Kıbrıs'ta Habur Oyunu / Orhan KARATAŞ

Kıbrıs'ta Habur Oyunu / Orhan KARATAŞ

İletigönderen Başkomutan » Prş Şub 10, 2011 19:59


KIBRIS'TA "HABUR" OYUNU

Seçim tarihi yaklaştıkça iktidar partisi istismarın, mağduru oynamanın, kafa karıştırmanın insan aklını zorlayan yeni versiyonlarını servise sokacaktır. Nitekim, bunun örnekleri ortaya dökülmeye başlamıştır.

KKTC ile aramızda son günlerde yaşananlar, tamamen bir zihin bulandırma ve bugüne kadar yapılan yanlışları, teslimiyetleri, hatta ihanetleri örtme oyunudur. Bilerek, isteyerek planlanmış ve hayata geçirilmiş yeni bir toplum mühendisliğidir.

Şaşılacak bir şey yok

KKTC'yi biraz bilen, biraz takip eden herkes, orada Rum işbirlikçisi çok küçük bir hain grubunun olduğunu ve her fırsatta Türkiye'ye saldırıp gündem oluşturmaya çalıştıklarını bilirler. 28 Ocak'da alçak pankartlar açan, hain sloganlar atanlar bunlardır. Buraya kadar olanlarda şaşılacak fazla bir şey yoktur. Çünkü bu kahpelik ilk defa yapılmıyor. Özellikle seçim dönemlerinde çok daha fazla şeyler söyleyip, çok daha iğrenç pankartlar asıyorlar.

Türk bayrağını indirecek kadar alçalıyorlar. Bütün mesele bunların niye birden bire öne çıktığı ve Türkiye'de gündem oluşturduğudur. İşte bu noktada AKP'nin artık çok iyi bildiğimiz zihin bulandırma planları devreye giriyor
.

Önümüzdeki seçim hayati önemde

Öncelikle şunu, altını çizerek belirtelim. Haziran ayında yapılacak seçimler AKP için bir varlık yokluk meselesidir. Birinci parti olsalar bile tek başına iktidarı yakalayamamaları durumunda bütün hayalleri, bütün planları, bütün hedefleri yerle bir olacağı gibi, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, parti yönetimi ve hükümet makamında bulunanlar mutlaka ama mutlaka bağımsız Türk mahkemelerinde hesap vereceklerdir.

Kendileri de bunu biliyor ve görüyorlar. Onun içindir ki, bu seçimi almak onlar için siyasi anlamda bir ölüm kalım meselesidir. Kaldı ki, yargı ve ordu dahil bütün kurumları ancak kontrole alabilmiş, rövanş alma noktasında finale henüz gelebilmişlerdir. Asıl darbeyi yeni iktidarlarında indireceklerdir. Recep Tayyip Erdoğan'ın her şeyin kendine bağlı olduğu bir başkanlık sistemi kurma hayalleri de bunun içindedir.

Adadaki işbirlikçiler devrede

Seçim bu kadar hayati önemde olduğu için artık söylenen her söz, yapılan her icraat doğrudan doğruya seçime yöneliktir. Ve asla hiçbir şey kendi akışına bırakılmamaktadır.

Beslemeler, yanaşmalar, yandaşlar tam da bugünler içindir ve hepsi üzerlerini düşeni yapmak için seferber olmuşlardır. Bu ölçü sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde geçerli değildir. Önemli olan AKP'nin milletin zihnini bulandırmakta bundan faydalanabilmesidir. Bu genel değerlendirmenin içinde elbette Kıbrıs'da vardır.

Son süreçte başbakan Erdoğan için Ortadoğu sultanlarına benzer şekilde estirilen rüzgara Kıbrıs'da dahil edilmiştir. Her şey çok ustalıkla düşünülmüş, hazırlanmış ve adadaki beselemeler marifetiyle hayata geçirilmiştir.

8 yıldır aynı saftalar

Yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi, sayıları son derece sınırlı olsa da KKTC'de hep var olan hain grubunun o pankartları rastgele açmadıkları AKP'nin tavrından ve başbakanın sözlerinden belli oluyor. Zira, AKP'nin iktidara gelmesinden hemen sonra Kıbrıs'ın Rum'a teslim edilmesi için başlatılan seferberlikte, o hainler hep başrolü oynamışlardır. AKP'yi haklı çıkarmak için çırpınmış, 8 yıldır aynı saflarda buluşmuşlardır.

Adayı Rum'a vermek için yapılan referandumda AKP'nin en başta gelen işbirlikçileri yine bunlardı. "yes be annem" diye ortalığı ayağa kaldırıyor, Kuzey Kıbrıs Türk halkının kafasını karıştırmak için her türlü oyunu oynuyorlardı.

Referandum sonrasında KKTC'nin milli duruş sergileyen yönetimini indirmek ve yerine işbirlikçi bir yapı oluşturmak için gösterilen çabalarda bu grup yine ön plandaydı.

Cumhurbaşkanlığına getirilen Mehmet Ali Talat'ın arkasında, kurulan hükümetin yanında AKP ile birlikte bu hain grubu vardı
.

Kıbrıs Türkü gerçeği gördü

Sonra bunun bir oyun olduğunu ve adanın Ruma teslim edilmek istendiğini Kıbrıs Türk halkı gördü. Yapılan son seçimlerde, AKP'nin bütün gayretlerine, kurulan bütün tezgahlara rağmen Mehmet Ali Talat'ı alaşağı edip yerine Derviş Eroğlu'nu getirdi.

Hükümet sorumluluğunu da milli çizgide olanlara verdi. Bugün yaşananların altında işte bu milli duruştan duyulan rahatsızlık vardır. O pankartlar AKP'ye malzeme vermek için açılmış, o sloganlar bir fırsat olmuştur.

Başbakan Erdoğan da bu fırsatı kaçırmamış ve o pankart ve sloganları bahane ederek bütün Kıbrıs Türk halkını ve onların iradesi ile işbaşına gelen Cumhurbaşkanı ve hükümeti hedefe koymuştur.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı dururken, Kıbrıs Türk halkının alaşağı ettiği Mehmet Ali Talat'ı Ankara'ya çağırıp muhatap alması bu iddialarımızın ispatıdır. Aksi olsaydı birkaç hain muhatap alınmaz, onların yaptıkları bütün Kıbrıs Türk halkına mal edilmezdi.

Bu oyun da bozulacak

Herşey son derece açık. Kıbrıs'ta da Habur benzeri bir oyun oynamıştır. Orada dağdan indirilen hainler kullanıldı, burada da Rum işbirlikçileri sahne aldı. Başbakan o zaman dağdan inenler için "memnuniyet verici gelişmeler yaşanıyor" demişti, Kıbrıs'da da işbirlikçi hainlerin desteklediği yönetimler için aynı şeyi söylemişti.

Türkiye'de "çözüm" diyerek Habur'a inenlerin İmralı'daki liderleriyle pazarlıklar yapılıyor, Kıbrıs'ta ise kahpe pankartlar açanların siyasi uzantılarını Ankara'ya davet ediyor. Adadaki beslemeler marifetiyle Kıbrıs Türk halkından intikamı alınırken, içerideki beslemeler marifetiyle de bu durum, bir kahramanlık olarak sunuluyor.

Biz Türk milletinin de Kıbrıs Türk halkı gibi silkinip kendine geleceğinden ve bütün bu oyunları bozacağından, bütün işbirlikçilerden hesap soracağından hiçbir kuşku duymuyoruz.


Orhan Karataş /10.02.11
0rtadoğu Gzt.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x