İşte bunun adına din tüccarlığı denir. Daha kötüsü ülkede bu sahtekara inanacak çok insan var.koş koş bak depremden koruyan Kum gelmiş. Vatandaşı tebrik ediyorum.. Potansiyel salak kitleyi görmüş paraya çeviriyor....
İleride öbür taraftan sırat köprüsü de boğaza kurduk buradan geçen doğrudan cennete gider derlerse şaşmayın.
O beyinlerini boş yere taşıyıp kullanmadıkları için, her türlü dolandırıcılık bunlara haktır. Zaten yaratıcının verdiği beyni kullansalar, hem onlar hem de biz, şu an ülke olarak yaşadığımız saçmalıklara maaruz kalmazdık. Nokta.
Bu TOKATÇILAR Hakkında ne kadar vurgun Yolsuzluk Hırsızlık Haberleri düştü ise Hepsine bir kulp bulup örtbas ettiler.ve ne kadar tokatçı varsa aklandı. YİMPAŞ *deniz feneri Kombassan jet fadıl vurgunu vsvs Cami soyguncuları.
Her Aptal Toplum ‘layık olduğu’ tokatçıyı üretir... Çiftlik Bank vurgununun arka planı: Siyasal islamcı siyasetin kitle tokatçılığı geleneği.
Özalların, Demirellerin, bugüne dek gelen sağcıların ihya ettiği pazar ekonomisinin keskin dişleri arasında kolay para hayalleri kuran ‘küçük insanların’ küçük paralarıyla kurulmuş birer vurgun şebekesiydi bunlar.
Sülün Osman’dan Banker Kastelli’ye, İhlas-Kombassan-Yimpaş-Jet Fadıl’dan , Kanal 7-Deniz Feneri’nden Çiftlik Bank’a… “Kitle tokatçılığı”nın Türkiye’de her daim Siyasal islamcı siyasetin argümanlarıyla bir gelenek gibi yaşadığı.
Çiftlik Bank’ın “dombili”sinin de zamanın ruhuna uygun Kudüslerle, Fatihalarla, vatan-millet edebiyatıyla kalabalıkları dolandırdığı , “Her siyasal-toplumsal sistem ‘layık olduğu’ tokatçıyı üretmektedir'' Ülkede aptaldan çok ne var ki
“Sülün Osman” lakaplı Sülün Osman. 50’li, 60’lı yıllarda Galata Kulesi’ni, İzmir Saat Kulesi’ni, şehir hatları vapurlarını ve elektrikli tramvay hatlarını satıp mahkemede “Kusura bakma hâkim bey, memlekette Galata Kulesi’ni satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu kuleyi satarım” diyen Sülün, “kendisinden saf olanın malına göz diken taşra kurnazlığını kendi silahlarıyla alt etmişti.” - “Memlekette Galata Kulesi’ni satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu kuleyi satarım” diyen Sülün Osman, bankerler vurgununun öncüsü Banker Kastelli ve tokatçı Kastelli’nin reklamını formasına dahi taşımış Fenerbahçe takımı…
Kâh dini, İslâmı, kâh vatan hasretini, kâh taşra paragözlüğünü gıdıklayarak, bir silsile halinde yaşadılar. Birer kara delik gibi yuttukları paralarla iktidara yürüyen siyasal hareketleri finanse ettiler; yeni sermaye sınıflarının doğuşuna katalizör oldular. Batana kadar itibar sahibi, battıktan sonra dolandırıcı idiler. Ama hep ‘battılar’ ve batışlarıyla, kendilerini doğuran sistemin çöküşünü üstlendiler.
Soldakiler akıllanmadıkça sağdakileri beslemekle mükelleftir.
Soldaki çok çalışıyor,hayatı her an risk altında, ~2350 TL kazanıyor.
Sağdaki günde 2 saat çalışıyor,lojmanı var,20-30 arapça tekerlemeyle jimnastik yaptırarak ~3300 Tl kazanıyor, masal da anlatırsa (vaiz)maaşı ~4900 TL'ye kadar çıkıyor. Nikah,mevlüt,sünnet gb. extraları da var.
Soldaki teknisyen,riskli bir işi var,~3900 TL kazanıyor.
Sağdaki müezzin, yedek imam. Çoğu zaman camiye bile uğramıyor, ayda 3200 TL kazanıyor. Nikah, mevlüt, sünnet, cenaze gb. extralara gidiyor, bazen hocayla kırışıyorlar. Soldaki aklını kullanmadığı sürece bu sürüp gidecek.
Soldakiler uzman çavuş, 7x24 her an ölümle burun buruna görev yapıyorlar. Sağdakiler imam, günde 2 saat arapça tekerlemeler eşliğinde jimnastik hareketleri yaptırarak geçiniyorlar. Ha bir de soldakilere "Şehadeti göze alamayan godoş anasının dizinin dibinden ayrılmasın" diyorlar.
Soldakiler akıllanmadıkça sağdakileri beslemekle mükelleftir.
Bu bin yıllardır, homosapiensin kaderidir.