Emperyalistler, “Kürdistan” satrancının Türkiye ve Güneydoğu bölümünde hamle üstüne hamle yapıyor. Bazı piyonlar devre dışı bırakılırken, yeni piyon ve vezirler oyuna sürülüyor.
Mesela teröristbaşının “kullanım süresi” bitiriliyor gibi. Ama Türkiye için değil. O piyon görevini tamamladığı, bir de “vezir” e tabi olmayı reddettiği için. Teröristbaşı, 1999’da teslim edilerek, bölücülüğün siyasallaştırılması ve uluslararasılaştırılmasını sağlamada kullanılmıştı. Şimdi de, Türkiye’nin Barzani “uydu devleti” ni tanıması için, “PKK ile mücadele” adı altında yalnızlaştırılıp, paranoyaklaştırılarak devreden çıkarılıyor.
Şu gelişmeler normal mi?
-Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararına rağmen, teröristbaşının yeniden yargılanmasına gerek görmüyor.
-AİHM ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi zehirlenme iddialarıyla ilgili başvuruyu anında reddediyor.
- “Ortak dil” arayışıyla, DTP-PKK’yı ayrıştırma seferberliği başlatılıyor.
-DTP kongresine delegelerin yarısı katılmıyor, Ahmet Türk kıl payı oyla seçiliyor.
-Bazı isimler listeden çekiliyor, teröristbaşı ile arası açık olan Leyla Zana yönetime giriyor.
-Eskiden elleri öpülen teröristbaşının ailesinden kimse kongrede gözükmüyor, salona resimleri asılmıyor.
-Düne kadar “siyasi çözüm” adı altında teröristbaşı ile aynı dili kullananlar, birden susuyor.
-PKK’ya ait gazete ve internet siteleri kapatılıyor.
Ve teröristbaşı, ya da DTP öksürse ayağa kalkan AB-ABD’den tık çıkmıyor.
Aksine ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Bryza, seçimlerden önce bazı PKK liderlerini yakalayıp, teslim edebileceklerini ima ederek, “Yapılacaklar, Türkiye’de köklü bir değişim yaratacak” diyor. Nedense, “Öcalan’ı yakaladığımızda şans da yardımcı oldu” vurgusunu yapıyor. Özetle AKP için bir şeyler yapılacağı mesajını verip, bu piyonlar karşılığında, yeni diyetler istenmesinin yolunu döşüyor.
ABD’nin Adana Konsolosu Eric Green de, “Demokratikleşmenin önündeki en büyük engel olanPKK’nın artık sahneden çekilmesi gerektiğini” açıklıyor.
Piyonların kaderi!
Teröristbaşı da kendisini biliyor. Orhan Pamuk’un, “O özel bir rehinedir” dediğini hatırlatıyor. Ha Rehine, ha piyon!..
Kendisine tavır alınmasını, “ABD ve bazı Avrupa ülkeleri ‘bizim siyaset çizgimize girin, istediğiniz tüm yardımları yapalım, seni destekleyelim’ teklifinde bulundular. Kabul etmediğim için beni boğmaya çalışıyorlar. Eğer bizi tasfiye ederlerse, bazı Kürt partileri hazır. Devreye bunlar girecek. Daha fazla taleple Türkiye’nin önüne gelirler” diye açıklıyor.
El hak doğru!.. Siyasallaşma fitnesi tuttu. Yeni aktörler arz-ı endam ediyor. DTP yönetimine giren eski DEPli Orhan Doğan, Evren’in “eyalet” açıklamalarından sonra, “Geçmişiyle yüzleşmeye başlayan Türkiye’de MİT Müsteşarı Emre Taner, emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Mehmet Ağar ile başlayan süreç, Evren ve önümüzdeki çok daha ilginç isimlerle devam edecektir diye düşünüyorum” dememiş miydi?
Evet Türkiye, “sıtmayla mücadele” adı altında “ölüm bataklığına” sürükleniyor. PKK bitirilmiyor, sadece durduruluyor. Teröristlerin bir bölümü ABD’nin İran’a karşı kullandığı PEJAK’a, bir kısmı Barzani peşmergelerine dahil ediliyor. Kalanların da, ilk etapta Mahmur üzerinden, “gizli afla” Türkiye’ye sokularak, Barzani’nin nüfuz alanının tahkimi ve genişletilmesi planlanıyor.
Hasılı tüm yollar “Vezir” Barzani için döşeniyor.
Terörle Mücadele Koordinatörü Edip Başer’in, “PKK yan mesele, önceliğimiz Kürdistan’ın kurulmasını engellemek” açıklaması, K.K.K. Orgeneral Başbuğ’un, “Türkiye’nin milli menfaati, Irak’ın siyasi ve toprak bütünlüğünün korunmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye milli menfaatlerini koruyacak güçtedir. T.C. Devleti kaynağı ne olursa olsun, şantajları ve şantajlara dayalı tehditleri ciddiye almaz” demesi, “Kürdistan Satrancı” ndaki son hamleleri özetlemiyor mu?


Kaynak: Yeniçağ gazetesinden Sadi Somuncuoğlu'nun 14.03.2007 tarihindeki köşe yazısı

Oyun bitti de,taşlar toplanıyor,kürdistan mevzusunda...Paylaşım için sağol Çetin Taş