Milli İrade ağacına dal olmaya var mısınız !

Milli İrade ağacına dal olmaya var mısınız !

İletigönderen Alp Ergenekon » Prş Oca 16, 2014 19:03

Milli İrade ağacına dal olmaya var mısınız !

Armagedon senaryolarının tatbik edildiği çok açık ve tarih boyunca hiç bu kadar vahşileşmedi ve hiç bu kadar aleni olmadılar.

BOP olarak adlandırılan ve Ortadoğu’da sahnelenen bu projenin küresel iblisleri ile piyonları durumundaki yerli iblisler, kendilerince sona yaklaştıklarını düşünüyorlar.

Aksi halde; yerli iblislerin doğuda “Kürdistan”, batıda “tek millet, tek devlet” demelerini başka türlü nasıl izah edebiliriz.

Hatay’da ya da Suriye ile sınır diğer illerimizde cirit atan ajanları nasıl izah edebiliriz.

Irak’ın kuzeyinin güneydoğumuz ile nerede ise tam olarak entegre hale getirilmiş olduğunu nasıl izah edebiliriz.

Tüm bu durumlar, küresel ve yerli iblise, planlarına ilişkin sona yaklaştıklarını düşündürtebilir ve varsın öyle de düşüne dursunlar.
Ancak küresel tezgaha dur diyebilir ve hatta bu kirli tezgahtan millet olarak daha güçlü çıkabiliriz.
Bunun aksi ise bölünmüş, parçalanmış bir Türkiye ve sömürge kucağına itilmiş bir Türk Milleti demektir. O halde, sahnelenen ve gerçekten sona yaklaşılan bu kirli tezgahı bozarak küresel ve yerli iblisleri alt etmenin gereğini mutlaka yapmalıyız.

Bunun için tek yol, milli güçlerin bir araya gelmesidir.
Türk Milletinin ferdi olmaktan onur duyan herkes çok geç olmadan, hatta hemen Milli İrade oluşumu altında bir araya gelmelidir.

Banu Avar’ın ifade ettiği bir sözü kendi algımla birlikte nakledeyim; Dün fesliler, sarıklılar ve kalpaklılar nasıl bir araya gelme erdemin gösterdi ise bugünde kendisini Türk Milletinin ferdi olarak gören herkes bir araya neden gelemesin…

Yapmamız gereken tek şey bu ve bu kadar basit.
Herkes kendisini Milli İrade temsilcisi olarak görecek ve bu uğurda yapılması gerekenleri yapacak!

Peki nasıl…

Öncelikle Milli İrade temsilcisi olmayı idrak edebilmeli ve kendimizi buna hazırlayabilmeliyiz.
Hiçbir karşılık beklemeden, malımızı ve belki de canımızı vermeyi gerektirecek bu fedakarlık için her şart altında küresel ve yerli iblise karşı mücadeleye hazır halde olmalıyız.

Kendisini buna hazır hisseden her Milli Güç, çalışmalarına, yüce Atatürk’ümüzün yaptığı gibi çevresini örgütleyerek devam etmeli.
Komşularını tanıyarak diğer potansiyel Milli Güç’leri tespit etmeli, tanımalı.
Ev ziyaretleri ile halkayı genişleterek samimiyet ilerletilmeli, ev sohbetlerinde bu uğurda yapılabilecekler masaya yatırılarak etkili mücadele için çare ve çözüm yolları aranmalı.

ATO’da Banu Avar’ın yaptığı kısa söyleşide, bir katılımcıdan etkili mücadele için gelen bir öneriyi paylaşmalıyım. Katılımcı arkadaşımız belli bir çevrede mücadeleye katılmak isteyenlerin öncelikle ağaç dalı misali bir araya gelmeleri sonrasında ise Milli İrade ağacına dal olarak eklenmeleri gerektiğini izah etti.

Evet, aynen böyle yapmalıyız. Yukarıda izah ettiğim gibi herkes kendi çevresini tanıyarak ağaç dalı oluşturmayı başarmalı sonrasında ise Milli İrade ağacına dal olmalı.

Zihin karışıklığı yaratmak amacıyla Milli İrade kavramını herkes kullanıyor. Küresel iblisin payandası olan yerli iblislerden tutunuz aklınıza gelebilecek herkes ve her kesim bu kavramı içini boşaltmak amacıyla bolca dillendiriyorlar.

Bu nedenle Milli İrade kavramının da doğru kullanıldığı kesimi iyi tanımalıyız.

Milliiradebildirisi.org sitesi aracılığı ile bu kesimi kimlerin oluşturduğunu görebilirsiniz.

Herhangi bir siyasi parti ya da siyasi dernekle ilgisi olmayan ve tem ülküleri Vatan ve Milletin bağımsız ve egemenliği olan bu kesim, manifestosunu bu site aracılığı ile yaptı ve gelecekte verilecek mücadele için Milli İrade ağacını dikerek buna dal olacak tüm Milli Güçleri davet etti.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Küresel ve yerli iblislerin tamamını tanıyoruz ve her şey ayan-beyan ortada.

Artık Milli İrade ağacı da dikildi.
“Milli İrade ağacımıza dal olur musunuz” şeklindeki davetimize var mısınız ?
Bu memleket, dünyanın beklemediği bir müstesna mevcudiyetin tecellisine sahne oldu. Bu sahne, 7 bin senelik bir Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
Alp Ergenekon
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 41
Kayıt: Cmt May 02, 2009 14:42
Konum: Ankara

Şu dizine dön: Alp Ergenekon

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x