Aynaya Bak ve Yüzüne Tükür!

Aynaya Bak ve Yüzüne Tükür!

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzt Haz 27, 2011 16:19

AYNAYA BAK ve YÜZÜNE TÜKÜR!

Hep beraber akrebe mi dönüştük biz, kendimizi sokuyoruz?

Şeytan mı olduk, halimize kıs kıs gülüyoruz?

Ruhlarımızı mı sattık? Paraya güce teslim mi olduk cümbür cemaat?

Öldük de cehennemde miyiz? Kimsenin kimseyi tanımadığı, herkesin birbirini aradığı ama bulamadığı kıyamet gününü mü yaşıyoruz?

Zabanilere hizmet mi ediyor Cumuhuriyetin bütün yetiştirdikleri, emek verdikleri, okuyup adam ettikleri?

Nasıl aynaya bakıyorsunuz efendiler? Hanımlar?

Geçin ayna karşısına. Gözlerinizin içine bir bakın! Ta içine! Utanç var mı bir parçacık? Yanaklarınızda kızarma? Kalbinizde sıkışma?

Siz hiç kendinizi, sizin için görev yapan birinin yerine koydunuz mu? Bir an deyin ki orada şehit olan, al kanları toprağa karışan, bedenleri parçalanan gençler sizin yavrunuz. Sizin oğlunuz. Sizin ciğerpareniz…

Askere gitmiş. Kendi yurdunun bir şehrinde, bir köyünde. Köy yolunda askerî araçla göreve gidiyor. Bir hainin eli tetiğe dokunuyor o an, yolun berisine saklanmış, pusu kurmuş, kendi milletinin, kendi devletinin askerine ölüm kusmuş… Hiç acımadan, çekinmeden, bir an tereddüt etmeden, ne olduğunu bile anlayamayan, silahına bile davranmaya vakti olmayan oğlunuzu vuruyor. Yanındaki askerlere de ateş ediyor aynı uğursuz eller. Satılmış vicdanlar, gözü kararmış caniler…Hayvan denemeyecek adi, pis yaratıklar…

Bu olay haber olmuyor gazetelerimizde , haber değeri bile olmuyor, işin en acı tarafı bu! Öleni bir daha öldüren bu!

İyice şımarıp arsızlaşan , devletine korkmadan, çekinmeden baş kaldıran, ben bölünme istiyorum, ben senden değilim, ben ayrılmak isteyen bir bölücüyüm, sizi öldüre öldüre korkutan, yıldıran, dize getiren örgüt benim örgütüm, lideri doğal liderimiz, ben sömürgecilerin maşasıyım, onların emellerinin aletiyim diyen düzenbazların fotoğrafları baş köşelerde. Şişli’de yürüyüş yapmışlar, bu askerimize silah çeken, kan döken çeteye sevgi duyan, onları koruyan, bu, örgüt övgüsü yapma suçu yargının hükmüyle kesinleşmiş bir bölücü kişi, hapisten çıksın diye.

Aynı günün gecesi bir askerimiz öldürülüyor, üçü ağır yaralanıyor…Ortalık kan gölü…

Beri yanda bunları yapana, eli kanlı caniye övgüler düzülen, sözde özgürlük yürüyüşü…

Sözde milletvekilleri Şişli’de yürümüşler…En baş haber buydu dün. Birinin gözü incinmişmiş de, kızmışmış da, polisler için şunları demişler…Ballandıra ballandıra ayrıntılar veriliyor. Çığlık çığlığa muhabirler. Sevinçliler…Heyacan dorukta!

Öte yanda şehit haberinin verilişi bu kadar:

“Van’ın Saray İlçesi'ne bağlı Örenburç Köyü'nde askeri aracın geçişi sırasında uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Olayda 1 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı.”

Askerlerimizi , ölen ve yaralanan askerimizi bir eşya, bir malın sayısını sayar gibi hem de, sayıyla yazıyorlar:

Olayda 1 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı.”

Şuna en azından bir askerimiz şehit oldu diyemez misin? Yazıyla yaz sayıyı. Bir de, iki de! Saygıyla de! Önünde eğil, biraz üzül, utan! Minnet duy, kendini borçlu hisset, suçluluk duygusu duy!

Hiç olmazsa böyle düşman eliyle yazılmış gibi bir haber yazma!

Yüreğini kat yüreğini, eğer varsa, bir kırıntı insanlık kalmışsa içinde!

Askerimiz de! Askerim de! Gâvur askeri mi bu çocuklar?

Başka bir vatanın var da oranın askerleri mi? Bir adam öldü, üç kadın yaralı der gibi, bir trafik kazası haberi verir gibi verme bari! Böyle verme ki bu haberi, aynaya bakmaya yüzün olsun!

Sonra haberin ayrıntıları geliyor gazetelere.

“Saldırı bölgesinde yapılan arama tarama çalışmaları sırasında ise 1 antitank mayını ile 1 roketatar mühimmatı bulundu.”

Böyle haberlerin ayrıntılarında hep şunlar var:

Uzun namlulu silahlarla ateş, askeri pusuya düşürmek, açılan ilk ateşte şehit olunması, karşılık verilmesi üzerine çatışma çıkması. Bu yüzden yeni şehitler veya yaralılar olması…

Tabii sonu da böyle bitiyor bu haberlerin her zaman, ne bir kelime eksik, ne bir kelime fazla:

“Teröristler karanlıktan faydalanarak kaçtılar ve bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı…”

Bu nasıl iştir? Askeri öldür, karanlıkta kaç, görünmez adam ol!..

Benim bildiğim, on yıllar önceden beri karanlıkta görme gözlükleri, dürbünleri var. Karanlıkta gören, ateş eden silahlar var. Bunlar in mi cin mi ki bir şişeye girdiler, yerin dibine indiler ve kayboldular?

Terörle mücadele eden “Ordu’nun Generali’ni” bilgisayarına bilmem ne bilgisi gelmişmiş, gizli tanıklık yapan eli kanlı terörist şöyle demişmiş diye akıl almaz bir cüretle, ve hiyanetle tutuklayabiliyorsun, teröristlerin ise karanlıktan faydalanıp, pırrrr!

Sonra bunları, bu milletin gazetecisi , muhabiri, habercileri olarak kimse görmeyecek, duymayacak , anlatmayacak, haber yapmayacak!

Kulaklarının üstüne yatacaklar. Maaşlarını ücretlerini alıp bir güzel evlerinde uyku çekecekler…Oh, ertesi gün yine aynısı olacak. Görmeyecek,duymayacak, yine bunlar…

Asker haberi tek satır, teröriste övgü, koruma sayfalar dolusu…Bölücü başları her eve girecek televizyonlarla. Ahkâm kesecekler. Halk kahramanıymış bunlar gibi yutturulacaklar…Döktükleri kanlarının üstü örtülecek, kedi pisliğini örter gibi kapatacaklar marifetlerinin üstünü…

“Vatanı bir kadın memesine satarım” diyenlerin yazıları yazı diye okunabilecek, gerdan kıracak dış fonlardan beslenen besililer…Borsaları, çevremizdeki gelişmeleri, BOP’u, Türkiye’ye biçilen görevi ağızları köpüre köpüre size bir güzel anlatacaklar…

Koşacak, bu gazeteleri bayiden para verip alacaksınız!

Televizyondaki dizileri hatırına bunların verdiği haberleri dinleyeceksiniz…Reklâmlarını duyup Yunan Migros’tan alışverişe koşacaksınız…Yabancı malları kapış kapış, borç parayla, krediyle yağmalayacaksınız…İhya edeceksiniz başka ülkeleri, başka ekonomileri kendiniz batarken…

İngiliz’in, Conilerin, İsraillilerin… konserlerini silme dolduracaksınız…Şarkılarıyla mest olacaksınız…Dilleriyle sarhoş…

Askerin şehit olurken sen duymazdan geleceksin! TRT oyun havaları çalacak, bayram havaları…

Aynı gün ve gece manşetlerde hava civa haberler olacak:

Guti ve Quaresma’ya (kimse bunlar) ulaşılamıyormuş.
Erciyes’t e bir Cumhurbaşkanıymış…
İzmir pistinde biri 200 kilometre hızla ölüme gitmişmiş…
AKP’li, yeni seçilen biri, 1500 kişiye kutlama yemeği vermişmiş…
İsrailli grup konseri iptal etmişmiş…

Bize ne bunlardan ey yurdumun gazetelerine çökerek, haberlerini yazan insanlar? Sizin vatanınız milletiniz yok mu?

Sahibiniz (Patronunuz, parayı verip düdüğü çalan tepedeki paralınız) bu vatanın ekmeğini yemiyor mu? Yemek yediği kaba insan pisler mi?Bu gazeteleri satarak, reklâm alarak bu milletin parasıyla beslenmiyor musunuz? O halde millete hizmetten sizi kim engelliyor?

Daha üç gün önce iki polisimizi havaya uçurdu bu örgütün canileri…Ölümlerin en korkuncuyla canlarını aldılar Gökhan’ın ve Hakan’ın…Biri 24 yaşında, Gökhan Büyükarslan, diğeri 30 yaşında, Hakan Yavuz, iki polisimiz bu patlamada can verdi. Haber şu kadarcıktı gazetelerde. Ne manşetlere alındı. Ne resimli haber olarak verildi, manşet altında.

“Hülya Avşar’ın Acı günü” diye bir haberi başlığa aldılar ama dün, bütün gün, bakıyorum aynı başlık bugün de devam ediyor. Dün bir trafik kazasında ölenler yakınlarıymış…Sanırsınız bir ülkenin en üst düzeyde bir yetkilisi olur kendileri veya en önemli bir ilim bilim insanı veya kahramanı…Onu oraya lâyık görüp yazan, beri yanda şehit askerimizin haberini iki satırlık yazıyla geçiştiren muhabirin yüzünü görmek isterdim. Kim olduğunu görmek!

Hain mi? Gafil mi? Emir kulu bir ruhu satılmış mı? Elikanlı canilerin yandaşı mı? Bir yabancının kullandığı casus mu? Kimdir, kim?

Onu görmek de yetmezdi. Bütün gazetelerdekini, bu tiplerin eşlerini, tıpatıplarını görmek de lâzım. Ağız birliği yapmışlar gibi bütün basındaki yayındaki bu sessizlik, önemsememe, görmezden gelme…Bu neyin nesidir?

Terör örgütünün yandaşlarını aklama mı? Onları kahraman gösterme mi? PKK terör örgütünü bir sivil dernek gibi sevimli göstermek mi? İmralı’da yatan canisine, affedilsin diyebilen hainlerin dediklerini normal karşılamamız için mi?

Yaşarken bir milletin ölmesi için mi?

Şehidine şehit diyemeyen, sahip çıkamayan, kanının hesabını soramayan, canilerinin yakasına yapışamayan bir toplum nereye doğru gider? Nereye toslar başı bu gidişle?

Bu sabah sevgili teröristleriniz(!) daha bir azgınlaşmışlar. Yine minicik bir haber olarak veriliyor bunlar ama ben gördüm ve hepsini bir araya topladım:

“Ordu’nun Mesudiye İlçesi Topçam Beldesi’nde, askeri lojmanların yakınında dün sabah meydana gelen patlamada 2 uzman çavuş yaralandı.
Yaralı uzman çavuşlar Erol Kızmaz ile Hakan Peker, Ordu Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, patlamanın, mayın kaynaklı olduğu ve uzaktan kumanda ile gerçekleştirildiği belirtildi.”

“Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde banka şubesi önünde nöbet tutan polislere düzenlenen ses bombalı saldırıda 3 polis memuru yaralandı. “

Bu can kayıplarına, yaralanmalara ne bir ses var, ne bir nefes…

Ne var? İşte:

Başlık:” Nusaybin’de ortalık karıştı.”

"Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nın bağımsız milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşüren kararına yönelik protestolar Mardin'in Nusaybin ilçesinde dün gece de devam etti."

Haber video gösterisi yapılmış sesli ve görüntülü hâle getirilmiş. Binlerce kişi izlemiş bilgiağında( internet). Hadi ben de izleyeyim bakayım, şehitlerimize mi üzülmüşler, PKK terörüne lânet mi ediyorlar?

Bakıyorum görüntülerde üç beş çocuk var. Bir iki yeni yetme yerden taş alıyor polisine fırlatıyor.(cezası kalktı ya bu eylemin) fişek patlatıyor, ses bombası atıyor.

Polisler ötede bakıyorlar. Savunmada. Sonra caddelere su sıkıyorlar, kaçsınlar diye gaz bombası atıyorlar…

Bir ülkenin resmi giyimli, üzerleri devletinin adı yazılı arabalı polisler bir yanda, bir yanda yeni yetmeler, arkadan suça itilenler…

Bu olmayan haber, habermiş gibi filme çekiliyor, sesli görüntü hâlinde gazetelere veriliyor. Başlık:

Nusaybin’de ortalık karıştı.

Henüz uyutulmamış, aklı normal çalışan biri olarak bunları görünce diyorum ki:

Bu iş bir iki, cahil, bilgisiz gazetecinin işi olamaz!

Bir iki, açgözlü gazete patronunun da işi değildir…

Bu çok büyük bir örgütlenmenin işi olabilir. Dış ülkelerden gelen ellerin işidir! Casus ülke vatandaşlarının, içimizdeki hainlerle işbirliğinin işidir!

Bu iş küresel çetenin işi değilse nedir?


Bir gün önce iki arkadaşları görevleri başında havaya uçurulan polisler , arkadaşlarını havaya uçuran örgüte sevgi gösterileri yapana, çaputunu sallayana, başcanisinin resmini sallama cesaretini gösterene, sabırla karşıdan bakıyor. Taşlanırken başının üstünden Türk bayrağı çıkarıp sallıyor. Kendi vatanında, atalarının kanlarını dökerek, can vererek aldıkları, korudukları vatan topraklarında oluyor bunlar…

Devşirilen, yabancıların eline, insafına terkedilen ve yandaş, yalakadaş olmuş gazetelerimiz, bu sabah lütfetmişler ölen ve yaralanan askerlerimizin adları ve memleketlerini belirtmişler “Askerî Araca Silahlı Saldırı” başlığıyla verdikleri habere ek yapmışlar böyle. Meraklanmayın yine ufacık bir haber olarak…Öylesine bir haber işte…Boş ver, önemsiz! der gibi:

“Teröristlerin, uzun namlulu otomatik silahlarla açtığı ateşe, askerler de anında karşılık verdi. Yaklaşık 10 dakika süren çatışmada, Niğde Bor doğumlu olan Kıdemli Başçavuş Erkan Durukan açılan ilk ateş esnasında şehit olurken, piyade çavuşlar Yiğit Uçar, Uğur Özkan ile Piyade Er Ali Ata yaralandı."

Bütün bilgi bu kadar. Bir de cenazenin İzmir’e gideceği yazılmış. Sonra bir şey daha deniyor burada:

Neymiş neymiş? Bir söz var burada satır arasında:

Askerler de anında karşılık verdi.

Bekleselerdi canım. İzin alsalardı…Kaçsalardı…Bu mu demek isteniyor? Bu söz neyin nesidir? Ne anlama geliyor? Neden böyle bir cümle yazılıyor her PKK terörünün ardından:

Askerler de anında karşılık verdi.

Askerler ne demek? Kimin askerleri? Hangi ülkenin? Nerenin?

Askerler!

Bir gazeteci bu eli kanlılara gerilla demeye bile cesaret edebiliyordu, evvelki gün gördüydüm. Bunlara af istiyor, devlete karşı suç ne demekmiş diye efeleniyor?

Yurdum insanının garipliklerini anlatan bir ileti dolanıyordu ortalıkta. Alt alta akıl almaz gariplikleri sıralamışlar. Dünyanın hiçbir yerinde olamaz diye söze başlanıyor, Türkiye’den örnek veriliyor sonra. Burada oldu deniyor.

Gariplikleri uzaklarda aramayın.

Asıl gariplik bu haberde değil mi? Polisin yüzüne, terörist başının resmini sallamışlar, çaputunu sallamışlar, başının üstüne korunmak için Türk bayrağı açan Türk polisine!

Dünyanın hiç bir yerinde, bir gün önce iki polisi havaya uçurup paramparça eden eli kanlı bir örgütün lideri, polisin yüzüne karşı övgüyle anılamaz, çaputu polisin yüzüne sallanamaz ! Bunu yapanı, polis bir dakika düşünmez, bir şekilde derdest eder, önüne katar götürür!.. Burada ise polis onlardan kaçıyor!

Dünyanın hiçbir yerinde olamaz ama bizde olur. Burada bu dediğim olur! Neresi burası? Silopi!

Sonra dünyanın hiçbir ülkesinde polise açıkça kimse hakaret edemez, küfür hele hiç edemez! Bizde edilir. Şişli’deki dünkü yürüyüşte . Nasıl mı?
Okuyun:

“Polisin sert müdahalesine tepki İstanbul Bağımsız Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Gelin canımızı alın, ölümden öteye yol mu var lan" diyerek isyan etti. Önder, "Cumhurbaşkanı bizi uzlaşmaya çağıracağına gelsin kolluk kuvvetlerine "ne lan bu rezillik" desin" şeklinde konuştu.”

Bu sözleri elcikleriyle hiç yorumsuz gazetelerine yazanlar, televizyonlarda halka dinletenler, terörün teröristin sözcülüğünü yapanlar, memleket elden giderken, ben bölünmek istiyorum, ayrılıkçıyım diyenler milletin vekili yapılırken ses çıkarmayanlar, bunların koruyuculuğuna soyunanlar, kan dökerek sonuç almanın mümkün olduğunu ispatlamaya çalışanlar…

Bu örgütü “Kanarya Sevenler Derneği”imişçesine yüceltmeye yeltenenler, terör haberlerini küçülterek, yok sayarak verenler:

Bir aynaya bakar mısınız?

Çocuklarımın ilkokulda bir öğretmeni vardı. Kulakları çınlasın: Suna Hocanım. Suna Giriftin.

Çok keskin bir dili vardı.Tatlı sert bir öğretmendi. Utanılacak bir davranışta bulunan, yapılmaması gereken bir işi yapan öğrenciye önce çok kızar, sonra ne ceza vereceğini şaşırır, vereceği cezaların hepsini yetersiz bulur ve şöyle derdi:

Sen en iyisi aynaya bak ve yüzüne tükür!

Herkesin aynaya bakma zamanıdır.

Feza Tiryaki, 27 Haziran 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: Aynaya Bak ve Yüzüne Tükür!

İletigönderen NURİ BABA » Pzt Haz 27, 2011 18:38

Sayın Feza Hanımefendi ; her zaman ki gibi yine mükemmelsiniz...Her ne kadar yüreğimizde ki ateşi harlasanız da, sanırım topyekün buna gereksinimimiz var...

İktidar diyor ki ; "Şehit haberleri verilmeyecek ve Tv.lerde gösterilmeyecek..." ..Neden ? Teröristlerin reklamı yapılıyormuş da ondan...Lütfen gerekçenin zavallılığına bakar mısınız ?

Bir insandan daha değerli, dünya yüzünde ne olabilir acaba ? Gencecik bir fidan, onun bunun çocuklarının uyuşturulmuş beyinleriyle açtıkları ateş sonucu aramızdan ayrılıyorlar...Neden ? Eşkiya dünyaya hükümran olmasın diye...

Bizler ne kadar saf ve ne koyun bir halkız değil mi ? Eşkiya koalisyon ortağı olmuş, biz hala hükümranlığından sözederek, kendimizce teselli arıyoruz...

Yazınız, kanayan yüreğimize tuz basıyor ama "insan" görüntüsü altında dolaşanların olmayan yüreklerine ne basabiliriz ki...!!!

Elinize emeğinize yüreğinize sağlık....İçten saygılarımla...
Kullanıcı küçük betizi
NURİ BABA
Üye
Üye
 
İletiler: 22
Kayıt: Pzt Haz 27, 2011 18:23


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x