Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen Güncel Meydan » Çrş Oca 26, 2011 23:27

Merhaba Banu Hanım,

Kocaeli'nde yaşıyorum ve bu içinde olduğumuz haftada İzmit protestan kilisesinin çok etkin olduğunu görmeye başladım.

Okul önlerinde (özelikle lise önleri) işlek caddelerde ellerinde broşürlerle dolaşan ve rahat bir şekilde dağıtan yabancı uyruklu kişiler görüyoruz ve duyuyoruz. Bu hafta içinde bu kadar etkin olmaları kafamda soru işiertleri uyandırdı. İlk olarak dağıtıkları kağıtlarda aşağıda göreceğiniz gibi bir program var.

19 Ocak Çarşamba - Konser (Yabancılar Türkçe şarkılar söylecek)
20 Ocak Perşambe - Sohbet
21 Ocak Cuma - Protestanlar '' üç tanrıya mı? tek tanırıyamı '' inanır
22 Ocak Cumartesi - Dua Günü

Yukarıdaki programın kağıdı yok onu gönderemiyorum .
Bu olayların sonu ne olu bilmiyorum ama bunları arkası kesin gelir. Allah yardımcımız olsun.

Resim

Resim

Resim

Resim


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.ipkv.org/izmit.htm





Merhaba Banu Hanım ,

Bugün İzmit protestan kilisesinde pazar ayininlerine katıldım. Önemli gördüğüm detayları sizlere yazıyorum.

Ben Hariç toplam 20 kişi 2 küçük çoçuk vardı (Rahibin çocukları). 20 kişiden 2 si yabancı uyruklu diğerleri ise Türk'tü. 20 kişiden 8'i olgun diğer 12'si ise genç üniversitelilerdi (liseli de olan alabilir) ve hepsi Türk'tü .

Geçen hafta yaptıkları organizasyonların sonuçlarından çok çok mutluydular ve her fırsatta dile getirdiler. Kilise hafta içi dolmuş. Bana ayin bittikten sonra sohbet ederken hafta içi yabancı misafirlerinin geldiklerini ve gelip gelmediğimi sordular.

Dikkatimi çeken diğer bir nokta broşürleri dağıtanlardan hiç kimseyi orada görememe (yabancı uyruklu gençlerden bahsediyorum). İsa'nın onlar üzerindeki etkilerinde bahsedip dua ediyorlar. Bir kişi duasını bitirdikten sonra bir süre sessizlik oldu daha sonra arkamdan bir bey kalkıp yan oturaktaki gençin kulağına birşeyler fısıldadı. Sonra o Genç '' Ben de dua etmek istiyorum diyip; (başladı) ben alkol bağımlısıydım ama çok şükür Rab (İsa) bana dokundu ve son bir haftadır içmiyorum dedi ''.

Son olarak çok umutlular ve zaman geçtikçe kiliselerini dolaçaklarına inanıyorlar. Rahip (ismi Emre), ''Ben bu kiliseye ilk geldiğimde ben ve eşim hariç 3 kişiydik şimdi bu haldeyiz'' diyerek topluluğa umut saçıyor, tabi bunu hafta içi olan yoğun ilgiye bağlıyarak söylüyor .

Dİp Not: tabi orda bulunduğu süre boyunca onları dinledim ve baya bi tebbesüm ettim. İsa hem Rab, hem mesih, hem baba, hem ruh ALLAH İsa'nın işini kolaylaştırsın. :)

Saygılarımla


Banu AVAR yazdı:
Sınırlar Arasında Kazakistan - Misyoner Faaliyetleri

Kullanıcı küçük betizi
Güncel Meydan
Üye
Üye
 
İletiler: 584
Kayıt: Pzr Eki 12, 2008 23:12

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen Işık » Prş Oca 27, 2011 14:23

Yazdıklarınızı okumak hoşuma gitti. Bence her ilde bir kilise ve belki diğer dinlerinde bir ibadethanesi olmalı. Herkes okumalı bilmeli haberdar edilmeli. Okumadan tanımadan tatmadan kim bilebilir ki neyin ne olduğunu tam tersi bilinmeyenden korkular bilinmeyenin üzerine hurafeler yapılır...
Ayrıca davetiyeelrin resmini çekmişsiniz etkinlikler güzel hemde iyi niyteli dua edelim diyorlar vs. Ben çok beğendim herhangi bir zorlama yok ve anlattıklarınızdan ordaki insanların sadece sevgi dolu olduğunu anlıyorum ve gidenlerin hayatlarında güzel şeyler oluyor demek ki...
Yani bence çok güzel yapmışlar zorlama yok tehdit yok çıkar ilişkisi yok. Herkes istediğini seçmekte özgür olmalı bir Hristiyan Hristiyan doğdu diye Hristiyanda olmamalı bir Müslüman Müslüman doğdu diye Müslümada olmamalı... okumalı araştırmalı bilmeli en önemlisi iste Yaratıcısına neredesin diyebilmeli...
Kullanıcı küçük betizi
Işık
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Prş Oca 27, 2011 13:49

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen Ram » Prş Oca 27, 2011 17:20

Işık yazdı:Yazdıklarınızı okumak hoşuma gitti. Bence her ilde bir kilise ve belki diğer dinlerinde bir ibadethanesi olmalı. Herkes okumalı bilmeli haberdar edilmeli. Okumadan tanımadan tatmadan kim bilebilir ki neyin ne olduğunu tam tersi bilinmeyenden korkular bilinmeyenin üzerine hurafeler yapılır...
Ayrıca davetiyeelrin resmini çekmişsiniz etkinlikler güzel hemde iyi niyteli dua edelim diyorlar vs. Ben çok beğendim herhangi bir zorlama yok ve anlattıklarınızdan ordaki insanların sadece sevgi dolu olduğunu anlıyorum ve gidenlerin hayatlarında güzel şeyler oluyor demek ki...
Yani bence çok güzel yapmışlar zorlama yok tehdit yok çıkar ilişkisi yok. Herkes istediğini seçmekte özgür olmalı bir Hristiyan Hristiyan doğdu diye Hristiyanda olmamalı bir Müslüman Müslüman doğdu diye Müslümada olmamalı... okumalı araştırmalı bilmeli en önemlisi iste Yaratıcısına neredesin diyebilmeli...


Hoş geldiniz Işık hanım veya bey,

Anlaşılan bu konudan çabucak bilginiz olmuş.

Doğal olarak, bu durumu güzellerken sunduğunuz nedenler biraz gülünç geldi BİZ'e. Örneğin "Ben çok beğendim herhangi bir zorlama yok ve anlattıklarınızdan ordaki insanların sadece sevgi dolu olduğunu anlıyorum ve gidenlerin hayatlarında güzel şeyler oluyor demek ki... Yani bence çok güzel yapmışlar zorlama yok tehdit yok çıkar ilişkisi yok" diyorsunuz ancak, hangi misyonerlik etkinliğinde zorla, tehditle din değiştirtme eylemi vardır veya hangi misyoner "kötü niyetle dua edelim" demiştir ki¿? Zaten "misyon eri" avını kazanmak için görünürde böyle olmak zorundadır. "Zorlama" ise kişiden kişiye değişir; ancak, toplumu hedef alan ve art amaçlı, türlü devletlerin gizli oluşumlarının (istihbarat) güdümlediği bu siyâsi, dinî, iktisâdi "misyon" yapılarının kendileri başlı başına zorlamadır, tehdittir.

Kaldı ki "sizin 'zararlı' tanımınızın" bizimkinden daha ayrımlı olduğunu düşünerek, sizin tanımınıza uygun olacağını düşündüğüm birtakım etkinlikler, girişimler (örneğin kışkırtma, silâhlı eylem, yardım ve yataklık vs.) de yapılırsa yalnızca yerinde ve zamanında gizlice veya koşullar (bir iç savaş koşulları gibi) uygunsa açıkça yapılır, uygulanır. Özetle; durduk yerde, tasarımsız, koşullar ve durumlar oluşmadan, yeterliliğe erişilmeden bunlar yapılamaz. Şu sıralar gün mü sayıyorlar ne...

Misyonerlik etkinlikleri, (bazısı para da sıkıştırır araya) Türkiye Cumhuriyeti'ni (elbette başka devletleri de) sarıp sarmalayan "genişletilmiş" örümcek ağının bir parçasıdır; tıpkı güdümlü sivil toplum kuruluşları, vakıflar, düşünce kuruluşları vb. gibi.

Üçüncü bin yılda (varsayılan doğum tarihinden başlayarak 2000 eklenir) Asya'yı Hristiyanlaştırmak isteyenlerin amacı yalnızca din olsa kolay; dinler arası diyalog şakası nasıl ki "barış-kardeşlik-insanlık" martavallarıyla toplumumuzu dönüştürmeye çabalayanların kurduğu bir sirkse, bu da öyledir.

Hatta öyle ki "İsa Mesih'in yüce krallığı" için "şehit" olmaya hazır birtakım Hristiyan gönüllüler, dünyayı daha iyi bir yere dönüştüreceklerine inanarak bu işi yaparlar.

Konumuza dönersek; elbette bunlar bilinecek, tarih bunları da yazacak. Zamanında gelen "parçala ve yık" anlayışına uşaklık edenleri isteyen unutabilir; ancak BİZ'ler unutmayacağız.

Bir kilise etkinliğine bakarak yazıyor değiliz. Amerikan Board'u ("Red House" belki çağrışımı arttırır) neden unutalım veya üçlü yapıyı (Batı Türkiye Misyonu, Merkezî Türkiye Misyonu, Doğu Türkiye Misyonu) yahut önceki devletin yıkımından önce varolmuş yüzlerce okulu...

Amerikan, Alman, Fransız, Rus, İtalyan, İngiliz devletlerinin I. Paylaşım Savaşı'nda bizi ne kadar sevdiklerini, düşündüklerini de unutmayacağız.

Unutmak için hiç neden yokken, anımsamak için binlerce neden var. Diğerleri gibi bu misyonerlik şakasının günümüzdeki etkinliklerini, yapılanmalarını izlemek de, gerektiğinde karşı koymak da BİZ'lerin "misyon"udur.

Anlayacağınız "her ilde bir BİLİM YUVASI" isteyenlerdeniz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen ugursurmeli » Prş Oca 27, 2011 19:12

Taş gediğine tatlı - sıkı, olması gerektiği gibi cuk oturmuş tarafınızdan saygıdeğer RAM. Müsade ederseniz ben de altına imza atmak isterim...
Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
ugursurmeli
Üye
Üye
 
İletiler: 80
Kayıt: Cum Eki 22, 2010 16:30
Konum: Bursa

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen maydonos » Prş Oca 27, 2011 21:04

Okunca sasirmistim, ama ortalik normale donmus. Isik Hanim'a yanitlar verilmis. Kendiside misyoner dili ile yazmis. Ben soyle bir gonderme yapiyorum; " ne Sam'in sekeri ne de bunlarin yuzu". bilgsayar sayesinde iki tarafada tasimi gedigine koydum. Turkler dinlerile degil kulturleri ile zenginler. Dinler bizi mahvetti. Bu dinlerin hepsi somuru uzerine kurulu.

Herkese kolay gelsin.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen terra.cotta » Sal Şub 08, 2011 0:01

Bu topraklarda yüzlerce yıldır islami misyonerlik serbestçe yapılıyorsa Hristiyan misyonerliği de elbet yapılabilir. Bu ülke müslümanlara ait değildir , bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aittir. Laik bir devlette yaşıyorsak ya bütün misyonerlik faaliyetleri yokedilmeli yada hepsine eşit düzeyde serbestlik sağlanmalı. Çocuklara doğduğu andan beri kafasına vura vura islamı öğretir ve diğer dinleri kötülerseniz din seçme özgürlüğü ortadan kalkar. Ya tamamı engellenecek yada tamamen serbest olacak.
Bu ülke kimsenin tapulu malı değil , hepimizin , bunu er yada geç kabulleneceksiniz yada asıl bölücülüğe sizler sebep olacaksınız , vatansever diye geçinenler ülkenin bölünmesine sebep olacak bu gidişle.
Kullanıcı küçük betizi
terra.cotta
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Şub 07, 2011 23:56

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen Ram » Sal Şub 08, 2011 1:29

terra.cotta yazdı:Bu topraklarda yüzlerce yıldır islami misyonerlik serbestçe yapılıyorsa Hristiyan misyonerliği de elbet yapılabilir. Bu ülke müslümanlara ait değildir , bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına aittir. Laik bir devlette yaşıyorsak ya bütün misyonerlik faaliyetleri yokedilmeli yada hepsine eşit düzeyde serbestlik sağlanmalı. Çocuklara doğduğu andan beri kafasına vura vura islamı öğretir ve diğer dinleri kötülerseniz din seçme özgürlüğü ortadan kalkar. Ya tamamı engellenecek yada tamamen serbest olacak.
Bu ülke kimsenin tapulu malı değil , hepimizin , bunu er yada geç kabulleneceksiniz yada asıl bölücülüğe sizler sebep olacaksınız , vatansever diye geçinenler ülkenin bölünmesine sebep olacak bu gidişle.


Çocuklara doğduğu andan başlayarak vura vura din öğretilmemiştir. Eğer aileler çocuklarına böyle yapıyorsa bu da toplumsal bir konudur -ki bunun çetelesi de tutulamaz. Kaldı ki bu tutum İslâm dininin "zorlama yoktur" ilkesine aykırı olacağından ve -kafasına vura vura veya güzellikle- öğretilenin günümüzdeki yansımaları gözlemlendiğinde çok yanlış bir din anlayışının aktarıldığı da bir gerçektir. Bunlar ayrı bir konudur.

İslâm dininde misyonerlik yoktur. Tebliğ ile misyonerlik arasındaki ayrımı öğrenin öyle yazın. İslâm dinine sızmış güdümlü-güdümsüz tüm tarikatlara nasıl karşı çıkıyorsak, bunlara da karşı çıkıyoruz. Doğrusunu söyleleyim; misyonerlik oluşumları ile güdümlü olan tarikatlar (bazıları kendine cemaat de diyor) -aynı yolun yolcuları oldukları için olsa gerekir- açıktan veya gizliden on yıllardır işbirliği yapar.

Yukarıdaki ana konu ise yalnızca izleme ve gözlemeyle ilgilidir, o kadar.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen GEZGİN » Sal Şub 08, 2011 10:39

terra.cotta yazdı:Çocuklara doğduğu andan beri kafasına vura vura islamı öğretir ve diğer dinleri kötülerseniz din seçme özgürlüğü ortadan kalkar.



Efendi sen once yaşadığın toplumlarda aile yapısını bir araştır istersen . Kafasına vura vura birşeyin öğretilmesi İslam felsefesine göre başlı başına yanlış bir uygulama. Biz bunu hiç görmedik bilmiyoruz ancak fakirleştirerek Afrika ve Asya toprklarında ekmek , ilaç , dolar karşılığı kafasına soka soka Hristiyanlaştırılma faaliyetlerini çok iyi biliyoruz. Kabul edin ya da etmeyen onemlı değil bin yıl belki daha fazla zaman zarfında İslamiyet ile Türklük aynı anılır olmuş.

terra.cotta yazdı:Bu ülke kimsenin tapulu malı değil , hepimizin , bunu er yada geç kabulleneceksiniz yada asıl bölücülüğe sizler sebep olacaksınız , vatansever diye geçinenler ülkenin bölünmesine sebep olacak bu gidişle.


Türkiye Türklerindir. Kabullenin ya da kabulenmeyin zamanı geldiğinde kendine çağdaş , ilerici , demokrat diyen gerçek bölücülere gereken cevabı Türk Milleti verecektir. Vatan sevmek ile vatan bölünmez.
Kullanıcı küçük betizi
GEZGİN
Üye
Üye
 
İletiler: 114
Kayıt: Çrş Kas 10, 2010 23:17

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen terra.cotta » Sal Şub 08, 2011 12:52

İslam dininde misyonerlik yokmuş , bu çok gülünç bir açıklama. İslam dininin kitabında dine gireceklere para yardımı yapılabileceği açıkça belirtilmektedir , kabul edilen kitap misyonerliği tarif ediyor , siz neden bahsediyorsunuz :D
İslam hoşgörü diniymiş , ancak lafta hoşgörü dini , savaşarak yayılan tek din islamdır , islam imparatorluğunun muazzam genişlikteki topraklarını alan orduların askerleri ellerinde çiçekler taşıyordu herhalde ?
Tebliğ'den hiç bahsetmeyin , laf kalabalığı ile gerçekler saptırılamaz , siz buna tebliğ deyin bir başkası misyonerlik desin , farketmez.
Her Türk müslüman değildir , her İngiliz Hristiyan değildir ve her Arap müslüman değildir , her Fransız da Hristiyan değildir , ırk ile din arasında hiçbir alaka yoktur , din özgür irade konusudur , ırkın tanımı ise apayrıdır , birbirinden bağımsız konular bunlar.
Türk halkının yaklaşık %58'i neyi istediği belirtmiştir , Türk halkının neyi isteyip istemediği ortada , burada ne kadar bağırırsanız bağırın herşey ortada.
Çocukların nasıl yetiştirildiği konusunda pek bir açıklamaya ihtiyaç yok , devlet anayasası ile çelişip(laik devlet anlayışı) tarafsızlığını koruyamayarak kendi okullarında bir dinin eğitimini veriyor , taraf oluyor -ki bu laiklikliğin olmadığı anlamına gelir- , bunları devletin kendisi yapıyorsa ailelerin nasıl yetiştirdiğini tartışmaya gerek yok.
Kullanıcı küçük betizi
terra.cotta
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Şub 07, 2011 23:56

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen terra.cotta » Sal Şub 08, 2011 12:57

GEZGİN yazdı:Biz bunu hiç görmedik bilmiyoruz ancak fakirleştirerek Afrika ve Asya toprklarında ekmek , ilaç , dolar karşılığı kafasına soka soka Hristiyanlaştırılma faaliyetlerini çok iyi biliyoruz.



Emperyalist sömürgeci kişiler Hristiyanlığı temsil etmiyor , bunun misyonerlikle alakası yok , Hristiyanlığın neyi amaçladığını Kutsal Kitap'a birazcık gözatarak görebilirsiniz. Emperyalist kişilerle Hristiyanlığı bağdaştırmak istiyorsanız bende sübyancılarla islamı bağdaştırırım , benim bu şekilde bir bağdaştırma yapmam ne kadar yanlışsa sizin de kötü kişiler yüzünden genelleme yapmanız yanlıştır. Çünkü Hristiyan olduğunu iddia edenlerin arasından da kötü kişiler çıkıyor , müslüman olan kişilerden de kötü kişiler çıkıyor , hiç karşılaştırmaya lüzum görmüyorum , bunlar bir dini inancı temsil etmez.
Kullanıcı küçük betizi
terra.cotta
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Şub 07, 2011 23:56

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen terra.cotta » Sal Şub 08, 2011 13:03

Laikler islam dinini boşuna savunmaya çalışmasınlar , kendilerinin uygulamadığı ve inkar ettiği birşeyi buraya gelip savunmaları oldukça manasız. İnandığınız kitabı açın bakın dinin yarısına inanıp inanmak söz konusu olamaz ve bu açıkça yasaklanıyor. İslamı kabul ediyorsanız kanunlarını da kabul edeceksiniz , kanunları da İran'da ve Suudi Arabistan'da mükemmel biçimde uygulanıyor. İslam kanunları açık ve nettir.
Kullanıcı küçük betizi
terra.cotta
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Şub 07, 2011 23:56

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen Ram » Sal Şub 08, 2011 16:45

[mod="Ram"]"terra.cotta" üst üste ileti yazmayın.[/mod]



terra.cotta yazdı:İslam dininde misyonerlik yokmuş , bu çok gülünç bir açıklama. İslam dininin kitabında dine gireceklere para yardımı yapılabileceği açıkça belirtilmektedir , kabul edilen kitap misyonerliği tarif ediyor , siz neden bahsediyorsunuz :D


Asıl gülünç olan kavramları yarım yamalak bilip ahkâm kesmek, daha Türkçesiyle söyleyelim, atıp tutmaktır. Misyoner etkinliğinin nelere yol açtığını size de anlatabilecek bilgimiz var çok şükür. Misyonerliği "din değiştirmesi için para vermek" olarak tanımlamak bayağılıktır; çünkü bu, misyonerliğin, ulaşılmak istenen amaç için kullandığı bir yöntemdir, bütünü değil.

Kusura bakmayın bilemedim o âyeti. Hangisiymiş¿?

Benim bildiğm, İslâm'da, kişi dine geçsin diye para verilmez. Dine geçsin geçmesin gereksinimi varsa -o da Kur'an buyruğunu yerine getirmek için- yardım etmek vardır. Bu, dinin güzelliklerini, yardımlaşmasını ve buyruklarını göstermek için yapılabilir.


İslam hoşgörü diniymiş , ancak lafta hoşgörü dini , savaşarak yayılan tek din islamdır , islam imparatorluğunun muazzam genişlikteki topraklarını alan orduların askerleri ellerinde çiçekler taşıyordu herhalde ?


Şimdi zoru görünce İslâm dinine sataşmanız oldukça güldürüyor. Neyse; birileri zûlüm ederek din yaymışsa, -"zorlama yoktur" buyruğu çiğnendiğinden- yaydığı din değildir deyip geçelim. Yalnız şu var ki, BİZ Hristiyanlık şöyledir-böyledir diye uğraşmıyoruz, buna gerek duymuyoruz.


Tebliğ'den hiç bahsetmeyin , laf kalabalığı ile gerçekler saptırılamaz , siz buna tebliğ deyin bir başkası misyonerlik desin , farketmez.


Farkeder. Çünkü aradaki ayrımı bilmezseniz atıp tutmak kaçınılmaz olur. Doğrusunu söyleyeyim;

Tebliğ gönüllü olarak yapılır; misyonerlik hem gönüllü olarak yapılır hem de görev verildiği zaman.

Tebliğ bildirme ve öğretme amaçlıdır; misyonerlik dinsel ve bazen ekinsel dönüştürme amacını da güder.

Tebliği kişi Allah rızası için yapar; misyoner İsa rızası için yapar görünse de, misyonerlik kurumsallaşmıştır, düzenli örgüttür, kökü de dışarıdadır.

Tebliğde siyaset, öğreti aktarımı yoktur; misyonerlikte vardır; bölme, parçalama, kışkırtma ve isyana kadar gider (bkz. Osmanlı'nın son dönemi; Kızılderililer, Afrikalılar vs.).

Tebliğ, kişinin yoksunluğundan, görmüş olduğu zarardan yararlanmaz; misyonerlik yararlanır; para da sıkıştırır, depremde, yangında vs. koşar da koşar misyonunu yürütmek için.

Tebliğe uymayan ve "tebliğ" adı altında sunulan tebliğ değildir, dine uygun da değildir. İslâm dininde misyonerlik yoktur ama Hristiyanlıkta tebliğ varsa ona bir şey diyemem.


Her Türk müslüman değildir , her İngiliz Hristiyan değildir ve her Arap müslüman değildir , her Fransız da Hristiyan değildir , ırk ile din arasında hiçbir alaka yoktur , din özgür irade konusudur , ırkın tanımı ise apayrıdır , birbirinden bağımsız konular bunlar.


Çok haklısınız.

Türk halkının yaklaşık %58'i neyi istediği belirtmiştir , Türk halkının neyi isteyip istemediği ortada , burada ne kadar bağırırsanız bağırın herşey ortada.


70 yıldır doğru yerine giderek artan yanlış verilmiş yurttaşlardan, günümüzde olanca gücüyle gerçeği örten uşakların yalanlar aktardığı halktan doğru bir karar, doğru bir duruş beklemek ancak bir umuttur, gerçekçi bir yönü yoktur.

Çocukların nasıl yetiştirildiği konusunda pek bir açıklamaya ihtiyaç yok , devlet anayasası ile çelişip(laik devlet anlayışı) tarafsızlığını koruyamayarak kendi okullarında bir dinin eğitimini veriyor , taraf oluyor -ki bu laiklikliğin olmadığı anlamına gelir- , bunları devletin kendisi yapıyorsa ailelerin nasıl yetiştirdiğini tartışmaya gerek yok.


Çocuklar okullarda aldığı din ve ahlâk kültürü derslerinden sonra -ki kafasına vura vura din eğitimi değildir bu ve hatta en bayağı derslerden biri olagelmiştir- dincileşmez ama bilgilenmez de. Anlatılagelen ve belli bir kalıpta sunulan Sünnî/Hanefi İslâm anlayışına karşı da, bu anlayışta olmayan aileler kendi çocuklarını bilgilendiregelmişlerdir. Ailelerin eğitimi ve daha çok ailelerin şeyh-şıh/tarikat/siyaset anlayışı, bunlara bakışı önemlidir. Daha da önemlisi bunların beslendiği kaynaklar ve devlet veya yabancı devletlerle olan ilişkileridir. Kısacası öyle din eğitimi dersi sorunu değildir günümüzdeki.

Emperyalist sömürgeci kişiler Hristiyanlığı temsil etmiyor , bunun misyonerlikle alakası yok , Hristiyanlığın neyi amaçladığını Kutsal Kitap'a birazcık gözatarak görebilirsiniz.


Gösterin kutsal kitabınızdaki misyonerlik amaçlarını, BİZ de misyonerliğin yakın tarihimizdeki etkinliklerini tarihsel bir gerçek olarak dökelim ortaya; belki Osmanlı ile yetinmeyip başka memleketlere yaptıkları ziyaretlerden de söz ederiz. Eğer kutsal kitabınızdaki misyonerlik açıklamasıyla çelişiyorsa ortaya dökeceklerimiz, siz de BİZ'im karşı çıktığımıza karşı çıkarsınız herhalde.

Laikler islam dinini boşuna savunmaya çalışmasınlar , kendilerinin uygulamadığı ve inkar ettiği birşeyi buraya gelip savunmaları oldukça manasız. İnandığınız kitabı açın bakın dinin yarısına inanıp inanmak söz konusu olamaz ve bu açıkça yasaklanıyor. İslamı kabul ediyorsanız kanunlarını da kabul edeceksiniz , kanunları da İran'da ve Suudi Arabistan'da mükemmel biçimde uygulanıyor. İslam kanunları açık ve nettir.


Bakın şu işe... Buyruk veriyor, yargılıyor ve BİZ'i inkârcı olarak adlandırıyor. Demekki imanölçer aracı yalnızca bizim din satıcılarında yokmuş.

İslâm laiklik anlayışına uygun yönetim biçimi önerir. Bu gerçeği çarpıtabilirsiniz, örtebilirsiniz, yüzlerce yıllık anlayışları din olarak sunabilirsiniz ancak yazılmışı değiştiremezsiniz. Söz edilen Arap ve Acem ülkelerindeki anlayışın İslâm diniyle bağdaşır bir yanı olmadığı gibi, bunun İslâm olduğunu savunanlar BİZ'im karşı çıktığmız dinci -sözdeşi "din satan"- Allah ile aldatan riyakârlar ve elbette İslâm dinini bu iblis anlayışına hapsetmek isteyen öteki dinlerin din satanlarıdır.

Doğrusunu söyleyelim; söz ettiğiniz %58'in desteklediğini desteklemeniz, sizin "din anlayışınızın" sarsılmaması ve kalıcı olması göz önünde bulundurulduğunda daha yararlı ve akılcı olacaktır.

Doğrusunu söyleyelim; konuyu dinî bir boyuta dönüştürmeye, dinler arası bir tartışmaya indirgemeye çalışmayı sürdürseniz daha ayrımlı yanıtlar alacaksınız.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen terra.cotta » Sal Şub 08, 2011 18:49

1-Sizin gibi herşeyi bildiğimi iddia eden bir hava ile gezmiyorum bu kesin. Benim bilgilerimin ne kadar olduğunu da nasılda kolay tespit ediyorsunuz , tabii bunlara şaşırmıyorum.
2-Kendi inandığınız kitaptan haberiniz yok , biraz araştırırsanız herşeyi bulabilirsiniz , araştırın da öğrenin sizin için daha iyi olur.
3-Bu konuyu din karşılaştırmasına çeviren sizlersiniz , yok bizde o yok bu yok diyenin kim olduğu yukarıda apaçık belli.
4-Aynı şekilde islamı tartışmaya gerek duymuyorum , yasalar belli.
5-Sizler Müslümansanız bütün ŞERİAT kurallarına uyacaksınız , bakalım Kur'an ne diyor ; "Siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını küfr (inkâr) mü ediyorsunuz? Sizden böyle yapanın cezası, dünya hayâtında zillet, kıyamet gününde azabın en şiddetlisine uğratılmaktır." (2/Bakara, 85). Uymuyorsanız müslümanım diye gezmeyin boşuna ey laikler.
6-Misyonerlerin bölücülük yaptığına dair bu efsane bir hayal olmaktan öteye gidemez , bizim öğrettiğimiz kitap belli , bu Kutsal Kitap dışında bir rehberimiz yoktur.
7-Tebliğ ile misyonerlik arasında fark yoktur , bunu araya cümleler sıkıştırarak açıklamaya boşuna çalışmayın. İnsanlara kötü zamanda yardım ediliyor olabilir , bu iyilik için yapılıyor , o kişileri kurtarmak için yapılıyor. Bir kişiyi maddi dünyada kurtarmak için para yardımı yapabiliriz , sonsuz hayatta kurtarmak içinde kendi kitabımızı öğretebiliriz , bundan doğal birşey yok , adı üstünde kurtarmak istiyoruz. Bizim inancımıza göre O'na iman etmeyen herkes cehenneme gidecektir , bu sebeple insanlara yardım etmeye çalışyoruz.
8-Misyonerliğin kurumsallaşmasından bahsediyorsunuz , islami misyonerlik kurumsallaşmamış mı ? Adını sayamadığım binlerce dernek var , kim kurumsallaşmamış ki ?
9-Bizim kitabımızda , Rabb ; gidin bütün ulusları öğrencilerim olarak bilgilendirin ki kurtuluşa ulaşşsınlar diye bir emir var , bu doğrultuda insanlara inancımızı anlatmamızdan doğal birşey yok.
10-Anayasanın 24. maddesinden aldığımız hak doğrultusunda tamamen yasal olarak ibadetlerimizi yerine getirmekteyiz , yasalara aykırı hiçbirşey yoktur , boşuna iftira atmayınız , elinizde kanıt olmadan boş sözler ve boş iddialar ile insanların aklını bulandırmaya çalışmayınız.
11-Devletin çocuklara herhangi bir dini öğretmesi demek laikliği bozmak demektir , bu herşey için geçerli.
12-İslam laiklik anlayışına uygun yönetimi önerir sözünüz beni gülümsetti açıkçası , islam kendi kanunları ile yönetimi emreder , bu çok açıktır , islamın kanunları da çok açıktır ve daha önce dediğim gibi İran'da mükemmel şekilde uygulanmaktadır. Sizin dini inancınızı yargılamıyorum , buna gerek yok , siz kendiniz belli ediyorsunuz zaten inandığınız dine dair bilginizi ; ''Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir." Maide suresi 44. ayet.
13-Her müslümana kuranı okumasını öneriyorum , en azından kendi inandığınız şeyden haberiniz olsun.
14-%58'i desteklediğimi söylemedim. Halkın %58'i AKP'nin 8 yıllık politikalarından rahatsız değil , bunu ister kabul edin ister kabul etmeyin ortada.
15-Bu konuyu dinler arası tartışma boyutuna taşıyanın sizler olduğunuzu başlarda söyledim , size verebileceğim çok yanıtım var , istediğiniz gibi ayrıntılı yanıtlar verebilirsiniz.
16-Diğer yönden kemikleşmiş ve muhafazakar düşünce yapısına sahip insanların düşüncelerinin değiştirilemeyeceği bellidir. Boşu boşuna zaman harcayıp size laf yetiştirmeyeceğim , çünkü bir faydası yok , dediğim gibi biraz kuran okursanız kuranın neyi önerdiğini neyi önermediğini görebilirsiniz. Bu mesaj bu forumda attığım son mesajdır , arkamdan istediğinizi yazabilirsiniz.
17-Rabb'bin daha fazla kişiyi kurtarması için dua ediyorum , sizler için de dua ediyorum , çünkü Rabb için imkansız yoktur.
Kullanıcı küçük betizi
terra.cotta
Üye
Üye
 
İletiler: 5
Kayıt: Pzt Şub 07, 2011 23:56

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen ugursurmeli » Sal Şub 08, 2011 19:10

İnandığınız incilin yazarı kimdir? Hangi incile iman ediyorsunuz?
Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
ugursurmeli
Üye
Üye
 
İletiler: 80
Kayıt: Cum Eki 22, 2010 16:30
Konum: Bursa

Re: Misyonerlik ve İzmit Protestan Kilisesi'nden İzlenimler

İletigönderen maydonos » Sal Şub 08, 2011 21:05

Tanriyi bu gidisle sizlerin elinizden ve dilinizden Turkler kurtaracak.:)

Eger, biz Turksek zaten Araplarin arti hicbir ulusun pesinden, dininden, hicbir gittikleri yoldan gitmeyiz. Dolayisi ile yine sunu tekrarliyorum "ne Sam'in sekeri nede bunlarin yuzu."

Bizim uyanip kendimizi bu somurgeci dinlerden arindirmamiz gerek. Beyinlerimizi bu manyaklar hasta etti. Hayali seylere inandirarak bizi sizofren yaptilar. Gerceklerden ve gercekcilikten uzaklastirildik. Bir caput parcasi bir t harfi icin asil konulardan ve sorunlarimizdan uzaklastik.

Yeterin artik!!!

Herkese kolay gelsin.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Sonraki

Şu dizine dön: Okur Mektupları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x