Kemalizm ile nereye kadar?

Kemalizm ile nereye kadar?

İletigönderen Efe » Cum Oca 04, 2008 23:02

Hürriyet'in iki yazarı 'Kemalizm ve Batı meselesi'ni tartışmaya açmış. Biri, 'Batı, Kemalizm'in kökünü kazımaya kararlı' diyor; diğeri, 'AB ile Kemalizm'in değerlerinin örtüştüğü'nü iddia ediyor.

Kimse Kemalizm'i tasfiye edecek gizli güçler ve komplolar aramasın. Homojen bir ulus, tepeden inmeci-otoriteryen bir siyaset ve dünyaya kapalı bir ekonomi tasarlayan Kemalizm'i, piyasa ekonomisi, demokrasi ve küreselleşme tasfiye edecektir ve de etmektedir. Yani sorun Batı değil, bu süreçlerin harekete geçirdiği ve dönüştürdüğü iç dinamikler ve aktörlerdir. Kemalizm tarihin, yani hayatın akışına yenik düşmüştür. Aslında neo-Kemalistler de bunu bildiklerinden küreselleşmenin, piyasa ekonomisinin ve demokrasinin amansız muhalifleri oldular.

Kemalistler öfkeli, çünkü devlet aracılığıyla toplum üzerindeki denetim gücünü ve araçlarını kaybettiler. Geri dönülmez bir süreç bu. Bir gün hasbelkader 'iktidar'ı ele geçirdiklerinde bile bu iktidarla toplumu 'tanzim etme' imkânları yok. Toplum, devletin denetiminden, yani devlete hakim olan ideolojinin kontrolünden ilelebet çıktı. Devlet, piyasaya hükmedemeyince siyasete de topluma da hükmedemez. Özellikle bir iktisatçının Kemalizm için en büyük tehlikenin Batı değil, piyasa ekonomisi olduğunu bilmesi beklenir. Piyasa ekonomisi, farklılıkları üretiyor, tahkim ediyor; farklı olmanın ekonomik altyapısını oluşturuyor. Devlet kapısı dışında bir kazancın mümkün olduğunu gösteren pazar ekonomisi 'yurttaşları' özgürleştiriyor, devletin denetiminden çıkarıyor. Hani, çalışmaya başlayan, kendi ayakları üzerinde durabilen kadınların erkek egemenliğine isyan etmeye başladığını söylüyoruz ya modernist bir övünçle, bu da böyle bir şey... Piyasa ekonomisi ile devlete muhtaç olmadan yaşayabildiğini gören halk, özgürleşiyor. Başkaldırıyor 'devlet baba'ya ve onun ideolojisine. Devlet memurları ideolojisi olan Kemalizm, pazar ekonomisinin içine sığmıyor, sığmaz.

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kemalizm'i 'herkesin benimsemesi gereken bir devlet ideolojisi' olarak nitelemişti. Pazar ekonomisinin genel geçer kural olduğu, açık toplum fikrinin geliştiği, etnik veya dinsel kimliklerin yeniden keşfedildiği bir toplumda 'devlet ideolojisi' olabilir mi, 'tek tip' vatandaş yetiştirilebilir mi? İdeolojik, bireysel, dinsel, etnik farklılıkların (çoğullukların) ekonomik ve siyasal kurumlarıyla pekiştiği bir ülkede tek bir ideolojiye mutlak itaat nasıl beklenir? Türkiye, bu gelişmişlik düzeyi ile nasıl 'parti devleti' olarak tasarlanabilir? Bunlar artık mümkün değil... Kemalizm bugünkü dünyanın ruhuna aykırıdır; piyasa ekonomisi, demokrasi ve çoğulculuk ortamında hayat bulamaz...

Kemalizm, dünyadan kopuk bir Türkiye'nin ideolojisi olabilir. Bugün özel sektöre dayalı olarak büyüyen, hem de rekor % 7'lerle büyüyen, yılda 20 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı çeken, ihracatı 100 milyarı aşarken bunun neredeyse tümünü özel sektörle gerçekleştiren bir Türkiye'nin 'ideolojisi' olabilir mi, ki bu ideoloji Kemalizm bile olsa? Türkiye, ideolojilerin deli gömleklerine sığmayacak kadar dinamik, çoğul, zengin ve özgür artık. Türkiye'nin dünyadan kopmasını istemeyenler Kemalizm'in aşılması gerektiğini ve de aşıldığını görüyorlar. Kemalizm, dünyayı korkutuyor olabilir. Kendi halkına, komşularına, dünyaya meydan okuyan, maceraperest ve otoriteryen 'çağdaş' neo-Kemalist hareketler gerçekten korku salıyor etrafa... Bir sebebi olmalı bu korkunun. Günümüzde neo-Kemalizm kılığında karşımıza çıkan hareket aslına döndü; İttihatçılığa... İttihatçıların kendi halkına, aynı dini ve ırkı paylaşmayan Osmanlılara ve muhaliflerine neler yaptığını bilmeyen mi var? Yani, korku sebepsiz değil.

Kemalizm ile nereye kadar? Piyasa ekonomisine, demokrasiye ve açık topluma kadar.

İhsan Dağı/Zaman

damnant quod non intelligunt...
Kullanıcı küçük betizi
Efe
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 1508
Kayıt: Cmt Şub 17, 2007 22:58

İletigönderen Ram » Cum Oca 04, 2008 23:28

Yani bunların yazarları da ahmak. Aralarındaki okumuş-yazmışları, yazar yapmışlar. Hedeflerinin geniş olması gerekirken, böyle safça müsveddeler, sadece kendi güttükleri üçüne beşine hitap ediyorlar.

Kemâlizm nedir, nasıl bir ideolojidir¿? Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmiş kaç tane Kemâlist hükümet var. Bu Kemâlist yerine, Mustafa Kemâlci diyelim... Mustafa Kemâlci fikre göre; ekonomi, tam bağımsız -yani dışa bağlı olmadan, kendi ayakları üzerinde durmak- temel olarak baz alınır. Yazının özeti: Vâz-ı gargara; 'ekonomi ve diğer alanlarda bağımlı olalım' denmektedir...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x