Bermuda Üçgeni ne kadar sihirli?
Türkler, her sene, 1915 Çanakkale savaşları yıldönümünü kutlayıp, Çanakkale şehitlerini rahmetle anarlar.
1915 de Osmanlı ordusu, ülkeye saldıran düşmanla savaşmaktadır. Hemen hemen aynı günlerde, Türkiye`nin doğu bölgelerinde isyanlar başlamıştır.
Van şehrinde Ermeniler isyan etmiş, köylere ve müslüman köylülere saldırmaktadır. Osmanlı Devleti tarafından Milleti Sadıka terimi ile tanımlanmış olan Ermeni kökenli vatandaşlarımız, dış güçlerin de tahrik ve desteği ile, silahlı isyana baslamışlardır. Zaten Balkan harbi döneminde kayıplar vermiş olan Osmanlı Ordusu, Osmanlı topraklarında her yere yetişememektedir.
Cephe gerisini boş bulan Ermenilerin saldırıları, ülkenin istiklali ve halkın can güvenliği yönünden tehlikeli hale gelmişti. Bu durum, 24 Nisan 1915 tarihinden baslamak üzere Tehcir Karari alınmasını mecbur hale getirmişti. Ülkenin bağımsızlığını korumanın başka yolu kalmamıştı.
Her sene dünyanın gündemine oturtulan Ermeni Tehciri meselesi ile ilgili, tamamen Alman kaynaklarına dayanarak yapmış olduğum bir değerlendirmeyi, sizlere iletmek istiyorum.
Türk ve Batılı Basın organlarına/medyaya oturtulmuş olan(embedded) yazarların ve son 60 yıl boyunca yayınlanmış olan 120 binden fazla makale, 1300 kitap ile, Sözde Ermeni Soykırımı Milletimizin gündemine oturtulmuştur.
Her bir kitap ve makale hakkında yüzlerce sayfa cevap yazılabilecek bu konuda, meselenin bir köşesinden olsun tutmanın gayreti icierisindeyim.
Ermeni meselesi ile ilgili yapılan Belge manipülasyonları
1.Giriş
Konuya giriş yapmadan önce, Almanya`da Türk gençlerinin forum tartışması yaptığı [Link nur für registrierte und freigeschaltete Mitglieder sichtbar] ([Link nur für registrierte und freigeschaltete Mitglieder sichtbar]) de yazı yazan iki kullanıcının yazdıklarını iletmek istiyorum.
Bu gençlerimiz, Alman eğitim sisteminde öğrenim görmüş kardeşlerimizdir.(yazı, Almanca düşünüp Türkçe kaleme alındığı için, cümle yapısı/manalandırılması olduğu gibi bırakılmiştır.N.A)
İlk gencimizin satırları;
arkadaşlar, ermeni forumunda yazılan bazı yazıları okuyunca, sinirleniyor ve hırslanıyorum. Ben, haksızlığa tahammül edemiyen bir insanım. Size şu kadarını söyliyeyim. İnsanlar milliyetçi doğmaz, milliyetçi yapılırlar. Orada, ermenilerce yazılan türde ırkcı ve vahşi yazıları okudukca, bilgisayarının başında oturan o paranoid pisliklerin 32 dişini kırmak geçiyor içimden.Yeter artık, bu lanet olasıca hainler, bende kusmak duygusu uyandırıyor ve içimde büyük bir kin oluşuyor ve kendi devletimizi yönetenlerden utanıyorum.
Utanıyorum, bu iftiralara gereken cevabı vermedikleri için. Ülkemizin ucuz televizyonlarında , vatan haini aptalları, tarihci bile olmadikları halde programlara çıkartıp, ceplerini doldurmak istedikleri için.
En berbatı ise, bazı Türk kimliklilerin de, Ermeni tezlerini savunmaları. Bu lanet olasıcalar yurtdüşmanı ve aptal yalancılardır.
Diğer gencimizin satırları;
Türkiye´yi yönetenler, Ermeni soykırımı yalanı hakkında bazı tavizler vererek, ne yapalım, üzerimizde baskı çok dayanılmaz haldeydi. Bize haksızlık yaptılar ama başka çaremiz yoktu diyerek, bu konuda verdikleri ve ilerde verecekleri tavizlere bahane bulabilirler..
Ama, bu konuda dayatılmakta olan çözüm!!! , Avrupada yaşayan biz Türk gençleri üzerinde daha değişik sonuç getirecektir. Okullarda 5 ve 6 sınıftan itibaren öğretilecek olan Türklerin Ermenilere yaptiği soykırımı konusu, çocuklarımızın kendi dedeleri hakkında, soykırımcı atalara sahip oldukları kanısının uyanmasına sebeb olacaktır. Geçmişinden utanmayı sağlayacak olan bu durum, çocuklarımızın geçmişlerine mesafeli durmalarına sebebiyet verecektir.
Zaten savunma gücü zayıf olan cocuklarımızın, kisiliklerinide etikleyecektir bu durum.
Tercüme ederek sizlere yukarda ilettiğim bu iki kısa okuyucu görüsü , Avrupadaki Türk gençlerinin içine düştüğü/düşürüldüğü durumu anlayabilmek için dikkatle incelenmelidir.
Federal Alman Meclisinin (Tüm partilerin ortak kararı ile ) aldığı tavır.
Son yıllarda, Almanyada ortaya çıkan ve Federal Alman Meclisinde kabul edilen bir karar, konunun hangi yöne sürüklenmekte olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.
Almanyada yaşamakta olan Türk neslini asimile etmek ve kökenlerinden kopartmak faaliyeti (agendası), ithal gelinler, namus cinayetleri, kadın hakları, islam dini konularında başlamış ve Ermeni meselesi ile devam ettirilmektedir.
Genç nesilleri köşeye sıkıştırma agendası olan bu konulara bakınca, değişik konuların farklı hedef kitlelerine yönelik olduğu kolaylıkla görülmektedir.
Her bir konu başlığı ile ilgili değişik Alman resmi/gayriresmi kuruluşu faaliyet yapmakta ve her geçen gün, Türk Toplumu içerisinden yeni yandaşlar bulmaktadırlar,
Daha doğrusu, öğrenmeden bilmek ve bakmadan görmek isteyen bazı entellektüellerimiz, kendi milleti ve toplumu ile çatışır hale gelmektedir.
Tarihi olayların yorumu, sebebi, sonucu zaman zaman değişse de, ESAS PLANLAR hiç değişmemektedir.
(Devami var)