Menderes gibi geldi, Menderes gibi gidecek...

Tartışma Alanı

Menderes gibi geldi, Menderes gibi gidecek...

İletigönderen Sema » Cmt Mar 24, 2007 21:30

Bu slaytı sizlerle paylaşmak için gün bu günmüş !!! Uzun zamandır beklettiğim bu sunuyu, can arkadaşım Türk-Kan' ında büyük yardımlarıyla hazırladım.

Bir onbeş dakikanızı ayırmanız sizlere çok şey anlatacak...


Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça, başladığımız inkılap ve ilerleme bir an bile durmayacaktır....
Kullanıcı küçük betizi
Sema
Üye
Üye
 
İletiler: 710
Kayıt: Çrş Şub 21, 2007 18:03
Konum: Istanbul

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Mar 25, 2007 0:22

Bu düşünce yani Menderes gibi gisdeceği düşüncesi pek çok kişinin ortak düşüncesidir.
Slayt çok güzel,ellerinize sağlık Sema ve Türkan.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Songün » Pzr Mar 25, 2007 2:00

Sema, Çetin Taş Menderes bu milletin bağrında taht kurmuştu.

Menderesi astıran 3-5 çapulcudur.

Asker müdahale etsin diyenlerde. Cumhuriyet rejimi ve Demokrasiyle alakası olmayan

Barbar kavimler gibi yaşayan insanlardır.

Gözünüzü açında gerçekleri görün.

Gözünüzü kapatmak nacak sizi karanlıkta bırakır. Güneşi gözünüzü kapatmakla söndüremezsiniz.

Bunu anlayamayanlar ise, işe yaramayan barbarlardır. :idea:
Kullanıcı küçük betizi
Songün
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Prş Mar 22, 2007 1:26

İletigönderen Hasta » Pzr Mar 25, 2007 7:54

Songün, asıldığı için kahraman olan Menderes'in iktidarında,küstürdüğü halk,asker,öğrenci,hoca ve aydınlara 3-5 çapulcu diyen zihniyet,tarihten hakettiği dersi alamadığı için,tekrar tekrar aynı makus talihi yaşıyoruz,ama zaten anlayabilseniz,bunlar yaşanmaz... :evil: Ve barbar kavimler gibi yaşayan insansılar,kendi ordusunu sevgiyle bağrına basacağına,sözümona Müslüman geçinip,gidip Yahudi kavminin uşaklığını yapar...

Ben darbe dönemlerinin çocuğuyum,askeri darbeleri onaylamam mümkün değil ama yabancı ülkelerin çıkarlarını savunmak için iktidara başka ülkelerden icazet alarak gelip,o koltuğun kendilerine babalarından miras kaldığını zannettikleri izlenimi uyandıracak kadar kör bi inatla koltuğa yapışanların varlığı,siyaseti takım tutmak düzeyinde algılayan,sorgulama bilincinden yoksun parti taraft....pardon sempatizanları ile ülkem siyasi tablosu,orduya müdahale yolunu açıyor ve buna yol açanlar gocunmuyorsa,bedelini ödemek pahasına başka yol kalmıyor demektir ve askeri darbelerin bedelini de her zaman aydınlar ve gençler öder en ağır...

Teşekkürler,Sema'cığım...Yazılmasının üstünden yıllar geçmesine rağmen hala,sahnelendiğinde,ağzına kadar dolu salonlara,kapalı gişe oynayan,büyük yazar Haldun Taner usta'nın,''Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım''isimli enfes hicvinde(İzlenmesi ya da okunması şiddetle tavsiye edilir,o zaman bazı şeyler daha iyi anlaşılabilir...),Menderes iktidarı için kullandığı cümleyi yazayım:

-İktidara Jeep'lerle geldiler,yine jeep'lere doldurulup gittiler...


Acı,ama tarihten hiç ders almıyor bazıları ve ülkelerini demokrasisizliğe mahkum etmekten de hiç utanmayıp,kendi yaptıklarını sorgulayacak yerde,orduyu suçluyorlar,reziller...
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Mar 25, 2007 9:45

Songün kardeş,Menderes konusunda sayfalar dolusu tartışabiliriz seninle.Nurdan gerçeken tüm söyleyeceklerimin güzel bir özetini yapmış."Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz"söylemiyle en iğrenç halk davukluğu yapıp; kendisinden sonra gelecek olan Demirel,Özal,Çiller,Yılmaz ve hatta Erbakan ekollerine hocalık yapmıştır.CHP'nin izlediği bazı yanlış politikalar neticesinde kendisine 4 elle sarılan halkın büyük sevgisini ve saygısını yanlış yorumlayıp büyüklenen ve "İstersem odunu bile milletvekili seçtiririm"diyerek megalomanlıkta geldiği noktayı gösteren de yine aynı Menderes'tir ve yine aynı bu tarzı da yukarıda adını saydığım siyasetçiler tarafından benimsenmiştir.Zaten Türkiye'nin içinden çıkamadığı tüm abuk subuk sorunların da nedeni Menderes ve onun ekolünden gelen politikacıların tekrarlayarak yaptıkları aynı yanlışlardır.
Aşağıya (pek çoğumuzun sadece yapılan "Menderes iyi adamdı"propagandası neticesinde bildiğimiz) Menderes'in olumlu-olumsuz icraatlarını ve dava sürecini özetleyen bir yazı yapıştırıyorum.

-16 Haziran 1950'de Ezan'ın Arapça okunmasını yasaklayan kanunu yürürlükten kaldırdı(yani Ezan'ın Türkçe okunmasına son verdi).
-14 Temmuz 1950'de GENEL AF ilan etti ve tüm hapishaneleri,cezaevlerini boşalttı.
-25 Temmuz 1950'de Kore'ye 4500 askerimizin SAVAŞMAYA gitmesi kararını aldı.
-Ağustos 1950'de TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI'nı kurdurdu.
-18 Şubat 1952'de Türkiye, NATO'ya girdi.
-6-7 Eylül 1955 Olayları onun zamanında oldu.
-19 Şubat 1959'da Kıbrıs ile ilgili İngiltere-Yunanistan-Türkiye arasında imzalanan Londra Antlaşması onun döneminde imzalandı.
-DP yani Demokrat Parti(yani Menderes'in partisi)taraftarlarının oluşturduğu VATAN CEPHESİ üyelerinin isimleri her gün il il,kasaba kasaba,köy köy radyolardan tüm Türkiye'ye ilan edildi(kendisi ile ilgili en büyük suçlamalardan biri de budur,halkı birbirine karşı kamplara bölmek).
-30 Nisan 1959'da Uşak'ta CHP'li gruba DP'li grubun saldırması sonucu taşlardan biri CHP genel başkanı İsmet İnönü'ye isabet etmiştir(bu olaydan sonra her şey Menderes'in aleyhine işlemeye başlamıştır).
-4 Mayıs 1959'da Ege gezisinden dönen İnönü'nün aracına yine DP'li bir grup saldırdı.Ankara'da ve başka şehirlerde de böyle olaylar oldu.Emniyet güçleri layları yatıştırmakta başarısız oldu.
-1959'dan itibaren DP yani Menderes,CHP'ye ve her türlü karşı düşünceye karşı çok katı,çok sert bir tutum izledi.Baskı uyguladı.
-Nisan 1960'da meşhur TAHKİKAT KOMİSYONU'nu kurdu.Bu komisyonun görevi CHP'nin yasadışı yöntemlerle siyasi mücadele yaptığını ve bir kısım basının da onu desteklediği iddialarını incelemekti.İlk iş olarak siyasi faaliyetleri yasakladı bu komisyon.Komisyona yetki veren kanun TBMM'de onaylandıktan 1 gün sonra İstanbul'da,2 gün sonra da Ankara'da binlerce öğrencinin katıldığı hükümeti protesto gösterileri yapıldı.İstanbul'daki olaylar 09:30'da başladı ve 7 saat sürdü.Polisle göstericiler arasında çatışma çıktı.Turhan Emeksiz isimli öğrenci seken kurşunlardan vurularak öldü.16 polis toplam 40 kişi yaralandı.İstanbul'da ve Ankara'da SIKIYÖNETİM ilan edildi ama bu Ankara'da çok daha büyük bir gösterinin yapılmasını engelleyemedi.555K yani 5 MAYIS,saat 5'te Kızılay'da parolası ile Kızılay Meydanı'nda onbinlerce kişinin katılımı ile çok büyük bir hükümeti protesto gösterisi yapıldı.

27 MAYIS 1960'ta 37 subay tarafından DARBE yapıldı.
Yassıada'da yapılan duruşmalar 11 ay ve 1 gün sürdü.14 Ekim 1960'tan,15 Eylül 1961'e kadar sürdü.592 sanık hakkında 19 ayrı dava açıldı.228 sanık hakkında idam cezası istendi.Toplam 202 oturum yapıldı,1000i aşkın tanık dinlendi.

Yassıada Davalarının adları, açılma ve karar tarihleri ile verilen kararlar şu şekilde özetlenebilir:

1- Köpek Davası (14 Ekim 1960 - 24 Ekim 1960): Celal Bayar ve Tarım Eski Bakanı Nedim Ökmen, Afganistan Kralı tarafından Bayar’a hediye edilen bir Afgan tazısını zorla Hayvanat Bahçesi’ne satmaktan yargılandılar ve mahkum oldular.
2- 6-7 Eylül Olayları Davası (20 Ekim 1960 - 5 Ocak 1961): Bu dava 1955’te halkı İstanbul’da yaşayan Rumlara karşı ayaklanmaya azmettirmek ve can ve mala zarar vermek iddiasıyla açıldı. Sanıklardan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve İzmir eski Valisi Kemal Hadımlı mahkum oldu, diğer sanıklar beraat etti.
3- Bebek Davası (31 Ekim 1960 - 22 Kasım 1960): Adnan Menderes gayri meşru çocuğunu öldürmeye azmettirmek iddiasıyla yargılandı. Beraat etti.
4- Vinileks şirketi Davası (4 Kasım 1960 - 26 Kasım 1960): Hasan Polatkan, kişisel çıkar karşılığı Vinileks Şirketine usulsüz kredi vermek iddiasıyla yargılandı ve mahkum oldu.
5- Dolandırıcılık Davası (8 Kasım 1960 - 3 Aralık 1960): Eski bakanlardan Hayrettin Erkmen ve Zeyyat Mandalinci ABD’ye yaptıkları geziden artan dövizleri geri vermemek iddiasıyla yargılandı. Her ikisi de beraat etti.
6- Arsa Davası (11 Kasım 1960 - 26 Kasım 1960): Tarım eski Bakanı Nedim Ökmen, hükümeti, eşine ait arsaları fahiş fiyattan satın almaya zorlamaktan yargılandı ve mahkum oldu.
7- Ali İpar Davası (15 Kasım 1960 - 19 Ocak 1961): Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Medeni Berk ve Hayrettin Erkmen ile İpar Transport şirketinin sahibi armatör Ali İpar döviz yasasını ihlal etmek iddiasıyla yargılandılar ve mahkum oldular.
8- Değirmen Davası (18 Kasım 1960 - 3 Aralık 1960): Ticaret eski Bakanı Sıtkı Yırcalı yolsuz kredi kullanımı suçuyla yargılandı. Zaman aşımına uğradığından dava düştü.
9- Barbara Davası (21 Kasım 1960 - 20 Aralık 1960) : Hasan Polatkan ve Refik Koraltan, bir Alman hizmetçi getirmek ve kendisine döviz tahsis ederek Döviz Kanunu’nu ihlal etmekten yargılandı. Her ikisi de mahkum oldu.
10- Örtülü Ödenek Davası (25 Kasım 1960 - 2 Şubat 1961): Adnan Menderes ve Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, Başbakanlık örtülü ödeneğini yasalara aykırı biçimde kullanmaktan yargılandılar ve mahkum oldular.
11- Radyo Davası (29 Kasım 1960 - 26 Aralık 1960): Adnan Menderes ve yedi eski bakan devlet radyosunu, siyasal amaçlarına alet ederek partizanca kullanmak, muhalefete radyoyu kullanma hakkını tanımamak ve bu suretle anayasayı ihlal etmek suçuyla yargılandılar ve mahkum oldular.
12- Topkapı Olayları Davası (2 Aralık 1960 - 17 Nisan 1961): Celal Bayar, Adnan Menderes, eski bakanlar ve eski milletvekillerinden oluşan toplam 60 sanık, 4 Mayıs 1959’da Topkapı’da İsmet İnönü’ye karşı bir suikast düzenlemek amacıyla halkı kışkırttıkları gerekçesiyle yargılandı. Aralarında Celal Bayar ve Adnan Menderes’in de bulunduğu 17 sanık mahkum oldu, 43 sanık beraat etti.
13- Çanakkale Olayları Davası (27 Aralık 1960 - 10 Mart 1961): Adnan Menderes ve üç eski bakan, CHP’li iki milletvekilinin seyahat özgürlüğünü engellemek suçuyla yargılandılar ve mahkum oldular.
14- Kayseri Olayı Davası (9 Ocak 1961 - 20 Nisan 1961): CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün seyahat özgürlüğünü engellemek suçuyla yargılanan 13 sanıktan 8’i beraat etti, içlerinde Celal Bayar ve Adnan Menderes’in de bulunduğu 5 sanık mahkum oldu.
15- Demokrat İzmir Davası (12 Ocak 1961 - 5 Mayıs 1961): 2 Mayıs 1959 tarihinde halkı “Demokrat İzmir” gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik iddiasıyla yargılanan 24 sanıktan 8’i beraat etti, içlerinde Adnan Menderes’in de bulunduğu 16 sanık mahkum oldu.
16- Üniversite Olayları Davası (2 Şubat 1961 - 27 Temmuz 1961) : 28 Nisan 1960’da İstanbul’da ve 29 Nisan 1960’da Ankara’da meydana gelen olaylarla ilgili açılan bu davada 118 sanık yargılandı. Demokrat Partili bakanların yanı sıra bazı Silahlı Kuvvetler mensupları ile Emniyet görevlileri bu davada sanık sandalyesindeydi. Kanunlara aykırı olarak üniversiteyi basmak, halka ateş açmak ve yasalara aykırı olarak sıkıyönetim ilan etmek suçuyla yargılanan 118 sanıktan 84’ü mahkum olurken, 34’ü de beraat etti.
17- İstimlak Davası (17 Nisan 1961 - 21 Haziran 1961): Adnan Menderes ve 9 eski devlet memuru, İstanbul’da birçok vatandaşın mülkünü bedelini tam olarak ödemeden istimlak etmek iddiasıyla yargılandı. Menderes, mahkum oldu.
18- Vatan Cephesi Davası (27 Nisan 1961 - 21 Haziran 1961): Demokrat Parti’nin önde gelenlerinden 22 kişi, Vatan Cephesi’ni kurarak, bu örgütü bir sınıfın başka bir sınıf üzerinde tahakkümü için araç olarak kullanmak suçlamasıyla yargılandı. Aralarında Bayar ve Menderes’in de bulunduğu 19 sanık mahkum olurken, 3 sanık beraat etti.
19- Anayasanın İhlali Davası (11 Mayıs 1961 - 5 Eylül 1961): Başsavcı bu davanın iddianamesinde, Türk Ceza Kanunu’nun 146. Maddesini ihlal eden 8 suç saydı:
a-1951 ve 1953 yıllarında CHP’nin mallarına el konulması,
b-Kırşehir’in CKMP’ye oy verdiği için 1954 yılında ilçe yapılması, böylelikle halkın siyasal inançlarından dolayı cezalandırılması,
c-1953 yılında, hükümete 25 yıllık hizmet süresini dolduran yargıçları emekliye ayırma hakkı tanıyan kanunu çıkartarak yargı bağımsızlığının ihlal edilmesi,
d-1954 ve 1957 yıllarında Seçim Kanunu’nun demokrasiye aykırı olarak değiştirilmesi,
e-1956’da toplantı ve gösterileri kısıtlayıcı kanunların çıkartılması,
f-1960 yılında art niyetle Tahkikat Komisyonu’nun kurulması,
g-Tahkikat Komisyonu’na olağanüstü yetkiler verilmesi,
h-Tahkikat Komisyonu’na verilen olağanüstü yetkilerle anayasanın fesih ve ilgasına yeltenilmesi.

Anayasanın İhlali Davasında 400’ü aşkın sanık yargılandı ve hemen hemen hepsi mahkum oldu.
Sonuç olarak, Yüksek Adalet Divanı, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı oybirliği ile, 11 “sanığı” da oyçokluğu ile idam cezasına çarptırdı. 31 Demokrat Partili sanık ömür boyu hapis cezasına çarptırılırken, 418 sanık da, 6 ayla 20 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezaları aldı. 123 sanık beraat ederken, 5 sanık hakkındaki dava düştü.
Milli Birlik Komitesi, Yüksek Adalet Divanı’nın kararlarının açıklanmasından sonra toplanarak Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan hakkında oybirliğiyle alınan idam kararlarını onayladı. Celal Bayar’ın cezası, yaşı 65 yaşını geçmiş olduğundan, idama mahkum edilen diğer 11 “sanığın” cezaları da, haklarındaki kararlar “oyçokluğu” ile verildiğinden ömür boyu hapse dönüştürüldü. Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de İmralı Adası’nda idam edildi. Adnan Menderes ise 15 Eylül günü intihara teşebbüs etti. İntiharı önlendi, 17 Eylül günü 14.30’da o da idam edildi.

Yazıya başlarken de söyledim,Menderes ile ilgili sayfalarca tartışabilirim,onun dönemini görmedim ama aklı başında her insanın yapacağı gibi bol bilgi sahibi olmak amacıyla okudum ve fikir sahibi oldum.Rahatlıkla Menderes'in suçlu olduğuna inanıyorum.İdam edilmesi ayrı bir konu,bana göre idam edilmeseydi ama içeriden kesinlikle çıkarılmadan ömür boyu hapis cezası çekseydi.Çekseydi ki belki de bizim millet onun ne olduğunu,ne olmadığını daha iyi anlardı.İdam edildikten sonra büyük devlet adamı olarak gösterilmesi engellenmiş olurdu.

Kaynak olarak bu yazıda http://www.serhanyucel.com/program/ozet.pdf adresinden yararlandım.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Sema » Pzr Mar 25, 2007 16:30

nurdi, Çetin Taş, Yazmak istediklerimi o kadar güzel anlatmışsınızki... Tabi Anlayana..
Yorumlarınız için çok teşekkürler..
Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça, başladığımız inkılap ve ilerleme bir an bile durmayacaktır....
Kullanıcı küçük betizi
Sema
Üye
Üye
 
İletiler: 710
Kayıt: Çrş Şub 21, 2007 18:03
Konum: Istanbul

İletigönderen Songün » Pzr Mar 25, 2007 22:03

Sema, Çetin Taş, nurdi Bu konuda boş konuşmayalım. Dediğiniz kişiler tamamen cuntacı insanlar.

Ezan konusunda biz neler çektirdiler...


Tam 55 yıl önce okunan bir ezan için halk sokaklara döküldü. Gözler minarelere çevrildi. Ve ilk 'Allahuekber' nidasıyla birlikte ülkeyi bir gözyaşı seli kapladı...

Tarihçi yazar Doç. Osman Özsoy, o günün hikayesini bakın nasıl anlatıyor:

Türkiye’yi ağlatan ezanlar ...

Tam 55 yıl önce bugün, yani 16 Haziran 1950 de, 1933 yılından beri Türkçe olarak okutulan ezanın Arapça orijinal haliyle okunabilmesine imkan sağlayan kanun Meclis’te kabul edildi.

Meclis’in aldığı karar radyolardan ilan edilince, Türkiye’nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye’de sel olup aktı.

O gün ne olduğunu ayrıntılı anlatacağım. Ama önce, o günlere nasıl gelindiğine bir bakalım.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelge ile, ezan ve kametin birkaç ay içinde Türkçe okunacağını bildirdi.

İşte o Türkçe ezan ...

Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:

‘‘Allah uludur, Allah uludur

Şüphesiz bilirim, bildiririm

Allah’dan başka yoktur tapacak.

Şüphesiz bilirim, bildiririm

Tanrı’nın elçisidir Muhammed.

Haydin namaza, haydin namaza

Haydin felâha, haydin felâha

Allah uludur, Allah uludur

Allah’dan başka yoktur tapacak.’’

Ezanın Türkçe’ye çevrilmeyen tek kelimesi "felâh" oldu. Sebebi, halkın ‘‘felah’’ kelimesinin ‘‘kurtuluş’’ anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ‘‘haydin kurtuluşa’’ mânâsına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı.

Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı.

O gün Türkiye’nin dört bir yanında yaşananlar, başlı başına ansiklopedik bir kitap olur. O gün Türkiye’nin dört bir yanında, cami sayısınca bir sevinç yumağı, insan sayısınca mutluluktan ağlayan bir yürek vardı.

Antalya Aksekili işadamı Ali Katırcıoğlu; ‘‘Bir cuma günü idi, ikindi kılıyordum, ilan ettiler ‘bugün ezan okunacak' diye. Herkes sokaklara döküldü. O cuma günü Allahü Ekber, Allahü Ekber diye duyduğum o ilk ezanı asla unutamıyorum. Demokratikleşme dediniz de, benim için en büyük demokratikleşme işte o ezandır" der.

O gün İstanbul’da neler olduğunu, aynı günlerde Eyüp’te asker olan babamdan dinlemiştim. Ezanın orijinal haliyle okunacağını haber alan İstanbulluların Eyüp Camii avlusunu doldurduğunu ve herkesin ezanı dinlemek için gözlerini minareye diktiğini söylemişti. Minareden, ‘‘Allahü Ekber, Allahü Ekber’’ sesleri yükselmeye başladığı andan itibaren, insanların sevinçten kendilerini yerlere attığını, ezanların bitişini müteakip de, kurbanların kesildiğini söylemişti.

O gün Erzurum da olan Mehmet Kırkıncı şöyle anlatılır: "Erzurum halkı ikindi vaktinden itibaren ezanın aslıyla okunacağını haber aldı. Bütün halk sokaklara döküldü. Bir bayram havası yaşanıyordu. Herkes kurban keseceği ne varsa alıp, Tebriz Kapı mevkiinden Lâlâ Paşa Camii'ne kadar dizildi. Minarelerden Ezan-ı Muhammedi okunmaya başladığı an, herkes sonsuz bir sevince gark oldu. Müftü Solakzade Sadık Efendi, ‘'Ya Rabbi! Ölmeden önce bize bu günleri gösterdin’’ diye hıçkırıklar halinde ağlamaya başladı.
Kullanıcı küçük betizi
Songün
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Prş Mar 22, 2007 1:26

İletigönderen Hasta » Pzr Mar 25, 2007 23:09

Herkes anlatılanı kendi algı kapasitesi kadar anlayabilir,fazlasını ne yaparsan yap,anlatamıyorsun ve ülken de kısır tartışmalarla,gün be gün Sevr koşullarına geri dönüyor,ne acı...İnsanlarda utanma da kalmadı... :evil:


Küçük bir not:Hayranlıkla söz ettiğiniz,dinin ve ezanın koruyucusu(!)Menderes'i(toprağı bol olsun!),en iyi Lüx Nermin tanırdı!!! :twisted: Fazla söze gerek yok... :wink:
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Mar 26, 2007 21:19

Songün,kaynağını açıklar mısın?
Menderesçi zihniyetin neden Menderes ağlak muhabbeti yaptığını baştan sona kaynaksız olarak aktardığın hikayeden anlıyorum.Ezan aşağı,ezan yukarı muhabbeti.
Türkçe ezan,Arapça ezanmıdır bu milletin kara talihinin gerekçesi Songün kardeşim?İnsaflı ol biraz,kendi adıma konuşmam gerekirse mantığıma saygısızlık edilmesi hoşuma gitmez.Menderes'in yargılandığı davaları yazsım,bunlar hakkında söyleyceğin bir şeyler duymayı tercih ederdim.Yoksa bu sayfalarda tartışan bizlerin, AKP Konya il teşkilatı seçim propagandası konuşmalarından farksız olan Türkçe-Arapça ezan tartışmasından fazlasını hak ettiğimizi düşünüyorum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Hasta » Pzt Mar 26, 2007 21:23

Çetin Taş, boş ver,arkadaşların algı kapasitesi o kadarla sınırlı.Adalet,hak,hukuk;gak-guguk;onlar için!Ekonomi,siyaset,sosyoloji filan da,aşar arkadaşları... :wink: :twisted: :mrgreen:
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Songün » Çrş Mar 28, 2007 0:56

nurdi, :twisted: :kikirik:

Çetin Taş, Bak sana ne deyim. Bize öğretilen tarih, bizim kaynaklarımızdan mı yoksa, Avrupa menşeeli mi?

Bu ülkede Çok rahatlıkla Kurt Kuzu, Kuzu Kurt gösteriliyor. Ama, Halk artık okuyup öğrenmeye başladı.

Seçimlerde de bu yine görünecek. Ben Akp li değilim. Ama, Bir Chp veya Bir Cumhuriyet gazetesi Vatan hainleriyle dolu bunu kesin biliyorum.

Burada ayrıntılı anlatsam, Kaynak göstersem.Nasıl olsa bir kulp takacaksınız.

Ben Ekip Başınız Türk-Kan ı çok köşeye sıkıştırdım.Ama, o her defasında bir militan gibi gerçeklere, giydiği ve hiç çıkarmayı düşünmediği gözlükle bakıp,İnkar etmeyi seçti.


Burada şuna inanıyorum ki; Arşiv de yığsam sabit fikrinizi ancak Rabbimin bir İhsanı değiştirebilir.

Yanılıyorsam , Buyrun...

:idea:
Kullanıcı küçük betizi
Songün
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Prş Mar 22, 2007 1:26

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Mar 28, 2007 1:25

Songün yazdı:Ben Ekip Başınız Türk-Kan ı çok köşeye sıkıştırdım.Ama, o her defasında bir militan gibi gerçeklere, giydiği ve hiç çıkarmayı düşünmediği gözlükle bakıp,İnkar etmeyi seçti.

Songün, senin kuyruk acin büyük, anlasildi. :) Bunu foruma yansitmadan özel mesaj yoluyla halledebilirdin. Fakat amac belli. Bu baslikta bile videonun icerigi üzerine degil, konu basligi üzerine yorum yapiyorsun. kapasiten bu kadar ancak. Ülkeyi peskes cekmede basi ceken Menderes'in ismini duydunuz ya, Tayyip'i bile görmez gözünüz. Midesi genis din tacirleri siziiiii :twisted:

Veled, sen git, agababalarini, agabeylerini gönder. Forumda adam gibi duracaksan edebinle dur, aksi takdirde dikkat et, sıkışan kafan olmasin!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Sema » Çrş Mar 28, 2007 1:41

Songün yazdı:
Burada ayrıntılı anlatsam, Kaynak göstersem.Nasıl olsa bir kulp takacaksınız.

Ben Ekip Başınız Türk-Kan ı çok köşeye sıkıştırdım.Ama, o her defasında bir militan gibi gerçeklere, giydiği ve hiç çıkarmayı düşünmediği gözlükle bakıp,İnkar etmeyi seçti.


Burada şuna inanıyorum ki; Arşiv de yığsam sabit fikrinizi ancak Rabbimin bir İhsanı değiştirebilir.

Yanılıyorsam , Buyrun...

:idea:


Songün Benim bildiğim Türk-Kan ın seni köşeye çok sıkıştırdığı, ayrıcana bizler senin Türk-Kan'ın ekipmanı dediğin kişiler "koyun gütmeyi" biliyoruz be arkadaşım.. Sizler gibi bir "koyun bile gütmemiş" olanlar başlarına çoban ararlar...

Buraya fikrini yazarsın ve gidersin. Burası birilerine kuyruk acısını çıkartacağın yer değil..
Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça, başladığımız inkılap ve ilerleme bir an bile durmayacaktır....
Kullanıcı küçük betizi
Sema
Üye
Üye
 
İletiler: 710
Kayıt: Çrş Şub 21, 2007 18:03
Konum: Istanbul

İletigönderen Ram » Çrş Mar 28, 2007 12:14

Gönderin şunu, hey Allah'ım. :)

Sema, Türk-Kan, elinize sağlık. :)
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Songün » Prş Mar 29, 2007 2:33

Şahsiyet ban yemiştir.

| Panzehir |
Kullanıcı küçük betizi
Songün
Üye
Üye
 
İletiler: 8
Kayıt: Prş Mar 22, 2007 1:26

Sonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x