Borajet-Ermeni diasporası-Örümcek ağı / Savaş SÜZAL

Borajet-Ermeni diasporası-Örümcek ağı / Savaş SÜZAL

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Eyl 12, 2018 11:27

Borajet-Ermeni diasporası-Örümcek ağı

Az kaldı bir hafta kadar sonra Reis, Amerika kıtasına ayak basacak ve Kızılderililerden boncuk karşılığı alınan Manhattan adasındaki Birleşmiş Milletler binasında engin görüşleri ile öteki reisleri aydınlatacak. Geçen seneki konuşmada salon adam almıyordu. (Salonda reisi dinleyen 10 kişi yoktu). Ama bu arada hâlâ bir soru soruluyor. Trump, toplantıya katılan reisler için vereceğe yemeğe Reisi davet edecek mi? Veya Reis bu davete icabet edecek mi. Bence ikincisi icabet kısmı kesin evet ama birinci davet kısmı yüzde 65.

Hareket öncesi yapılan derin dirsek temaslarından da işlerin iyi gitmediği anlaşılıyor. Tahran’da ülke kaderi konuşulurken bile damadını yanından ayırmayan, Reis, herkes savunma ve Dışişleri bakanıyla masaya otururken, o Savunma Bakanı Akar’ın yerine toplantıya Çavuşunoğlu ile birlikte damadını alarak ne kadar güvendiğini gösterdi. İşte o damadın geçenlerde yaptığı bir açıklamada Washington ile işlerin iyi gitmediğine işaret eden ipuçları vardı. Yani bundan daha iyi kaynak, bal ile kaymak.

Damat ABD’nin tanınan dergisi “Foreign Policy”e "ABD'nin küresel ekonomiyi yönetmesine güvenilemez" başlıklı İngilizce zehir zemberek bir makale yolladı. Şimdi durup düşünmek lazım, Ağustos başında Türk ABD ilişkileri için sert gidişatı yumuşatma adına Türkiye ile ABD ilişkilerini 40 yıllık karı koca ilişkilerine benzetip, “40 yıllık karı koca bile her konuda anlaşamıyorlar” diyen sanki o değilmiş gibi birden ateş püskürmeye başladı. (Burada kim karı, kim koca sormak gerekirdi). Reis desen zaten uzun süredir ABD’nin ve Başkan Trump’ın adını ağzına almıyor. Sanki küs. Nerde kaldı “Ey Amerika veya Trump” seslenişleri, özledik.

İşte bu noktada sizlere biraz karmaşık ama ülkemizde kimsenin pek dikkatini çekmeyen, Ankara’nın anladığını sandığımız bize verildiğine inandığımız bir mesajı anlatmak istiyorum. Olayın ayrıntılarına girmeden önce konuyla ilişkili bir özel havayolu şirketinin hikâyesini aktaralım. Havayolunun sahibi Yalçın Ayaslı ODTÜ Elektrik bölümünü bitirdikten sonra ABD’ye gitmiş MIT'de (Boston’daki ünlü Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) Master ve doktora yapmış daha sonra da bir Amerikan şirketinde çalışmaya başlamış. Elektronik alanda halen patentine sahip olduğu buluşları yüzünden aniden zengin olmuş, o da borsada kazandığı parasını ülkeme hayrım olsun diye bazı konulara yatırmış. Borajet denen havayolu şirketi de bu arada kurulmuş ve önce pervaneli sonra jetlerle uçulmayan yerlere uçuş yapmaya başlamış.

Borajet aniden büyüyünce Türk Hava yollarından uçak kiralamışlar. Ama THY bu kiralık uçakları bir süre sonra gerekçe göstermeden vermemeye başlamış. Öte yandan ne olduğu bilinmeden Borajet’in tüm kredilerine ve girişimlerine engeller çıkarılmaya başlamış. Ekonomik krize giren şirket 2016 yılında da reisin ara buluculuğu ile Amerika’da faaliyet gösteren ve bir ara üçüncü Havaalanı inşaatı ihalesine giren Sezgin Baran Korkmaz’a satışı için tezgahlanmış. Sezgin Baran Korkmaz kim derseniz, geçenlerde Bodrum’a yatı ile gelip halka bedava lahmacun dağıtan hayırsever. Bu arada Ayaslı için FETÖ’cülükten tutunda Türkiye’de hak etmediği bir dizi konuda suçlamalar yağmaya başlamış. Neyse bu hikâye uzun ve tüm temelsiz FETÖ tezgâhlarında olduğu gibi dolambaçlı. Şimdi dikkatinizi çekmek istediğim konu Reise yakın Sezgin Baran Korkmaz’ın Ermenistan doğumlu Ermeni ortağı Lev Aslan Dermen Bu şahıs geçenlerde Türkiye’ye kaçarken yakalanmış. Tabii yandaş basın bu topa hiç girmedi.

ABD maliyesini 511 milyon dolandırmakla suçlanan Lev Aslan Dermen aynı zamanda Sezgin Baran Korkmaz’ın Ayaslı’dan Borajet’i alışındaki ana finansman kaynağı. Daha önce Lev Aslan Dermen’in Türkiye’ye kaçtığı ileri sürülmüştü ama FBI (Federal Soruşturma Bürosu) kendisini bu kez özel uçağına binip Türkiye’ye kaçarken yakaladı ve Los Angeles’ta bir cezaevine koydu. Amerikalı kaynaklar, Ermeni Aslan Dermen Borajet ilişkilerinden daha önce de kara para aklamaktan tutuklanmış bulunan Kingston biraderlerle birlikte çalışıyormuş. Kingston kardeşler sütten çıkmış ak kaşık değil. Bunların California eyaletindeki çeşitli suç şebekeleri ile bağları varmış. Yetkililer tüm sanıkları Utah’a gönderilip 17 Eylül’de (tam da reis ABD’deyken) hâkim karşısına çıkarmayı planlamış.

Kingston biraderler yani Jacop ve İsak kardeşlerin başka garebetleri de var. Bunlar Utah’lı ve Mormon. (Bilmezsiniz Nakşibendilerin Özal biraderler zamanından çok evliliği savunan bu mormonlara duyduğu sempati ABD’de iyi bilinir) ABD Federal savcısı iddianamede bu kişilerden Jacop Kingston için 85, Dermen hakkında 20 yıl hapis cezası istiyor. Jacop Kingston kısa süre önce Türkiye’de dev bir malikâne ve değeri 650 milyon doları bulan bir otel (Bodrum’da) satın almış.

Şimdi kafanız karıştı biliyorum. Benim de karıştı ve hâlâ bazı ilişkileri anlamakta zorlanıyorum. Yani kardeşim FETÖ ile kardeşken Ayaslı’nın başına bu grubu sarıp sonra adamı FETÖ’cülükle suçlamak bilmediğimiz bir taktik değil. Yalçın Ayaslı defalarca ne FETÖ’yü ne de adamlarını tanıdığını bunlarla hiçbir ilişkisi olmadığını söylemiş ve kanıtlamış. Ben kendisini tanımam ama kendisine inanıyorum. Anladığım kadarıyla bu tezgâhın farkında olan ABD merkezi hükümeti, duruşmayı 17 Eylül’e çekip bu işle bağlantılı son kişiyi de yakalayarak Ankara’daki bazı kulaklara mesaj veriyor. Unutmayın, bu konuda Rıza Zarraf ve Türkiye’de çok sayıda bankaya kesilen cezalarda var.

Bu arada dikkatimi çeken diğer bir nokta Mormon-Ermeni işbirliğinde bazı enerji şirketlerinin yer alışı. Savcı bu enerji şirketlerinin İŞİD denen belanın el koyduğu petrolü satarken bazı etkili ve yetkili Türk ortaklarının da bulunduğuna işaret etmişti. (Aynı konuda hem Ruslar hem de Amerikalılar benzeri suçlamalar yapmıştı). Hatırlayın Beyaz Saray'da yapılan bir toplantıyı ve Rus uçağı düşürüldükten sonra Moskova'nın açıklamalarını. Hükümetten bazı kişilerin İŞİD petrolünü sattığı konusunda ellerinde kanıt olduğunu söylemişlerdi. Yani konu basit bir Borajet konusu değil. Ayrıca ABD Başkanı Trump’ın Ruslarla ilişkisinde rolü olduğu ileri sürülen Ekin Alptekin ve başka isimlerde bu oyunun içindeymiş. (Ekin Alptekin gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile 2007 yılında evlenmiş. Nikâh şahitleri, Ayakkabı kutularında paralar çıkan enerji eski bakanı Hilmi Güler ile kardeşi general darbecilikten tutuklanan ve Hollanda’ya büyükelçi atanan Şaban Dişli)

İlişkiler yumağında kafanızı karıştıracak bir başka nokta, Mormonlardan Kingston ailesinin bağlı olduğu grup “Latter Day Saint”, 2007 den beri Ermeni diasporası ile birlikte çelışıyormuş. 2001’den beri ABD’den 18-23 aylık dönemlerde Türkiye’ye gelen Mormon misyonerler, 2007 yılından itibaren bağış projeleri haricinde başka bir işe de merak sarmış. Bu Mormonlar, İzmir, Manisa, İstanbul, Trabzon, Kahramanmaraş, Elazığ ve Sivas’taki Ermeni mezarlıklarını tek tek gezip, isimleri listeleyip, kiliselerdeki vaftiz kayıtları ile tapu bilgilerini toparlayarak ABD’ye döndükleri biliniyor. (Sabancılara kötü haber) Bu iş ileride Türkiye’yi dava etmek için kullanılacak. (Bir çok eyalet ölen Ermenilerin mal varlıkları için tazminata olanak sağlayan yasaları kabul etti) Türkiye’deki Mormonlar, Ermeni Diasporasının bir uzantısı gibi çalışmış. LDS, yani Latter Day Saint (Son Zaman Azizler Kilisesi) Hayır Kurumu adı altında Türkiye’de faaliyet gösteren bir Mormon kilisesinin, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde kaydı bulunmuyor.

Sizlere özetlemeye çalıştığım konu çok karışık. Ama ABD'li yetkililer bu düğümü çözmüşler. Sanırım Ankara'da durumun farkında. Anladınız mı sevgili okurum ne tür bir uluslararası pislik ve çetenin yönetimi altına girdiğinizi ve ülkenin üzerinde örümcek ağları örüldüğünü. Anladınız mı, rant ve kişisel çıkarlar için ülke aleyhinde nasıl faaliyet gösterildiğini? Anladınız mı, Reis’in neden uzun süredir “Ey Amerika” diyemediğini? Anladınız mı Damadın neden ABD’ye ateş püskürdüğünü? Görünen o ki Washington’da birileri Ankara’da bazılarını en olmayacak yerlerinden yakalamış, sıkıştırıp duruyor. Şimdi siz söyleyin Reis Trump’ın yemeğine gitse ne yazar merhaba dese ne yazar?

Savaş SÜZAL, 10 Eylül 2018
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x