Kara Kuvvetlerimiz 2125, Jandarmamız 177 Yaşında... / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Kara Kuvvetlerimiz 2125, Jandarmamız 177 Yaşında... / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Balasagun » Çrş Haz 15, 2016 20:08

Kara Kuvvetlerimiz 2125, Jandarmamız 177 Yaşında...


Resim
14 Haziran 1839 Jandarma’nın kuruluş yıldönümüdür. Ancak iki bin yıl öncesinde birleşik ordular kurduğumuz 14 Temmuz MÖ.109 diye bir tarih daha vardır. Mete Oğuz’un (MHTI OKHUS) başına getirildiği Anadolu Birleşik Ordularının kuruluşundan söz ediyorum.

Resmi kaynaklarda Kara Kuvvetlerinin ilk kuruluş tarihi MÖ.209 olarak geçiyor. MÖ 209’dan söz etmek 100 yıl hatalı da olsa önemlidir. Ordu kurma geleneğimizin nerelere dayandığını bize söyler. MÖ 1. yy’da Sezar döneminde Roma saldırılarını göğüslemek için toplanan birleşik Aziz ordudan söz ediyoruz.

Tarih düzeltmesine devam edelim. Çünkü o tarihte yaşananlar birleşik ordunun kuruluş amacını da bize söylüyor. Çünkü Roma saldırılarından özellikle tıbbın ve gökbiliminin korunması da vatan savunması kadar önemliydi. Böyle bir Aziz ordudan söz edeceğiz. MÖ 209 değil, 109’da kuruldu, günü ise,14 Haziran değil 14 Temmuz’dur. Saati bile bellidir; 17.53.

O gün Rizeli Milet Kralı Mohti Oğuz (Başoğuzlu Laz Mete), resmi adıyla VI.Mitridate 19 yaşındayken 8 büyük ordunun başına başkomutan edildi, Eubadore (Dor Babası, Hubyar) oldu. Taç giyme töreni Nemrut (Na-murdi; ölümsüz) dağında yapıldı. O gün gökyüzünde çok büyük bir şölen vardı; Jupiter 25 bin yıl sonra ilk defa Mars ile Merkür’ün yanına geldi, gökyüzünde aslan burcu oluştu, Jupiter’e büyük kralın adı Hubyar/Jubidor adı verildi.

Bu gökbilim şölenini resmeden aslanlı kaya rölyef halen Kahta’da duruyor. “Allah’ın aslanı” olmak nedir, buradan bir yorum çıkartmak mümkündür. Oğuz töresinde hem bilimi hem vatanı korumak kavramı buralara kadar gider.

Nemrut tepesinde gördüğümüz oyma baş heykeller o gün o şölende bulunanlardan baş güreşçi Ereğlili Herkül bile oradadır; kralın elinden kupasını alırken çıplak resmedilmiştir. Bu heykeller daha sonra Eubadore VI.Mitri Date (Mete Oğuz) soyundan torunu kral Mitri Dates tarafından yaptırılmış, ancak MS.70’de Romalı Neron’un komutanı Korbula’nın yangınlarına maruz kalmıştır.

Mete Oğuz’un büyük kızı Bedria ile evlendirdiği 8 komutanından biri olan Ermeni ve Azeri ordularının başındaki kral Dikran tarafından Silvan’da tıpla ilgilenen bilim adamlarına (bugün İsa zannettikleri, başının arkasında güneşle resmedilen Apollonius’lar) sığınak olarak yaptırılan 300 bin kişilik antik Dikran Kerti’ni yakıp yıkan da Romalı Korbula’dır. Romalı tarihçiler Dikran’nın bu şehri Romalı esirlerle yaptırdığını yazıyor. Dikran soyundan gelen krallar Oğuzlu olduklarını unutmamışlar ve MS.415’de Hıristiyan olduktan sonra da Anadolu birleşik ordular içerisinde yer almışlar, bu yüzden Katolik Haçlıların da boy hedefi olmuşlardır. Ermenilerin tarihten gelen böyle bir refleksleri olduğunu bilen batılılar onların içerisine yerleştirdikleri Yahudi asıllı (Pakratuniler) tüccar krallar sayesinde Gregoryan Ermenileri savaştan savaşa sürmüş, cezalandırmıştır.

Bazı kaynaklarda Dikrankerti için antik Urfa adı veriliyor, bu hatayı da düzeltelim.

Dönelim Birleşik Oğuz Ordularının kuruluş amacına; Anadolu’da borç köleliği sistemi kuran Romalı Yahudi Bankerlere ve onların hamisi Roma Sezar’ın üstümüze saldığı Sulla, Lukullus ve Pompeius’lara karşı, bilimi, namusumuzu ve vatanımızı savunmak amacıyla kurulmuştu.

Mete Oğuz, kurduğu Birleşik Orduyla Roma’ya 48 yıl direndi. MÖ.88’de Efes’te Spartaküs isyanlarını başlattı, Yahudi Bankerleri Anadolu’dan kovdu. Bu orduya Birleşik Hitit Ordusu da denildi. İnanışı Mitra (Bedir, Hilal, Ay, Hay) olan Oğuzlu kralları burada etnik ayrıma bakmadan “vatan” demek olan Sarı Hilal sembolünde birleştiler, dirliği düzeni sağladılar, borç köleliğinde çocuklarını korsan teknelerinde kürek çekici olmaktan kurtardılar.

Jandarma demek, ülkede dirlik düzen demek, vatanı ve bilim evlerini korumak demektir. Jandarma kokartındaki sembollere bakınız; lacivert – kırmızı yarı yarıyadır. Lacivert gök bilimidir, kırmızı ise Güneş’tir. Etrafında çiçekli sarıdan Hilal, dış çerçevesinde yeşil zemin, yani buğday var. Buğday, tok yaşanan vatan demektir.

Ayrıca belirtmeliyim; “lacivert”in antik İran’dan beri anlamı Türk Mavisi’dir. Türk mavisi renginin aslında lacivert olduğu bilinmeyince Vikipedi gibi birçok kaynakta Jandarma kokartını lacivert-kırmızı yerine mavi-kırmızı olarak görebiliyoruz. Bunlar da düzeltilmelidir.

Ve bugün; 14 Haziran Jandarmanın 177.Kuruluş yıldönümü. Dış düşmanlarımızın maşası bölücü PKK terörüne karşı en çok şehit ve yaralı verdiğimiz yerde ön cephede vuruşan oğullarımız jandarmadır. Bu arada, Jandarmamızı az daha sahil güvenliğine hapsedecek olan birileri son anda direkten döndüler, bunu da unutmayalım.

GATA’da uzuv kaybetmiş hasta yatan gazilerimizin çoğu jandarmadır.

Onlar için bir şey yapmak istedim. Onları ziyaret edebilirdim. Elim boş gidemezdim, okulda çocuğu olanlara DVD Eğitim Seti vermek aklıma geldi. Yirmi tane kadar çoğaltılmış hazır vardı. Kalktım GATA’ya gittim. Yolu hesaplayamadım, ziyaret saatini kaçırdım. Yine de bir çare vardı. Nöbetçi Komutanlığa ulaşıp Jandarmanın 177.yılını kutlayabilir, DVD’leri onun eliyle yaralılara gönderebilirdim. Niyetim bu olunca kapılar bana açıldı, ordan oraya birkaç bina dolaştıktan sonra nöbetçi komutana ulaştım ve GATA’nın Kurmay Albay komutanıyla görüşmem sağlandı. Çok sevindim, daha ne isteyebilirdim.

Ön cephede zaferler kazanıyoruz, ancak arka cephede çocuklarımızı kaybediyoruz; yeni neslin eğitimini düşmana teslim ettik. Çocuklarımız beyinlerine indirilen sessiz mayınlarla teslim alınıyor. Çoğumuz henüz farkında değil.

DVD eğitim setini doğru insanlara ulaştırdığımı düşündüm, heyecanlandım.

GATA Kurmay Komutanına kendilerini kutlamak üzere geldiğimi, günün anısına yaralı gazilerimizin çocuklarına elimdeki eğitim setlerini vermek istediğimi açıkladım. Bu dileğimi memnunlukla karşıladı. DVD’leri aldı, inceledikten sonra onlara vereceğini söyledi. Önce incelemek istemesi çok normal, çünkü içinde gazilere moral bozucu bir şey olup olmadığını kontrol etmeleri gerekir.

GATA’dan heyecanımı büyüterek ayrıldım.

Eğitim DVD’lerini dağıtmaya devam ediyorum. Perşembe günkü köşesinde Yeniçağ Gazetesinin değerli yazarı Mevlüt Uluğtekin Yılmaz bu çabamı ve Okulda Zihin Terörü adlı son kitabımı konu edeceğini söyledi, sağ olsun.

Sevgili Jandarma, Cenderme evlatlarım. Siz, Hubyar Sultan Mete Oğuz’un 2125 yıllık aslanlarısınız.

177. Kuruluş Yılında bugün birliğimizi bölmek isteyen PKK terörüyle savaşırken gösterdiğiniz cesaret her türlü takdirin üstündedir.

Kırmızı Lacivert kokartınızdaki gibi, vatanı ve bilimi koruyan ışığınız her daim parlak olsun!

Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 15 Haziran 2016
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x