SİGARAMIN DUMANI
Türkiye’de Devlet’i işgal eden kuvvet sigara yasağı getirmiş diyorlar.
Bekri Mustafa’nın IVncü Murat’a dediği gibi « B. yeme Murat !» diyesi geliyor insanın.
Efendim, sigara sağlığa zararlıdır ve hem ben de içmiyorum, o nedenle III.Abdülhamit’in arkasındayım diyenlere, isterseniz önünde olun, ama adam olmadığınızı bir kez daha yinelemek durumundayım diyeceğim.
Eğer sağlıktan sözediyorsanız, önce ülkenin ciğerleri olan ormanların katline bakmalısız, bu bir.
Sonra nükler santrallara bakmalısınız, eder iki.
Çöpe-möpe, daha bir dizi ‘çevre sorunları’na bakmalısınız eder mi üç ?
Gelelim IV. Murat demişken, madde dörde : Bu Türkiye düşmanı, Ordu düşmanı, insanlık düşmanı gayri meşru ‘iktidar’ın başının ‘mal varlığı’nı konuşacak cesaretiniz var mı ?
Bunların Devlet hazinesini ‘aile hazinesi’ haline getirmelerine bir itirazınız oldu mu ?
Örtülü ya da örtüsüz ödeneklerle Türkiye içinde ‘paralel bir Türkiye’ yaratmalarına ses çıkardınız mı ?
Sadece ‘Devlet’ değil ama ‘Toplum’ olarak bir ‘Paralel Türkiye’den sözediyorum.
En büyük ‘bölücülük’ şampiyonunun arkasında ‘gelin birlik olalım’ diyorsunuz, değil mi ?
Yani siz ‘alçaklık ve namussuzlukta’ birleşelim mi diyorsunuz ?
Ya da sizin ‘onlar’dan bir farkınızın kalmadığını mı dillendiriyorsunuz ?
‘Ordu’sunun arkasındaymış.
Hangi ‘Ordu’ ?
ÖSO’nun kuyruğundakinden mi sözediyorsunuz ?
Yoksa Fetö’ye tutsak düşeninden mi ?
Sözü uzatmanın gereği yok, eğer Türkiye’de gerçekten bir ‘Cumhuriyet Ordusu’ olsa idi, Cumhuriyet bu duruma getirilmemiş olurdu.
Efendim ‘Siyaset-miyaset’.
Yahu zaten Türkiye ne çekiyorsa bu ‘siyaset’ ve ‘siyasetçi’lerden çekmiyor mu ?
[ Bu konuda, Siyaset ile Politika ayırımını içeren yazılarıma bakılabilir].
Şu andaki iktidarın ‘gayri meşru’ olmadığını ileri sürebilecek bir ‘siyasetçi’ var mı?
Hayır, tümü birden ‘gayri meşru’ değildir diyorlar, yani onlar için bu iktidar ‘meşru’ imiş.
Eh ondan sonra ne söylersen söyle.
İster ‘sigara yasağı’nın arkasında durursun istersen önünde…
Ben ‘gayri meşru’dur diyorum ama, elimden birşey gelmiyor diyorsan, ki, yarım ağız onu da dillendirenler var, sen de ‘düzenin adamısın’ demektir.
Yarın-birgün ben de ‘iktidar’ olur ve düzenin kılına dokunamam diyorsun demektir.
Örneğin, zaten sigara sağlığa zaralıdır, o nedenle ‘geçmiş dönem iktidarının’ yasak kararı öylece kalacaktır diyeceksindir.
Şimdi, bu söylenenler ışığında, sigaradan ‘silah’a geçebiliriz.
Efendim ABD ile ve Rusya ile ayrı ayrı ‘iki mutabakat belgesi’ imzaladık ve bunu ‘silah zoruyla’ yaptırdık palavrasına geliyoruz demektir.
Sen onu Makarios’un sakalına anlat.
Eğer Türkiye’de bir ‘Cumhuriyet Ordusu’ olsa idi, sekiz-on yıldır sürmekte olan ‘Suriye Sorunu’ diye bir sorunumuz olmayacaktı, bu bir.
Efendim dünyada dengeler değişiyor demeye kalkma, çünkü senin dünyadan haberin yok, bu da iki.
Eğer Türkiye’de ‘Cumhuriyet Düşmanı’ bir iktidar olmasa idi, Suriye’ye ne Rusya gelecekti, ne ABD, ne Fransa, ne İngiltere ….
Aklı başında bir ‘iktidar’ ve yurtsever bir ‘Ordu’ olsa idi, ne YPG olacaktı, ne Vaypici ve ne de PKK.
Türkiye’den hiçbir Cumhuriyet yurttaşı Suriye’deki ‘iktidar değişikliği’ne burnunu sokmayacaktı.
Eğer Suriye’ye bir ‘emperyalist saldırı’ sözkonusu olursa, ki bu İŞID-Mişıd gibi ‘vekalet’le gelmiş olsa bile, Suriye Devleti ile ‘sıkı bir işbirliği’ ve gerekirse ‘askerî yardım’ yoluyla, bu saldırı püskürtülebilirdi.
Ama sen yaptın, sayın ve hain siyasetçi, ‘ben de buradan yararlanabilrim’ dedin, değil mi ?
Ve hatta ‘benim gizli ajandam için biçilmiş kaftan’ dedin mi demedin mi ?
Dahası, zaten ben bu ‘pis işler ‘için göreve getirildim, dedin mi demedin mi ?
Şimdi ‘mutabakat’ imzalamışmış da, Türkiye’nin gücünü tüm dünyaya göstermişmiş.
Sen onu Deli Petro’nun sakalına anlat.
Gelelim bu yazının sonucuna ; eğer Türkiye’de şu aşağılık siyasetçiler değil de yurtsever politikacılar olsa idi, hem de bölgedeki durum bu günkü ‘konum’una, ‘konjonktür’e diyelim, gelmiş olsa bile, « Hata yaptık, Suriye’den çekiliyoruz. Ancak Meşru Suriye yönetimine gerekirse askerî yardım olmak üzere, her türlü desteği vereceğiz » diyecekti.
Suriye’den ‘savaş kaçkını’ kim varsa, kulağından tutup Suriye’ye göndereceğiz, diyecekti.
YPG, PKK, Vaypici gibi kuvvetler ile Suriye Devleti nasıl anlaşırsa anlaşsın, ancak oradan Türkiye’ye herhangi bir tedhdit gelmeyeceğini Suriye temin edecektir diyecekti. (Adana Mutabakatı mı ne ?)
Ee tabi, simdi kuşbeyinli ne diyecektir ; « ben ne deyirem tamburam ne çalir ? »
Oysa aynı azerî sözünü ben onlar için kullanmak durumundayım.
Ben diyorum ki, sigara yasağı için sokaklara çıkıp, kendisi içmemiş olsa bile, salt yasağa karşı çıkmak için, püfür püfür sigara içmeyen bir toplumdan, önerilen ‘Suriye Politikası’ için destek beklemek eşyanın doğasına aykırı, bunu biliyorum.
Ve tam da bu nedenle, Türkiye’deki ‘siyasetçi’lerin gevezelikleri beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Ben Türkiye’nin ‘Politika üreteceği’ günlere hazırlanıyor, sigara içmediğim için pipomun dumanını Türkiye’me doğru üfürüyorum.