Dr. Michael Savage’ın “Trickle Down Tyranny” başlıklı yazısından alınmıştır.
Muhammed El-Baradey’i hatırlıyorsunuz değil mi? Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı iken İran’ın nükleer programlarını inceleyen grubun başı olan kişi. 2007’de El-Baradey İran’ın nükleer programı konusunda herkesi bir parça sabırlı olmaya davet etti. İran’ın “nükleer zenginleştirme” programını durdurup doğruca pazarlık masasına gideceğini umuyordu.
Aslında, El-Baradey vakit kazanmaya çalışıyordu. Bir yıl sonra, İran’ın şüpheli nükleer hareketleri hakkında yaptığı açıklamaların Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bulgularından farklı olmadığını söyleyerek İran’ın nükleer programına “temiz kâğıdı” verdi.
The Wall Street Journal, El-Baradey’in gündeminin ne olduğunu sert bir dille açıkladı. “O aslında bir politik kişilik; Batı ve İsrail düşmanlığından kaynaklanan davranışı ile taraftar olduğu rejimleri nükleer silahlanma suçlamasından korumak için bir cihat açmış durumda.”
Bu esnada bir başka İran tesisinde atom bombasında kullanılan saflıkta uranyum üretiminde kullanılan santrifüjlerin imal edildiği ortaya çıktı.
El-Baradey’in İslam taraftarı, İsrail karşıtı gündemi onu George Soros için kusursuz sözcü ve “Soros Doktrini”nin Ortadoğu’da yayıcısı yaptı. El-Baradey Soros’un Uluslararası Kriz Grubu yönetim kurulu üyesi; Mısır’daki temsilcisi olması için Soros tarafından özel olarak seçildi. 28 Ocak 2011’de, Mısır’daki ayaklanma başlamadan önce, üstü kapalı bir şekilde, Mısır’da da “Tunus’daki gibi patlama” olabilir diyerek İslamcıları harekete çağırdı.
Obama boş durmuyordu bütün bunlar olurken.
ABD, Aralık 2008’in başlarında Mübarek rejimine karşıt grupların Mısır hükümetini devirme planları yaptıklarını biliyordu. Bu bilgiyi ABD’nin desteği ile New York’ta uluslararası politik aktivistler toplantısına katılan bir genç muhaliften almışlardı.
Üstelik, WikiLeaks’in sızdırdığı belgelere göre, ABD Mısır Büyükelçisi Margaret Scobey, Mübarek karşıtı grubun planlarından haberdardı. Sızıntılar aynı zamanda gösteriyordu ki, ABD görünen tarafıyla bir yandan Mübarek hükümetini desteklerken bir yandan da bu aktivist ile bağlantısını 2008 ve 2009 boyunca devam ettiriyordu.
Mübarek iktidardan ayrıldıktan sonra El-Baradey, Mısır’da kurulan “gölge parlamento”nun kilit adamı olarak ortaya çıktı. Gölge parlamento, “özgür ve demokratik” seçimlerle yeni bir rejime geçiş planları hazırlayan muhalif liderlerden oluşuyordu. Bu grubun içinde Müslüman Kardeşler, 1981’de Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’a suikast tertipleyen köktenci teröristler ve El-Kaide dahil olmak üzere diğer İslamcı terör grupların çekirdeğini oluşturanlar da vardı. Müslüman Kardeşlerin hedefinde İslam ilkeleri üzerine kurulu Şeriat Düzeni’ni içeren bir hükümet ve batıya karşı cihat ilanı dışında bir şey yok.
İran’ın nükleer tesislerini incelerken olanları görmezden gelmesine bakılırsa büyük bir olasılıkla El-Baradey İran rejiminin bir kuklası. 2009 Nisan’ında El-Baradey basına, “ABD’nin Tahran’la ilişki kurması bölgesel güvenliğe katkı yapacaktır” dedi.
İçinde El-Baradey’in olduğu Uluslararası Kriz Grubu yöneticilerin kimler olduğuna bakıldığında karşınızdaki sanki uluslararası Amerikan karşıtı, İsrail karşıtı fanatiklerin listesi. Avrupa Birliği’nin en güçlü kişilerinden biri Javier Solana bu listede. Marksist eğilimi ve Cuba’da Fidel Castro rejimini desteklemesi yüzünden Solana bir zamanlar ABD’nin istenmeyen, huzur bozucular listesinde idi. NATO komutanlığından azledilen General Wesley Clark gibi Clinton’nın Beyaz Sarayı’ndan suçlayıcı belgeleri elbisesinin içinde saklayarak çıkaran ABD’nin Millî Güvenlik Kurulu eski danışmanı Sandy Berger de bir diğer yönetici.
Dipçe: Yazar hakkında
Kendi İnternet sayfasında Dr. Michael Savage şöyle tanımlıyor kendini:
“300’den fazla medya organı tarafından taşınan ve haftalık 10 milyon izleyiciye erişen Dr. Michael Savage, muhafazakâr hareketin bir medya ikonu.
Liberallik, sınırlar, dil ve kültür konularında hakikati ortaya çıkarma tutkusu ve Amerikan ailesini desteklemede eşi olmayan tutumu onu bugün Amerika’da söz hürriyetini ve ülküleri temsil eden önemli bir kişi yaptı.”
Ancak internet’te araştırdığınızda ortaya çıkan şu:
“2007 Kasım başlarında Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi radyo dinleyicilerine Savage’ın programına reklam veren şirketlere onun Müslümanlar hakkındaki konuşmalarından endişelendiklerini belirtmeleri için bir çağrıda bulundu. Denilen, Savage’ın Müslümanların “sınır dışı edilmeleri” gerektiği ve “ bıktım artık sizden, alın dininizi arkanıza sokun” sözlerini sarf ettiği. Bunu, Savage, radyo programında ve web sayfasında Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’ni Hamas’a desteklemekle suçlayarak cevaplandırdı.”
Kendi İnternet sayfasında Dr. Michael Savage şöyle tanımlıyor kendini:
“300’den fazla medya organı tarafından taşınan ve haftalık 10 milyon izleyiciye erişen Dr. Michael Savage, muhafazakâr hareketin bir medya ikonu.
Liberallik, sınırlar, dil ve kültür konularında hakikati ortaya çıkarma tutkusu ve Amerikan ailesini desteklemede eşi olmayan tutumu onu bugün Amerika’da söz hürriyetini ve ülküleri temsil eden önemli bir kişi yaptı.”
Ancak internet’te araştırdığınızda ortaya çıkan şu:
“2007 Kasım başlarında Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi radyo dinleyicilerine Savage’ın programına reklam veren şirketlere onun Müslümanlar hakkındaki konuşmalarından endişelendiklerini belirtmeleri için bir çağrıda bulundu. Denilen, Savage’ın Müslümanların “sınır dışı edilmeleri” gerektiği ve “ bıktım artık sizden, alın dininizi arkanıza sokun” sözlerini sarf ettiği. Bunu, Savage, radyo programında ve web sayfasında Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’ni Hamas’a desteklemekle suçlayarak cevaplandırdı.”
Çeviri: Erkan Güçiz
Güncel Meydan