Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!(Ben salağım dinlemem)

Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!(Ben salağım dinlemem)

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş Tem 20, 2011 18:22

Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!
Ben dinlemem, isteyen dinlesin!
(Ben salağım dinlemem)

Müzik, neredeyse dil kadar önemlidir. Toplumları etkileyen, insanın onsuz olamadığı bir olgu.

Müzik sesle veya ses çıkaran aletlerle yapılır. İnsanlık tarihi kadar da eskidir…

Dilimizle nasıl konuşuyorsak, derdimizi, sevincimizi, kederimizi anlatıyorsak, bilgimizi aktarıyorsak, aynı şeyi şarkı söyleyerek de yapabiliriz…
Keyifli olduğumuz anlarda konuşmamız bile şarkılıdır. Islık çalma yine böyle bir mutluluğun belirtisidir. Bir yere vurarak ses çıkarma, tempo tutma, hep iyi anlarda yapılır.

Acılar ağıt yaktırır…

Acının büyüklüğüyle ağlarken, yanarken insan, bazı sözlerini uzatarak derdini anlatmaya başlar kendiliğinden…

Bütün bunları doğal olarak kendi dilimizle yaparız. Kendi dilimizle söyleriz…

Bir insanın anadili onun rüya gördüğü dilmiş. Kendini bıraktığında en gevşemiş anında beynine gelen, diline gelen dil…Çok dil bilenlere sorarlar: Hangi dille düş görüyorsun sen?

Ninnilerle bu yüzden büyütürüz çocuklarımızı…

Kulaklarımızın ilk duyduğu ses, annemizin sesi ve annemizin söylediği ninnilerdir…Annesinden duyduğunu, çocuk büyüyünce kendi çocuğuna aktarır…Toplum sesleriyle sözleriyle yaşar, bilgisini birikimini aktarır…Birbirini sever, bağlanır, anlar, dinler…

Bu yüzden aydın toplumlar dil birliğine çok önem verirler. Aynı dilde buluşmaya, aynı tınılarda duygulanmaya, aynı ezgilerde bütünleşmeye…

Müzik konserleri her ülkede yaşanılan toplumun ortak diliyle yapılır. Eğer başka ülkeden bir konuk şarkıcı şarkı okuyacaksa, herkes bunu bilerek, eğer o dilde şarkı duymak istiyorsa, oraya gider. Yabancı dille söylenen şarkıyı dinler.

Kendi ülkesinin diliyle, kendi milletinin diliyle şarkı dinlemek ister dünyadaki insanlar doğal olarak. Bunun tersi akla aykırıdır.

Hiçbir ülkede, bir konserde, para verip girdiğin bir etkinlikte, istemediğin bir dille sana şarkı dayatmazlar.

Bir anda sahneye çıkıp, kimse, kimsenin anlamadığı bir dille şarkıya başlayamaz. İlk dakikada tutup indirirler. Ne oluyor, hop dedik, derler.

Veya dünya çapındaki bir konsere( öyleymiş(!) dediklerine göre), sıradan, yerel dille şarkı söyleyen birini sıkıştıramazlar…

Askere acımadan kurşun sıkan, sivile askere bomba atan bu terör örgütünün yandaşlarının, Türkleri kötüleyenlerin, tarihimize iftira atanların, geçmişimizi karalayanların yanındadır bizde hep şarkıcı- sanatçı- aydın tayfası nedense, eskiden beri.

Hem de insan hakları çığlıkları atarak…

Öldürülenlerin, sessiz kalan, ezilen bölge halkının, terörle korkutulan halkın, sanki insan hakkı yok!..

Bu örgütün yandaşlarının tek bildiği ; şiddet, baskı, korkutmak ve dayatmak…

Bu, silah değilse, sözlü şiddet oluyor, cam kırmak, işyeri yakmak oluyor, otobüste insan yakmak, haraç almak, göz korkutmak, tehdit oluyor, bu da olmazsa şarkı dayatmak. Dinle beni demek…


Eli kanlı bu örgüt, AB,ABD, İSRAİL emellerinin maşası olan bu örgüt, Almanya’da, neredeyse tüm Türk işyerlerinden haraç alarak beslendi. Yıllarca Türk konsoloslukları, bankaları tehdit edildi bunlar tarafından.Yakıldı, camları indirildi…Yurtdışında da bir zamanlar can aldılar, birbirlerini öldürdüler ama en çok uyuşturucu parası ve haraçla uğraştıkları söylenirdi bunların…

Eskiden, bir konser olur, bir konferans olur, bu örgütün yandaşları hemen kapısının önüne kitap reyonu kurarlardı. Türkiye’yi kötüleyen, kürtçülüğü, bölücülüğü öven kitaplar…Bir de solcuların çokça okuduğu kitaplar…

Bu kitapları şehrin sokaklarında da satarlardı.Hele geceyse, karanlıksa, geç bakalım almadan, zorla satarlardı bizim Türklere, alırdı onlar da can korkusundan…Tehditle…

İşyeri sahipleri neler neler anlatırlardı neler…Korku dağları bürüdüğü için de, ne istenirse verirlerdi…

Daha geçen sene Almanya’da oldu.Türkiye’den tanınmış bir grup geliyor. Türkü söyleyecekler. Böyle tanıtılıyor konser. Diline , müziğine hasret vatandaşımız bilet alıp salonu hınca hınç dolduruyor. Türküler söyleniyor, eşlik ediliyor, sıla hasreti gideriliyor, derken, bunlar birden Kürtçe olduğu söylenen bir dille söylemeye başlamazlar mı? Belki içlerindeki üç beş kişi ancak anlıyor…

Bunun üzerine bazıları kalkıp salondan çıkıyor. Bir tanıdığım anlatıyor: “ Ayıp olmasın diye kaldım. Keşke ben de çıksaydım, birden ne olduğunu anlamadım. O konsere dünyanın parasını verdik. Kendi dilimizden müzik dinlemek için gittik. Böyle tepeden emir verir gibi bir yerel dile geçilir mi? İzinsiz, habersiz…Bakalım duymak istiyor muyuz o dili?Anlamadığımız sözleri dinlemek… BOP’un bir bölgemize, bizden koparmak istediği bölgemize dayattığı dili …”

Harbiye’deki konserde de böyle olmuş aynen. Aynur adlı birinin, şarkısını, yetmiş iki çeşit yerel ağzın bulunduğu söylenen ülkemizde, bu ağızlardan biriyle söyleyeceğini kim tahmin edebilirdi değil mi?

Fatih Altaylı kükremiş, küfrü de basmış vatandaşlara. “Allahın salağı” demiş.

“Bu kadın Kürtçe söylermiş. İşi buymuş. Oraya giden biri bunu nasıl bilmezmiş?”

“Bunun adı gerçekten dangalaklıktır.” diyor ama bununla da hızını alamıyor:

“Kimse seni oraya zorla göndermedi. O gün o olay olmasa Kürtçe şarkıları da paşa paşa dinleyecektin. Tempo tutacaktın.
O gün o menfur olay olduysa… (şarkıcının) suçu ne?

Gitmezsin olur biter.

Allahın salağı”


Bravo, anlı şanlı gazeteciye…Alkış alkış…

Daha düne kadar adı sanı bilinmeyen, fasülyeden bir şarkıcıyı kim tanıyacak da ne söyleyeceğini bilecek?

Önceden duyurulmuş mu? Şu şu dillerden söylenecek diye duyururlarken bir de bizden bir yerel ağızdan söyleyen biri olacak demişler mi? Deseler belki gitmeyen olacak! Belki de aşırı ilgi olacak. Millet koşacak, aman kaçırmayalım bu fırsatı diyecek (!)

Bunu tertipçiler bilerek yapmışlardır, gizlemişlerdir, dinleyenlerin dediklerine göre, slogan atar gibi, ağıt gibi insanları irkiltecek, ne oluyor dedirtecek cinsten şarkıları seçip buna söyletmişler. Bu şarkıları ne alâkaysa Amerikan caz müziğinin içine katmışlar. Hem niye tek bir yerel ağız? Başka dil yok mu? Diğerlerini niye çağırmadınız? 72’sinden birer örnek. Olmadı yedi sekizini dinletseydiniz…Öbürlerinin başı kel mi?

Üstüne üstlük aynı gece, bölünme, sözde bağımsızlığını ilân edebilme adına, bunun ilk adımı için gerekli olan, bir yerel dil bulup, bu dili dayatan, dayattığı dil kabul edilsin, Anayasaya geçsin, bu dil dolayısıyla ayrı bir halk kabul edilmenin yolu açılsın, BM’ler müdahalesi doğsun ve bölünelim diye askerlerimize saldırdığını söyleyen kanlı örgüt, yeni bir baskın yapacak…13 vatan evlâdı bunların kurşunlarıyla can verecek…

Sonra da, ilk iki şarkınızı sessizce dinleyenler, üçüncü şarkıda, irkiltici olduğu söylenen o şarkıda, ağıt yakar gibi çığlık çığlığa bağırdığınız o şarkıda sizi uyarsınlar, yuhlasınlar, sahneden inerken elinizle veya mimiklerinizle, vücut dilinizle zafer işareti yapın!

Neyin zaferi? Bu yüce milleti böyle aciz ve zavallı durumlara düşürmenizin zaferi mi?

Kışkırtmanın, dayatmanın zaferi mi?

Bu konser bir İspanyol gitarcının projesiymiş: “Suyun Kadınları.”
Çok çeşitli kültürden kadınlar bir araya getirilmişmiş.
“Haber Türk” denilen, aslında adı “Türk’e Karşı Haber” kanalı olması gereken bu televizyon kanalı, bu işe biraz fazla sarıldı. Gece gündüz bunu tartıştırıyorlar. Timsah gözyaşları döküyorlar.

“İşin çözümü sanatta. Çok güzel şeyler olacak!” diyorlar.

***
ABD’de bir konsere getirdiler beni bir gidişimde. Hiç yabancı müzik dinlemeyen biriyim. Yabancı müzik sevmem. Yabancı bir dilden şarkı ise hiç mi hiç dinlemem…

Hem, böyle bir konserin ortamını yabancı bir ülkede yaşamak, hem de Amerikan filmlerinden kulağımda kalan eski zamanın tanınmış şarkılarını duymak ilginç olabilir diye düşündüm, ayrıca oraya, şarkıcının bir komşusu aracılığıyla özel davetlisi olarak, hediye biletle gittim…

Şarkıcı, sekseni aşkın yaşlarda, 2. Dünya savaşı yıllarında çok çok ünlü olan, Yahudi kökenli bir Alman kadın. Anadili Almanca yani.

Bir otelin salonunda konseri. İçersi doldu. Kadın eski zamanlardaki gibi giyinmiş. Elli-altmış yıl öncenin şarkılarını hafif Alman aksanlı İngilizcesiyle önce tanıtıyor, hikayeler anlatıyor, sonra söylüyor. Üç kişilik müzisyen grubu ona eşlik ediyordu. Piyano ana çalgıydı. Baştan sona İngilizce söylendi bütün parçalar ve tanıtımlarını dediğim gibi İngilizce yaptı şarkıcı.

Bizim masada İspanyol, İtalyan, Alman kökenli insanlar vardı, salonda her kökenden insan, her yaştan insan...Zencisi, esmeri, Asyalısı… Gençler anneleriyle gelmiş, savaş gazisi yaşlı baba, ortayaşlı bir çift…Kendilerine Amerikalı diyen ve ortak dilleriyle şarkı dinleyen…Her söylenen şarkıyı avuçları çatlayıncaya kadar da alkışlayan…

Şarkıcı kadının aklına kendi anasının dilinden bir şarkı söylemek nedense hiç gelmedi. Bunu sorduğum da bana şaşkın şaşkın baktılar…Ne diyor bu diye…

Bizi ise çomar oğlanına çevirdiler ne yazık ki ülkemizde…

Cürete, utanmazlığa, arsızlığa bakın…

Sahipsizliğimize bakın…

Sen kendi yerel dilinden şarkı mı türkü mü ne söyleyeceksin, ilân edersin duyurursun, gelen gelir, gelmeyen gelmez. Gelen de bilir ki ben bunu dinlemeye geldim. Meraklısı gider.


Fatih Altaylı’ya bak, “Paşa paşa dinleyecektin “diyor.

Bir zamanların mangalda kül bırakmayan atak çocuğu…

Niye dinleyecek? Konserlerde böyle sürprizler olmaz. Hele bir yerel ağız, hem de ülkeyi bölmek için dayatılan bir yerel ağız üzerinden böyle şaşırtmacalar olmaz.

Demin bu şarkıcı kadın, birdenbire ünleniveren bu kadın şarkıcı, gazetecilere onları affettim gibi büyük büyük laflar etmeye kalkışan bu kişi kimmiş neymiş diye, bilgiağına(internet) adını yazdım arıyorum. Böylece bu konuyu ne çok gazete sitesinin haber yaptığını görüyorum.
İnanılmaz yorumlar da okudum bu arada. Bölücü yandaşları tüm kinlerini kusmuşlar. Toplumun hâliyle kafayı buluyorlar. PKK savunuculuğunun suç olmadığına da bayağı seviniyorlar:

“Neyse ki Ahmet Kaya’dan sonra bunlar dersini aldı. Yarın, “vay şerefsiz” manşetini atacak gazete kalmadı artık.”diye yazmış biri.

Ne demekse, biri demiş ki:

“Ahmet Kaya’yı kaptırdık. A.D’yi size yar etmeyiz.”

Herhalde PKK yandaşı Kaya’yı Fransa’ya kaptırmış…Bunu kim yâr edecekse kendine, yâr ettirmeyeceklermiş…

Sonra sesli gösterimler çıkıyor, arama sayfalarında. Birinde Ajda Pekkan’la. “Allah sizi başımızdan eksik etmesinci, açılımcı Ajda Pekkan,” bilmediği ağızdan şarkı bile söylemeye çalışmış demek…İngilizce söylediğini bilirdim de, öyle ağzını yaya yaya, bunu bilmiyordum…Nasıl demiş duymadım. Görüntüye bakıp kapattım, sesi açmadan…

Silvan’da yanarak ölen şehitlerimizin dün akşam ön otopsi raporlarını açıkladı, Kanalb, yani Başkent Televizyonu. İnsan olanın kendinden utanacağı bir sonuç. Yemek molasındaki Mehmetçiklerimize saldıranlar uzun namlulu tüfeklerle ateş açmışlar meğer. Mehmetçiklerin dördü kafasından, ikisi gözünden, yedisi boynundan, sırtından, göğsünden kurşunlanmış…

İnsan olanın, ülkesini sevenin, tasada sevinçte bir olanın, bir milletin parçası olanın, bu durumda değil çıkıp şarkılar okuma, kışkırtıcı tavırlar takınma, tam tersine, protesto edilme gibi istenmeyen tuhaf bir durum olunca, hemen, sessizce özür dileyerek çekilmesi gerekirdi. Yanlış anlamayın derdi…Üzgünüm derdi…

Bu ne diyor:

“Onları affettim… Beni yuhalayanları affediyorum…”

Hemen bir grup aydın ve sanatçı da bir araya gelivermiş biliyor musunuz?

Protesto edilen şarkıcıya sahip çıkmışlar. Basın açıklaması yapmışlar üstelik. Bu açıklamada şehitler için tek söz yok.Canileri kınama falan yok. Neyi kınıyorlar? Protesto edenleri. Hem de basın açıklamalarını iki dilli okumuşlar. Hem Türkçe, hem Kürtçe okundu diye yazdı gazeteler.

Bu, ikinci kez oluyor. 1 Mayıs’ta yapmışlardı bu iki dillilik provasını. Sahnede Türkçe ve Kürtçe konuşmuşlardı.

Türkiye iki dilli bir devletmiş gibi.

Konuştukları yerel ağız sanki bir dünya diliymiş, bir kültür diliymiş gibi.

Türkçeye eşmiş gibi…

Hem de sanki bu ağzı Türkiye’nin yarısı biliyormuş gibi.


Oysa beş çeşit, birbirini hiç anlamayan Kürtçe lehçe olduğunu söylüyorlar. Şu anda devletin televizyonunda (TRT’de) bunlardan biri veriliyor yalnızca. Siyasi amaçla…

Kuzey Irak’taki oluşumla bağlantı kurulsun, birleşilsin, BOP gerçekleşsin diye…

Bunu, bu olay üzerine ayağa kalkan aydın ve sanatçılar bilmiyor olabilir mi?
Adnan Özyalçıner, yazarmış. Demiş ki:

"Olan biten bir siyasal komplodur. Şu anda iktidarda olanlar Türkiye halklarının özgürlüğünü bağımsızlığını, özgürce düşünüp özgürce türkülerini söylemesini düğümlemiştir."

Dediklerine bakın: Türkiye halkları…Türkiye halklarının özgürlüğünü, bağımsızlığını…Bölücülüğün daniskası bir söz bu.Asıl ırkçılık bu!

Hüseyin Karabey, yönetmenmiş:, " O gün ben de konserdeydim. İnsan olarak ne kadar utandığımı anlatamam… Tek kelimeyle bu bir ırkçılıktı."

Daha ırkçılığın ne olduğunu bile bilmeyen bir yönetmen! “İstiklâl Marşı “ okumak mı ırkçılık? Devletin millî marşını? “Türk ordusuna seslenen, ta Kurtuluş Savaşı yıllarında yazılan, ilk meclisimizde kabul edilen, bağımsızlığımızın sembolü “İstiklâl Marşı” nı mı“okumak ırkçılık?..

Bu marş, Türk ordusuna adanmıştır. “Kurtuluş Savaşını” kazanan, Cumhuriyeti kuran orduya!

Yasemin Göksu sanatçıymış : Ne sanatçısıysa, o da demiş ki: “ Barış için buradayız. Ateşle oynuyorsunuz bu ateş sizi de yakar.”

Sonra bakın daha neler demiş:

“Tahammülsüzlüğü ve ölümleri kışkırtan bu anlayışı kınıyoruz. Herkesi ölümlerin önünü almak ve Kürt halkının demokratik taleplerini dikkate alarak, barışın adımlarını atmak yönünde sorumlu davranmaya davet ediyoruz."

Neymiş efendim, bu anlayış ölümleri kışkırtıyormuş…

Bu ne demektir? PKK bunun için mi saldırıyor? Şarkımızı dinlemiyorsunuz diye mi? İstiklâl marşı okuyorsunuz diye mi? Nasıl ölümleri kışkırtıyormuş bu olay? Bunu açıklayacak kimse yok mu?

Bu azgınlaşan, barış lâflarıyla, içlerindeki teröre desteği gizlemeye çalışan bu bölücüleri sorgulayacak, bu sözlerinin hesabını soracak bir yetkili yok mu?

“Kürt halkının demokratik taleplerini dikkate alarak barışın adımlarını atmak,” demiş…Yani bölünmeye razı olarak, şehit kanlarıyla sulanan, atalarımızın canları pahasına düşman çizmelerinden kurtardığı vatan topraklarını, sömürgecilerin ağababası Amerika’ya peşkeş çekerek, birliğimizi bozarak, ulus devleti, Atatürk Cumhuriyetini yıkarak, ortak dilimiz, resmî dilimiz Türkçeyi milletimizin elinden alarak, …demek istiyor…

Sağduyuya davet ediyorlarmış…Yani ses çıkarmamağa…Denilene uymaya…

Bu “sağduyu” dediklerinin, aslında kanlı terörün, kan dökerek amacına ulaşması demek olduğunu, bölücü ihanet olduğunu, ve bunun sonucunun neler olacağını göremeyecek kadar gözleri kararmış bunların!

Bu sözlere, bir dünya şarkıcı ve oyuncu destek veriyor.

Sahipsiz memleketim!

Vaktiyle Almanya’da yaptıklarını, yurtdışındayken dile getirebildiklerini artık memleketimizde söylüyor bunlar!

Açıktan söylüyor!


İki dilde (!) meydanlarda söylüyor ! Bütün gazetelere baş haber oluyor bu dedikleri! Bundan hiç kimse ama hiç kimse, ne yazık ki utanmıyor!

Kürtçeymiş şarkısı. Zorla mı, ben dinlemem!

İsteyen dinlesin!


Feza Tiryaki, 20 Temmuz 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!(Ben salağım dinlemem)

İletigönderen maydonos » Çrş Tem 20, 2011 20:27

Her dilde turku sarki dinlcnir . Sorun bu degil ki! Sorun 13 gencin sehit oldugu gun eglencenin iptal edilmemesi ve o kadar kederli isenizde ne issiniz var orada diyebilirsiniz. Cikan santcilar onceden belli ustelik. Zaten Kurtleri sucu yok artik bunu cok iyi anlamak gerek. Iki gun once bir haber okudum Halk Evleri kamuyayararli dernekler listesinden bizzat cikartildi. Zamanin birinde de Koy Enstituleri kapatildi. Birlik dirlik saglayacak yapilanmalar yok edilip onun yerine ayrimci ve ayrilikci politikalar topluma pompalandi. Dinci, sagci fasist yapilanmalar beslendi semirtildi. Kisacasi bizi biz bu hale getirdik. Son secimlerde de fazlasi ile onayladigimizi bu sistemi kabul ettik. Biz bir guruh olduk kisacasi, beceremedik onlar katmerlenerek buyuyorlar. Artik bu ulkede ne birlik olur nede dirlik. Fakirin sirtindan doyulur, fakirin cocugunun kanindan beslenerek politika yapilir ise ulkenin sonu karanliktir.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!(Ben salağım dinlemem)

İletigönderen Feza Tiryaki » Prş Tem 21, 2011 0:27

" Maydonos" takma adlı yorumcuya:

“Her dilde türkü şarkı dinlenir. “ demişsiniz.

Bu sözünüz dışında diğer dediklerinize katılıyorum.

“Her dilde şarkı dinlenir.” İsterseniz niye olmasın?

Ama türkü dinleyemezsiniz. Türkü Türk’e has bir müziktir. Türküz türkü söyleriz sözü boşuna mı söylenir…

“Her dilde şarkı dinlenir.” Herkesin neşesi bilir. Paşa gönlü bilir…

Ben dinlemem. Mecbur kalmadan dinlemem. Dünyanın bin türlü hali var derler ya, büyük konuşma derler ya, yine de kesin olarak diyebilirim ki, ne olursa olsun ben kendi isteğimle asla yabancı bir dilden sesli müzik dinlemem…Sular gibi akan, içime işleyen dünyanın en güzel diliyle değil de niye ne töresini,ne adetini, ne duygularını anladığım, ne bildiğim, ne de işittiğim yabancı dillerin seslerinden müzik dinleyeyim?

Bir yabancı ülkeye gidersin onları merak eder, dinlersin. Veya dünyaca çok çok ünlü bir klasik eser çalınır, söylenir gider kültürümü artırayım der dinlersin…Bütün dünyanın hayran olduğu biri gelir konser verir,merak edersen gidersin…Veya gerçekten samimi olarak yabancı müzikleri severek dinlersin, onların takipçisi olursun…Herkes kendi bilir...

Burada sahnedeki olay ise eli kanlı örgütün yandaşlarının, vatan hainlerinin ortak bir eylemi…BOP’cuların düzenledikleri bir soytarılık! Masum görünen, ezilmiş rolü oynayan düzenbazların çakallığı…

Yarın yürüyüş eylemi yapacaklarmış…

Hepimiz Ermeniyiz diye yürüyebilen, milletine iftira atılırken sesini çıkarmayanlar da bunlardı…Şehitlerimize susan, kılını kıpırdatmayan, eli kanlı teröristin ise insan haklarını arayan yine bunlardır…
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: Kürtçe (?) Şarkı Dinlemek!(Ben salağım dinlemem)

İletigönderen maydonos » Prş Tem 21, 2011 3:59

Evet haklisiniz.Bakin oyle bir cografyada dunyaya gelmisizki maalesef cok karisik kulturler bir arada ama bunlari hic yadsimadan buyuduk. Bizim koyde ve komsu koylerde yaz gelince bes ayri dil konusan ama biraraya gelince bu ayri insanlar Turkce konusan bir toplulukla buyudum. sonra kuzeye ve doguya goc ettik. ilk gittigimizde yadsinsakta halki bize alisinca 6 yil sonucunda aglanarak ugurlandik. ve onlarinda dili ve muzikleri degisikti. ama bunu hic yadsimadik. orada da bir araya gelince Turkce konusurduk. Kisacasi benim anlatmak istedigim su asla ve kata Nutuk okutulmali. Turkce ile egitim yapilmali. Kesinlikle Turk kavrami iyi anlatilmali bu topluluklara. Ama Kurtlerdeki bu istila ruhu bugunun degil ki cok eskiden beri var. Ne kadar verirseniz daha fazlasini isterler cunku Osmanli doneminde simartilmislar. Nufuslarini artirip burayida girt orayida girt diye gezen bir topluluk bunlar. Eger oyle olmasaydilar zaten sinif mucadelesinin icine irkciligi sokup mahvetmezlerdi. Dincilerde ayni sekilde mezhep uzerinden bolunduler ve katliamlar yaptilar guzelim Alevi -Bektasi kulturunu bolgeden uzaklastirip kendi gerici tarikatlarini Icanadolu'ya yerlestirdiler ve bu iki guc birlesincede su andaki guzel meclis olustu. Kisacasi kendi kendimizi vurduk; akilli olamadik, simdi bu pislik zor temizlenir, bir tarafta irkcilar bir tarafta dinciler.Meclise bakin mhp irkci bir parti Turk kavraminin yanlis anlasilmasinin yegane sebebi. Diger tarafta irkci Kurt partisi ve dinci bir akepe ne olur bu meclisten ne cikar. Chp ise dik duramamistir. Secmenlerine ihanet etmis bir parti. Yok bu tablo bizi kurtarmaz. Icim karardi yine. Ben yazmiyorum zaten artik. Lanet ettim gercekten. Turk halkinin yeniden bir devrim yapmasi gerekyor. Yoksa bu gidisle yurdumuz elden gitmis. bizde bir guzel uyumusuz.

Bu konseri duzenleyen Istanbul kultur vakfi yaziklar olsun diyorum. Aninda iptal etmeliydiler gosteriyi.Ayrica tek Turkce Turku yoktu. Bu kadar omurgasiz yagci bir guruh gelmedi yonetime.Soyledikleride zaten Turku degil haklisiniz. Izledim videosunu.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x