Kentsel Dönüşüm Bahane, Rant Şahane / Zahide UÇAR

Kentsel Dönüşüm Bahane, Rant Şahane / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Şub 02, 2014 12:19

Kentsel Dönüşüm Bahane, Rant Şahane

Kırk harami çetesi altından rant çıkmayacak hiçbir işe bakmaz. Rant kokusu alırlarsa, karasinek gibi üşüşürler.

Mücahitken müteahhit olan, para yokken Müslüman geçinip, paraya ulaşma imkanı bulunca kırk harami kesilen talan ekibi gene iş başında.

Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında nerelerin yıkılacağına, evi yıkılan insanların halinin ne olacağına ve buradan kimlerin kazançlı çıkacağına baktığımızda Kentsel Dönüşüm Projesinin bir kentsel yağma ve talan projesi olduğu görüyoruz.

Gidişattan anladığımız o ki; sinekten yağ çıkaran yağma çetesi, arsa ve arazilerin kime, nasıl peşkeş çekileceğini çoktan hesaplamış bulunuyor.

Kentsel Dönüşüm Projesini hayata geçirme görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ’ye verildi. TOKİ deyince düşünmek lazım. TOKİ doğa ve kültür varlıklarını, ormanları, kıyıları ve meraları koruma altına alan yasalardan muaf tutulduğuna göre, bu alanların yağmalanmasının önü de açılmış demektir. Bakanlık, Belediyeler ve TOKİ’ye kamulaştırma izni de verildiğine göre, problem çıkaran mülk sahiplerinin yoğun yaşadığı yerler kamulaştırılarak mülkleri ellerinden alınabilir. Birkaç yıl geçtikten sonra yeni bir proje ile kıymetli araziler yandaşa rant alanı olarak tahsis edilebilir.

İstanbul Gaziosmanpaşa’da Karlıtepe Mezarlığı bile kentsel dönüşüm kapsamında ‘afet alanı’ ilan edildi(!)..

Bu haber asıl niyeti açık bir şekilde anlatmaya yetip artıyor. Yıkım çetesi dağı-taşı yağmaladı. Zulümlerinden ölülerimiz bile kurtulamıyor.

Riskli alan Haliç’ten başlayıp Avrupa TEM konutlarına kadar gidiyor. Rant büyük.

Mimar Mühendisler Odasının yetkileri boşuna kırpılmadı.

Kentsel Dönüşüm Projesi sonucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi verilerine göre 700 milyar dolarlık rant elde edilecektir. İnşaat şirketlerinin değerli arazilere el koyabilmesinin de yolunu açan yeni yasaya göre AKP iktidarı boşaltmayı düşündüğü mahallenin halkını kentin dışındaki bir bölgeye taşıyabilecektir. Nihayetinde, arsa değerini yükselttikleri mahallelerden bu tür haberler geliyor. Arsa payı sahiplerine mevcut evinden daha küçük daireler verildiği halde, 100-150 bin lira ilave para isteniyor. Ya fark ücreti ödeyecekler, ödeyemezlerse kredi çekecek, kredi alacak imkanları da yoksa arsa değeri daha düşük olan uzak bir yerden verilen daireyi kabul edecekler.

Kentsel dönüşüm altında İstanbul’un demografik yapısını değiştirecekler. Kültür seviyesi yüksek ama ekonomisi sınırlı insanları merkezlerden şehir dışlarına taşınmaya zorlayacaklar.

Kara para sahibi insanlara gün doğuyor.

Kadim İstanbul’un ruhu öldürülüyor. Görgüsüzlük İstanbul’u esir alıyor.

Batı ülkeleri şehirlerin tarihsel dokusunu bozmaz. Tıpkı köklü ailelerin aile mücevherlerini nesilden nesile aktardığı gibi. Amerika yeni bir devlettir. O nedenle gökdelenler ülkesidir. Tarihi yoktur. Tanrısı paradır. New York, adı üstünde, yeni şehir... İstanbul’u New York’a benzetmeye çalışan sonradan görmeler, sadece İstanbul’a değil, koca bir tarihe, dedemiz dedikleri Osmanlı’ya, bir kültür mirasına ihanet ediyor. İstanbul’u boğazlıyor.

AKP’nin İstanbul yaklaşımını daha iyi anlatabilmek için Rahmetli Kemal Çapraz’ın Ekim 2003 tarihli bir yazısını ilginize sunuyorum:

Türkiye’yi kim, nasıl tanıtacak? (10-2003)

Türkiye’nin gündemini yine, Irak’a asker gönderme, Kıbrıs, AB ve Uyum yasaları ile dopdolu. Bu kadar yoğun gündemin arasında, hükümete yakın yayın organlarında, “Tanıtımda sivil devrim” başlığıyla verilen haber birçoğumuzun dikkatinden kaçmış olabilir. Haberde, Türkiye’nin lobi ve tanıtım faaliyetlerini artık TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TÜRSAB gibi güçlü kuruluşların yanı sıra birçok derneğin de yer aldığı bir konseyin yapacağı belirtiliyordu. Türkiye’nin marka olarak tanıtılması konusunda strateji geliştirmek ve sürekliliği olan bir uygulama planı hazırlamak için kurulan Türkiye Tanıtım Konseyi’nin, sivil toplum örgütleriyle ön protokol imzaladığına da dikkat çekiliyordu.

Tabi ki, haklı olarak, “Ne var bunda, Türkiye’nin tanıtımı yapılacaksa bunu sivil kuruluşların yapması kadar uygun bir şey olamaz” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Haberi çok dikkatli bir şekilde okuduğumda hükümetin bu projeye tam destek verdiğini de öğrenmiş oldum. Haberde proje hakkında geniş bilgi yoktu. Kısa bir araştırmadan sonra elde ettiğim bilgilere şaşırmamak, hatta ve hatta bu ne cüret bu kadar da olmaz, demekten kendimi alamadım.

Projenin İstanbul’la ilgili bölümüne şöylesine bir göz attığımda, “İstanbul, Müslümanlık ve Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir” denilmektedir. Türklüğü ve Müslümanlığı negatif değer olarak gösteren bir ekibin Türkiye’yi tanıtacağını ve bunu da hem de başta muhafazakâr olduğunu iddia eden bir iktidarın tam destekleyeceğini rüyamda görsem inanmazdım. Ama gerçeklerden maalesef kaçılmıyor.

“Fethin 550. Yılında yapılan projelerin tamamı kentin kültürel markalarına zarar vermiş projelerdir” Evet Türkiye’yi tanıtacak raporda böyle buyrulmuş. Türk ve Müslüman olan herşey zaten bu mantığa göre İstanbul’a zarar veriyor. İstanbul denilince akla ilk gelen değerlerin de “rakı” ve “balık” olduğunu bu rapordan öğrenmiş olduk.

Türkiye’nin tanıtılacak, tarihi mekânları, “Efes, Nemrut, Ksantos, Antik kiliseler, tapınaklar” Tarihi kişilikler de, “Yedi Uyurlar, Homeros, Sezar, Diyojen, Ezop ve Nakşidil Sultan” Sanırım, Türkiye’de başka tarihi kişilikleri bulamadılar veya tarih uzaktan yakından ilgilileri yok bu ekibin.

Türkiye’nin tanıtımında Fener Ortodoks Patrikhanesi’nin önemi, Ermeni Patrikhanesi ve kiliseleri bütün ayrıntılarıyla yazılmış. Eğlence merkezleri olarak da, Laila-Reina kültürü olarak algılanan yerler aslında dünya çapında değerler olarak düşünülebilirmiş... Bu mekânlardan turistlerin ciddi bir biçimde etkilendiği belirtilmiş. Düşünün eğlence tarzı olarak Laila’daki eğlenceleri göstereceğiz. Hükümetin büyük önem verdiği bu projede velhasıl bunlar ve buna benzer daha neler var neler. Anlaşılan o ki, Türksüz ve İslamsız bir Türkiye’yi tanıtacağız.

Bu projede yer alanlara da şöyle bir göz atmadan geçemedim tabi ki... Bazı komitelerden isimler sunmakla yetineceğim. Lüzumu halinde tam listeyi de yayınlayarak cennet vatanımızı kimlerin nasıl tanıtacağını yüce milletimizin takdirine bırakacağım. Kültür-Edebiyat-Mizah komitesi: Mario Levi, Orhan Pamuk, Tarih-Arkeoloji-Mimarlık: Prof. Dr. Stefanos Yerasimos, Kamu: Ali Müfit Gürtüna, Cengiz Özdemir, Melih Gökçek, Basın Medya: Etyen Mahçupyan, Mehmet Ali Birand, Akademikler: Geyvan Mc. Millen, Prof. Dr. Jak Deleon, Sivil Toplum-Meslek Örgütleri: Aldo Kaslowski, Tanıtım Strajejileri Kurulu: Vincent Bouvard, Türkiye Tanıtım Konseyi İcra Kuruluna ise, Başbakanlıktan Prof. Dr. Nabi Avcı katılıyor. İşte, Türkiye’mizi dışarıda tanıtacak kurul ve işte tanıtımda yaptığımız devrim...

BIKAKIN TANITMAYIN

Eğer Türkiye bu raporda yazıldığı gibi tanıtılacaksa bırakın tanıtmayın. Türkiye’yi küresel köleliğin pençesine sürüklemek isteyenler, kimliğimizi de kültürümüzü de tarihi değerlerimizi de yok etmenin peşindeler. İstanbul’un Müslüman Türk milletinin elinde olmasını hâlâ hazmedemeyenler, Truva atları vasıtasıyla bizleri dışarı pazarlamaya peşkeş çekmeye kalkıyorlar. Devletin imkânlarını, işte böyle bir tanıtıma peşkeş çekmek, ihanet değil de nedir? Allah aşkına bırakın tanıtmayın, dünya Türk’ü zaten tanıyor.

Zahide UÇAR, 1 Şubat 2014
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com

Resim
http://www.milliiradebildirisi.org
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x