Muhalefete muhaliflik! /Levent BULUT

Muhalefete muhaliflik! /Levent BULUT

İletigönderen Oguzhan34 » Cum Şub 08, 2019 9:38

Güzel yurdumun, güzel köşelerinden bir yer. Mahallede muhtarlık seçimleri yapılmaktadır. Seçmenin çoğunluğunu, belli bir görüşe mensup muhalif kesim oluşturmaktadır. Ama sürekli seçilen ise karşı taraftır. Kendi aralarında günlerce konuşurlar, "Mahallelinin yarıdan fazlası bizim görüşten ama neden kazanamıyoruz." derler. Biz nerede hata yaptık? Düşünceler, görüşler, tartışmalar. Bu millet nasıl oy veriyor diye kara kara düşünmeler... "Bir dahaki seçimde kesin indireceğiz." demeler...
***
Zaman su gibi akıp geçer, bir sonraki seçim gelir. Herkes birlik içinde, karşı tarafın hiç şansı yoktur. Çıkılır sokak sokak, ev ev dolaşılır. Vaatlerde sadece yok yoktur. Karşı tarafın yanlışlarını, sömürüsünü, demagojisini öyle bir anlatırlar ki... Karşı taraf ise hiç istifini bozmaz, bildiğini okumaya devam eder. Karşı tarafın adayı ile aynı zamanda arkadaş olan içlerinden biri, dayanamayıp gider sorar.
- "Birader nedir bu işin sırrı? Nasıl oluyor da, size oy veriyorlar? Nasıl oluyor da sürekli sen kazanıyorsun?
Çözemedim bu işi doğrusu." der.
Karşı tarafın adayı sırıtır; "Siz ne kadar çalışırsanız çalışın yine ben kazanacağım." .
Şaşırarak "Nasıl?" der.
"Çok basit, siz çok iyi çalışabilirsiniz, seçmenin çoğunluğu bu mahallede size yakın olabilir. Siz ağzınızla kuş da tutsanız, bizim kesimin oylarını almam için çıkıp bir kaç klasik ve onların nabzına göre şerbet veren söz yeter... Oysa sizde herkes, çok konuşur eleştirir, anlaşamaz, ayrılır." diye cevaplar.
İnat eder bizimki, "Göreceksin bak, nasıl birlik olduk. Bu seçimde hiç şansın yok." der.
3 gün geçer. Adaylarının karşısına kendilerinden biri çıkıverir. Anlaşamamıştır ya da aday olması için ikna edilip pohpohlanmıştır. O da girer seçime.
Sonuçta ne yarı yolda bıraktığı arkadaşı, ne de kendisi kazanabilir seçimi. Oyları bölmüştür.
***
Belediye başkan adaylarını belirlerken muhalefet partilerinin yaşadıkları durum, daha önce bu köşede kaleme aldığım yukarıdaki yazımı hatırlattı bana. Aday belirleme sürecinde yaşananları görüyorsunuz. Her kafadan bir ses çıkıyor. Beklentisi olan, karşılığını alamayan küsüyor, istifa ediyor ya da başka partiye geçiyor. Nedense hep böyle olmuştur Türkiye'de... Hilafsız her seçimde, her alanda görürsün bu manzarayı.
Halbuki bölünmediğin sürece kazanabilirsin. Çözülmediğin sürece geleceğinden korkmazsın. Bugün muhalefet içinde muhalefet varken; muhalefetin oyları parça parça bölünüp giderken; karşıda her şeye "he" deyip biat eden kültürün demokrasi zaferi yine gelip yerleşiyor. Sonuç olarak, demokrasinin araç mı, yoksa amaç mı olduğunu dahi bilemeyenler; demokrasi gereği iktidar olurken; bir arada kalmayı beceremeyen muhalefet ancak havasını alıyor. E üzerine de bir bardak soğuk su içerler artık. Haydi afiyet olsun!

NE DESENİZ BOŞ

İŞKUR'un Toplum Yararına Programlar (TYP) adlı bir uygulaması var. Bu programla işsizliğin yoğun olduğu yerlerde bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla işsizlere geçici gelir desteği sağlamak amaçlanıyor. Fakat bu programın amacının dışında kullanıldığı söyleniyor.
İşte bu iddiaları CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer Meclise taşıdı. Toplum Yararına Çalışma Programları kapsamında işe alınanları İŞ-KUR'un değil, AKP'nin teşkilatlarının belirlediğine dair şikâyetler aldıklarını söyleyen Sümer, "Böyle bir ayrımcılığı asla kabul etmiyoruz. İnsanların işiyle, ekmeğiyle, umutlarıyla oynamayın." diye iktidarı uyardı.
***
Yoksullar arasında dahi ayrımcılık yapıldığını ifade eden Sümer, "Özellikle seçim bölgem Adana'nın yoksul orman köylülerinin yaşadığı Pozantı'nın Alpu, Hamidiye ve Gökbez köyleri ile Aladağ ilçemizde orman işletmelerine alınacak işçiler için bazı teşkilat temsilcilerinin 'Önce AKP'ye üye olun' diyerek vatandaşı yönlendirmeye çalıştığına, AKP'li olmayanların işe alınmayacağına dair iddialar yaptığımız ziyaretlerimizde tarafımıza iletilmiştir." dedi.
***
Sümer'in garibanın hakkını korumak için dile getirdiği olayın sonucunda bir şey değişmeyecektir. AKP'li bakan ve vekil yakınlarının KPSS'siz torpille üst düzey devlet kadrolarına atandığı yolundaki iddiaları, "Biz inançlı insanlarız değil mi; cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede 'akrabalarını koru kolla' ayeti okunur." şeklinde savunan zihniyete ne deseniz, ne anlatsanız boş.
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x