Seyrediyor musunuz bilmiyorum ama KRT'de Çağlar Cilara takip edilmesi gereken programlara imza atıyor. Genelde seyretmeye çalışıyorum. Kaçırdığım programlara ise internetten bakıyorum.
Geçtiğimiz haftalarda Çağlar Cilara'ya konuk olan eski Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, canlı yayında öyle iddialarda bulundu ki, yenilir yutulur gibi değil...
***
"İçim yanıyor benim, Türkiye gidiyor." diyerek ağlayan Okuyan, programda şunları söyledi:
"Türk kamuoyu bunu ilk defa buradan duyuyor. Üzülerek söylüyorum. İki ay sonra göreceğiz. Emekli maaşlarında yüzde 10-20 arası kesinti yapacaklar. Hazırlanan taslakları, tedbirleri söylüyorum. Memur maaşlarından yüzde 10 aşağı indirecekler. İşte Yaşar Okuyan söylüyor buradan. Varlık vergisini getirecekler. Varlık vergisine şahit olduk daha önce, İkinci Dünya Harbi sırasında. Şimdi ne harbi var? Yeme, içme, hırsızlık harbi var. Yediler bitirdiler devleti. Tepeden tırnağa yolsuzluk, yolsuzluk, yolsuzluk. Hırsızlık var, yolsuzluk var, israf var. Benzin 1 sene sonra 12 lira olacak. Yazın bunları bir tarafa. İçim yanıyor benim, Türkiye gidiyor."
***
Okuyan ekonomik sıkıntılar yüzünden erken seçim kararı alındığını söyleyerek bütün bunların, Türkiye'nin borçlarının ödenmesi için alınması planlanan tedbirler olduğunu savundu. Fakat bu açıklamaları medyamızda yer almadı. AKP de bu iddialarla ilgili her hangi bir açıklama yapmadı.
***
Her ne kadar hükümet kabul etmese de ekonominin kötü sinyal verdiği aşikâr. Ama Türkiye'de 2. Dünya Savaşı yıllarında ekonomik güçlüklerini aşmak için edinilmiş servete yönelik çıkarılan Varlık Vergisi'ni, yeniden çıkaracak olmaları son derece vahim. Verginin de vergisini alındığı ülkemizde bu şu anlama geliyor: Alırken KDV'sini ve ÖTV'sini ödediğin araban mı var? Ha işte yıllık MTV vergisi ödediğin bu aracın için bir de varlık vergisi ödeyeceksin.
***
Evin, arsan, bağın bahçen mi var? Bunların hepsine yeni ekstra vergi gelecek demektir.
Emekli ve memur maaşlarından kesintiye gelince; "Olmaz! Yapamazlar!" demeyin. Hatırlarsanız daha önce buna benzer kesinti Turgut Özal döneminde KEY adı altında yapılmıştı.
***
15 ay süreleri olmalarına rağmen sanırım erken seçime niçin gittikleri daha iyi anlaşıyor. Zira bu tedbirleri şimdi alıp 1 sene sonra seçime gitseler hiç umutları olmayacağını biliyorlar. Bu yüzden şimdi emeklilere bayram ikramiyesi dağıtarak, imar affı getirerek, borçları affederek seçimi kazanacaklarını hesap ediyorlar. Şu bir gerçek ki; seçim sonuçları ne olursa olsun iş başına gelen mutlaka acı tedbirler almak zorunda kalacak. Türkiye'yi çok zor günler bekliyor.

AKIL ETMİYORUZ!..

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki her gün şaşırtıcı bir habere şahit oluyoruz. Biliyorsunuz önceki gün Hıdırellez'i kutladık. İnanışa göre Hızır ile İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması münasebetiyle 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece Hıdrellez olarak kutlanıyor. Bu kutlamalar her yıl olduğu gibi çeşitli etkinliklere sahne oldu. Hemen hemen her belediye bugüne özel program düzenledi. İşte böyle bir günde Erzurum'da kendini Hızır Aleyhisselam olarak tanıtan kişi, kandırdığı adamı dolandırmış.
***
Güler misin ağlar mısın? İnsanlar nasıl inanıyor, nasıl kanıyor anlayamıyorum. Yani düşünün; Allah'ın izniyle darda kalanın yardıma koştuğuna inanılan Hızır Aleyhisselâm, paraya sıkışıyor. Ve gelip yurdum insanından para istiyor!
Olacak iş mi?!
Hak Talâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de defalarca "Düşünmez misiniz? Akıl etmez misiniz?" buyurur. Ama düşünmüyoruz, akıl etmiyoruz.
Yazık... Gerçekten yazık...

TEBESSÜM

Hoca sözlüye kaldırdığı öğrencisine sorar:
-Bana dolandırıcılığı anlat.
Bir müddet düşünen öğrenci:
-Dolandırıcılık sizin beni sınıfta bırakmanızdır.
Öğrencisinin verdiği cevaba sinirlenen hoca:
-Bu ne utanmazlık! Nasıl böyle bir cevap verebilirsin? diyerek hışımla yerinden kalkar.
Öğrenci sükûnetini koruyarak şöyle cevap verir:
-Şöyle ki; hukukta dolandırıcılık bir kişinin bilgisizliğinden yararlanarak onu zarara sokan bir davranıştır.

Levent BULUT