İzin Vermeyeceğiz!!. / Zahide UÇAR

İzin Vermeyeceğiz!!. / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş May 28, 2014 11:44

İzin Vermeyeceğiz!!.

Hepimiz Aleviyiz!!.

80 öncesindeki gladyo harekete geçti. Hatırlayalım.

1980 Öncesinde yaşadığımız istihbarat cinayetleri sürecine yeniden giriyor gibiyiz. O dönemler Kahramanmaraş ve Çorum olaylarını yaşadık. Çorum’da tarlalar içinde ellerinden birbirine bağlanarak öldürülen insanların ağızlarından metrelerce sokulan çaputların çıkarıldığı iddia edildi. Böylece Alevi-Sünni kışkırtması yapıldı. Köylerde Alevi-Sünni bu şekilde cinayet işlemez. Hadi sağ-sol kışkırtmasıyla karşılıklı cinayetler işlendi diyelim. Tarlalarda köylüleri öldürüp ağzından metrelerce çaputu hiçbir köylü öldüreceği adamın ağzından tıkmaz. Bu tür cinayetler istihbarat işidir. Kışkırtmak, nefret ve kini kökleşdirmek için yapılır. Maraş olayları gene toplu aile cinayetleri şeklinde işlendi. Amaç Alevi ve Sünniler arasına kan ve nefret sokarak ayrıştırmayı derinleştirmekti.

O dönem bu olayları tetikleyen kişinin Murat bir arabayla gezen bir MİT elemanı olduğu söylenmişti. Aynı kişinin sağ-sol olaylarında da provokatörlük yaptığı söylendi.

Menderes hükümeti Jandarma Komutanlığı hariç Türk Ordusunun tamamını NATO’nun emrine vermiştir. Ege Ordu Komutanlığı sonra kurulduğu için NATO dışında kalmıştı. O nedenle de hep hedef oldu. NATO demek Amerika demektir. Amerika demek CİA içimizde demektir. Nihayetinde Özel Kuvvetler İçine çöreklenen CİA Türkiye’de 1980 öncesi yıllarda istediği gibi operasyonlar yaptı. CİA’nın MOSSAD ve M16 ile ortak çalıştığını düşünürsek, 1980 öncesi olaylarının içinde bizzat CİA, M16, MOSSAD vardır. Ah, bize darbe yapıldı diyen ikiyüzlü siyasiler bu duruma göz yummuştur. Türk gençliğini birbirine kırdırmışlardır.

Aleviler neden hedefte?

İçlerine ajanlarını dede diye soktular olmadı. Azınlık sınıfına sokmak istediler, Aleviler “biz asli unsuruz” diyerek kabul etmedi.

Aleviler öz be öz Türk’tür. Türkmen’dir. Türkiye’nin aydınlık yüzüdür. Alevilere Yezit ve Emevi anlayışı sirayet etmediği için, yozlaşmamışlardır. Türk Milleti’ne ait kadim gelenekleri, saz-söz ustalığını Aleviler devam ettirmektedir. Kadın erkek ayrımı yoktur. Okuma oranı yüksektir. Cemevlerinde Hz. Ali ve Atatürk resmi vardır. Yezit ve emperyalist işbirliğinin Alevi düşmanlığı paydasında birleşmesine bu bile yeter. Bu yüzden hedef haline gelmişlerdir.

Emperyalizm güdemediğini yok eder!!.

12 Eylül öncesi Alevi-Sünni çatışması başlatmayı başaramadılar. Sivas’ta diri diri yaktılar. Gene başaramadılar. AB dayatmaları ile Alevi yurttaşlarımızı azınlık statüsüne sokmaya kalktılar. Aleviler kabul etmedi. Fetullah Gülen, İzzettin Doğan bir araya getirilip Alevi yurttaşlarımıza bir operasyon yapmaya kalktılar, kabul görmedi. Büyük tepkiyle karşılaştılar.

Gezi olaylarıyla başlayan süreçte adeta bir sürek avı başlatıldı. Polis kurşunu, sopası, dayağı ile ölen bütün vatandaşlarımızın Alevi oluşu bir tesadüf mü? O direniş olaylarında her görüş ve mezhepten insan olmasına rağmen hep Alevi vatandaşlarımızın öldürülmüş olması “kurşun adrese” mi gitti sorusunu sormamıza neden oldu. Çünkü biz bu filmi 1980 öncesinde seyrettik. Sağ-sol olaylarının içinde gladyo vardı. Tahrikçiler vardı. Kirli silahları gençlerin eline tutuşturanlar vardı. Gençleri silahlı eyleme yönlendiren gazeteci kılıklı istihbarat elemanları vardı. Siyaset cambazları vardı.

Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Özel Kuvvetler temizlenerek millileştirildi. Gladyo bu sefer de polis içine çöreklendi. Türk Ordusundan intikam alındı. Ergenekon tertibinde şemanın en üstüne Kıvrıkoğlu ismi bu yüzden kondu ama Kıvrıkoğlu’nu alamadılar. Tıpkı Saldıray Berk’i alamadıkları gibi…

Teslim olmayan Türk askerini almak yürek ister…

Özel Kuvvetlere bu yüzden girildi. Ordunun mahremiyetini, yani namusunu teslim edenler de içeri girmekten kurtulamadı.

Asıl konuya gelirsek;

Uğur Kurt Okmeydanı Cemevi’nde bir cenazeye katıldığı sırada başından vurularak hayatını kaybetti.

Olayın tanıklarından Yusuf Gülen; zırhlı araçtan inen ve üzerinde kareli gömlek bulunan polisin direkt Cemevi’ne doğru ateş ettiğini savundu. Gülen yaşananları şöyle anlattı:

“Sol kapıdan çıkan bir polis yanan araçla ilgilenirken aracın sağ tarafındaki kapısından başka bir polis çıktı. Bu kareli gömlekli polis direkt dört el Cemevi’ne doğru ateş etti. Sonra silahı kaldırarak havaya ateş etti. Yaşanan olayı 20′ye yakın vatandaş gördü ama ne savcı ne de polis bu kadar görgü tanığından birini bile dinleme zahmetinde bulunmadı. Hiçbirimizin ifadesine başvurmadılar. Bu da ayrı bir komedi. Savcı neden görgü tanıklarını dinlemediğini anlamıyoruz.”

Bu polislerin bağlantıları mutlaka araştırılmalıdır. Soruşturmayı yapan Savcılar da araştırmalıdır. Çünkü tanıkların anlattıkları durum 12 Eylül 1980 öncesi olaylara çok benziyor.

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahatin Özel, İstanbul Okmeydanı’nda polis kurşunuyla yaşamını yitiren Uğur Kurt’un öldüğü gün, yüzü maskeli molotof atan grubun MİT’ten olduğu yönünde duyum aldıkların söyledi. Son dönemde Alevi toplumun hedef seçildiğini vurgulayan Özel, gizli bir elin devreye girdiğini vurguladı.

DHKP-C gene devrede. Bütün eylemlerin içine sızdırılan, tepkileri provoke eden DHKP-C kim tarafından kullanılıyor? MİT’nın bir kesimi tarafından mı? Polis içinde çöreklenen gladyo tarafından mı? AKP istihbaratı tarafından mı? Yoksa üçünün ortak terör örgütü mü?

MİT yasasıyla faili meçhul dönemi başlıyor diyenler haklı çıkacak gibi. 12 Eylül öncesinde Özel Kuvvetler içine çöken CİA merkezli gladyo operasyon yapıyordu. İşlerine gelmeyen Türk vatandaşları sağ-sol ayağına getirilerek faili meçhule yazılmıştı. Şimdi de Polis ve MİT içine sızan yabancı istihbarat elemanları ve yerli ortakları ülkeyi 80 öncesi karanlık günlere sürükleyecek öyle mi? Polis terörünü meşru kılmak, halkın tepkisini terörle özdeşleştirmek için de DHKP-C gibi taşeron terör örgütlerini kullanacaklar öyle mi?

“O yüzden meydanlara çıkanları uyarıyoruz. Oyuna gelmeyin, bir genç kıyımına daha ülkenin tahammülü yoktur” diyoruz. 12 Eylül 2013 tarihli “Gençlerimize Sesleniyorum” başlıklı yazımı lütfen tekrar tekrar okuyun.


http://www.zahideucar.com/index.php?option=com_content&view=article&id=238%3Agenclerimize-sesleniyorum&catid=1%3Ayeni-makaleler&Itemid=5

O günlerde yaşadığımız, anlatılan pek çok olayı zaman zaman yazacağım ki, yeniden aynı tuzağa düşmeyelim.

Çıktığınız meydanlarda DHKP-C ve benzer örgütleri gördüğünüz an, yüzü poşulu insanları gördüğünüz an o alanları terk edin.

Tıpkı 80 öncesinde olduğu gibi siyasi kimliği ile suça azmettirenler var. Mehmet Metiner denen karanlık AKP vekili;

“Cemevleri terör yuvasıdır” demişti. Vekil Cemevi’ni terör yuvası olarak hedef gösterirse, Erdoğan’ın “benin polisim” dediği polisi de o Cemevi’ne ateş eder, bomba atar. Erdoğan’da Cemevi için “cümbüş evi” demişti. Hatta Karacaahmet Cemevi’ni hedef haline getirmişti.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini Yugoslavya gibi karpuz dilimlerine ayırmak isteyen küresel şirketler, sadece etnik boğazlaşma planlamıyor. Aynı zamanda mezhep boğazlaşması da planlıyor.

Erdoğan kendisi ve partisine tepki koyan herkesi “radikal gruplar” diyerek hedef haline getiriyor, polis şiddetine çanak tutuyor. Erdoğan için PKK, El Kaide, Nusra, Hizbullah terör örgütü değil. Peki Erdoğan için terör örgütü kim ya da kimler?

Kendisine muhalif olan herkes tabii ki… Yani AKPKK hariç, ülkenin bütün vatandaşları teröristir. Bu nedenle de her an bir faili meçhule kurban gidebilirler.

Unutmayın ve hatırlayın!!. Bunların yandaş medyası bütün muhalefeti “Ergenekoncu” ilan etmişti.

Küresel eşkıya ve içerideki kuyrukları gene iç düşman yarattı. İç düşman olunca, iç savaş kaçınılmaz olur.

Yalnız unuttukları bir şey var. Türk halkı 80 öncesindeki Türk halkı değildir. Alevi kardeşlerimiz bu ülkenin temelidir. Asli unsurudur. Sünni bir ailenin çocuğu olarak diyorum ki;

“Hepimiz Aleviyiz”. Yezit’e, küresel şirketlerin taşeronlarına karşı Alevi kardeşlerimizin yanındayız. Ve siz Yezitlerin karşısındayız.

KORKMUYORUZ!!.

Karanlığa karşı aydınlığın yanında savaşacağız!!.

YETER ARTIK!!.

Herkes haddini bilecek!!.


Zahide UÇAR, 28 Mayıs 2014
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x