"Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

Genel & Güncel Konular

"Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Deli Haydar » Sal Mar 02, 2010 18:15

Ortak Mahallede Buluştular
Vatan Gazetesi / 2 Mart 2010

Her görüşten köşe yazarları "ortak mahallede" buluştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki Meclis grup konuşmasında gazetecilere yönelik eleştirileri nedeniyle köşe yazarları bir bildiri yayımlayarak, imza kampanyası başlattı. Sürekli güncellenen bildiride, Cüney Ülsever, Taha Akyol, Nazlı Ilıcak, Yasemin Çongar, Abdurrahman Dilipak ve Hadi Uluengin gibi isimlerin imzaları bulunuyor.

Köşe yazarlarının, http://kontrolsuzkoseyazarlari.wordpress.com/ sitesinde yayımlanan bildirilerinde, “Biz aşağıda imzası bulunan köşe yazarları, Başbakan Erdoğan’ın gazete patronlarının köşe yazarlarını kontrol etmesi gerektiğini savunan açıklamasının varlığımızı borçlu olduğumuz basın özgürlüğüne ve genel olarak ‘demokratik Türkiye’ idealine aykırı, vahim bir tutum olduğunu düşünüyor ve bu açıklamayı protesto ediyoruz” denildi.

Sürekli güncellendiği ifade edilen bildiriye, şu ana kadar imza atan gazetecilerin isimleri ise şöyle:

Avni Özgürel
Haluk Şahin
Ahmet Taşgetiren
Mümtazer Türköne
Cüneyt Ülsever
Mehmet Tezkan
Ferai Tınç
Hadi Uluengin
Yasin Aktay
Taha Akyol
Şahin Alpay
Ergun Babahan
Ayşe Böhürler
Ali Bulaç
Ahmet Hakan Coşkun
Cengiz Çandar
Yasemin Çongar
Abdurrahman Dilipak
Mustafa Erdoğan
Gülay Göktürk
Okay Gönensin
Nuh Gönültaş
Nazlı Ilıcak
Etyen Mahçupyan
Güngör Mengi
Nuray Mert
Yıldıray Oğur

___

Siz "kontrolsüz" gazetecilersiniz, büyük düşünürsünüz!
Türkiye sizinle ne kadar gurur duysa azdır!

Kendinize epeyce "yandaş" da bulmuşsunuz:

Yasin Aktay
Taha Akyol
Şahin Alpay
Ergun Babahan
Ayşe Böhürler
Ali Bulaç
Ahmet Hakan Coşkun
Cengiz Çandar
Yasemin Çongar
Abdurrahman Dilipak
Mustafa Erdoğan
Gülay Göktürk
Okay Gönensin
Nuh Gönültaş
Nazlı Ilıcak
Etyen Mahçupyan
Güngör Mengi
Nuray Mert
Yıldıray Oğur
Avni Özgürel
Haluk Şahin
Ahmet Taşgetiren
Mümtazer Türköne
Cüneyt Ülsever
Mehmet Tezkan
Ferai Tınç
Hadi Uluengin
Mustafa Mutlu
Semih İdiz
Ayşe Hür
Sivilay Abla
Hikmet Çetinkaya.
Deniz Kavukçuoğlu.
Ataol Behramoğlu.
Güray Öz
Yalçın Doğan
Demiray Oral
Bülent Keneş
Melih Altınok
İhsan Dağı
Emre Uslu
Ruhat Mengi
Hadi Özışık
Hilal Kaplan
Orhan Kemal Cengiz
Kürşat Bumin
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen MansurSah » Sal Mar 02, 2010 19:59

Haydar Bey yazdı: ...
Siz "kontrolsüz" gazetecilersiniz, büyük düşünürsünüz!
Türkiye sizinle ne kadar gurur duysa azdır!

Kendinize epeyce "yandaş" da bulmuşsunuz:

...
Ataol Behramoğlu.
...


Tayip'in bu faşistliğine karşı çıkılan, yamuk/yanlış bir durum yoktur. "Yandaş"larınki, hepimizin malumu, kayıkçı kavgası bile değildir; buraya imza attıkları ve burda imzaları bulunduğu günler boyunca "köşe"lerindeki yazılar bellidir. Onların yaptığı, bence hiçbirşey değil ama yalnızca, "laf ola beri gele"dir. Özellikle Ilıcak falan.. Çocuk mu kandırıyorlar?!

Lakin, bu kişiler için, kendilerine epeyce yandaş bulmuş oldukları hususunda, özellikle Ataol Behramoğlu konusuna, tamamen karşı çıkarım! Ne demek efendim, Tayip'in yahut başkasının faşist bir görüş/uygulamasına, bana sorsalar "karşı çıkıyor musun", listede "yandaş" olup olmamasına bakarak mı, cevap vereceğim? Hakikat, hakikattır. Hakikatı genelde örtmeye çalışan bir insan/zümre de aynı hakikate işaret ettiğinde, ben bu sefer sırf onlara karşıtlığımdan, bu hakikati mi örtmeye çalışacağım?

Ataol Behramoğlu'yla ilgili en güncel haberi de, paylaşmak istiyorum:

AKP’nin Behramoğlu’na açtığı davaya tepki

“Tayyip Erdoğan geçmişindeki düşüncelerinden vazgeçmiş falan değil. Demokrasiyi bir araç olarak ve çıkarlarına uyduğu sürece kullanır. Ben AKP seçimi zorla alır derken şunu diyorum. Hile karıştırır, satın alır, kendi lehine çevirmek için elindeki her şeyi kullanır”. Behramoğlu’nun bu değerlendirmeleri AKP ve Tayyip Erdoğan tarafından hakaret davası açılmasının gerekçesi olarak gösterildi.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Deli Haydar » Çrş Mar 03, 2010 2:51

Fatih Bey, bana "yandaşlar"ın başını çektiği -hele ki başbakanı protesto eden- bir oluşumun içinde yer almak pek de akıl karı bir davranış gibi gelmedi. Gençliğe Sesleniş'te konu edilen durumu layıkı ile yerine getiren iktidar sahibinin -tüm yöntem ve eylemlerini bir yana bırakarak- "demokratik Türkiye" üllküsüne aykırı durumunu, yandaşlarla aynı ağızla kınamanın, asıl vahim bir tutum olduğunu düşünüyorum.

İktidar sahibinin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı giriştiği her türlü eylemi haklı göstermek; çalınan her minareye kılıf dikmek; ezber bozmak; Gazi ile balon geçmek (Yıldıray'ın kulakları çınlasın) gibi görevleri olan "yanaşmalar"ın adlarının en tepede olduğu bir bildiriye imza atmak ne kadar doğrudur? Eğer başbakan bugün illaki bir bildiri ile kınanacaksa, bu bildiri Ergenekon iddianameleri kadar olmasa da, en azından iki satırlık da olmamalıdır.

Demek istediğim odur ki, "imzaların" ülkenin gündemini ve ötesini belirlediği bir süreçte, kişiler imza atarken çok daha seçici davranmalıdır. Yoksa benim derdim "yandaşlar"ın yandaşları ile değil, bizatihi yandaşların kendileri iledir.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Ram » Çrş Mar 03, 2010 5:52

Ne demek efendim, Tayip'in yahut başkasının faşist bir görüş/uygulamasına, bana sorsalar "karşı çıkıyor musun", listede "yandaş" olup olmamasına bakarak mı, cevap vereceğim? Hakikat, hakikattır.


Böyle bir soruya, -soruyla ilgili olsa da- bir dizelgeye bakıp da yanıt verilmez. Dizelgeye bakılacak soru şudur: "İçinde yer alır mısınız?"

Bu soruya da verilecek yanıt, ilkeli olmakla ilgilidir. Demokratik eşkıyalar ampûle karşı oluyorlar diye, onların yanında yer almak/aralarında gözükmek en bayağı tanımlamayla ilkesizliktir. Dilenmek gibi bir ilkesi olanlar ayrı; onlar bu kavramı büyük ilke olarak benimsemişlerdir. Elbette bir olasılık daha var, kör/eçhel olmak.

Kimileri, dizelgeye nasıl dâhil olmuş bilinmez. İsteyerek ve bilerek içinde yer almaları demek, dilenci veya kör olmaları demektir. Bu suçlamayı kesin olarak yöneltemememin nedeni ise "Özürlü Ermenici"lerin imza etkinliğinde yapılan sahteciliktir. Buna karşın, o dizelgede dahi, ana imzacıların hiçbiri düzmece değildir.

Anlaşılması gereken şudur: Mustafa Mutlu, Ruhat Mengi, Ataol Behramoğlu, Hikmet Çetinkaya vb. gibi isimlere, burada de zaman zaman yer verilmektedir. Ama yer verilmesi, bu kimselerin (bu dizelgeyi hâriç tutuyorum) bayağı savunurlar olduğunu, çoğu zaman dar bir açıdan baktıklarını veya daha azına râzı oldukları gerçeğini değiştirmez.

    "Geçmem namert köprüsünden, sular aparsa beni
    Yatmam çakal çergesinde, itler öldürse beni
    Girmem ayı kovuğuna, nişler saplansa bana
    Çıkmam Yörük çatmasından, arzı verseler bana
    "
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen İrfan Tuna » Çrş Mar 03, 2010 11:09

Cengiz Çandar
Yasemin Çongar
Taha Akyol
Nazlı Ilıcak
Etyen Mahçupyan
Semih İdiz
Ferai Tınç
Hadi Uluengin
Şahin Alpay
Gülay Göktürk
Emre Uslu
Mümtazer Türköne
Cüneyt Ülsever
Abdurrahman Dilipak
Nuh Gönültaş...


Doğrusu, ABD kontrolündeki bu 'kontrolsüz' adamlarla aynı bildiriye imza atan Ataol Behramoğlu gibi bazı isimleri, ben de bu adamların yanına pek yakıştıramadım...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Türk-Kan » Prş Mar 04, 2010 2:56

Kontrolsüz köşe yazarları bildirisini neden imzalamayacağım

Öncelikli sebebi kişisel: Toplu hareketlerde, protestolarda, imza törenlerinde, bildirilerde yer almak istemiyorum. Groucho Marx'ın dediği 'Beni üye kabul eden hiçbir kulübe üye olmam' prensibine sonuna kadar inanıyorum. Sürüden ayrılmayı seviyorum.

Elbette her kişisel prensip gibi bu da zaman zaman bozulmaya mahkum. Gidip Mustafa Balbay'ın adına Cumhuriyet'te kitap imzaladım mesela. Çünkü bu toplu eyleme inanıyordum, Cumhuriyet ve Cumhuriyet yazarlarıyla dayanışma yapılması gerektiğini düşünüyordum.

Bizim imzanın ardından hemen Balbay'ın çarpıtıldığı iddia edilen günlükleri çıktı ve kendisine 'demokrat' ve 'sivil' basın diyen arkadaşların bir kısmı hemen medya çarmıhları kurdular. İmza verenleri 'darbeci' ya da 'Ergenekoncu' diye etiketlemeye kalktılar. Çok değil, bir sene öncesinden bahsediyorum.

Bu linç kampanyasına karşı günlükler ortaya daha önce çıksaydı da gideceğimi açıkladım. Bugün de aynı şekilde düşünüyorum.

Dün, Ayşenur Arslan'ın 'Medya Mahallesi' programında Gülay Göktürk'ü dinledikten sonra Başbakan'ın 'Bu köşe yazarlarını atın' çıkışına karşı yazılan bildirinin altındaki imzaları inceledim. Giderek artıyor liste... Sağdan soldan, Cumhuriyetçi ya da liberal pek çok farklı isim var.

Çok kısa bir bildiri metni zaten, Başbakan'ın çıkışına tepki koyuyor o kadar.

Ancak bana bu bildiri metni ve şimdi yandaş gazetecilerin bile fırtına koparması son derece yüzeysel bir çaba gibi görünüyor. Daha çok 'günü kurtarma' girişimi adeta.

Bildirideki bazı imzalara baktım, AKP iktidarı boyunca sicilleri son derece kirli gazeteciler de var. Başbakan köşe yazarlarının atılmasını istiyor ya; onlar bu istek gerçek olduğunda hiç kıllarını dahi kıpırdatmamışlardı.

Bir kısmı basın tarihinin en büyük gammazcılık operasyonunun mimarları. Manşetlerinden, köşelerinden meslektaşlarını ihbar edenler, kellelerinin alınması için kapılarına çarpı koyanlar, işaret edenler.

Pratikte itiraz etmediklerine bugün 'ilke' adına karşı çıkmalarını doğrusu hiç mi hiç samimi bulmuyorum.

Aynı bildiride imzası bulunanlar gazetelerinde Türkiye'nin en ünlü gazetecilerini Ergenekon'un medya çetesi adı altında sunmadı mı yakın zaman öncesinde? Örgüt şemaları çizip kotluk ve unvan dağıtmadılar mı?

Başbakan'ın istemediği muhabirlerin işlerine son verilirken, yazarlar kapının önüne konarken hiç seslerini de çıkarmadılar. Dahası, kimi değişimlerde, bugün yeniden şekillenen medya düzeninde öylesine sevindiler, öylesine gaza geldiler ki 'Meydan bize kaldı' diye bir zil takıp oynamadıkları kaldı.

Bugün Başbakan'ın patronlara 'Köşe yazarlarını atın' çağrısına itiraz ediyor gibi gözüken gazetecilerin bazıları birkaç ay önce tasfiye listesi hazırlıyorlar, medyadan gönderilecek isimleri tarif ediyorlardı.

Ekrem Dumanlı, Emin Çölaşan'ın Hürriyet'te yazdığı dönemde kaç kere 'Bu adamı atın' diye yazı yazdı hatırlar mısınız?

Fehmi Koru'nun Aydın Doğan'a 'Adamlarını at, değiştir, böyle kurtulursun' diye çağrı yaptığını unutan var mı?

Önce Sabah'a TMSF el koyduğunda, ardından Doğan Grubu'na vergi cezası geldiğinde ve beraberinde koca medya grubu yeniden şekillenmek zorunda kaldığında hiç seslerini yükseltmeyenler oldu. 'Oh olsun' diyenleri unutmadık.

Bizim başımıza gelenleri 'taraf' olduğum için hiç hatırlatmak bile istemiyorum.

Pazar günü bildiri hazırlayıp alelacele insanları imza atmaya çağıran Gülay Göktürk o günlerde hiç sesini çıkarmamıştı, kılını kıpırdatıp tek bir itiraz etmemişti. Kocasının çocuk pornosunu öven yazılarının arkasında durduğunun onda biri kadar yeniden tasarlanmaya çalışılan medya düzenine itiraz etmemişti.

Şimdi hangi hakla bu bildiriyi hazırlar, nasıl kendi kendini bu demokratik itirazın bayraktarı olarak görebilir anlamıyorum. 'Akıl tutulması' değilse nedir bu?

Cumhuriyet gazetesi her gün Mustafa Balbay'ın köşesinde takvim tutuyor. Dün içeride olduğunun 362. günüymüş. Daha yargılanmadan Balbay'ı çeteci ilan edenler onun içeride olduğunun 362. gününde demokrasi kahramanlığına soyunuyor.

Yok öyle... Bir yüzeysel metin yazıp bütün günahlardan, ayıplardan, utançlardan affolmak...

Tabii ki bu oyuna gelmeyeceğim ve Gülay Göktürk'ün önderliğindeki herhangi bir harekete ne bugün ne de yarın dahil olacağım. Mesele Gülay Göktürk'ün şahsı da değil; onun şahsının teslim ettiği bir zihniyet.

Liberal koroya dahil olmayan, yine de bu bildiriye imza veren meslektaşlarıma da aynı çağrıda bulunmak istiyorum: Gammazcıların, ihbarcıların, kapımızın önüne çarpı atanların, demokrasiyi sadece kendileri için isteyenlerin oyununa gelmeyin, iyi niyetinizi sömürmelerine ve kendilerini sizin adınız üzerinden aklamalarına izin vermeyin. İmzanızı geri çekin...


Oray EĞİN, 3 Mart 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Deli Haydar » Cum Mar 05, 2010 13:13

Özdemir İnce O Bildiriyi Neden İmzalamadı
Odatv.com / 5 Mart 2010

Hürriyet yazarı Özdemir İnce, Başbakanın sözlerini eleştirmek üzere iktidar yanlısı gazetelerin köşe yazarlarının önayak olmasıyla hazırlanan bildiriyi imzalamayacağını yazdı. Buna gerekçe olarak da o girişimin Başbakanı koruma amaçlı olmasını gösterdi. “Onlar tekel işçilerinden yana bir bildiriyi imzalar mı?” diye sordu.

Özdemir İnce’nin “Köşe yazarlarının ortak bildirisini imzalamam” başlıklı yazısı şöyleydi:

Ertuğrul Özkök, 2 Mart 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yazdı: “Köşe yazarları ortak bir bildiri yayımlamaya hazırlanıyor” imiş. Kimi köşe yazarlarının önderliğinde bir ortak metin yayımlayarak, Başbakan’ın, patronları, kendisine muhalif yazıcıları işten atmaya teşvik eden konuşmasını protesto edeceklermiş. Aslına bakarsanız: Başbakan teşvikin çok ötesine geçiyor, “O türden kimseleri gazetenizde barındırırsanız sonunuz kötü olur!” demeye getiriyordu. (Kısa bir bildiri bir gün sonra yayımlandı. Okudum!)

* * *

Ben böyle bir bildiriyi imzalamam. Neden imzalamam, önce bunu açıklamam gerek:

1. Çok uzun zamandan bu yana kendi kalemimden çıkmayan hiçbir metni imzalamıyorum. En son, Deniz Gezmiş’lerin idamına karşı bir bildiri imzalamıştım.

2. Ben bir “Köşe Yazarı” değilim. Ben “Fıkra” ve “Makale” yazarıyım. Sonra “Gazeteci-Yazar” da değilim. Gazetede yazı yazan bir edebiyat yazarıyım. Bunları özellikle belirtiyorum. Çünkü bu iki yazma grubu arasında bir yığın etik farklar ve engeller vardır.

3. Sevgi ve saygı duymadığım insanlarla kesinlikle bir arada olamam. Sevgi ve saygı duymadığım bir tek kişi bile olsa.

* * *

Ertuğrul Özkök yazısını şöyle sürdürüyor: “Merak ediyorum, acaba kaç köşe yazarı bu bildiriye imza atacak? Tabii sayı kadar şu da önemli. Atmayanların kaçı, bildirinin içeriğine katılmadığı, kaçı ise korktuğu, çalıştığı kuruma zarar vermekten çekindiği için bunu yapmayacak?”

Ertuğrul Özkök kardeşimin yazdığına göre, metni, “birçok konuda Başbakan Erdoğan’ın düşünce ve politikalarına yakın çizgide duran” yazıcılar hazırlamaktaymış. (Öyle.)

Bu girişimde bir oportünizm ve derin bir çelişki var: Bir başbakanı her konuda destekleyecekler ama destekledikleri “her konu”nun sonucu olan bir cümleden dolayı gocunacaklar. Kınayacaklar! Bu girişimin “yaşama” ve “yazma” etiği ve deontolojisi ile herhangi bir ilişkisi yok. Gösteri merakı! Başbakan’ı korumayı amaçlıyor.

* * *

1961 yılında 1041 aydının imzaladığı Yön Dergisi Manifestosu’nu, imzacılar arasında “Sol” karşıtı olduğunu yakından bildiğim kimseler de bulunduğu için imzalamamıştım.

1961 yılında 24-25 yaşımdaydım. Aradan 39 yıl geçmiş. Araya 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat girmiş. İmzacılar arasında 12 Mart ve 12 Eylül’ü alkışlayanlar olacak; yeminli Cumhuriyet düşmanları ve karşıtları olacak; laikliği dinsizlik olarak tanıtanlar olacak; Cumhuriyet’in Devrim Yasaları’nı bir felaket olarak görenler olacak; Başbakan’ın her eyleminde bir hikmet ve keramet arayanlar ve bulanlar olacak! Ve ben, benim cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, eşitlik, kardeşlik erdemlerimi paylaşmayan insanlarla birlikte, Başbakan ekmek teknemi devirme tehdidinde bulunduğu için, bir bildirinin altına imza atacağım. Olacak şey değil. Benim her ne pahasına olursa olsun ekmeğimi korumak gibi bir kaygım yok. Onlar beni değil cumhuriyeti ve gerçek demokrasiyi savunsunlar!

Ayrıca, aralarında, benim Hürriyet Gazetesi’nden atılmam için Aydın Doğan’a açıkça tavsiyede bulunanlar olacak ve ben onlarla birlikte sadece “ekmek teknemi” savunmak için bir kâğıt parçasını imzalayacağım! Olacak iş değil! Onlar, Cumhuriyet ve ilkelerini savunmak için yazılmış bir bildiriyi imzalarlar mı?

Tekel emekçilerinden, bütün emekçilerden yana bir bildiriyi imzalarlar mı?
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: "Kontrol Edilemeyen Gazeteciler" Başbakan'a Kafa Tutuyor

İletigönderen Deli Haydar » Prş May 27, 2010 20:34

Resim
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x