KIZLAR KIZLAR

KIZLAR KIZLAR

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzr Mar 27, 2016 23:09

KIZLAR KIZLAR


Akşam, bir öğretmen arkadaşımın sayfasında gördüm bu duyuruyu. “GIS” diye bir şey, bir bilim adamının adıyla birlikte duyuruyor projesini. Her gün gelen şehit haberleri, buna karşı iktidarın duyarsızlığı, toplantıda kameralar önünde şehit evini aramalar, gösteriler yapmalar, ıvırtları zıvırtları insanda sinir bırakmamış; şehit askerlerimizin, polislerimizin yayınlanan resimleri gözümüzün önünden gitmiyor; içimiz yanıyor... Ne bu şimdi? Hani derler ya, sıkıntılar üst üste gelince, “Bir sen eksiktin!” diye. Bu duyuru da öyle geldi. Çevrenize duyurun demişler üstte. Hiç bir eleştiri yapmadan, gelen bir tanıtımı, duyurun - yayın, nasıl diyebiliyor bir emekli öğretmenim dedim içimden. Bunu yayanın, ne derece yurtsever olduğunu bilmesem böyle şaşırmazdım. Şimdi ilk bakışta nasıl anladın buradaki kötücüllüğü diyeceksiniz. Sezgi diyelim. Orada sırıtan bir sözcük diyelim. Aynanın arkasını görmek istemek, verileni almadan kurcalamak diyelim.

Batı’yı tanımak, orada, kendi çıkarları olmadan kimseyi sevmeyeceklerini bilmek diyelim...

Duyuruyu okudum. Bir daha okudum. Yine okudum.

Tanıtım nobel ödüllü bir bilim adamımızın adıyla. İlgi çekmesi bu yüzden. Adı kullanılarak, bu yeni girişim tanıtılıyor. Kimya bilim ödülü aldı ya ilk kez bir Türk bilim insanı. Amerikada. Ödülü, aynı dalda üç bilim adamına üleştirdilerdi. Aylarca başka şey konuşmadık, övündük, sevindik ya, işte o ad üzerinden bu girişim.

İlk görüşte aşk, gibi. Bu adı gören gerisini düşünmeyecek. Basacak bilgisayarında yazıyı beğenme yerine, paylaş yerine dokunacak ardından, paylaşacak, çocuğu varsa eliyle tutup çeteye teslim edecek, alın yiyin, parçasını bırakmayın,”Eti senin kemiği benim!” diyecek.

Tanıtımı yeniden yeniden okuyorum.

Kafa karıştıran bir takım sözler. Bazı sözler ise açık seçik yazılı. Yoksa okuma anlama özürlüsü mü olduk toplum olarak? Böyle bir içeriği nasıl onaylayıp bilip bilmeden yaymaya kalkışıyoruz. Aziz Sancar adını görünce mayışıp kalıyoruz anlaşılan. Ağzımız kulaklarımızda bir hoş oluyoruz hemen... Onun adıyla başlayan bir proje. “Demek ki aziz bir proje. İyi, yararlı, hadi o zaman hayırlı olur inşallah.”

Duyuruya tıklıyorsun, açıklamalar çıkıyor ortaya. İngilizce, bilmediğim süslü püslü sözlerle doldurmuşlar açıklamalarını. Hiçbir şey anlamasan da şunu hemen anlayabilirsin, aklı dumura uğramamış, algısı tutsak edilmemiş, düşünebilen bir birey olarak, dersin ki; “Bu bir yeni tuzak.”

Bu proje, altıncı sınıfa giden kızlar içinmiş.

Çok sevdiğim araştırmacı bir yazarımıza ileti gönderdim hemen, bu duyuruyu görmüş mü ne diyor diye.

Tam beklediğim yanıt geldi. Küresel bir proje.

Gelin birlikte bakalım, birlikte okuyalım. Kimseye sormaya danışmaya gerek var mı, bu tanıtımda, niyet, kabak gibi sırıtmıyor mu?

Pembe renkli kız kafaları, yarı İngilizce bir tanıtım, hele hele şu tümce:

“6. sınıfa giden ilköğretim kız çocuklarında küresel eğitim, bilim ve kültür alışverişi konularında farkındalık sağlamak ve daha iyi anlamalarına katkı sunmak.”

Ne yazılı orada?

“Küresel eğitim.”

Yanılmıyorsak, hâlâ kalkmadıysa bizim eğitim sistemimiz ne?

“Milli eğitim.”

Milli eğitim ulusal eğitim, ulusun çıkarını gözeten, ulusunu sevdiren, öğreten eğitim demek.

Küresel? Adı üstünde küresel çeteye hizmet edecek olan. Ülkesine değil, kendini yetiştirenlere hizmet edecek, ülkesinin değil, kendisini yetiştirenin çıkarına çalışacak.

Kız çocukları, küresel eğitimden başka ne kazanacaklar(!) bu projeyle?

İşte arka arkaya sıralamışlar. Çocuklara yaptıracakları şey:

“Bilim ve kültür alışverişi.”

Alışveriş yani, satın alacak, karşılığında da bir şeyler satacak. Ne alacak?

“Bilim ve kültür.”

Ne satacak? Bilim ve kültür satamayacağına göre. Öyle olsaydı, biz de bilim - kültür satsaydık, neden pazarı ülkemizde kursunlar? Pazarı ortak kurardık. Biz de oralarda kurardık. Ortak bir pazar olurdu. Böyle yardımmış gibi sunulmazdı, önümüze yem kabı konulmazdı, eşit olunurdu en azından. Çocukların başı dik olurdu. Gelip bizde, hem de belli kentlerde (İstanbul, Zonguldak, Uşak, Ankara, Mersin, Ardahan, Şanlıurfa) kurduklarına göre bu tezgahı, bilgi ve kültür satışı tek yönlü. Satıcı onlar. Alıcı biz.

Bu çok açık. Alışveriş, alıp satmak demekse, ne satabilir çocuklarımız onlara, küresel eğitime? Kendi benliğini. Küresel ruhu satın alıyorsa karşılığı kendisini satmak.

Bu alışveriş ona ne kazandıracak? Kendi benliği karşılığında bilim ve kültür “satın alma”nın yararı ne olacak? Yanıtı yazılı:

"Karşılığında farkındalık kazanacak."

Farkındalık ne?

Fark Arapça bir söz. Türkçesi başkalık, ayrılık, ayrım, sonuç...
Farkında olmak; ayrımı görmek, başkalığı ayırmak, uyanık olmak.
Farkındalık, Arapça bir sözden Türkçe türetme ekiyle türetilen bir söz. Farkında olma durumu. Gözünü sevdiğim Türkçem! Sen ne büyük dilsin! Arapça sözden sözcük türetme ekinle yeni bir söz türetiyorsun. Ne üretici bir yapın var!

Farkındalığı öğrendikten sonra, soruları baştan soralım:

Bu farkındalık nasıl sağlanacak?

Bilim ve kültür alışverişi konularında sağlanacak. Alışverişte, kendisine verilen bu yeni bilim ve kültürün kendi kültürüyle ayrılığını on bir, on iki yaşındaki çocuk fark edecek. Bu yeni bilim ve kültürü ayırt edecek, tanıyacak, bilecek, öğrenecek. Sonra?

İşte deniyor:

“... daha iyi anlamalarına katkı sunmak.

Neyi daha iyi anlamalarına?

“Küresel eğitim, bilim ve kültür konularını.”

Buraya kadar tanıtımın birinci maddesini inceledik. Sırada ikincisi:

“Öğrencileri, geleceklerinin temellerini atarken STEM’i göz önünde bulundurmaya teşvik etmek.”

Üf, ne iddialı, ne utanmazca bir söz. Başka bir ülkenin çocuklarını yönlendirme hakkını kendinde bulma. Para gücüyle, kandırma gücüyle...

Kendi ülkemize geleceksin. Çalışkan, bilme ilgi duyan çocukları, hem de kız çocuklarını bulacaksın. Sonra onlara neler göstereceksin, öğreteceksin bilmiyoruz, bu öğrettiklerinle, topladığın çalışkan, akıllı, yetenekli Türk kızlarına geleceklerinin temelini attıracaksın, bu arada STEM her neyse onu gözönünde bulundurmaya teşvik edeceksin çocukları, yani yönlendireceksin.

STEM, İngilizce Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik adlarının baş harfleriymiş.

GIS sözü de şuymuş. “GIS”: Buradaki “G”, İngilizce kızlar (Girls) sözünün “G”si, “IS” simge sesleri de, İngilizcede, “Kızlar için STEM”, tam Türkçesiyle dersek; (Kızlar İçin Fen Bilimleri- Teknoloji-Mühendislik- Matematik)” demekmiş.

Üçüncü madde, “STEM” eğitimine merak (ilgi) uyandırmak, bu ilgiyi en erken yaşta duyurtmak. Nasıl? Ülkeler arasındaki değişim programıyla. Hangi ülkelerle? Neden en erken yaşta?

Bu kültürel, bilimsel alışverişte bizim dışımızda iki ülke adı geçiyor. Güney Kore, ABD.

Projenin yöneticisi haberlerde açıklıyor:

“Proje yöneticisi Gökhan Çoşkun, İstanbul, Zonguldak, Uşak, Ankara, Mersin, Ardahan ve Şanlıurfa'dan 700 kız öğrenci seçileceğini, kampa katılmak için altıncı sınıf öğrencilerinin http://www...com adresinden kayıt yaptırması gerektiğini anlattı.”

Bu da Uşak’tan yerel gazetesinden:

“Nobel Ödüllü bilim adamı Aziz Sancar öncülüğünde, kız çocukları için hazırlanan STEM kamplarının beşincisi Uşak Üniversitesi'nde yapılacak.”

Tanıtımdan:

“Kız çocukları için STEM kampları.”

Acındırma,küçümseme:

Üstü başı, yoksul, bakımsız görünümlü, acı bakışlı bir küçük kız resminin üstüne yazılanlar:

“Bütün çocuklarımıza bilim alanında eğitim ve öğretim sunulması gerekiyor. Eğer kızlarımızı okula göndermezsek işgücümüzün yarısını kaybetmiş oluruz.” Prof. Aziz Sancar, 2015 Nobel Kimya Ödülü Sahibi.

Ölüm gösterilerek sıtmaya razı olmamız isteniyor.

Bir yanda, gazetelerde, karakolumuzun basılıp kaç ton patlayıcıyla, teröristin canlı bombalarıyla askerlerimizin şehit edildiğinin yazıldığı gün, bu olaya yayın yasağı getirildiği anlarda, Kız İmam Okulu ziyaretindeki, iktidarın en üst yöneticisinin resimleri. Atatürk’ün benzer pozuna özenilerek sırada oturulmuş, belli. Öğrenciler ortaçağda bir rahibe okulunun öğrencileri gibi. Ama okudukları okulun adını taşıyan mesleği (imamlık) yapamayacaklar kızlar. İslamda kadın imam olmadığı halde İmam okulundalar, aynı tip giysilerle, aynı tip kafa sargılarıyla dersteler. Arapça dili, eğitimde, derslerle, kurslarla, iktidarın söylemleriyle; Suriyeli sığınmacılar eliyle de, yaşamda, bizlere dayatılıyor. Eğitimi dinselleştirme çabaları hızlanmış. Bu okullardaki, bu okulların yurtlarındaki kız ve erkek öğrencilere yönelik tecavüz haberleriyle birlikte dinsel eğitim, gece gündüz ülke gündeminde.

Öte yanda bir de bize bakın, ben de varım diyen küresel çete. Küresel çetenin dili İngilizce. Küresel çetenin kültürü, bilimi yoluyla tutsak edilecek, ülkesine yabancılaşacak körpe beyinler...

İki ucu kirli değnek: “Ya Arapça, dinsel eğitim; ya da İngilizce, küresel eğitim.

Seçebilirseniz seçin seçtiğinizi!..

Yurtdışında işçilik edenler, gurbette çocuk yetiştirenler iyi bilirler. Oralarda çocuklarımız böyle beyinlerinden yakalandılar. İlk dönemlerde, anne babalar ekmek parası peşinde koşarken göremediler başlarına örülen çorabı. Devlet ilgilenmedi, yok saydı gurbetçi çocuklarını. Kurtarabildiğimizi kendi çabamızla kurtardık, giden gitti. Erkekleri, yabancı kadınlar alıp götürdüler... Götürüyorlar... Kızlar bir yere kadar anadillerini bırakmadılar, çözülmediler...

Kızların direnci önemli. Analık önemli. Annelik için, anne olması gerekli değil kadının, analık duyguları, öğretme, yetiştirme, büyütme işlevleri, yaratıcılığı önemli... Yayılmacı ülkeler kadının gücünü biliyor, önemini biliyor, toplumdaki değerinin ayırdında.

Kızları, türlü projelerle yakalamak istemeleri, kızlara sevgileri bu yüzden...

Kızlarımızın kendi ülkemizde bu duruma düşürülmesi, bizi kendi ülkemizde tutsak etmeleri, algılarımıza, geleceğimize el atmaları anlatılamayacak kadar acı...

Daha da acısı bu durumu anlayamamak... İngilizce bilmeyi bir şey sanmak. Araplara özenmek, gericiliğin ağında çırpınmak...

Sorun gurbetçiye: İyi Almanca bilen, bilme düşkün çocukları ne oldu?

Kaçı gitti, kaçı kaldı?

Ülkemizde gurbette gibiyiz...

Çocuklarımızı çalıyorlar... Erkekleri çalmak kolay. Kızlar çetin ceviz...

Atatürk’ün boşuna mı manevi çocukları kız çocuklarıydı...

Feza Tiryaki, 27 Mart 2016

Ek: http://www.milliyet.com.tr/prof-dr-aziz ... iz-cocukla…/
http://gisproject.org/
http://news.unchealthcare.org/news/2016 ... em-project
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 986
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: KIZLAR KIZLAR

İletigönderen Aytigin Ata » Pzt Mar 28, 2016 4:10

'
Feza Tiryaki yazdı:(...) Atatürk’ün manevi çocukları boşuna mı kız çocuklarıydı...


Biliyor muydunuz, Atamızın bir manevi kızı daha vardı; ŞEKER PARLAK:



İzlenemiyorsa, burdan izleyin: https://www.facebook.com/atasubata/vide ... 3618957091
'


'

Kullanıcı küçük betizi
Aytigin Ata
Üye
Üye
 
İletiler: 107
Kayıt: Pzt Oca 18, 2016 4:37
Konum: UK URUM KUN


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x