KRİZİN NERESİNDEYİZ?"KISIR DÖNGÜ"-Dr. Noyan UMRUK

KRİZİN NERESİNDEYİZ?"KISIR DÖNGÜ"-Dr. Noyan UMRUK

İletigönderen Noyan Umruk » Pzt May 03, 2010 17:41

KRİZİN NERESİNDEYİZ? "KISIR DÖNGÜ"

Dr. Noyan UMRUK


ENFLASYON CANAVARI GERİ Mİ DÖNÜYOR?
FAİZLER YÜKSELİYOR MU?









Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayında tüketici fiyatları endeksinin
(TÜFE) yüzde 0,60, üretici fiyatları endeksinin (ÜFE) ise yüzde 2,35 arttığını açıkladı.
TÜİK’in 2003 baz yıllı verilerine göre, Nisan ayı itibarıyla yıllık enflasyon ise TÜFE’de
yüzde 10,19, ÜFE’de yüzde 10,42 oldu. Çift haneli enflasyon yeniden yakalandı.
Dört aylık enflasyon ise TÜFE’de yüzde 4,55, ÜFE’de yüzde 6,69 düzeyinde gerçekleşti .
Nisan ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında
yüzde 6,87, üretici fiyatlarında yüzde 2,52 düzeyinde oldu.
ÜFE’de aylık değişim %2,35 olarak gerçekleşti.
2010 yılı Nisan ayında 2003 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre
%2,35, bir önceki yılın Aralık ayına göre %6,69, bir önceki yılın aynı ayına göre
%10,42 ve on iki aylık ortalamalara göre %2,52 artış gerçekleşmiştir.
Aylık değişim tarım sektöründe %9,31, sanayi sektöründe %0,83 olarak gerçekleşti.
Tarım sektörü endeksinde, bir önceki yılın Aralık ayına göre %19,87, bir önceki yılın
aynı ayına göre %29,90 ve on iki aylık ortalamalara göre %10,25 artış gerçekleşmiştir.
Sanayi sektörü endeksinde ise bir önceki yılın Aralık ayına göre %3,98, bir önceki yılın
aynı ayına göre %6,47 ve on iki aylık ortalamalara göre %0,90 artış gerçekleşmiştir.


Enerji ve gıda fiyatlarındaki gelişmeler enflasyonun dalgalı bir seyir izlemesine neden olmaktadır.
Şubat ayından itibaren olumsuz hava koşullarının etkisiyle belirgin şekilde artan sebze fiyatları
kırmızı et fiyatlarındaki artış gıda fiyatlarının yüksek seyrinde belirleyici olmayı sürdürmüştür.
Nitekim yılın ilk çeyreğindeki birikimli fiyat artışları işlenmemiş et ürünlerinde yüzde 9,85,
işlenmiş et ürünlerinde ise yüzde 8,86 oranına ulaşmıştır. Enerji grubu yıllık enflasyonu ise
geçen yıldaki düşük baza ek olarak akaryakıt ve su fiyatlarındaki artışlarla yükselişini Mart
ayında da sürdürmüş ve yüzde 10,26'ya ulaşmıştır. Böylelikle, ilk çeyreğin sonu itibarıyla,
gıda ve enerji kalemlerinin yıllık enflasyona yaptığı katkı 4,62 puana ulaşmıştır.
Gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalı seyrin önümüzdeki dönemde de sürmesi beklenmektedir.
Temel enflasyon göstergeleri Mart ayından itibaren belirgin bir artış göstermiştir.
Mart ayında hizmet fiyatlarının yıllık değişim oranında da belirgin bir artış gözlenmiştir.
Enerji fiyatlarındaki yükseliş ulaştırma hizmetlerini, et fiyatlarındaki artışlar ise yiyecek
hizmetlerini olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Sabit telefon görüşme ücretlerinde kayda değer
bir artış gözlenirken, söz konusu yükseliş yıllık enflasyonundaki artışın yaklaşık dörtte birini
oluşturmuştur.

ENFLASYONU ETKİLEYEN DİĞER UNSURLAR

* Gayri Safi Yurt İçi Hasıla:

(GSYİH) 2009 yılının son çeyreğinde yıllık yüzde 6,0 oranında
artarken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle dönemlik bazda yüzde
2,3 oranında artış kaydetmiştir. Böylelikle iktisadi faaliyette 2009
yılının ikinci çeyreğinden itibaren gözlenen küçük büyüme eğilimi bir
miktar daha yavaşlamıştır.

* Harcamalar :

Harcama yönünden incelendiğinde, kamu tüketiminin hızla artarak
dönemlik büyümeyi desteklediği, buna karşılık özel kesim talebinin
daha yavaş bir seyir izlediği görülmektedir. Kamu mal ve hizmet
alımlarındaki sıçrama, 2010 yılında gerçekleştirilmesi planlanan
sağlık harcamalarının, bütçe gelir peryodlarının seyri çerçevesinde
öne çekilmesinden kaynaklanmıştır. Bu çerçevede, kamu
harcamalarındaki bu hızlı yükseliş, büyük oranda geçici bir durumu
yansıtmaktadır.

* Gerilemiş Sanayi Üretiminin Telafi Edilememesi:

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle sanayi üretim endeksi
Şubat ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 1,6 oranında artış kaydederken,
Mart ayında üretimin bir miktar hızlanacağı öngörülmektedir.
Yılın ilk çeyreğinde takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık artış
oranının sadece yüzde 17-18 civarında olması, geçen yılın aynı dönemindeki
düşük baz etkisi nedeniyle yeterli değildir. Bununla birlikte ,iktisadi faaliyetin
ana eğiliminin takibi açısından mevsimsellikten arındırılmış dönemlik büyüme
oranlarına odaklanılması gerekmektedir.

*İç Talep:

İç talep yavaş bir artış eğilimi sergilemektedir. Politika faizlerindeki indirimler
ile kamu harcamalarındaki artışın iç talep üzerindeki etkileri giderek
belirginleşmekte, iç talebe duyarlı sektörlerde görece daha güçlü bir faaliyet
gözlenmektedir.
Son dönemde sanayi üretimindeki gelişmeler incelendiğinde, dayanıksız
tüketim malları ile inşaat sektörü bağlantısı güçlü sektörlerdeki küçük küçük
hareketlenmeler dikkati çekmektedir. Bankacılık kesimi tarafından
firmalara kullandırılan ticari krediler ile istihdam verilerinin alt
kalemleri incelendiğinde, daha çok iç talebe yönelik olan hizmet
sektöründeki gelişmelerin, sanayi sektörüne kıyasla daha güçlü olduğu
görülmektedir.

*Yatırımlarda Canlanma Yok :

Sermaye mallarına ilişkin üretim ve ithalat verileri, özel yatırım
talebindeki toparlanmanın henüz ivme kazanmadığına işaret etmektedir.
Küresel büyüme görünümü özellikle ihracata dönük sanayi sektörleri ve
ilgili hizmet sektörleri gibi dış talebe görece daha duyarlı
sektörlerde iktisadi faaliyeti sınırlamaya devam etmektedir. İmalat
sanayisinde ağırlıklı olarak dış piyasaya üretim yapan firmaların,
krizden itibaren iç piyasa odaklı firmalara kıyasla düşük
kapasite ile çalıştığı dikkat çekmektedir. Bu çerçevede, imalat
sanayi'inde kapasite kullanım oranı ve kişi başına çalışılan saat
gibi kaynak kullanım göstergelerindeki zayıf seyir sürmektedir.
Önümüzdekidönemde küresel büyüme görünümündeki zayıf seyre
paralel olaraktoplam talep yetersizliği ve belirsizliğinin imalat sanayi'inde
yeni yatırımları sınırlayacağı izlenmektedir. Bu nedenle, yatırım talebinin
bir müddet daha kriz öncesi dönemlere kıyasla düşükdüzeylerde
seyredecektir.

*Dış Talep

Dış talebe ilişkin belirsizlikler sürmektedir. İhracat miktar endeksi yılın ilk
çeyreğinde yüzde 9 civarındada gerilerken, altın hariç tutulduğunda bir
olumsuz bir seyir izlemiştir. Başta Euro bölgesi olmak üzere (Hala dış
ticaret potansiyelimizin %60'ını oluşturan A.B.de Yunanistan, Portekiz,
İspanya'dan başlayan ciddi sıkıntılar, dış ticaretde ülke çeşitlendirilmesine
gidilmesinde ne denli geç kalındığını göstermektedir.) mevcut pazarlara ilişkin
büyüme görünümünün henüz yeterince güç kazanmadığının altını çizerek ihracatta
henüz olumlu bir gelişme olmadığı izlenmektedir. İhracata ilişkin öncü göstergelerin
yakın dönem seyri de bu görünümü teyid etmektedir. Bu çerçevede, imalat sanayi'inde
kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının bir hayli zaman alacağı
anlaşılmaktadır.

*İşsizlik:

İşsizlik oranları (%14.5) halen yüksek seviyelerde bulunmaktadır.
Dış talepteki zayıf seyir sanayi istihdamını sınırlamaya devam ederken,
işsizlik oranlarının uzun bir süre kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde
seyredeceği, dolayısıyla birim işgücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı
hissedilmeyeceği, ancak bu durumun iç talepdeki büyümeye set çekeceği
söylenebilir.

PARA POLİTİKASI ve RİSKLER:

Para politikası uygulamalarının yurt içi talep üzerindeki gecikmeli
etkileri belirginleşmeye başlarken, küresel büyüme görünümündeki zayıf
seyir ticarete konu olan sektörlerde kaynak kullanımını sınırlamaya
devam etmektedir. Bu görünüm altında iktisadi faaliyettekicanlanma
gecikmektedir.
2009 yılındaki geçici vergi indirimleri ve işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen
yüksek oynaklığın oluşturduğu baz etkileri nedeniyle, enflasyonun hedefin
belirgin şekilde üzerinde dalgalı bir seyir izleyecektir. 2009 yılı Mart ayı
ortasında yürürlüğe koyulan, daha sonra Haziran ayında kısmen ve Ekim
ayında tamamen geri alınan geçici vergi indirimleri nedeni ile, 2010 yılında
gerek yıllık enflasyona gerekse temel enflasyon göstergelerine Mart
ve Nisan aylarında yukarı yönlü, Haziran, Temmuz ve Ekim ayına kadar
mevsimsel olarak(tarım ürünleri, sebze ve meyve fiatlarındaki düşüşlerden
kaynaklanacak) aşağı yönlü fiat hareketleri beklenmektedir. Asıl, Ekim'den
sonraki fiat hareketleri önem kazanmaktadır. 2010 EKİMİ VE SONRASI ÇOK KRİTİKDİR.

2009 yılının son çeyreğinden itibaren işlenmemiş gıda, petrol, yönetilen/yönlendirilen
kamu fiyatları ve baz etkileri gibi bir çok farklı unsurun olumsuz etkisiyle enflasyonda
hızlı bir yükseliş gözlenmiştir. Bu gelişmeler, yıllık enflasyonun hedeflerin belirgin olarak
üzerinde seyretmesine neden olmakta ve beklentileri olumsuz etkilemektedir.
Halihazırda maliyet unsurlarından doğrudan etkilenen kalemler de göz önüne alındığında
fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedeflere ulaşılmasının çok zor olacağı
değerlendirilmektedir
Nitekim, Merkez Bankası da önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerindeki
artışın devam etmesi ve bu durumun genel fiyatlama davranışlarında
bozulmaya yol açması halinde, gerekli tedbirleri almakta tereddüt etmeyeceğini
vurgulamıştır. Bu da, faizlerin ve yatırım maliyetlerinin yükselmesi ile girilecek bir
"KISIR DÖNGÜ" süreci demektir.

Küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü riskler, ortadan kalkmış değildir. Gelişmiş
ülkelerde gerek bütçe açıklarının ulaştığı yüksek seviyeler, gerekse kredi,
gayrimenkul ve emek piyasalarında süregelen sorunlar küresel ekonominin toparlanma
hızına ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Uygulanan parasal tedbirlerin
gecikmeli etkilerine ilişkin belirsizliklerin sürmesinin, yurt içi ve küresel iktisadi faaliyet
üzerinde yukarı yönlü riskleri de gündeme getirebilir. Yurt içi talebin göreli olarak daha
istikrarlı bir toparlanma eğilimine girdiği göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemde
dış talebin öngörülenin ötesinde bir toparlanma göstermesi halinde ekonomideki atıl
kapasitenin hızla kapanma eğilimine girebileceğini, bunun da maliyet yönlü baskılarla birlikte
enflasyonun orta vadeli hedeflere ulaşmasını engelleyebilecektir.
Öte yandan, başta Çin ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin
büyüme hızına ilişkin olumlu beklentiler petrol ve diğer emtia
fiyatlarına ilişkin yukarı yönlü riskleri beslemektedir. Söz konusu
ülkelerin dünya talebi içinde artan ağırlığı emtia fiyatları üzerinde
ek bir baskı oluşturmaktadır. Önümüzdeki dönemde emtia fiyatlarındaki
artışların öngörülenden daha hızlı olması da enflasyondaki artışı hızlandırabilecektir.





--------------------------------------------------------------------------------

Hareket Halindeyken E-postanız ve Çok Daha Fazlası. Windows Live Hotmail'i Ücretsiz Edinin. Hemen kaydolun.


--------------------------------------------------------------------------------
Hotmail: Microsoft’un güçlü İSTENMEYEN POSTA koruması ile güvenilir e-posta. Hemen kaydolun.
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1043
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x