Siz damatlara kızacağınıza… / Saygı ÖZTÜRK

Siz damatlara kızacağınıza… / Saygı ÖZTÜRK

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Haz 11, 2017 16:28

Siz damatlara kızacağınıza…

Sorun “damat” değil yargı sorunu. Yargıya güvenin yüzde 30'lara indiğini Yargıtay Başkanı açıklamıştı. “Tutuklama” en son başvurulması gereken bir süreç ama “damat”lar, bakan çocukları, Reza Zarrab, siyasetçinin gözünde hatırlı iş adamları tahliye ediliyor, gazeteciler içeride tutuluyorsa, FETÖ bağlantısı bilinen siyasetçilere dokunulmuyorsa yargıya olan güven tabii ki azalır. Bunun faturası da ülkemiz için çok ağır olur.

SÖZCÜ Muhabiri Gökmen Ulu, internet sitemizin sorumlusu müdürü Mediha Olgun'un niçin cezaevinde tutulduğunu anlayamıyorsunuz. Tutuklu ama bir ayağı hep adliyede olan, hakkında yeni soruşturmalar açılan Ahmet Şık 163 gündür cezaevinde… Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazarları Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Kemal Güngör 224 gündür, Emre İper 65 gündür, internet sorumlusu Oğuz Güven 28 gündür torunundan, ailesinden, çok sevdiği mesleğinden ayrı… Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu da aylardır tahliye edilmeyenler arasında…

“Cezaevi” deyip geçmeyin. Gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli gözaltına alınışını, cezaevinde, hastanenin mahkum odasında geçirdiği ve “Bastonla biten 38 günün acılı hikayesini” Destek Yayınları'ndan çıkan “Kelepçe” kitabında topladı. Cezaevindeki ilk oda arkadaşı da Barbaros Muratoğlu'ydu. Barbaros'un o gün Hüsnü Mahalli'ye, “Kızım Ceren'in bugün doğum günü. Bu gününde ilk defa yanında değilim” dediğinde neler yaşadığını tahmin edebiliyorum. Ortadoğu uzmanı olarak da bilinen Mahalli'ye dün Katar olayını sorduğumda, “Arap baharının ikinci perdesi” dedi ve oyun içinde oyunlar olduğuna dikkat çekti.

“TUTUKLAMA CEZAYA DÖNÜŞTÜ”

“Kelepçe” takılana kadar mahkum olduğunuzun farkına varmıyorsunuz ama kelepçe bileğinize geçirildiğinde ayrı bir dünyadasınız. Ülkemizde tutuklamalar öyle böyle değil alabildiğine uzuyor.

Örneği İngiltere'den verelim: Sanık yakalandıktan sonra 48 saate kadar ya da en geç 4 gün içinde iddianamesi hazırlanıp hakim önüne çıkarılmak zorunda… (Terör suçlarında ise bu süre 28 güne kadar çıkabiliyor.) Sanık, hakim önüne çıkarıldıktan sonra kural olarak ceza yargılamasının veya mahkemenin başlamasına kadar bazı suçlarda en fazla 70 gün, ağır ceza mahkemelerine benzer mahkemelerde ise 112 gün tutuklu olarak tutulabiliyor. Yargılama başladıktan sonra karar 2-3 hafta içinde veriliyor.

Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi'nin raporunda, “Ne yazık ki, ülkemizde mahkemeler tarafından çok sık ve çoğu zaman da keyfi olarak tutuklamalar yapılıyor. Tutuklama kararları önlem olmaktan çıkarak kurala ve hatta cezaya dönüştü. Yargı kararlarında keyfilik ve çifte standart yaşandığı da kamuoyu gündemine oturmuştur” deniliyor.

“YARGIDA SİYASALLAŞMA…”

O raporda “Adli süreçlerde tutuklamaya ilişkin olarak yaşananların ‘hatalı uygulama alışkanlığı' dışında ‘yargıya müdahale' ya da ‘yargıda siyasallaşma' gibi olgularla ilişkili olduğu görüldüğü belirtiliyor ve şu saptamalara yer veriliyor:

– Tutuklu sayısı, hükümlülere göre giderek artıyor. Dünya standartlarında üç kişiden biri tutuklu, ikisi hükümlü olmasına rağmen biz de bu oranın uzağındayız.

– Gizli tanık, itirafçı anlatımları tutuklama kararlarına dayanak yapılıyor. Sadece gizli tanık üzerine kurulan ceza soruşturması ve kovuşturması hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz.

– Yakalama kararı, kendisine mahkeme tarafından ulaşılabilir olan ve hiçbir durumda ‘kaçak' sayılmayacak kişiler hakkında uygulanmamalı…

“Damatlar niçin serbest bırakıldı” diye kızacağınıza, uzun tutuklamalara, tutuklamanın cezaya dönüşmesine, insanların özgürlüklerinden bu kadar yoksun bırakılmasına kızalım ve bunların düzeltilmesini isteyelim.

SENDİKA BAŞKANINI DA GÖNDERDİLER

Yargıçlar Sendikası Başkanı da olan 30 yıllık hakim Mustafa Karadağ'ın son görev yeri Ankara 11. Aile Mahkemesi'ydi. İsteği dışında, üstelik de sendika başkanı olduğu biline biline Şanlıurfa İş Hakimliği'ne atandı. Yasalarımızda, atamalarda hakimlik teminatı ilkelerine göre davranılması, görev yerinin belirlenmesinde sosyal, kültürel coğrafi olanaklar gözetilmesi yer alır. Avrupa Konseyi'nin kararında da, hakimlerin, terfi ettirilerek dahi görev yeri değiştirilemeyeceği belirtilir.

Sendika başkanının rızası olmadan görev yeri de değiştirilemez ama değiştirildi ve sendika başkanlığı yapma yolu da fiilen kapatıldı. İtirazlar nasıl sonuçlanır, bekleyelim, görelim… Hakime sivil toplum kuruluşları imzalarıyla destek veriyor vermesine ama yargı mensupları ise “bizi de gönderirler” kuşkusuyla sessizce izliyor ancak nasıl bir hukuksuzluk yapıldığını da biliyorlar.

Saygı ÖZTÜRK, 11 Haziran 2017
saygi@sozcum.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x