CHP son günlerde bir hayli değişti. Deniz Baykal ve Önder Sav kadrosunun tasfiyesi ile ulusalcı kimliğinden eser kalmadı. Deniz Baykal döneminde milliyetçilik ile suçlanan CHP, aslında gitgide doğru yolda yürüdüğünün farkında değildi.

Gelelim şimdiki yeni partiye. Bilindiği üzere CHP’nin milliyetçilik suçlamaları ile karşı karşıya kaldığı en yoğun dönemde kaset skandalı patladı. Parti içinde genel başkanlıkta gözü olanlar sevinçten ne yapacaklarını bilemediler. Herkes Deniz Baykalın tekrar koltuğu geri döneceğini düşünürek, televizyonlar önünde sahte göz yaşı döktü. Fakat öyle bir kişi vardı ki, başkan olması yönünde baskı olmasına rağmen koltuk sevdalısı gibi gözükmemek için acil bir toplantı yapıp başkan olmayacağını söyledi. O sıralarda nasıl bir pazarlık döndü ise Kılıçdaroğlu koltuğa oturdu. Kılıçdaroğlu koltuğa oturduğu ilk günlerde Baykal ve ekibinin yanında olmaya çalışsada parti içinde apaçık bir kadrolaşmay gidiyordu. Son vekil adayarındada görüleceği üzere Baykal ve ekibinden eser kalmadı.

Peki tüm bu operasyon neden yapıldı ? Baykal ve ekibi neden tasfiye edildi ? CHP gerçekten yenilendimi ? İlk olarak bu operasyonun yapılma nedeni apaçık belli oldu. Kılçdaroğlu ile CHP artık liberal bir parti durumuna girdi. Artık ABD’ye gidiliyor, Avrupada Türk düşmanları ile tokalaşıp pazarlıklar yapılıyor ve resmen Ak Parti’yi boşverin ben size çok daha iyi hizmet ederim diyor. Bildiğiniz üzere Kılıçdaroğlu'nun heyeti ABD’de RABBİ denilen bir kuruluşa gitti. Bu kuruluş YAHUDİ-MASON bir kuruluş olup hedef ülkelerde yandaşlara ekonomik destek vermek ile biliniyor. Kılıçdaroğlu RABBİ denilen hainlik yuvasına dil döktükte sonra Avrupaya gitti. CHATHAM HOUSE denilen düşünce kuruluşunda konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi Avrupaya şikayet etti. Benim iktidarım size daha iyi bir müttefik olur dedi. Böylece CHP’nin gitmesi ile birlikte Türkiye’de ulusalcı hiçbir parti kalmamış oldu.

Yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere Baykal ve ekibini ulusalcı ve gitgide milleyetçi tavrı CIA ve MOSSAD ikilisini tedirgin etmiş olacak ki, çiçeği burnunda hırslı bir başkan buluverdiler hemen.Dikkat etmenizi istiyorum, Kılıçdaroğlu ilk yurt dışı ropörtajını İsrail televizyonlarına vermiş ve İsrail ile ilişkilerin çok daha iyi olacağı sözünü vermiştir. Aynı zamanda ABD ziyeretlerinde, ABD’nin yanlış tanıtıldığı, bu yüzden TÜRK halkında ABD nefreti oluştuğunu söylemiş CHP iktidarında TÜRK halkına ABD’yi sevdireceği sözünüde vermiştir. Bununla beraber seçim vaatleri arasında bulunan yerel yönetimler güçlendirilecek ve bu konu hakkında çekinceler kaldırılacak sözü tam bir fiyaskodur. Bu vaatlerin aynılarını seneler önce ayrılıkçı partiler yapıyorken, şimdi anamuhalefet partisinin yapması bittiğimizin göstergesidir. Federasyon sistemine sıcak bakan CHP, halkın bu sistem üzerindeki kötü düşüncelerinide kaldıracağını söylüyor. Anlaşıldığı üzere Türkiye SEVR koşullarına razı bırakılmaya çalışılıyor. Dış güçerin ülkemize saldırısını engelleyebilecek hiçbir parti bırakılmıyor ve halk genel başkanların yalanları ile uyutuluyor.

Size sormak istiyorum seneler önce medyada ÖZERKLİK-FEDERASYON-BAŞKANLIK SİSTEMİ gibi laflar duysanız ne yapardınız. Bence Türkiye sokaklara dökülür isyan ederdi. Fakat bu lafları duya duya öyle alıştık ki, artık duyduğumuz da tepki veremiyoruz. Ulusalcılar, Liberaller, Muhafazakarlar, herkesin ağzında bu laflar sakız olmuş durumda. Ne diyelim Allah Türkiye’nin ve CHP’nin sonunu hayır etsin.

Kaynak: http://www.1dunyahaber.com/yazar/6610-l ... z1K4DvfY9q

Icerigine katilmakla birlikte yazinin basliginin CHP'nin son halini yansitmadigini düsünüyorum. Su haliyle CHP'ye; Liberalizm bir boy, Halkcilik ise on boy fazla geliyor.