'Eline mikrofon alan sanatçı oluyor'

Genel & Güncel Konular

'Eline mikrofon alan sanatçı oluyor'

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzr Ağu 23, 2020 14:42

Türk Sanat Müziği’nin güçlü sesi Hüner Coşkuner 30. sanat yılında yeni albümüyle müzik raflarındaki yerini aldı.
Resim
Yeni albümünüz ‘’Yeşilçam Klasikleri’’ hayırlı olsun. Kısaca albümden bahsedebilir misiniz? İlkokula giderken rahmetli ablamın bir pikabı vardı. Okuldan çıkar çıkmaz o pikaba koşardım. Ablamın 45’likleri vardı. O kırkbeşlikler benim her şeyimdi. Bir gün yapımcım bana böyle bir teklifle geldi ve ben bu teklifle hayatımın en büyük heyecanlarından birini yaşadım. ‘’Yeşilçam Klasikleri’’ albümü altı yüz eserin arasından seçilmiş, özel parçalar. Albüm aynı zamanda rahmetli Halil Karaduman’ın yaptığı son albüm olma özelliğini de taşıyor. Televizyonlardaki alaturka yarışmaları ve oradan çıkan gençleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Program sonrasında genellikle piyasada tutunamayıp silinip gidiyorlar. Bunun nedenleri neler olabilir?

Şimdiki gençlerin bir çizgileri, bir duruşları yok. Mesleki bir felsefeleri yok. Hal böyle olunca da televizyonlardaki yarışmalardan sonra silinip gidiyorlar piyasadan. Tabi ki başka bir çok sebep sayabiliriz ancak meselenin temelinde yatan gerçek bu. Bu iş ışık ister. Bilgi ve birikim ister. Eğitim ister. Ekranlarda bir iki ay vur patlasın çal oynasın programlarda görünüyorlar, ondan sonra yoklar. Yazık...

Genç solistlerin mevcut durumlarının dışında emektar sanatçıların hak ettikleri değeri ve saygıyı gördüklerine inanıyor musunuz?

Öldükten sonra evet ancak yaşarken maalesef hayır. Sanatçı yaşarken değer görmeli. Neşet Ertaş çok büyük bir sanatçıydı. O kelimenin içini yüzde yüz dolduran bir insandı. Geçmişimizle bugünümüz arasında bir köprüydü. Yaşarken değeri bilinmedi. Vefat ettiğinde tüm televizyonlar cenazesini canlı yayınla verince gençler onu tanıyabildi. Popülizmin sanatın önüne geçtiği, eline mikrofon alanın sanatçı olduğu bir ülke haline geldik.

Kariyeriniz boyunca mesleki hırslarınız ve ihtiraslarınız oldu mu hiç?

Sahnede ses ve fizik paralel gider. Ben kariyerim boyunca sahne sonrası hayatı yaşamadım. Hayatım boyunca gece kulübü nedir bilmedim. Sahnede çiçekler arasında yüzükler, bilezikler, pırlantalar hediye edildiğinde, çiçekleri alıp diğer hediyeleri geri gönderen bir insandım hep. Bunu herkes çok iyi bilir. Hayatım boyunca kimsenin kimliğine yaslanmadım. Zor yollarda, tek başıma, emin adımlarla ve kurallarımı muhafaza ederek yürüdüm. Kimsenin ekmeğinde gözüm olmadı. Çizgim ve duruşum beni ben yaptı. Sadece işimi layığıyla yapmaya gayret gösterdim. Bütün hırslarım da bu doğrultuda oldu. Buna rağmen en yakın dostum dediğim insanlar tarafından ekmeğimle oynandı. Ancak yine de kimseye kin gütmemişimdir. Bu benim yaradılışım. Çok hırpalandım ancak sabrım dolayısıyla Yüce Rabbim bana her seferinde daha büyük mükafatlarla geri döndü. Bizim alemde anlam veremediğim bir kıskançlık vardır. Kimse kimseyi çekemez. Diğerleri böyle değil. Popçuların hepsi birbirini tutuyor, koruyor kolluyor. Bizim Sanat Müziği’nde işler böyle yürümüyor maalesef. Hasetlik, fesatlık diz boyu. Herkes birbirinin ekmeğiyle oynama peşinde.

Şimdiye kadar hiç bir dizi ya da filmde yer almadınız. Bu bir tercih mi yoksa gelen teklifler mi sizi cezbetmedi?

Zamanında çok teklifler aldım ama birbirine benzeyen şeylerden oldum olası kaçınmışımdır. Bana bir dizi teklifi gelse çok uçuk kaçık rollerde oynamak isterim. Şimdi adını koyamıyorum ancak fakir aile kızı, zengin anne, sahneye çıkmış, hanım hanımcık ama klişe rollerde yer alamam. Polisiye bir dizide acar bir dedektif rolü gelse oturur ciddi ciddi düşünürüm.

Türkan Şoray yakın zamanda bir albüm çıkararak müzik piyasasına girecek. Başarılı olacağını düşünüyor musunuz?

Mevcut şartlarda ne olur ne olmaz bilemeyeceğim ancak, başarılı olmasını canı yürekten istiyorum. O sinemanın sultanı. En büyük hayranlarından biriyim. İnşallah yıllar sonra verdiği bu karar onu çok mutlu eder.

İlerde hayatınızı kaleme almak gibi bir düşünceniz var mı?

Elbette. Bu mesleğe girdiğimden bu güne nelerle karşı karşıya kaldım bir bilseniz. An gelecek her şeyi kaleme alacağım. Böyle bir düşüncem var ama tam olarak ne zaman bu işe kalkışırım orası biraz muamma.

Asla vazgeçemem dediğiniz şeyler var mı hayatınızda?

Ailemden vazgeçemem. 86 yaşındaki annemi günde en az beş kez ararım. Hayvanlardan vazgeçemem... Her gün sahile iner kargaları dahi beslerim. Üçüncüsü ise musikiden vazgeçemem.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

cron

x