Kurşunlanan fakat sahip çıkılmayan adam anlatıyor!

Birinci haber:
İstanbul'da 7'nin üzerinde deprem olunca 15 milyon insanın sığınacağı 100 adet “toplanma alanından” 84'ünün üzerine 40 katlı-50 katlı- lüks rezidanslı binalar yapıldı. 84 yeşil alanın tamamı belediye ve Hazine'nin malıydı. Özel kişilere satıldı. Büyük ve kirli rant doğdu, paylaşıldı. İstanbul halkı, deprem karşısında dımdızlak bırakıldı.

İkinci haber:
Almanya'ya kaçmış FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz'ün, Zincirlikuyu Mezarlığı'na bitişik İstanbloom projesinden 5 milyon dolar değerinde 2 daire sahibi olduğu, daireleri avukatının üzerine yaptığı ortaya çıktı. Zekeriya Öz'ün gizlice 2 daireyi avukatının üzerinden alıp, kan bağı olan yakın akrabasının üzerine geçirme girişimi fark edilip, önlendi.

* * *

Bir bilgi:
İstanbloom dairelerinin üzerinde yükseldiği 14 bin 760 metrekare yeşil alan Şişli Belediyesi'nin malıydı. Yani deprem sonrası halkın sığınabileceği “toplanma yeşil alanlarından” biriydi. 2010 yılında Metin Esin, Fikret Orman, Mehmet Emin Armutçuoğlu'na ait Esin Yapı'ya satıldı. Şişli Belediyesi kendi malı yeşil alanı bu kişilere sattıktan sonra onun üzerine 45 kat yüksekliğinde imar izni verdi. Büyükşehir Belediyesi de bu imar iznini onayladı. 45 kat yükseldi.

* * *

Bu 2 haber ile bir bilgi yan yana gelince ben “84 toplanma yeşil alanı özel şirketlere satılıp, yüksek katlı imar izinleri de verilince buradan kaç milyar dolarlık rant çıktı?” diye sormak ve aldığım cevabı siz okurlarıma aktarmak için “kurşunlanan fakat sahip çıkılmayan adamı” aradım.

Şişli'de oturuyor.

Çocuk giysi mağazası var.

Şişli Belediye Meclis üyesi.

Adı Dursun Çaltı, çıldıran imar rantının İstanbul'u “medeni bir kent olmaktan uzaklaştırdığını” gördüğü için 30 yıldır mücadele ediyor. Mahkemelere başvuruyor. Yeşil alanlar halka kalsın diye imar izinlerini iptal ettirmeye çalışıyor. Çabasının karşılığını alıyor.

Kurşunluyorlar.

2 defa kurşunlandı.

İlkinde 5 ameliyat geçirdi.

İkincisinde kurşunlar sıyırdı.

Onu kurşunlatanlar İstanbloom'cular değil Keten'cilerdi.

* * *

Kurşunlanan adam anlatıyor:
“Bugün deprem olsa, insanların sığınacağı yeşil alanlar 15-20 yıl önce Hazine'nin ve belediyelerin malıydı. Leblebi fiyatına özel kişi ve firmalara satıldı. Bu süreç şöyle işledi: Hazine veya belediye malı yeşil alan özele ucuza satılır. Çünkü imar izni yok, üstüne bina yapamazsın. Yeşilalan özel kişiye geçtikten hemen sonra ilçe belediyeleri imar komisyonları bu alanlara imar izni kararı çıkarır. Karar ilçe belediye meclisinden hemen geçirilir. Sonra büyükşehir belediyesi imar komisyonuna gider, oradan da geçer, sonra Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gelir, oradan da yıldırım hızıyla geçer. Büyükşehir Belediye Başkanı imzayı atar. Rant doğar. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın tek başına “bu imar izni halkın deprem sırasında sığınacağı yeşil alanı elinden alıyor, ben buna hayır diyorum, imza atmıyorum” deme yasal hakkı var. Bu yasal hakkını kullansa tek başına yeşil alanı kurtaracak. Kullanmıyor. Çünkü o yeşil alanları Hazine'nin elinden üç otuz paraya kapatmış kişiler etkili insanlar. Rüşvet dağıtırlar. Ankara'dan, partiden, Meclis'ten, bürokrasiden her yerden birbirine vidalı çıkar ilişkisi kurmuşlardır. İstanbul'da ve tüm Türkiye şehirlerinde kentsel dönüşüm başlayınca 2013'ten sonra TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na da şehirlerin belediyelerini atlayarak kupon araziler için “kişiye ve parsele özel imar çıkarma” yetkisi verildi. Bunun sonucunda 17-25 Aralık'ta bakan oğullarının kasalarından, devlet bankası genel müdürünün evindeki ayakkabı kutularından dolar çıkınca dönemin Başbakanı, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı'na “istifa et” dedi. Bakan da “ben neden istifa edeyim, sen istifa et, sen ne dediysen ben onu yaptım dedi” unutmayın. İstanbul'da 84 yeşil alanın imara açılmasından doğan rant, benim yaptığım hesaplara göre, 100 ila 150 milyar dolardır. Bunun en büyük payını başlangıçta iktidarla birlikte olan FETÖ cemaatinin işadamları yedi. FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz'ün İstanbloom projesinden aldığı ortaya çıkan iki dairesi bu fasıldan sayılmalıdır. Fetullah cemaati yanı sıra imar rantı paylaşanlar arasında ikinci sırada iktidar partisi yakınları, ilçe ve büyükşehir belediye başkanları, belediye imar komisyonu üyeleri, iktidar partisi ilçe ve il başkanları gelir. Üçüncü sırada belediye bürokratları, aracılık eden, dosya takip eden muktedirler yer alır.”

* * *

Ey Aziz İstanbul!

Profesörler yine uyardı.

Deprem geliyor.

Senin yatacak yerin yok.

Yeşil alansız kaldın.

Kurşunlanan adama kulak ver.

Necati DOĞRU, 21 Ağustos 2017
necatidogru@sozcum.com