Dün değinmiştim bu konuya ama tekrar değinmekte fayda var. Çünkü bir siyasinin koltuğu uğruna kutsal değerlerimizi nasıl diline doladığını gördük. Atanan bir belediye başkanı ,“ Burayı kaybedersek Kudüs’ü kaybederiz! Hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam’ı kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz." diyor ya. Oysa korkmasına gerek yok.
Zira, ayrımcılık yaparak mı?
Bizden sizden diyerek mi?
Bir taraf olanları bertaraf ederek mi?
Ötekileştirerek mi?
İnsanları hukuka karşı güven kaybettirerek mi?
Sosyal devlet ilkesini sadaka devleti anlayışına çevirerek mi?
Yunanlıların adalarımızı işgal etmesine ses çıkarmayarak mı?
Sokaklarda adalet yürüyüşü yaşatarak mı?
Dünya çapında itibarımızı gerileterek mi?
Seçimle geleni talimatla göndererek mi?
Sahip çıkılıyordu kutsal değerlere.
***
Demokrasiyle yöneltilen her ülkede, bir parti seçim kazanıp kaybedebilir.
Bu gayet doğal bir durum.
Normal olmayan ise koltuğunu kaybetmemek için, kutsal değerlere oynan siyasilerin olması.
Kutsal değerlerimizi siyasi malzeme yapmayın. Yeter artık.

Aklın ve vicdanın
sözcüleri olacağız

Bir gün halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder. Yarışmaya birçok sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar birbirlerinden güzel resimler yaparlar. Sonunda eserleri saraya teslim ederler.
***
Tablolara bakan Kral sadece ikisinden hoşlanır.
Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.

Resimlerden birinde; sukunetli bir göl vardır.
Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır.
Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyorlardır.
Resme bakanlar mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünür.
Diğer resimde de engebeli ve çıplak dağlar vardır.
Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanıyor şimşekler çakıyordur.
Dağın eteklerinde ise köpük bir şelale çağlıyor.
Kısaca resim hiç de huzurlu gözükmüyordur.
***
Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardındaki kayalıklarda çatlaktan çıkan mini minnacık çalılık görür.
Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası vardır.
Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyordu.
Harika bir huzur ve sükun örneği.
Ödülü ikinci resim kazanır.
***
Kralın açıklaması şöyledir:
Huzur hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorluğun bulunmaması ve sıkıntının olmadığı yer demek değildir. "Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükûn bulabilmesidir"
***
Bu yüzden, bir parça da olsun huzur bulmak istiyorsak; doğruları söylemeye, eleştirilerimizi yazmaya, aklın, vicdanın, adaletin, milletin ve cumhuriyetin sözcüleri olmaya devam edeceğiz. İşte yüreğimiz ancak bunları yaptığımız sürece, huzur ve sükûnu bulacaktır.