Meleklerin Cinsiyetini Ne Zaman Tartışacaksın?

Siyasi müflis nabız yokluyor. Mağduriyet alanı kalmadı ya? Kullanacak geriye ne kaldı, araştırıyor. Söylemler en alt kültürü tatmin etmeye yöneliyor.

Ve yumurtluyor:

“Öğrenciler kızlı erkekli aynı evlerde kalıyor(!).. Buna asla ve kata izin veremeyiz!!..”

“Sıçtı Cafer bez getir” N. Tevfik

Milletin doğuracağı çocuk sayısına, ne şekilde doğuracağına kadar karıştı. Bazıları “üç çocuk isterim” diyen Zat-ı Zırva’yı haklı buldu. Oysa medeni ülkelerde başbakanların işi doğacak çocuk sayısını belirtmek değildir. Siyasetin ve devletin görevi; ailelerin istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilecek ekonomik ortamı oluşturmaktır. Karnını doyuramayan insanlara çocuk doğur demek, kara mizahtan öte bir şey değildir.

Başbakanın işi gençlerin nasıl kaldığına müdahil olmak değil, onlara kalabilecekleri sağlıklı Yurt, Öğrenci Konuk evi gibi binalar yapmaktır. TOKİ denilen inşaat yamyamı kuruluşlarınıza, ihtiyaçları karşılayacak yurtlar da yaptırsaydınız.

Ama gençleri tarikat ve cemaat yurtlarının kucağına atmak daha çok işinize geldi değil mi? O yurtlara alamadığınız, cemaat ve tarikat tuzağına düşüremediğiniz gençleri ahlaksızlıkla suçlamak… Esasen ahlaken sorunlu olmak budur.

Zat-ı Gereksiz; “zinayı suç olmaktan yasayla çıkardığını unutmuş”, konut dokunulmazlığına el atıyor.

Ayrıca milletin içine saldığınız “akil” zerzevatların bir kısmının nikâhsız yaşadığını unutmuş gibisiniz. Ahmet Altan, “bizim Taraf” dediğiniz paçavraya genel yayın yönetmeni yaptığınız proje adam. Yani müttefikiniz. Bu zat bırakın nikâhsız ilişkiyi; aile içi ilişkiyi (ensesi), hayvanlarla ilişki savunmuş bir şahıstır. Bir de yaşlı kadın eğiliminden bahseder ki, iç bulantısı. Siz menfaatleriniz uğruna şeytanla bile iş birliği yapmış bir partisiniz, unutmayın!!.

AKP kafası milletin bacak arasından bir türlü çıkamıyor. Bu nasıl bir açlık? Kişinin yarası neredeyse, sızlanması hep oradan gelir. Cinsel sorunlarınız varsa, bu sorunun tatmin yeri milletin meydanları değildir. Doktora gidin, psikoloğa gidin. Tam da Freud’luk vakalarsınız.

Siz bırakın milletin bacak arasını da, bazı cemaat yurtlarında yaşça büyük olan erkek çocukların küçük erkek çocuklarına olan tecavüzünü engelleyin.

Oy deponuz olan tarikatların bir kısmında şeyhler müritlerini kullanıyor. Üstelik evli kadınlar. “Müridini ilişki anında miraca çıkartıyormuş(!)..”

Minareyi çalarken kılıfını hazırlayınca meşru mu sayılıyor?

İran, senin kurmaya niyetlendiğin ahlak polisleri olan bir ülke... Kolayını bulmuşlar. Fuhuşun kılıfı “muta nikâhı”… Şimdi senin siyaset ortaklarının bazıları da fuhuşa kılıf olarak muta nikâhı kıyar olmuş.

İranlı Mühendis bir arkadaş mollalardan bazıları ile ilgili utanılacak bir hikaye anlatmıştı. “Onlar(molla) iş yapmadıkları için elleri pamuk gibidir. Evlenen birtakım erkekler gerdekten önce bu mollalardan bazılarına karısını verir” demişti.

Suudi Arabistan… Yani kankanız. Bu ülkede her hac dönemi hacca giden kadınlardan kaçırılan olur. Dünyanın her yerinde ölü ya da diri kaçırılan insan bulunur ama Suudi Arabistan’da bulunamaz. Neden? Aynı Suudi Arabistan’da eşcinsellik neden çok yaygındır söyler misiniz? Şeriatla yönetildiğini söyleyen Araplar için “Yorgansız yatar, oğlansız yatmaz” tabiri niçin kullanılıyor?

Peygamberimiz sizin gibileri bakın nasıl deşifre etmiş:

Peygamberimiz sahabe ile oturmaktadır. Mekke dışından misafirler gelmektedir. Uzak bir beldeden gelen bir misafire Peygamberimiz sorar;

“-Müslümanlar nasıllar, neyle meşgul oluyorlar?”

Misafir;

“-İyi değil Ya Resulullah. Hırsızlık arttı.”

Der.

İlk gelen misafir çıktıktan bir süre sonra aynı beldeden ikinci misafir gelir. Peygamberimiz ona da sorar;

“-Müslümanlar nasıllar, neyle meşgul oluyorlar?”

2. Misafir;

“-İyi değil Ya Resulullah. Zina arttı.”

Der.

2. gelen misafir çıktıktan bir süre sonra aynı beldeden üçüncü misafir gelir. Peygamberimiz ona da sorar;

“-Müslümanlar nasıllar, neyle meşgul oluyorlar?”

3. Misafir;

Ne yapsınlar Ya Resulullah. Herkes ibadetinde. Ailesinin rızkını kazanmak için çalışıyor.

3. Misafir çıktığında sahabe şaşkınlıkla;

“-Ya Resulullah, aynı beldeden üç ayrı kişi üç ayrı açıklamada bulundu. Bunun kerameti nedir?”

Diye sorar. Peygamberimiz;

“Herkes kendi bulunduğu hali anlattı. Kendi ne yapıyorsa, sanıyor ki herkes onu yapıyor(!)..”

Kısacası;

“Küpte ne varsa o sızar dışarı.”

Afganistan. Dizinin dibine oturduğun uyuşturucu tüccarı Hikmetyar’ın ülkesi… Kadınları burkaya soktular. Namuslu mu oldular? 8 yaşında erkek çocukların fahişe olarak kullanıldığı kayıp ülke... Namus bekçiliğine soyunan Erdoğan’ın dua ettiği Coniler bu sektörün içinde. Kadın-erkek ayrılmış ama bırakın kadınları, erkek çocukları bile kendini koruyamıyor.

Uyuşturucu dedim de, aklıma geliverdi. Hani Erdoğan’ın bir yeğenin vardı. 50 kilo uyuşturucu ile yakalanmıştı da, “içiciyim” deyince serbest bırakılmıştı. Sayın Erdoğan, senin yeğen sadece içmiyor, çorba-salata yapıp yemek olarak ta yiyordu herhalde(!)...

Şimdi o yeğen “bana Türk demeyin, utanırım” diyen Ethem Sancak’ın yeğeni Murat Sancak’ın şirketinde genel müdür olarak çalışıyor. Orada ne mi yapıyor? Esnafa mecbur bıraktığınız akıllı pos cihazını pazarlıyor. Bir post cihazı 590 Avro(!).. Cihaz almak zorunda bırakılan esnaf sayısı 2 milyon civarında. Al takke-ver külah işleri...

Eminem’in güğümleri kalaylı… Tıngır da mıngır…

Büyük şehirleri uyuşturucu mafyasına terk ettiniz. Uyuşturucu ilkokul kapılarında satılıyor.

Demek ki sizler için uyuşturucunun bir sakıncası yok.

İlla bacak arası… İlla yatak odaları…

Çocukken bir travma mı geçirdiniz? Bir psikolog acilen sizin çocukluğunuza inmeli(!)…

Bunlar bir de “dedemiz Osmanlı” derler ya? Ona da inanmayın.

Çünkü;

İlk karma okullar sanıldığı gibi Cumhuriyet döneminde açılmadı. Osmanlı döneminde Abdülhamit Han açtı. Çalıkuşu romanı o dönemi anlatan bir romandır.

Bu tayfanın Osmanlı ile falan bir alakası yok. Olsaydı Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul’u katledip küreci elitin AVM’leri ile Osmanlı eserlerine karşı güç savaşına girmezlerdi. Kadim şehrin ruhunu katlettirmezlerdi. Bunlar Allah Bir dese;

“Hangi Allah, Peygamberin kim” diye sorun.

Dini küresel şeytanların eline çek olarak nasıl verdilerse, Osmanlılığı da Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için muhafazakâr halkı kandırmak için kullanıyorlar.

Biz İranlaşıyoruz dediklerinde;

“Hayır, biz aslında Suudileşiyoruz” diye bir yazı yazmıştım.(2007)

Gerçekten bunların kafasındaki yönetim Suudi Yönetimidir. Kimsenin sorgulayamadığı, bütün ülkenin sahibi oldukları bir yönetim… Üretmeyen, Amerika’nın kuklası bir ülke…

Erdoğan ne demişti?

“Kadın, erkek eşit değildir” demişti değil mi?

Kadın cinayetleri AKP ile niye olağan hale geldi sanıyorsunuz?

Bu taife için kadın;

Yedekleri olması gerekli; saçı uzun, aklı kıt bir varlıktır. Karnından sıpa, başından sopa eksik edilmemelidir…

Ortaçağın karanlık kafaları her gün yeni bir engizisyon mahkemesi kuruyor. Hem gündem değiştiriyor. Hem de kaos ve gerilimden beslendikleri için gerilim yaratıyor. Birde ne kadar ileri gidebileceği ile ilgili nabız yokluyor.

Ben de merak ediyorum:

“Meleklerin cinsiyetini ne zaman tartışacaklar acaba?”

Zahide UÇAR, 8 Kasım 2013
zahide@zahideucar.com


http://www.milliiradebildirisi.org