Kimin Devleti imiş?

Kimin Devleti imiş?

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzr Tem 26, 2009 23:36

KİMİN DEVLETİ İMİȘ?
Yavaș yavaș görmeye bașladınız mı kimin devleti olduğunu?
Ya da bu devletin sizin devletiniz olmadığını..
Ulusal Devlet’miș. Hadi canım sende!
Bașlıklı kağıtlara ‘Türkiye Cumhuriyeti’ yazmakla Türkiye Cumhuriyeti olunmaz. Ne de ‘Demokratik Hukuk Devleti’ olunur.
Bu sonuncu deyimle ne denilmek istendiğini ise bir türlü anlayamam zaten.
Demokratik olmayan ‘hukuk devleti’ de mi var? Ya da demokratik ama, ‘hukuk-dıșı’ olanı...
Bütün bu tür sözcük oyunlarına yanıt, devletin niteliği çözümlenerek verilebilir.
Diyordum ki, kısaca Devlet-Ulus diye tanımlanan toplumsal yapı (biçim, biçimleniș, tarz, örgüt, düzen vb vb) bir burjuva yapılanmasıdır. Onun için de bu tür toplumsal yapıları‘Burjuva Devlet-Ulus diye adlandırmak yerinde olacaktır.
Burjuva Devlet-Ulus’lar da, adından da anlașılacağı gibi burjuvalar tarafından yönetilirler.
Ve ‘yerinden yönetilir’ler. Yani kağıt üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ankara’dan değil İstanbul’dan yönetilir.
1980’lere değin Cumhuriyet’in soyluları (eșraf), 80’lerde Özal’ın tacirleri, 2000’lerden sonra da Alaca Karanlıkçı komprador yani ișbirlikçi burjuvalar tarafından yönetilmektedir.
Bunların aralarında ‘çelișki’ yok mudur diye sorulacak olursa, olsa da ‘kol kırılır yen içinde’ kalır.
‘İt iti ısırmaz’, denir denmesine de, biribirlerini gerçekten boğan itleri görmüș biri için burada böyle bir anıștırma yapmak yersiz olabilir.
Zaten Arzu Doğan Yalçındağ’ın Çalık’ı ısırması ya da Karamehmet’in Zorlu’yu dișlemesi ‘burjuva inceliği’ne de uymaz.
Dr Recep’in zaman zaman İstanbul’u hedef alan çıkıșlarına gelince, onun gönlünde Ankara’yı da İstanbul’a götürmek yatmaktadır özünde.
Demek ki, kağıt üzerindeki ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ tam bir ‘Burjuva Devleti’ olup, onun ulus takısı bir tatil günü gece yarısı Ulus Meydanı gibi bomboștur.
Bu boșluk Kuzey Irak’lılarca da doldurulabilir, Afganistanlılarca da.
Bunların gözünde, moda deyimle ‘yaratık yaratandan dolayı sevilir’.
Bekir Coșkun’un köpeğini sevmesi gibi bile değil.
Benim eșșeğime olan sevgimden de geri..
Bunların sevgisi Fetullah’ın cemaatini sevmesi gibidir.
Kendilerinden olanları, kendilerinden oldukları sürece sevip kollayan, olmadıkları zaman da dıșlayan bir anlayıș.
Türkiye Cumhuriyeti’nin asıl sahiplerinin kimler olduğunu görmezden gelen ve kendi sahiplikliklerini gerçeklik sanan bir aldanıș.
Șimdi Kuzey Irak’ı da sahipleneceklermiș.
TÜSİAD he demișmiș.
Ve bir gürültü bir patırtı ki evlere șenlik.
Hasan Camel’e Cengiz’in Çan’ları takılı sanırsınız; önde giderken ‘benim ağam zengindir, benim ağam zengindir’ diye ötmekte, arasıra ‘kimden kimden kimden’ diye ötmekte, arkaya düșünce de ‘ondan bundan ondan bundan’ diye çınlamakta.
Halkı gördünüz mü hiç?
Ulus nerede?
Ulusal Devleti bırakınız, daha doğru dürüst bir Burjuva Devlet-Ulusu bile yok ortada.
Çünkü Özal’la bașlayan süreç altmıș yıllık uluslașma sürecini bir ‘karșı devrim’ ile kesti attı.
Dr Recep’le bașlayan süreç de, Burjuva Devleti’ni çökertme süreci olarak varhızıyla ‘yol’una devam etmekte.
Dünya’da Burjuva Devlet-Uluslarına yeniden dönülme çabalarının görüldüğü günümüzde, tam anlamıyla ‘biz gideriz tersine’ örneği, Türkiye’de devletin de sonu getirilmek istenmekte.
Ve getirilmekte.
Göstere göstere ve açık açık.
Türk Ulusu’nun sahiplenecebileceği bir devlet olamaz bu.
Öncelikle onun elegeçirilmesi ve yeniden-kurulması gerekmektedir.
Darbe ile alıp devrimlerle sürdürmek üzere.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1531
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x