MİLLET OLMAK YA DA “BABA HARPTE NE YAPTIN?”
Dr. Noyan UMRUK
Gerçekten millet olan milletler tarihlerinin kritik dönemeçlerinde millet olabilme sınavlarına zorlanmışlar ve de uzun vadede varlıklarını millet olarak sürdürebilmişler, bu sınavlardan sonul (a posteriori) anlamda başarıyla çıkabilmişlerdir.
Tarihten Örnekler:
Doğal olarak tarihin de sınamasından geçen bu genellemenin örneği özellikle sonu “li” “lı” takılarıyla bitmeyen Türk, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan vb. milletler…
Örneğin;
*Fransızların, 1936’da ekonomik kriz içerisindeki Avrupa’da yükselmekte olan faşizme karşı oluşturduğu Front Populaire(Halk Cephesi), emekçiler için 40 saatlik çalışma haftası, ücretli yıllık izin vb. sosyal politika önlemleri ile işsizliğe savaş açmış,
*Bu Halk Cephesi geleneği daha sonra Nazi işgaline karşı verdiği etkin mücadele ile ünlenen “La Resistance” Direniş Örgütünün nüvesini, çekirdeğini oluşturmuştur.
*İtalyan tarihi bu tür milli ittifakların örnekleri ile doludur. İtalyan Birliği(Risorgimento- Diriliş ya da Yeniden doğuş), 1886’da Napolyon Fransa’sının yayılmacı saldırılarına karşı bir halk lideri Garibaldi, yurtsever devrimci bir aydın Mazzini ve Sardinya kralı II. Vittorio Emanuele önderliğinde sağlanmıştır.
*1970’lerde Hristiyan Demokrat lider Aldo Moro’nun öldürülmesiyle vahşice engellenen, Berlinguer liderliğindeki İtalyan eurokomünistleri ile “Tarihsel Uzlaşma”,
*1980’lerde Penta Partito( Siyasi yelpazenin tüm eğilimlerini kapsayan beş partili koalisyon),
*2006’da arkasına aldığı büyük küresel desteği, sahip olduğu geniş medyatik güçle pekiştiren Berlusconiye karşı, Prodi önderliğindeki Zeytin Ağacı (merkez-sol) kazandığı zafer…
*Tarihimiz ise, Kurtuluş Savaşımızın provası niteliğindeki destansı Çanakkale savunması ve zaferi ile 1915’lerde başlayıp 1923’lere kadar uzanan Kuvayi Milliye sürecinde, çağları aşan bir liderin önderliğindeki geniş bir milli koalisyonun zafere ulaşması sonucu, tüm mazlum milletler için eşsiz bir örnek oluşturmuştur.
Tesbitler:
*Özellikle son 15 yıldır milleti ümmete hızla dönüştüren AKP iktidarı ve başkanı Türkiye’de değişmeyen ‘tek şey’…
* Bu “tek şey” iç politikaya yönelik kuru sıkı, teatral meydan okumalar dışında, son tahlilde emperyalizmin taleplerine, özetle Türkiye’nin ve Türk milletinin siyasi, fiziki ve moral anlamda küçültülmesine eşyanın tabiatı icabı boyun eğmekte…
*Zaten “sisteme” angaje olarak oluşturulmuş bu “tek şey”, “yaratılacak büyük Kürdistan’ın hamisi ya da “Konfederasyonun başı siz olacaksınız…” havucu ile Ortadoğu bataklığında gayri meşru ortaklıklar, ahlaksız tekliflerle evdeki bulguru, emperyalizmin kendisine asla yedirmeyeceği Dimyat’ın pirinci için riske etmekte,
*Ve artık, açıkça görülüyor ki, bu “tek şey”, sadece, “millet” ve “cumhuriyet” karşılığı, “Alla Turca dikta başkanlık” ve “Anadolu Federasyonu” yada “Ümmet liderliği” ve de bir sürü hukuksuzluğun, yolsuzluğun hesabını yargı önünde vermekten kurtulmak düş ve hırsı ile motive olmaktadır.
İşte bunun için, gerçekten millet olduğumuzu kendimize ve dünya aleme göstermekten başka çare kalmamıştır…
Başta muhalefet partileri olmak üzere gidişattan kuşku ve giderek korku duyan tüm güç ve kesimlerin ideoloji ya da siyasi eğilim ve tercihlerini bir sonraki döneme erteleyerek bağımsızlık, eşitlik, özgürlük ve adalet yolunda karşılık beklemeden, ikbal aramadan kurbağanın yavaş yavaş ısıtılan suda pişirilmesi misali yıkılan Cumhuriyeti ve kurumlarını rehabilite etmek, onarmak programında birleşmeleri, bütünleşmeleri ve de bu ideali geniş kitlelere taşımaları gerekiyor…
Yoksa, köprüden önce son çıkışta, “Cumhuriyetin” ve “Milletin” vebali tüm kayıtsız kalanların olacak, çocuklar babalarına “Baba harpte, büyük felakette ne yaptın?” diye mutlaka soracaklardır!
ABC GAZETESİ; 20.07.2017