Katil Cem Garipoğlu yakalandı

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen Ram » Prş Eyl 17, 2009 1:37

Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu İstanbul'da yakalandı.

İstanbul Etiler'de öldürülerek çöp konteynırına atılan Münevver Karabulut'un katil zanlısı olarak 197 gündür aranan Cem Garipoğlu, İstanbul Bahçelievler'de, avukatları ve ailesi tarafından polise teslim edildi.

Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürülen Garipoğlu'nun sorgusunun bu gece yapılması bekleniyor.

İstanbul Valisi Muammer Güler, Karabulut ailesine verdikleri sözü tuttuğunu açıkladı.

Geçen hafta Cem Gaipoğlu'nu bir hafta içinde yakalayacaklarını ve Garipoğlu'nun mali kaynaklarını kestiklerini açıklayan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ise "Kendi çocuğumuzun katilini arar gibi aradık ve bulduk" dedi.
Kaynak
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen bezgin » Prş Eyl 17, 2009 1:41

Hüseyin Üzmez'e verilen ceza ve katilin yakalanmasi ne güzel kurgulandilar.

Bu halk bunu yiyorsa, pes.
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen Ram » Prş Eyl 17, 2009 1:45

Bir de eşkıya-câni örgütünün istemediği ve üst düzey yönetici olarak adlandırılacak bir eşkıyayı da allayıp-pullayıp yakaladık derlerse bu iş tamam. Abeceye yeni yeni harfler de eklerler, Kürtçeyi resmî dil de ilân ederler; artık memlekette adalet var ya, memlekette düzen var ya, yaparlar, hiç acımazlar.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen bezgin » Prş Eyl 17, 2009 1:54

Evet, örgüt ici hesaplasma niyetine bebek katilinin sözünden cikan birilerini paketlemeleri sasirtici olmazdi.

Bati'nin arayip da bulamadigi tabloid, sabun köpügü, "arkasi yarin" hükümet.

Cumhuriyet tarihindeki en cakma, en yandan yemis iktidar herhalde budur. Bundan daha rezil durumlara düsebilecegini düsünmek bile istemiyorum.
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen yeniden-1919 » Prş Eyl 17, 2009 3:59

Bunda meydanı 3 kuruşluk insanlara bırakan "Aydın"ların da suçu var.
Eflatun'un dediği gibi:"siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır!"
tabi buna "Memleketi biz mi kurtaracağız ,Asker var ,bu ülkeye hiç bir şey olmaz" diyen kişileri de eklemek gerekir malesef...
Kullanıcı küçük betizi
yeniden-1919
Üye
Üye
 
İletiler: 16
Kayıt: Çrş Ağu 05, 2009 21:01

Re: Katil Cem Garipoğlu yakalandı

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eyl 22, 2009 14:09

Diyacahsan niya 16 Eylül'de teslim oldu!

Beyninde nöron bağlantıları ters döşenmiş, ‘imâlat hatası’ köşeciler, yımırtaya can veren Allah tarafından bu enayi bağlantıları bulup çıkartmak için yaratılmıştır.

Mübalağa etmeyelim hanımlar beyler! Habbeyi kubbe yapmayalım.

Nihayetinde genç bir elikanlı pardon delikanlı, sevgilisini cep telefonuna gelen mesajlardan kıskanmış. Üstelik mesajları atan da bir teğmen. Körolası, yokolası TSK’nın bir mensubu.

Gencecik delikanlı, kıskançlık neticesi elini kana bulamış. Eh haliyle cesedi ortadan kaldırması gerekmiş. Çocuk (!) aklı işte, “Bavula tıkıştırır çöpe atarım” diye düşünmüş.

Bavula sığdıramayınca da çarşıya gidip testere almış. Eve dönüp sevgilisinin kafasını kesmiş. Kimbilir ne streslere girdi yavrucak o bavulu, o gitar kutusunu falan bulmak için.

Yavrım, inşallah belini falan sakatlamamıştır o bavulu taşıyacağım, kaldırıp çöp konteynerına atacağım diye.

Çocuktur (!) korkmuş, travma yaşamış haliyle. Kaçmış. 197 gün aç, susuz, evinden, ailesinden uzak, kolay mı? Traş olacak jileti bile bulama sen, Ned Kelly gibi sakal koyver...Maşallah nasıl da gür çıkmış o sakallar gencecik yaşta. Bizim oğlan çatladı hasedinden. 17’sindeyken bıyığının üstünde sarı şeftali tüyleri yeni zuhur etmişti.

Sonunda kaçmaktan yorgun ve pişman delikanlı, sucuk-ekmeğini yiyip polise teslim olmuş.

Neyse ki, tarikat evlerinde yetişmiş, itaatkâr müritten polis abileri ‘kader kurbanı’ hallerini anladılar da, travma geçirmiş yavrucağa Ergenekon şüphelisi yazar-çizer gibi kelepçe vurmadılar.

Bakınız gözaltındayken polis abileri cinayet anını sormuşlar da, yavrucak sinir krizleri geçirmiş. “Ne olur bu konuda soru sormayın bana artık” demiş. Onlar da anlayışlı davranıp cinayet anını sormamışlar bir daha. Aferim!

Zaten avukatı da İstanbul Emniyeti’nin şefkat pıtırcığı olduğunu bildiğinden, savcıya değil polise teslim etti delikanlıyı.

Gözaltı oldu mu böyle olacak. Çocuk Ergenekon şüphelisi mi ki 24 saat uyutmadan, oturtmadan sorguya çekesin!

Ergenekon şüphelisi canavar ruhlu (!) adamlar dayanmışlardı. 70 yaşında adamlar 24 saat uyutulmadan, hatta oturtulmadan ifade vermeye zorlanmıştı ama, onların derisi kalındır, dayanırlar. Cem evladım, zayıf nahif bir oğlan çocuğu.

Bakınız, delikanlı hakikaten travmayı atlatabilmiş değil. Savcıya ifade verirken de zorlanmış, titremeler geçirmiş. Savcılar da -sağolsunlar- anlayışlı davranmışlar. Adliye’de 8 saat kalmış ama sadece 4 saat ifade vermiş.

Genç çocuk, yazık kilo da vermiş kaçarken koşarken, uzun saatler sorgulanmaya dayanamaz haliyle.

İstanbul Emniyeti ne kadar ‘Mutluyuz, gururluyuz’ dese hakkıdır.

Henüz cevabı bilinmedik milyon soru var ama, teslim old...pardon yakalandı (!) ya, önemli olan budur.

Bazen.en komplike olayların basit, enayice bir açıklaması olabilir Türkiye’de.

Bencileyin beyninde nöron bağlantıları ters döşenmiş, ‘imâlat hatası’ köşeciler, yımırtaya can veren Allah tarafından bu enayi bağlantıları bulup çıkartmak için yaratılmışızdır.

Şimdi sadece “Neden 16 Eylül’de teslim oldu?” sorusuna spekülatif bir cevap veriyorum.

Valiliğin ve Emniyet’in, “Cem Garipoğlu’nu yakalamak için özel tim kuruldu / görevlendirildi” açıklamaları 21 Haziran 2009 tarihli haber. Yani, bu tim 20 Haziran tarihinde veya önce kuruldu. Elemanlar pekâla İstanbul dışından da görevlendirilmiş olabilir.

Garipoğlu’nun teslim olma tarihi 16 Eylül’den 90 gün geri sayarsanız, 18 Haziran 2009 tarihi bulunur.

Garipoğlu için ’15 Mart’ta Antakya üzerinden Suriye’ye gitti. Suriye istihbaratı (El Muhaberat) kaldığı oteli biliyor’ haberi de hatırlansın bir zahmet. Hatta, Garipoğlu’nu yakalamak için Rusya’ya, Ermenistan’a özel tim görevlileri gönderildiği haberi de hatırlansın.

Özel tim görevlileri, elikanlı pardon delikanlının Suriye’ye gittiği haberini alır almaz 15 Mart’ta Suriye’ye gitmiş olsalar 16 Eylül’e kadar geçen gün sayısı 185. Fakat devletin çarkı ağır işler. Bunun Olur Belgesi var, Bakan Onayı var, resmi pasaport çıkartması var, harcırah tahakkuku var, şu var bu var. Garipoğlu’nun gidişinden 5 gün sonra, 20 Mart’ta gitmiş olsalar, 16 Eylül’de teslim olmasına kadar aradan geçen gün sayısı 180.

Diyacahsın niya tahtı bu karı 90 gün 180 gün diya?

Habertürk’ün ileri sürdüğü gibi Suriye’den getirildiyse, Beşar Esad’la aynı uçağa bindirilmiş de olabilir. Esad’ın Türkiye’ye geliş tarihi de 16 Eylül.

Şinci ey Aziz and Azize okur! Bu otistik gibi görünen 90-180 gün hesabına şunun için taktım:

6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 42. maddesinin (a) bendi der ki; “Yurtiçinde aynı yerde, aynı iş için ve aynı şahsa 180 günden fazla gündelik verilemez. İlk 90 gün için tam, takip eden 90 gün için 2/3 oranında ödenir.”

b) Yurtdışında ilk 180 gün tam ve müteakip günler için 2/3 oranında gündelik ödenir.

“Neden şimdi teslim oldu?” sorusuna spekülatif cevabım budur işte:

Sırf özel tim görevlilerinin peşin aldığı yurtiçi ve yurtdışı görev harcırahını hak etmiş olmaları için, görevin süresi yurtiçinde 90, yurtdışında 180 güne uzatılmış olabilir.

Emniyet Müdürü de “Çember daralıyor” beyanlarıyla hem katilin yerini bildiklerini ima etti, hem de bir ‘süre’ beklemeleri gerektiğini.

Şinci yine diyacahsın niya beklendi 3-5 kuruş harcırah parası için? Diyacahsın olur mu, devlette bu kadar keyfî davranılır mı?

Ben de sana diyacağam ki; bu senin müslüman sandığın, Allah’a tapındığını sandığın tarikatlar esasen paraya tapınırlar. Yedi yıldır alınan kararların da yüzde 99’u rasyonel değil ‘keyfî’dir.

Hem öyle bir tapınırlar ki paraya, gölge başbakan Diyanet İşleri Başkanı çıkar; “Cemaate paranın nereden geldiği önemli değildir. Müsterih olsunlar. Uyuşturucu parasıyla inşa edilen camide ibadet caizdir, mübahtır” der.

Hoşgörü (!) dini islamın aydınlığında (!) ‘suç’ kavramının hızla ‘günah’la yer değiştirdiği demlerde ben de inceden sıyırmış, Harcırah Kanunu’na takmış zırvalıyor olabilirim netekim!

Fekat nihayetinde insanım. Başvekil, emniyet müdürü, diyanet adamı kadar olmasa da zırvalama, spekülasyon yapma hakkımı kullanıyorum. “Peşin ödenen harcırahların yasal süresini doldurmak için beklenmiş olabilir”, “Keyfilikte bu kadar ileri gidilmiş bile olabilir” diyorum. Fikri beğenmediysen at çukura, dök kireci...

Şu sakallı bebeğin psikolojisi irdelenirken bir de şunlar sorulsa:

Hiç kurban kesti mi? Kestiyse, keserken neler hissetti?

Kurban kesilirken seyretti mi? Seyrettiyse, neler hissetti?

Bu cinayetten sağ salim paçayı sıyırıp kendisini polis abilerinin şefkatli kollarında bulduğu için kurban adağı yaptı mı?

Önümüzdeki Bayram’da kurban kesmeyi düşünüyor mu?

Düşünüyorsa ne kesecek? Deve, dana, koç, kadın?

Cinayetten sonra kendisini dine, imana verdi mi? Kaldığı evde iftarda maklûbe yeniliyor muydu?

Zırvalıyorsam “Niya?” diya sorma Aziz and Azize okur! Say ki Ertuğrul Özkök’ün “Kâbe’de bir arkadaşa bakıp çıkacaktım umresi”nde sorduğu enayi Beyaz Türk sorularından soruyorum.

Psikolojim medyatik cinayet reytinglerine armağan olsun!

Diyacahsan niya?

İşte eele!


Kıymet Nadir BİNDEBİR - 18 Eylül 2009, HABERCEK
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!


Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x