

Arap Baharı’nda Mısır’da halkı Tahrir’e çağıran ve meydanlarda pembe giysileriyle halkı galeyana getiren kadın Esma Mahfuz CIA’nin Katar’daki “Değişim Akademisi’nde ‘darbe eğitimi’ alanlardandı.

Boğaz köprüsünde Fesli adamlar, beyaz Arap entarili başı dazlak sakalı belinde bir figüran bir askerin kafasını kameraya tutuyordu! Genel Kurmay Başkanı hırpalanmış bir şekilde ceketsiz, bitkin vaziyette helikopterden inerken ekranlara yansıdı. Koca TSK’nın komutanı emir eri ve özel kalemi tarafından derdest edilmişti! Gölbaşı’nda onlarca polisin öldürüldüğü haberi yayıldı.. Emniyet Terörle Mücadele Daire başkanı Turgut Aslan kafasından vurulmuş halde bulundu.

Ertesi gün mecliste. 1. Perdeyi muzaffer kapatanlar 1500'den fazla Türk Silahlı Kuvvetler mensubunu ‘Fethullahçı darbeye bulaşma’ suçuyla tutukladılar. Bunlar içinde büyük çoğunluğu Terörle Mücadele eden bölgelerde önemli komutanlıklardalar. Adalet bakanı 6 bin gözaltı olduğunu açıklıyor . Aralarında hakim, savcı ve polisler var.

Senaryosu Atlantik ötesinde yazılmış, bilerek ve bilmeyerek rol alanların içiçe olduğu bir DARBEMSİ ŞEY yaşadık..
SONUÇ: ORDUYA VE MİLLETİN ALGISINA BALYOZ İNDİ:

1 - Demek ki darbelerin sonu gelmemişti.. her an her şey olabilir modunda yaşayacaktık… Korkunun krallığında.
2 - Ordu içinde ‘hain’ kaynamaktaydı / Hainler cezalandırılacaktı
3 - 'Tüm güvenlik güçleri çaresiz' algısı yayıldı
4 - PKK ile mücadele eden, şehit düşen Mehmetçik’in halk gözü ve gönlündeki yeri ile oynandı.
5 - Batı basını Türklerin IŞİD sloganlarıyla meydanlara indiği gösterildi, Türk milletinin IŞİD’e yakınlığı algısını yayıldı. ABD Savaş Bölümü Enstitüsü’nden Jennifer Cafarella olaylardan hemen sonra, meydanlar Allahu Ekber diye inlerken “ Bu yarım darbe sonrası Erdoğan, zaten çok gönüllü olmadığı IŞİD ile savaşta iyice yan çizmeye başlayacaktır.” yorumunu yaptı.
6 - Herkes F tipi diye yaftalanabilir ve hayatı kararabilirdi. Oysa Fethullah figürü 2010’a kadar AKP müttefiki ve CIA korumasındaki ılımlı İslamcı imamdı. Bu olayla beraber muhafazakar kesim arasında da ‘geçmişi hatırlayan muhbir vatandaş’ korkusu yayıldı.. Amerikan düşünce(!) kuruluşları ilerde muhafazakarlar arasında kanlı çatışmalar olabileceğini ve bunda Fethullah cemaatiyle AKP’li karşıtlığının rol oynayacağını yazıp çiziyor...
7- Ve PKK ile mücadele eden en önemli komuta kademeleri şu an başsız. Doğu ve Güneydoğudaki TSK mevzileri harmanlanıyor. Bu durumda terörle mücadele nasıl ilerleyecek? ABD’nin Suriye Türkiye arasında açmak istediği Kürt Koridoru oldu bitti ile açılacak mı?
Bu durum Türkiye’de Güneydoğu’da nelere yol açar?

Küresel çete yayın organları Foreign Policy , Atlantic Council Ortadoğu Masası, İngiliz istihbaratı basını, Pentagon yayın organları Henri Barkey, Graham Fuller, Steven Cook , Aaron Stein ve benzer istihbarat elemanlarının yorumları 2 gündür nete yağıyor....
CFR (Dış İlişkiler Konseyi yayın organı Foreign Policy’de yer alan makalesinde Ortadoğu ‘uzmanı’ Aaron Stein’ın şu cümleleri gözdağı cümleleriydi:
“Sadece Hükümet değil Ordu da istikrardan uzak. Ve bu, bir NATO üyesi ülke için daha çok bölünmeye, çatışmaya ve istikrarsızlığa yol açar”. CFR, darbemsi şey ardından ‘Erdoğan kendi yaptı kendi buldu’ başlığı altında ‘Erdoğan’ın askerleri fazla güçlendirdiği “suçlamasına” yer verdi.

Türkiye’de sık sık boy gösteren ve Sarayda ala vala ile ağırlanan CFR uzmanlarından Steven Cook: “Bu işin getirileri belli: AKP Türkiye’yi daha da dönüştürmek için gerçek ya da hayali muhalif avına çıkacak. Bu, Türkiye’de demokrasiyi değil seçilmiş otokrasiyi besleyecektir.” diye yazdı.

Ve Fethullah’ın kefalet kağıdını imzalayan CIA uzmanı Graham Fuller dün yayınlanan “Türkiye’nin ‘kaybet kaybet’ Darbe Durumu” --Turkey’s Lose-Lose Coup Situation-- başlıklı makalesinde, “Yakında görülecek ki bu olay Türkiye’deki herkes için bir ‘kaybet kaybet’ olayıdır. Ordu da millet de derin bir şekilde bölünmüş olacaktır. Darbe geleneği hortlamıştır. Geniş bir sivil çatışma ortamı muhtemelen yakında bir askeri müdahaleyi gerekli kılacaktır” diye yazdı.

SENARYO, Irak ve Afganistan’a el koymak için kendi kulelerini patlatan bir aklın eseri gibi. İkiz kulelerde suçlu El Kaide ve Bin Ladin’di. Müslüman coğrafyada cadı avı başlatan hamleydi. 11 Eylül kitabı yazarı Tarpley hatırlayın ne demişti: “Düşman algısı olmadan oligarşik düzen kurulamaz! Terörle savaş diyenler finans baronları. Bu elitler korku olmadan sosyal ve ekonomik ilişkileri toplumlara dayatamazlar!”

Birileri bu senaryodan önceden haberdardı. Mart 2016’dan beri Batılı kaynaklar ‘Türkiye’de darbe’ diye kampana çalıyor!. 2 yıldır da mevcut iktidarın kullanım süresinin bittiğini yazıp çiziyor.. Çözüm sürecini kesintiye uğratarak ABD müttefiki PYD ve PKK ile mücadele eden orduya ateş püskürüyor. Batı basınında sık sık ‘PYD meselesinde hükümetle Amerikan yönetimi uzlaşamıyor. Kürt koridoru Türkiye yüzünden açılamıyor’ makaleleri çıkıyor.

Erdoğan son kartlarını açtı.. Bölgesel güçlerle görüşmelere başladı, Gelecek hafta ABD’deki NATO toplantısına üst düzey subaylar gidecek. Ve dün Amerika ile ‘yeniden model ortak olmak istediği’ yönünde mesaj iletti.. Amerika’dan ise sıcak bir karşılık yok Düşünce(!) kuruluşu adı altındaki istihbarat teşkilatlarının uzmanlarının makale ve analizleri ilişkilerin ‘kaosa’ bırakılacağı yönünde… Özellikle Graham Fuller yazısına bu gözle bakılmalı.

Bu restleşmede ekranlara yansıyan ayağa kurşun sıkılır cinsten haberler kan donduruyor.. Bu yazıyı yazarken Cumhurbaşkanı baş danışmanı Şeref Malkoç’un videosu düştü ekranlara… ‘Millet darbecilere karşı meşru müdafaa hakkını kullansın diye silah alımı önündeki engeller kaldırılacak” dedi!

Özetle, çok açık yazmak mümkün görünmüyor ama hissedilen o ki ‘taraflar’ oyunu çok önceden biliyordu. Oyunda hazırlıklar yapılmıştı. İçte ve dışta ‘tepedekiler’ pazarlık ve restleşme içindeler.. Oyunun ilk perdesi bitiyor.. Bir süreç içinde 2. Perde açılacak. Allah meczuplara fırsat vermesin. Türk milletinin yüce itidaline güveniyoruz!

Başta söylemiştim.. Hayatımız askeri darbe tarihine paralel geçti.. Bugüne kadar yaşadığımız darbelerin tümünde darbeciler Küresel Çeteye bağlıydılar ve bunu muhtıralarında dile getirmişlerdi. Gençler ve bunları yüzyüze yaşamamış olanlar için kısa bir hatırlatma:
27 mayıs 1960 Albay Alpaslan Türkeş “Askeri idarenin ittifak ve taahhütlere sadık ve NATO ve CENTO’ya bağlı” olduklarını ifade eden bildirisini okumuş. General Cemal Madanoğlu darbeden 28 yıl sonra ‘CIA’nin işin tam ortasında olduğunu” itiraf etmişti. Darbeden 2 ay sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 235 general ve 5000 subay emekli edilmiş Ordu’nun kanadı kırılmıştı. İntiharlar ve idamlarla halk büyük travma yaşamıştı.

12 mart 1971’de Ordu darbe yapmış hükümet tasfiye edilmişti. Nihat Erim Darbenin başbakanı, yardımcısı kan emici Dünya Bankası’ndan getirtilen Atilla Karaosmanoğlu’ydu. İki yıl içinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan Hüseyin İnan idam edildi ve binlerce insan, sıkıyönetim askeri mahkemelerinde yargılanacak.

10.000' den fazla kişi gözaltına alınacak, evlerde dergi ve gazeteler aranacak, kitaplar toplatılıp yasaklanacak siyasal parti ve sendikalar kapatılacak, aydınların dışarı göçü başlayacaktı. Bir çok kişi işkence sonucu ölmüş ve sakatlanmıştı. Benim gençliğim bu travma ile geçti.

12 eylül 1980 sabahı sokağa çıktığımda, Selâmiçeşme’de sokağın köşesindeki asker ‘Evine dön, darbe yaptık’ demişti. The General, Kenan Evren Süleyman Demirel hükümetini devirmişti. Her iki taraf da NATO’ya ve diğer kan emicilere sonuna kadar bağlıydı. Darbeyi ABD başkanı Carter’a CIA ajanı Paul Henze ünlü cümleyle duyurmuştu: ‘Our boys did it’ ‘Bizim oğlanlar işi bitirdi’. Ankara’da CIA’nin örtülü operasyonu başarıyla halledilmişti..

Ardından Bülent Ulusu hükümeti kurulmuş ve İMF’nin Özal’ı iş başına gelmişti. Borçlanmada sınır tanımayacaklardı. Darbe sonrası 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş , 230 bin kişi yargılanmış, 7 bin kişi için idam cezası istenmiş, 517 kişiye idam cezası verilmişti. Bunlardan 50 kişi idam edilmişti. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atılmış, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştı.

171 kişinin işkenceden öldüğü belgelenmiş, cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmişti.

Türk milleti bir daha bu kadar büyük bir travma görmeyeceğini zannetti…

Oysa kılavuzu BATI olanın burnu pislikten çıkamazdı ki….


17 Temmuz 2016
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Re: İKİNCİ PERDE!

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Tem 25, 2016 18:08

SECOND ACT / Banu AVAR

I was a small child on 1960 coup d’état. I totally lived the 1971 coup! In 1980 our lives stopped!

After all, I am one of the people who experienced many military interventions in different scales until “Ergenekon" coup to the Turkish Army in 2007.

Now, I have been trying to do my best on telling/understanding the situation as a journalist throughout these 43 years in spite of the people who conceal the conspiracies, by sheltering behind an indeterminate blame as “conspiracy theory”.

First of all "what was put on the stage" are not within the capacity of our "leaders"! Although they are the ones, who benefited most, this is obvious that all these events are produced by big scenarists. I am sure I will hear those sentences: “You Conspirator! You attach everything with foreign powers..”. But we will repeat all these insistently: Foreign and domestic powers are one and complete. The foreigners manage decision and implementation. They are playmakers. The pawns do their duties. Sometimes they do their duties unconsciously. They are finished when their duties end! The turn of the ones, whom are thought to be the winners comes in the 2nd Act. They also will be crushed under the sledge which is hit on their heads. The results of the things we lived in 1960, 1971, 1980, 1997 and 2007 are examples of those. The verification of the known events are made in “HISTORY LABORATORY”.

As it is all known all military interventions are made in early morning, when the streets are empty and the nation listens the memorandum together with heroic songs on the radio or TV when they wake up. In the current one this was not the case. In a Friday evening the Bosporus Bridges were closed at the most crowded time period and F-16 planes started to fly fairly low on the skies of İstanbul and Ankara.

By 22:30 we started to watch “coup d’état show” on TV.

At the same time, we followed the broadcasts of some of the main “think thank institutions” (information centers). They were informing us about the latest developments before Turkish media.

Some members of Turkish Armed Forces, whose leader was unknown, were pawns of this game. After this opening Justice and Development Party held the control. All private channels placed messages, which provoked the public, throughout the night. The face of president of republic was on the screen of mobile phones held by commentators…

A notification including the sentence as “We are committed to UN and NATO and relevant agreements” was made read by “Peace at Home Council” under rule of their “Master”. Afterwards, the “public” walked in the TRT (Turkish Broadcasting Agency) studios and rescued the “commentator”… CNN was the second victim. “Coup” sent there only a few privates. After a few hours they would be flied to Greece by leaving Mehmetçik, who thinks all of these events were part of a drill, against somebody who resembles ISIS profile!

Police and soldiers came face to face and as a result 161 citizens were dead. The squares were full of people. There were “Vurun Kahpeye” (lynching) images on the screens. There were naked bodies of Mehmetçik on the roads. There were videos showing Mehmetçik being beaten in the police stations… I do not want to mention the worse. All these things play into somebody’s hands!

When I first looked at the TV screens I remembered the scenario about Iraqis, who demolished Saddam’s sculptures. Hill and Knowlton, which is a famous advertisement company, admitted that they wrote Iraq-Kuwait scenario for $10 million and arranged all figuration for lynching of Saddam’s army, welcoming US armed forces by Iraqis, and hauling of Kaddafi’s dead corpse in Libya.!

Esma Mahfuz, who provoked the public with pink clothes in the squares and called people to come to Tahrir in Arabic Spring, was one of the people who took coup d’etat training in CIA’s “Change Academy” in Qatar.

The men with fes on Bosphorus Bridge, a figurant whose head is bald and beard was so long wearing Arabic clothes, was holding the head of a soldier against the cameras! Head of Armed Forces was seen in TV images without a jacket, and looked as being exhausted. The commander, orderly and private secretary were all arrested! It was announced that dozens of policemen were killed in Gölbaşı. Turgut Aslan, who is the Head of Security Agency Anti-Terror Department, was found shot on his head.

The next day, the victors of the FIRST ACT arrested more than 1500 members of Turkish Armed Forces with the accusation of being involved in Coup by Fethullah Organization. The majority of them are members of important garrisons, which are fighting against terrorists. The Minister of Justice declares that there are 6.000 people under custody. There are judges, prosecutors and polices among them.

We have experienced a COUP D’ETAT LIKE THING, whose scenario was written above Atlantic and the ones who are involved in are owned by somebody else with or without their will. RESULT: A SLEDGE HAMMER WAS HIT UPON THE MILITARY AND THE HEAD OF THE NATION

1- This meant that the end of the military interventions did not come. We must live expecting anything as possible. Under the kingdom of fear..

2- There are many traitors in the army. / The traitors must be punished.

3- The idea that “All security forces are inept and incapable” was spread around.

4- The role and place of Mehmetçik, who struggles with PKK and gives his life, was shaken in the eyes and hearts of the public.

5- Western media showed Turks with ISIS slogans. The ideas that the Turks are close with ISIS were distributed. Just after the events, while the squares were resounding with Allahu Ekber, Jennifer Cafarella commented that “After this half coup Erdoğan would clearly evade struggling with ISIS since he had already been reluctant.”

6- Everybody could be labeled as F type and so their lives could be ruined. However Fethullah figure was an ally to Justice and Development Party until 2010 and was a modest İmam under CIA support. After this event a fear of “informant citizens, who remember the past” was spread among conservative segment. American think thank institutions (!) write about possible blood shed due to the conflict between Fethullah group and Justice and Development Party.

7- And the major command echelons, which struggles with PKK does not have any leader now. Turkish Armed Forces bases in Eastern and Southeastern parts are being put out of action. In this case how struggle with terror could continue? Would Kurdish Corridor, which USA wishes to open between Turkey and Syria, be opened anyway?

What would be the result of these in Turkey and its Southeast?

The comments of press organs of the Global Gang, namely as Foreign Policy , Atlantic Council , Middle East Desk , UK Secret Service press, Pentagon publishing organs and Henri Barkey, Graham Fuller, Steven Cook , Aaron Stein are raining on the net last two days.

The following sentences of Aaron Stein in the essay in CFR (Council of Foreign Relations) publishing organ, Foreign Policy, were threatening:

“Not only is the government but also the Military out of sustainability. And this, would lead division, conflict and instability for such a NATO member country.”

CFR, published the claim that “Erdoğan empowered the military more than enough” under the title “Erdoğan did it to himself”.

Steven Cook, who is often visits Turkey and hosted by the Palace with enthusiasm, wrote that” The outcomes of this case are obvious: Justice and Development Party would seek real or imagined opposition to further transform Turkey. This would feed autocracy rather than democracy.

In addition Graham Fuller, who signed the bail paper of Fethullah wrote in his article yesterday with the title “Turkeys Lose-Lose Coup Situation” that “In the near future it will be seen that this event is a loose-loose case for everyone in Turkey. As a result both military and state would be deeply divided. Coup D’etat tradition rose again. A wide civil conflict environment would probably necessitate a military intervention later again”.

SCENARIO: It is like the production of the mind, which blew its own towers. The guilty ones were El Kaide and Bin Ladin. It was the move that started the witch hunt. Remember what Tarpley, who wrote the book “ September 11” : “Oligarchy cannot be established without an idea of enemy! The finance barons are the ones supporting conflict with terror. These elites cannot impose social and economic relationships without any fear!”

Somebody was aware of this scenario. The Western sources had been ringing bells since March 2016 for “Coup in Turkey”! They had also been writing that the occupation by of the existing government ended for two years. They had also been fulminating against the army, which had been struggling with American allies: PYD and PKK. In the western press, often essays are written about “USA and the Turkish government are in conflict about PYD issue and Kurdish Corridor cannot be opened as a result of these conflicts”. Erdoğan opened his last deal. He started to talk with regional Powers. Next week, senior officers would go to NATO meetings. And yesterday he sent a message to US that “we would like to be a model partner again”. There is no warm response from the US yet. The essays and writings of intelligence services under the name of Think Thank (!) Institutions tell about that the things will be turned into “chaos”. Especially, Graham Fuller’s writings should be evaluated as such.

In this showdown, the brutal news, curdles the blood. While I have been writing this essay the video of Chief Consultant of President, Şeref Malkoç, fell on to TVs. He was saying ‘We will remove the obstacles against citizens owning guns for the right of self-defense.

In summary, it is not possible to write clearly but it is sensed that “the parties” had already knew about the game. All things were prepared. The “top level” is in constant compromise and showdown. The first act is coming to an end. Another process will be opened at the 2nd phase. I pray God not to give opportunity to the insane. We trust in the high decency of Turkish nation!

I already said at the beginning. Our lives were spent with military interventions. In all military interventions we experienced, the coups were loyal to Global Gang and mentioned that clearly in their memorandums. I would like to remind those to the youth and inexperienced people:

In 27 of May 1960, Colonel Alpaslan Türkeş read the notice that “The military is loyal to NATO and CENTO and their commitments and alignments. After the intervention General Cemal Madanoğlu admitted that ‘CIA was right in the center of that affair”. After 2 months 235 generals and 5000 officers were put on pension, wings of the Military were clipped. Public experienced a big trauma by suicides and executions.

In 12 of March another military intervention occurred and the government was abolished. The Prime Minister of coup was Nihat Erim and his deputy was Atilla Karaosmanoğlu, who was appointed by blood sucker World Bank. In two years’ time, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan Hüseyin İnan were sentenced to death and thousands of people were put in trial by military courts. More than 10.000 people were arrested, Magazines and newspapers were searched at homes, books were collected and banned, political parties and labor unions were closed, and intellectual migration had started. Many people died or maimed under torture. My younger ages passed with those traumas.

When I went out in the morning on 12 of September 1980 a private on the Street corner told me that “ Go back to your home. We made a military intervention”. The General, Kenan Evren abolished Süleyman Demirel government. Both parties were quite loyal to NATO and other blood suckers. CIA agent Paul Henze reported that to US President Carter as this famous sentence: ‘Our boys did it’. CIA’s covert operation was finished successfully in Ankara.

After that Bülent Ulusu government was established and IMF assigned Özal. There was no limit for lending Money. 1 million and 683 thousand people were blacklisted, 230 thousand people were put in trial and death sentence was asked for 7 thousand people and as a result 517 people were sentenced then 50 of them were executed. 30.000 people were fired due to being ill advised. 14.000 people were expatriated.

171 were proved to be dead due to torture. 299 people were dead in prison. Turkish nation thought that they will never experience such a big trauma.

There is a saying in Turkish, “If you are guided by crows your nose will always be in feces.”

We may read that as “If your guide is WEST you are always in trouble…”

17 July 2016

An expanded version of this article appeared in Turkey under: https://www.facebook.com/BanuAVAR/posts/1272033542806656:0

A graduate of London City University Department of Television, Banu Avar advanced her trade in documentary production at the BBC Elstree Studios and South Thames College of London. She worked as a reporter for several Turkish dailies and made programs for Turkish

State Broadcasting (TRT) and BBC; a total of 150 news documentaries. Her work at TRT was abruptly terminated in 2008, with active involvement of US Embassy in Ankara. She is the author of eight books on international affairs and she is currently doing freelance journalism.
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Banu AVAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x